ORAKOĞLU 'Hesap günü yakın!'

ORAKOĞLU 'Hesap günü yakın!'

28 Şubat sürecinde Batı Çalışma Gurubu’nu deşifre ederek, kanlı bir darbe sürecini engelleyen Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Bülent Orakoğlu, ‘Milat’a konuştu.

28 Şubat sürecinde Batı Çalışma Gurubu’nu deşifre ederek, kanlı bir darbe sürecini engelleyen Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Bülent Orakoğlu, ‘Milat’a konuştu. “28 Şubat’ta bizlere tuzaklar kuruldu, işkenceler ve haksızlıklar yapıldı” diyen Orakoğlu, “Gazetenizin haberlerinin ardından suç duyuruları var. Ben de suç duyurusunda bulunacağım. Bilgi ve belge paylaşacağım. Hesap gününün yakın olduğuna inanıyorum. Sarsıcı gelişmeleri yaşanacak” dedi.

Hepsiyle hesaplaşılmalı!


28 Şubat sürecinde ve sonrasında kurumların yasadışı faaliyetlerini deşifre ettiğimiz haberleri değerlendiren Emniyet İstihbarat eski Daire Başkanı Bülent Orakoğlu, “Ben de suç duyurusunda bulunacağım. Bu işin peşini bırakmayacağım” dedi. “28 Şubat sürecini sadece TSK içindeki cunta ile özetleyemeyiz” diyen Orakoğlu, sürece destek veren Cumhurbaşkanı Demirel’le, iş dünyasıyla, beşli çete’yle, malum medya ve gazetecilerle de hesaplaşılması gerektiğini kaydetti.

ASLAN DEĞİRMENCİ / ANKARA

28 Şubat sürecinde, Genelkurmay’a bağlı Batı Çalışma Grubu’nun belgelerini ele geçiren ve darbe hazırlığını köşke haber veren Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Bülent Orakoğlu, ‘Milat’a konuştu.
28 Şubat sürecine ilişkin başta BÇG olmak üzere kurumların yasadışı faaliyetlerini deşifre eden belgeleri yayınladığımızdan dolayı ‘Milat’a teşekkür eden Orakoğlu, “Süreci izliyorum. Savcılar bunları dikkate almalı. Bence araştırmaya başlamışlardır da. Haberlerinizin ardından suç duyuruları var. Ankara’da ise devam eden bir soruşturma. Ben de savcılar ile görüşüp bir suç duyurusunda bulunacağım. Bilgi ve belge paylaşacağım. Bizlere tuzaklar kuruldu, işkenceler ve haksızlıklar yapıldı. Bu işin peşini bırakmayacağım” dedi.

SARSICI GELİŞMELER YAKINDIR

Son 4 yıl içinde devlet içerisinde örgütlenmiş çetelerin deşifre olduğunu vurgulayan Orakoğlu, “Derin yapıların amaçlarının darbe olduğu iddianameler ile ortaya koyuldu. Ama bu yapıların amacı darbe yapmak iken 28 Şubatçılar hedeflerine ulaşarak darbe yaptı. Zaten 28 Şubat’tan sonra devreye koyulmak istenen darbe girişimlerinin ana kaynağı sizinde yayınladığız BÇG ihtiyaçları belgesidir. Bu belge günümüze uyarlanarak devreye sokulmuştur. Ankara’da yapılan 28 Şubat soruşturması kesinlikle göstermelik değildir ve sarsıcı gelişmeleri yaşamamız yakındır. Çok karanlık olaylar bu süreç ile deşifre olacak ve kazanan Türkiye olacak” diye konuştu.

YARGI ÖNÜNDE HESAP VERECEKLER

AK Parti nasıl devlet içerisindeki derin yapılarla mücadele ediyorsa 28 Şubatçılarla da hesaplaşmalıdır” diyen Orakoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Yargı harekete geçmelidir. Geçmiş ile yüzleşmelidir. Ben millet iradesini elinde tutan iktidarın bunu er ya da geç yapacağını düşünüyorum. Birde 28 Şubat sürecini sadece TSK içindeki cunta ile özetleyemeyiz. Sürece destek veren birçok kurum vardır. Bir kere cumhurbaşkanlığı makamı… Görevini ihmal eden Demirel… Cuntayı ortaya çıkaran bizleri tasfiye etmek isteyen kurumlar. Bizi cezaevlerine atanlar. İş dünyası, beşli çete, malum medya ve gazeteciler. Basın özgürlüğünü elbette savunuyoruz ama darbeye ortam hazırlayanlara nasıl gazeteci deriz? Bugün yapılan bazı operasyonlarda sesini yükselten gazeteciler 28 Şubat sürecinde cuntacılardan aldıkları emir ile masa başında haberler ürettiler. Siz bunun belgesini koydunuz bende de hazırladığım bir dosya var. Bunlar yargı önünde hesap vermek zorundadır.”

