5. Uluslararası 15 Temmuz Sempozyumu'nda hain darbe girişimi bütün yönleriyle ele alındı

5. Uluslararası 15 Temmuz Sempozyumu'nda hain darbe girişimi bütün yönleriyle ele alındı

Anadolu Ajansı (AA) Dünya Dilleri Yayın Yönetmeni Mehmet Öztürk:- "15 Temmuz’da yenilgiye uğratılan darbe girişimi, ülkenin yönünü ve kaderini değiştirmeye yönelikti. Milletçe karşı çıktık yenilgiye uğrattık. Darbe gecesi herkes gibi Anadolu Ajansı...

İSTANBUL (AA) - Anadolu Ajansı (AA) Dünya Dilleri Yayın Yönetmeni Mehmet Öztürk, "15 Temmuz’da yenilgiye uğratılan darbe girişimi, ülkenin yönünü ve kaderini değiştirmeye yönelikti. Milletçe karşı çıktık yenilgiye uğrattık. Darbe gecesi herkes gibi Anadolu Ajansı da üzerine düşeni yaptı." dedi.

15 Temmuz Derneği ve Marmara Üniversitesinin, Üsküdar Belediyesinin destekleriyle düzenlediği 5. Uluslararası 15 Temmuz Sempozyumu'nun "Dış politika aracı olarak darbeler" başlıklı oturumda konuşan Öztürk, hem 15 Temmuz'da Anadolu Ajansı'nın (AA) nasıl çalıştığını hem de Pakistan ile Türkiye'nin darbeler tarihi konusunda sunum yaptı.

Öztürk, şehitlere rahmet, gazilere sıhhat dileyerek Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir darbeye canı ve kanı ile karşı çıkıp onu yenilgiye uğratan kahraman halka karşı minnet ve şükran duyduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"15 Temmuz’da yenilgiye uğratılan darbe girişimi ülkenin yönünü ve kaderini değiştirmeye yönelikti. Milletçe karşı çıktık yenilgiye uğrattık. Darbe gecesi herkes gibi Anadolu Ajansı da üzerine düşeni yaptı. Bunu darbe gecesi AA merkezinde haber masası etrafında Genel Yayın Yönetmeni başkanlığında toplanıp haber operasyonlarını yürüten kişilerden biri olarak söylüyorum. Etrafın bombalandığı ve bizzat ajansın merkezinin bombalanma tehdidi altında olduğu bir zamanda görevimizi gücümüz yettiğince yerine getirdik. Hem Türkiye’de medya üzerinden hükümetle halkın ilişkisinin kopmasına fırsat vermedik hem de başta İngilizce, Arapça, Fransızca ve Rusça olmak üzere10 dilde yaptığımız haber, fotoğraf ve video yayınlarıyla darbeye karşı direnişi tüm dünyaya ulaştırdık. Darbecilerin fakslarla yolladığı sözde talimatlara kulak asmadan en üst düzey sivil tepkileri Türkiye ve dünyaya ulaştırdık. Bunlar arasında, darbenin ordu hiyerarşisi içerinde gerçekleşmediğine dair açıklamaların olduğu kritik haberler de vardı."

Öztürk, Anadolu Ajansı'nın genel merkezinde darbecilerin olası saldırısı karşısında barikatlarla tedbir aldıklarını belirterek, bu direnişin sabaha kadar devam ettiğini kaydetti.

Diğer taraftan darbe girişimi ile ilgili dokümantasyon oluşturduklarını ve çeşitli dillerde kitaplaştırdıklarını ifade eden Öztürk, "Bunun en önemli örneklerinden birisi "'Dakika Dakika FETÖ’nün Darbe Girişimi'dir. Türkiye olarak darbelerden çok zarar gördük. Her darbe bizi geriye götürdü. 1971, 12 Mart Muhtırası, 1980 darbesi ve 1997 Post Modern darbesini yaşamış ve mağduru olmuş biri olarak bunları dile getiriyorum." diye konuştu.

- "Türkiye'de Ordu ve Demokrasi: 15 Temmuz'da Silahlı Kuvvetler" oturumu

Sempozyumun açılışının ardından eski Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce'nin başkanlığını yaptığı "Türkiye'de Ordu ve Demokrasi: 15 Temmuz'da Silahlı Kuvvetler" başlıklı oturuma geçildi.

