28 Şubat İsrail’de Tezgahlandı

28 Şubat İsrail’de Tezgahlandı

Genelkurmay Başkanı sanık emekli Org. İ.Hakkı Karadayı’ya müşteki avukatı Cüneyt Toraman, “24 Şubat 1997’de İsrail’e gittiniz. 27 Şubat’ta döndünüz, 28 Şubat’ta 9 saatlik bir MGK toplantısı yapıldı. İsrail’de bu toplantının provası mı yapıldı?” diye sordu

Soru karşısında şok olan Karadayı pişkin pişkin gülerek, “Bu sorduğunuz soruları nereden yaratıyorsunuz” dedi.

28 Şubat darbe davasının dünkü duruşmasında, bir numaralı sanık dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İ. Hakkı Karadayı’nın çapraz sorgusuna devam edildi. Karadayı, müşteki avukatlarının yönelttiği sorulara genelde “cevap yok” şeklinde karşılık verdi. Ancak bazı sorulara ise cevap verme ihtiyacı hissetti. 

İSRAİL SORUSU KARADAYI’YI GERDİ

Müşteki avukatı Cüneyt Toraman, “İddianameye konulan belgeleri gördüğümüz zaman ordunun gırtlağına kadar siyasete battığını görüyoruz. Buna ne diyorsunuz?” diye sordu. Karadayı, “Biz daima siyasetin dışında kaldık” savunmasını yaptı. Karadayı, Toraman’ın “28 Şubat darbesinden önce gerçekleşmiş darbeler var ve sonrasında da darbeye teşebbüs davaları var. Bu, ordunun içinde yasadışı bir yapılanmanın olduğunu göstermiyor mu?” sorusuna ise “28 Şubat darbe değildir. Bunu çok iyi bilmeniz lazım” cevabını verdi. Toraman, Karadayı’ya “Eğer 28 Şubat darbe olmasaydı dava konusu olmazdı” şeklinde tepki gösterdi. Avukat Toraman, Karadayı’ya “İsrail Genelkurmay Başkanı’nın davetlisi olarak 24 Şubat 1997’de İsrail’e gittiniz. Birtakım görüşmelerden sonra 27 Şubat’ta Türkiye’ye döndünüz. Ertesi gün 9 saatlik bir MGK toplantısı yapıldı. İsrail’de bu toplantının provası mı yapıldı?” sorusunu yöneltti. Karadayı, gülerek “Hayretler içinde kalıyorum. Bu sorduğunuz soruları nereden yaratıyorsunuz” dedi. 

“HİÇ VİCDAN AZABI ÇEKTİNİZ Mİ?” 

Müşteki avukatı Bülent Demir de sanık Karadayı’ya “Camilerde silah depolandığını söylediniz. Camilerde silah olduğunu tespit edecek her hangi bir çalışmanız oldu mu?” diye sordu. “İstihbarat raporları var. Onlardaki şeyler” iddiasında bulunan Karadayı, Demir’in “Ülkede camilerde hiç silah yakalandığına şahit oldunuz mu bir vatandaş olarak?” sorusuna ise “Buna cevap vermiyorum” karşılığını verdi. Kendisi de dahil irticaya bulaştığı iddiasıyla çok sayıda askeri personelin TSK’dan atıldığını belirten Av. Demir, Karadayı’ya “bir personelin disiplin anlayışının komutanının istediği seviyede olmaması halinde bununla ilgilenecek olan askeri mahkemelerin bulunduğunu, neden yargısız infaz yapılacak tarzda dindar personelin doğrudan YAŞ’a gönderilmesine ihtiyaç duyulduğunu” sordu. Karadayı, yasalara göre hareket ettiklerini öne sürdü. Demir’in Karadayı’ya yönelttiği “TSK’dan atılan onlarca kişiye, ailelerine ve Türk milletine karşı hiç vicdan azabı çekmediniz mi?” sorusu da bazı müştekiler tarafından alkışlandı.

DARBE TOPLANTISINA BİLİM KILIFI 

Müşteki avukatı Reşat Petek, “2 Mayıs 1997 tarihinde Harp Akademileri’nde bir toplantı düzenleniyor. Katılımcılara baktığımızda çok ilginçtir. O günlerde de 5’li çeteden bahsediliyor. 28 Şubat sorumlularının sadece askerden ibaret olmadığı yazılıyor basında. Katılanlar listesine baktığımızda TİSK, TÜSİAD, ADD, DİSK, ÇEV, ticaret odaları, Rotary Kulüpleri, barolar ve üniversitelerden 348 kişi var. Genelkurmay tarihinde sivillerin de katıldığı başka bir toplantı var mıdır?” diye sordu. Karadayı cevaben “Her zaman Harp Akademileri’nde bilimsel toplantılar olur. Çünkü Harp Akademileri bir okuldur. Bunu niye sorduğunuza hâlâ aklım ermiyor” dedi. 