EVET CUNTACILARI DEŞİFRE ETTİK

28 Şubat sürecinde yaşadıklarını da Milat’a anlatan Orakoğlu, “Biz o dönem TSK içinde bir cuntayı tespit ettik. Bazı komutanlar bu cuntacı ekibe karşıydı. Ama seslerini çıkaramadılar. Cuntacı ekibe destek vermiyorlardı çünkü terör örgütleri ile bu ekip arasında yakınlaşmayı görmüşlerdi. Cunta ile terör örgütü arasındaki görüşmelerden rahatsız olan ekip darbeye destek vermedi. Destek verseydi postmodern değil kanlı bir darbe olurdu. Bizim cuntayı tespit etmemize dönecek olursak; bu ülkede kaos meydana getirmek isteyen, darbe şartlarını hazırlamak için mücadele eden yapılara karşı istihbarat çalışmamız yapmamız görevimizdi. Yapmazsak görevimizi ihmal etmiş olacaktık. Oysa askeri mahkemelerde yargılandım. 10 yıl süren davalar oldu. Biz TSK içinde istihbarat yapmadık. Biz TSK’yı ele geçirmek isteyen ve MGK’yı ele geçirmeyi başarmış yapı hakkında istihbarat yaptık. Bunu yaptık. Söylemekten çekinmiyorum. Halkın seçtiği iktidarı yok sayanları deşifre ettik” şeklinde konuştu.

BELGEYİ DEMİREL’E GÖNDERDİK

“Batı Çalışma Grubunun belgesini ele geçirdik ve hızlarını kestik” diyen Orakoğlu, “Biz Köşke yani Demirel’e BÇG belgesini gönderdik. O anda süreç yavaşladı. Ama Demirel isteseydi süreci tamamıyla durdurabilirdi. Çünkü elinde büyük bir suçun belgesi vardı. Bölücülüğün ispatı vardı. Ama menfaatleri ağır bastı. İpleri eline almıştı oysa o belge ile. Postmodern darbe ile ülkenin geleceğine balyoz indirildi. Türkiye kendi içine kapatıldı. Psikolojik harekat ile sihirbazlık yaptılar ve kaybeden hepimiz olduk” dedi.

ORAKOĞLU’NDAN KRİTİK TESPİTLER

28 Şubatçıların en büyük hedefinin Refahyol hükümetini yıkmak olduğunu belirten Orakoğlu, cuntacılar ile uluslar arası güçlerin birlikte hareket ettiğini söyledi. Uluslar arası güçler ile cuntanın birlikte hareket etmesini ise Orakoğlu şu şekilde değerlendirdi: “Birlikte hareket ettiler çünkü Refahyol hükümeti Batı’ya karşı, İslam Birliği için düğmeye bastı. D-8 projesi Türkiye karşıtlarını panikletti. Merhum Erbakan, 1,5 milyar Müslüman’ın hayalini gerçekleştirmeye çalışıyordu. 8 İslam ülkesine liderlik edecekti Türkiye… O dönem ilk başta Erbakan hükümetine müdahale edildi. Ardından diğer İslam ülkelerinin başına da gelmeyen kalmadı. D-8’de imzası olan siyasiler kısa süre sonra siyasetten el çektirildi. Hatta bu ülkelerin bazılarında darbe oldu. Suikasta kurban giden bile var. Bunları atlayamayız. Bu çok büyük bir hareketti. İçeride Türkiye’yi dışarı da D-8’de imzası olan ülkeleri zor duruma düşürdüler. Türkiye’de yargı yara aldı, ekonomi çöktü, kurumlar zedelendi, millet-devlet barışması engellendi. 28 Şubat sürecinin zararlarını saymakla bitiremeyiz. Ama şu bir gerçek 28 Şubat süreci dış destekliydi.”

MİT GÜNAHSIZ DEĞİL!

28 Şubat sürecinde MİT’in de rolünün olduğunu vurgulayan Orakoğlu, “Elbette bugün süreç değişiyor. MİT’te de büyük değişim var. Sayın Ahmet Fidan’ın MİT müsteşarı olması ülkenin yararınadır. Sağduyulu herkes Sayın Fidan’ın göreve getirilmesinden memnun oldu. Ama yapacağı çok şey var ve işi oldukça zor. MİT’in artık çok ciddi anlamda yapısal değişikliğe ihtiyacı var. MİT bugüne kadar bütün olaylara sessiz kalmıştır. Kritik davalara bilgi ve belge paylaşımı yaparak destek sağlamamıştır. 1980 ve sonrasında ülkemizde meydana gelen faili meçhul cinayetler, toplumsal olayların hepsi MİT’in arşivinde vardır. Şeffaflık laf ile olmaz. Bulgaristan bile kendi ülkesine ajan olarak çalışan adamları açıklıyor. İstihbarat belgelerinin sınırı 10 yıldır. Haydi 15 yıl olsun. Ama yıllardır MİT’in arşivinde karanlık olaylar gizlenmektedir. Bir dönem MİT’in içine sızmalar olduğunu da biliyoruz. Bu sızmaları yapanlar ve kim oldukları da deşifre olmadı. Ama şimdi zamanı gelmiştir. MİT sağlam bir örgütlenmeye gitmeli, iç temizliğini yapıp arşivini kamuoyuna açmalıdır. Bunu Sayın Fidan’ın tek başına yapması elbette zor. Ama milli irade ile bu sağlanacaktır” diye konuştu.

HALEN PEŞİMİZDELER

“Derin yapıların her yerde eli var” diyen Orakoğlu, “Halen intikam almak için peşimizi bırakmıyorlar. Yazdığım kitaplar ve TBMM araştırma komisyonundaki ifadelerimden dolayı da hakkımda davalar açıldı. Tazminat davaları hiç peşimi bırakmadı. Beni cezalandırmak için derin yapılar hiç peşimi bırakmadı. Her zaman derin devletin karşısında olduğum için başıma gelmeyen kalmadı. Beni istihbarat daire başkanlığı görevine getirenlerin amacı da derin yapılara karşı mücadele verip, onları tasfiye etmemi istemelerindendir. Bizlere tuzaklar kuruldu, işkenceler ve haksızlıklar yapıldı. Bu işin peşini bırakmayacağım” dedi. 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.