Güllüce, teknolojinin de etkisiyle insanların artık daha çabuk unuttuklarını, bu nedenle 15 Temmuz'un insanlara sürekli hatırlatılması ve bu konuda üniversitelerin tezler yazması gerektiğini söyledi.

Oturumda "Türkiye'de Sivilleşme, Ordu ve Siyaset" başlıklı konuşma yapan İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bekir Berat Özipek de Türkiye'nin "darbenin gelenek olduğu ülkelerden" olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"(15 Temmuz'dan sonra şanlı direnişin kazandırdığı zafer Türkiye'de bu uğursuz geleneği tarihin çöplüğüne attı) diyebilir miyiz? Diyemeyiz. O kadar iyimser olamıyorum, olmamak gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'de 15 Temmuz'da halkın bir aktör olarak sahaya gelip çatışmayı sonlandıran müdahaleyi gerçekleştirmesi bir dönüm noktasıydı. Ama bu dönüm noktası henüz sivil-asker ilişkilerini nihai duruma getirmek için yeterli değil. 'Türkiye'de darbe bitmiştir' ya da 'Darbe devri bitmiştir' deme noktasında değiliz. Evet Türkiye'de halk edilgen değil artık, toplum da çok daha bilinçli ama çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğini böyle bir kanaate yaslanarak riske edemeyiz. Hala almamız gereken kurumsal, yapısal önlemler var ve sivil otoritenin üstünlüğünü de kalıcı güvencelere bağlamamız gerekiyor."

- "Ordunun güçlülüğü devleti ve ülkeyi tüm tehditlerden korur"

İstanbul Aydın Üniversitesinden Prof. Dr. Ragıp Kutay Karaca, "Türkiye'de Askeri Eğitimin Dinamikleri ve Demokratik Kültür" başlıklı konuşmasında, 1962-98 yılları arasında Harp Okulundan mezun olmuş 145 kişiyle anket çalışması yapıldığını anlattı.

Karaca, anket kapsamında katılımcılara yöneltilen "Askeri okullardaki müfredatınızda sizde darbeyi olumlayacak bir içerikle karşılaştınız mı?" sorusuna katılımcıların neredeyse yüzde 94'ünün "Hayır" yanıtını verdiğini kaydetti.

Karaca, "Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarının sivil gündemle alakalı açıklama yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu yüzde 13,8'in "Doğru ve gerekli buluyorum", yüzde 44,8'inin "Görev dışı", yüzde 41,4'ünün ise "Doğru ve gerekli bulmuyorum." diye yanıtladığını aktardı.

Türk milletinin en güvendiği kurumun her zaman Türk Silahlı Kuvvetleri olduğunu belirten Karaca, Türk milletinin çözülmemesi ve tarihinin her döneminde devlete sahip çıkmasındaki temel dinamiğin aile yapısı ve orduyla beraber devlet kutsallığının güçlülüğü olduğuna dikkati çekti.

Karaca, "Aile yapınızın güçlülüğü toplumunuzu, ordunuzun güçlülüğü ise devletinizi ve ülkenizi tüm tehditlerden korumaktadır. 15 Temmuz hain darbe girişimini organize edenlerin istikrarlı ve bilinçli bir şekilde bu kavramları doğrudan hedef alması takdir edersiniz ki tesadüf değildir." dedi.

15 Temmuz hain darbe girişiminde bulunanlar için "Eski asker" ifadesinin kullanılmamasını da isteyen Karaca, "Askerden hain olmaz, hainden asker çıkmaz." ifadelerini kullandı.

Yıldız Teknik Üniversitesinden Prof. Dr. Mehmet Akif Okur da oturum kapsamında "Belgeler Işığında Türkiye'de Darbeler ve Dış Müdahaleler" başlıklı konuşma yaptı.

"Dış politika aracı olarak darbeler" oturumunda ise Karabük Üniversitesinden Dr. Özge Yavuz, "ABD'nin Orta Doğu ülkelerinde darbelere etkisi"; İran Araştırmaları Merkezinden (İRAM) Hamid İbrahimi "İran'da 1953 darbesi ve dış güçlerin rolü"; İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesinden Prof. Dr. Sami Aryan "Arap Dünyası ve Mısır'da darbeler ve dış güçlerin etkisi" ve Sempozyum Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Talip Küçükcan birer sunum yaptı.

 

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.