KARADAYI’NIN KÜSTAHLIĞI SALONU KARIŞTIRDI 

28 Şubat sürecinde “Genelkurmay’ın ışıklarının sabaha kadar açık olduğunun yazıldığını, bunun psikolojik harekatın bir parçası olarak değerlendirildiğini, yüksek sesle marşların seslendirildiğini, yine psikolojik harekat bağlamında hiçbir anayasal bağlantısı olmadığı halde YÖK gibi kurumlara verilen talimatlar nedeniyle binlerce kişinin mağdur olduğunu, hastaneye giden 70 yaşındaki bir bayandan başı açık fotoğraf istendiğini, zaman kaybından dolayı yaşlı bayanın hayatını kaybettiğini” hatırlatan Petek, Karadayı’ya “Yürütülen bu psikolojik harekattan haberiniz var mıydı?” sorusunu yöneltti. Bu soru karşısında duraksayan Karadayı, “Bir defa bunlarla bizim hiçbir alakamız olmaz. Yalnız ben ilk defa mahkemeye geldim. Sizleri dinledikten sonra gerçek mağdurların burada oturan sanık arkadaşlarım olduğuna inandım. Bunu samimi olarak söylüyorum” ifadelerini kullandı. İzleyici sıralarındaki müştekiler ve müşteki avukatları, Karadayı’nın bu sözlerine sert tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal, “Sakin olun” uyarısında bulundu. 

“HER KİTABA İNANMAYIN” 

Müşteki avukatı Emrullah Beytar, “18 maddelik tartışmalı MGK kararlarını önceden hazırlamadığınızı söylediniz. Demirel, Mehmet Ali Birand’ın ‘Son Darbe 28 Şubat’ adlı kitabında, Genelkurmay Başkanı ve diğer MGK üyesi askerlerin yanına gelerek kendisine 54. Hükümetten rahatsızlık duyduklarını, dolayısıyla MGK’da karar alınmasını istediklerini söylüyor. Demirel’in böyle bir beyanda bulunmasını gerektirecek geçmişe dayalı bir husumetiniz var mıydı?” sorusunu yöneltti. Karadayı, “Ne Sayın Cumhurbaşkanı böyle söyler ne de ben bu şekilde bir ifade kullanırım. Her kitabın doğruluğuna inanmayın” değerlendirmesini yaptı. 

SANIKLAR VE AVUKATLARI KARADAYI’YI BUNALTTI!

Sanık ve sanık avukatları, BÇG’den haberdar olmadığını öne süren Karadayı’yı soru yağmuruna tuttu. Sanık avukatı Aytekin Erol, “BÇG’den ve yaptığı faaliyetlerden haberiniz vardı değil mi?” sorusunu yöneltti. Karadayı, “Erbakan’a destek bakımından bir grup kurulmasını, faydalı olabileceğini teklif ettim. Ondan sonra İkinci Başkan’ın emriyle bir çalışma grubu kuruldu. Bunun muhtemelen BÇG olduğunu tahmin ettim ama detaylarını bilmiyorum” şeklinde konuştu. Sanık Çevik Bir’in avukatı Vefa Toklu, Karadayı’ya Deniz Kuvvetleri’nden sızdırılan “BÇG Bilgi İhtiyaçları” konulu belgeden haberdar olup olmadığını sordu. Karadayı, “Her şeyi hatırlamak mümkün değil. Yüzlerce imza geliyor. Sızdırılan belgeyi sağdan soldan duydum” savunmasını yaptı. 

DOĞAN’DAN “BUNAMIŞ” İMASI

Sanık emekli Org. Çetin Doğan, “10 Nisan 1997 tarihli BÇG’nin kurulduğuna dair belgeyi bizzat dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Karadayı’ya arzettiğini, belgedeki bazı maddelerin Karadayı’nın dikkatini çektiğini, Karadayı’nın emriyle belgedeki bir maddeye ‘yasal’ kelimesinin eklendiğini, aralarında birtakım diyalogların geçtiğini” belirterek, “Sayın Komutanım bunu hatırlıyor mu?” diye sordu. Karadayı, Doğan’ın belgeyi kendisine sunduğunu hatırlamadığını iddia etti. Bunun üzerine Doğan, imalı bir şekilde “Komutanımızın bazı şeyleri hatırlamakta güçlük çektiğini görüyorum. Kendisine acil şifalar diliyorum” dedi. Doğan devamla “Dışişleri Bakanlığı tarafından kararlaştırılan bir brifinge katılmamı kendileri istediler. Bu toplantıda Erbakan’la aramızda ilginç bir diyalog oldu. Dönüşte komutanımızı bilgilendirdim. Acaba bu konuyu hatırlıyor mu?” sorusunu yöneltti. Karadayı yine “Hatırlamıyorum” dedi. Sanık emekli Org. Çevik Bir de “Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun savcılığa gönderdiği 3 belge var. Bu belgelerde Sayın Komutan’ın BÇG’nin kurulduğunu, çalışmaya başladığını söylediği ifade ediliyor. Acaba Sayın Komutanım bu belgeyi hatırlıyor mu?” diye sordu. Karadayı, bu soruya da “Hatırlamıyorum” karşılığını verdi. 

