27 Nisan'a Karşı Bildiri

27 Nisan'a Karşı Bildiri

Demokrat Yargı: 27 Nisan bildirisinin halen sitede durması, bu utancın Türkiye'ye yaşatılma kararlılığını gösteriyor

Demokrasi ve Özgürlük için Yargıçlar ve Savcılar Birliği (Demokrat Yargı), 27 Nisan gece yarısı bildirisinin ardından üç yıl geçmesine rağmen, bildirinin Genelkurmay Başkanlığı internet sitesinde halen yer almasının, bu utancın Türkiye'ye yaşatılma kararlılığını gösterdiğini bildirdi.

'27 Nisan e-Muhtıra'nın yıldönümü nedeniyle yazılı bir açıklama yapan Demokrat Yargı Yönetim Kurulu, kendisi darbe anayasası olan 1982 Anayasası ve yine bütünüyle darbecilerin kendi üretimleri olan yasalar dikkate alınarak, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin durumunu meşrulaştırmanın olanaksız olduğunu vurguladı.

"Bilinmelidir ki vatan savunması dışında 'Cumhuriyeti koruma ve kollama görevi'ni Silahlı Kuvvetlere Türk milleti vermemiş, aksine Türk milletinin iradesini ortadan kaldıran cuntanın 4 Ocak 1961 tarihinde çıkardığı 211 Sayılı İç Hizmet Kanunu vermiştir. Bu kanunun anayasaya aykırılığının ileri sürülmesi ise yasaklanmıştır." denilen açıklamada, "Anayasa, yasama, yürütme ve yargı yetkilerini anayasanın öngördüğü organlara özgülediği halde, Silahlı Kuvvetlerin adeta bu üç erkin de üzerinde bir erk olduğuna ilişkin bir kültür üretildiği" ifade edildi.

Bu kültürün medya, kimi siyasi aktörler, üniversiteler ve yargı tarafından da meşrulaştırıldığına dikkat çekilen açıklamada, 211 Sayılı Kanun'un 43. maddesinin Silahlı Kuvvetler mensuplarının siyasi nitelikli beyanat ve nutuk vermelerini veya yazı yazmalarını yasakladığı hatırlatıldı.

1632 Sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun 148. maddesinde siyasi amaçla nutuk söyleme, demeç verme, yazı yazma veya telkinde bulunmanın açıkça suç olarak düzenlendiğinin dile getirildiği açıklamada, "Ancak söz konusu telkinler anayasal düzenin işleyişine yönelik tehdit içerdikleri anda, askeri suç kapsamından çıkıp Türk Ceza Kanunu (TCK)'nun 309. maddesi kapsamında sivil yargı tarafından soruşturulması gereken ağır suçlara dönüşmektedir. Irkçı ve bölücü unsurlar da içeren bu bildiri halen adı geçen sitede durmaktadır. 2007 yılında yasama, yürütme ve özellikle yargı erkine yönelik bu tehdit ve yönlendirmenin günümüzde de aynı etkileri yaratabilmesi ihtimal dışı değildir. Tarihlerinde askeri darbelere ve militarist müdahalelere karşı çıktıklarına yönelik hiçbir örnek sunamayan, aksine açık destek veren Yüksek Mahkeme temsilcileri ile HSYK'nın artık bu utancı paylaşmaktan vazgeçmeleri gerekir." denildi.

Demokrat Yargı'nın Türkiye'de özgürlük temelinde, demokratik işleyişle ortaya çıkan bir hukuk ve yargı kültürünün savunusunu tüm kararlılığıyla sürdüreceğini, Türkiye'ye karşı bu görevini yerine getirmekten onur duyacağının belirtildiği açıklamada, şu önerilerde bulunuldu: "Suç işleyen askeri veya yargısal aktörleri koruma kültürünü, ayrımsız olarak tüm yasa dışılıklara karşı kararlı duruş sergileyen yargı aktörlerinin korunması kültürüyle ikame etmeleri, Demokratik temsilcilere karşı gösterdikleri duyarlılığın benzerini, yargıya yönelik silahlı tehdit içeren 27 Nisan bildirisi hakkında göstermeleri ve yasal sorumluluklarının gereğini yerine getirmeleri, Bu eylem hakkındaki soruşturmanın ivedi bir şekilde başlatılması gerekmektedir."

 

Etiketler :