“ÇEVİK BİR SİZE AĞABEY DİYORDU AMA…”

Karadayı’nın savunmasına tepki gösteren sanık emekli Albay Alican Türk, “BÇG konusunda tatmin edici bir yanıt alamadım. Onlarca insan bu BÇG konusundaki belirsizlik nedeniyle hapis yattı, acı çekti. Komutanımız BÇG’yi hatırlamadığını söylüyor. Peki BÇG’den başka hatırlayabildiği çalışma grupları var mı?” diye sordu. Bu soruya kızan Karadayı, “BÇG konusunda bana detaylı bilgi verilmedi. Bu fikrimi değiştirmem” dedi. Sanık Türk, “Çevik Bir Paşam, başından beri Karadayı’dan övgüyle bahsetmiştir. ‘Bana ağabeylik yapmıştır’ demiştir. Ta ki Meclis Darbe Komisyonu’nda ve daha sonra savcılık ifadesinde ‘BÇG’yi duymadım, bilmiyorum’ deyinceye kadar. Sayın Karadayı, Çevik Bir’in Çetin Doğan’ı da yanına alarak bir cunta yapılanmasına gittiği şeklinde bir değerlendirmede bulunabilir mi?” sorusunu yöneltti. Karadayı cevaben “Bütün arkadaşlarımın görüşlerine saygı duyarım. Hiçbirinden şikayetçi değilim. Ama hatırlayamadığım bir şeyi niye ısrarla soruyorlar?” değerlendirmesini yaptı.  Karadayı, Alican Türk’ün “Savcılıktayken ‘Bütün sorumluluk bende. Arkadaşlarım masum. Alacaksanız beni alın’ diye aklınızdan hiç geçti mi?” sorusunu ise cevapsız bıraktı. Sanık avukatı Aytekin Erol, savcılığa kendi isteğiyle gittiğini ileri süren Karadayı’ya “İkinci Başkanınız, Genel Sekreteriniz, J başkanlarınız, kuvvet komutanlarınız, daire başkanlarınız iki ay içinde tutuklandığında siz savcıya gitmek için niçin bu kadar süre beklediniz?” sorusunu yöneltti. Karadayı, “Ben beklemedim. müracaat ettim, savcı bekletti beni” şeklinde kendini savundu.

“SİZİ İDOL KOMUTAN OLARAK GÖRÜYORDUM” 

Karadayı’nın, BÇG belgelerinde imzasının ve parafesinin bulunmadığını savunduğunu hatırlatan sanık emekli Tümgeneral Erol Özkasnak, “Genelkurmay Başkanı’nın parafesi sadece dosya sureti üzerinde bulunur. Ama şu an bulunamayan o dosya suretleri bulunsaydı, Genelkurmay Başkanı’nın kırmızı kalemle ‘uygundur’ şeklindeki parafesi görülebilirdi” ifadelerini kullandı. Çevik Bir’in diğer avukatı Atilla Bingöl de “Askeriyeden yeni mezun olmuştum. Sizi idol komutan olarak görüyordum. Buraya geldiğinizde ‘hatırlamıyorum’ dediğiniz her şeyi hatırlamanızı beklerdik” sözleriyle tüm sorumluluğu astlarına atan Karadayı’nın tavrını eleştirdi. Sanık ve sanık avukatlarınını ısrarlı sorularından bunalan Karadayı, “Yani afedersiniz öyle sorular soruyorlar ki, 17 sene evvel öğle yemeğinde ne yedin şeklinde sorular soruyor” diye konuştu. 

KARADAYI, ‘FİŞLEMEYİ’ KABUL ETMEDİ

Bu arada Karadayı’nın, sanık emekli orgeneral Şükrü Sarıışık’ın avukatı Ali Fahri Kayacan’ın sorusu üzerine, “Fişleme diye bir şeyi Silahlı Kuvvetler’de ilk defa duyuyorum. Fişleme denilen şey bizde kesinlikle yoktur. TSK’da sicil vardır. Sicil yoluyla belli subay ve astsubaylarımızı değerlendiririz” şeklinde konuşması şaşkınlığa sebep oldu. Duruşmaya bugün devam edilecek.

Yeni Akit

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.