Adalet Bakanı Sadullah Ergin, dün akşam TRT Haber’de yayınlanan 45 Artı programında Hülya Hökenek’in sorularını yanıtladı.

 

Önemli açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı, CHP’li belediyelere yönelik soruşturmalarla ilgili bir soruya, “Soruşturulan AK Partili belediyelerin sayısı CHP’den fazla” yanıtını verdi.

 

Yargı sistemiyle ilgili eleştirileri yanıtlayan Ergin, uygulamadan kaynaklı bazı hataların olduğunu kabul ederek, “Adalet Bakanıyım ama yanlışa yanlış deme cesaretim var” diye konuştu.

 

Adalet Bakanı Ergin, Deniz Baykal’a yönelik kaset komplosunun örgütlü suç şüphesiyle özel yetkili Savcılığa devredilmesini eleştiren CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na da yanıt verdi: “Sizin bir dahliniz yoksa endişe etmenize gerek yoktur.”

 

“SORUŞTURULAN AK PARTİLİ BELEDİYELERİN SAYISI CHP’DEN FAZLA”

 

- Muhalefete mensup belediyelere niçin böyle gidiliyor. Ak partili belediyelere aynı uygulama yapılıyor mu?

 

- Şu anda türkiye’de soruşturma geçilen , mahkemelerde bulunan belediyeler açısından, en çok soruşturnma ve en çok yargılanan belediyer, sayı oranı itibariyle en fazla ak partili belediye olduğu için… Şu anda daha çok ak partili belediye var mahkemede.. ama diyelim ki bizim, 800 belediyemiz varsa, ona orantılı şekilde, belediye başkanımız ve meclis üyelerimiz şu anda soruşturma ya da kovuşturma geçiriyorlar. Chp bizden sonra geliyor. Mhp daha az belediyesi olduğu için daha az belediyesi var soruşturulan. Bu şekilde, ama her partiden belediye başkanları, belediyelerin yapmış olduğu işlemler soruşturuluyor. Yargılamaya tabi tutuluyor. Ve aynı maddelerden muattap oluyorlar. Dolayısıyla ak partili belediye var soruşturulan daha fazla, chp’den.

 

Belediyesi daha fazla olduğu için ak partinin. Oran olarak birbirlerinden farkı yok diyebilirim. Belli oranda yanlış işlem yapan, yasayı ihlal eden, fiiller varsa, iktidar partisine de gidiyor, muhalefet partisine de gidiyor. Bu dokunulmazlık fezlekesi gibi bir şey.

 

“ADALET BAKANIYIM AMA YANLIŞA YANLIŞ DEME CESARETİM VAR!”

 

Uygulamadan doğan sorunları reddetmiyorum. Ben 12 eylül 2011 tarihinde Türkiye’deki bütün başsavcıları hsyk topladı ankarada. Uygulamadan kaynaklı sorunları masaya yatırdık, gösterdik de.. Bakınız insanlar, arama yapılırken, sabah beşte evlerine gidilmesi, otel odalarından alınması, arabalara bindirilirken kafalarından bastırılması, bütün bunlar yanlış şeyler..Siz topluma güven vereceksiniz. Uygulamalarınız da güven veren uygulamalar olmak zorunda. Biz bu sorunları aşmak için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz ancak, olan hadiseleri doğru okumak lazım. Olanla yansıtılan arasında çok fark olduğunu ifade etmiştim. Uygulamadaki hataları savunmak durumunda değilim. Adalet bakanıyım ama yanlışa yanlış deme cesaretim var. O yanlışı bizim birimlerimiz, Adalet bakanlığının görev alanındaki sorumlular yapıyor olsa da… Yanlışa yanlış diyecek kadar yüreğimiz var. Ve o yanlışı düzeltmek gibi görevimiz var.

 

“SİZİN BİR DAHLİNİZ YOKSA, ENDİŞE ETMENİZE GEREK YOKTUR”

 

Sayın Kılıçdaroğluna şunu sormak lazım; bu söyledikleriniz son kararınız mı diye sormak lazım. Çünkü sayın Kılıçdaroğlu önce konuşup sonra düşünen bir yapı sergiliyor, maalesef. Daha önce bu hadise olduğunda, şöyle konuşulmuştu; bunu hükümet ortaya çıkarmak zorundadır. Bu komplo kim tarafından yapıldıysa, araştırılması lazım. Niye şimdiye kadar çözülmedi. Diye şikayet ettikleri bir konuda, yargı organları yardıma davet etti onları. Bize yardımcı olun, mekanıyla ilgili, nerede geçmiştir bu hadise, adres verin, şüphelendiğiniz kişiler noktasında vesaire…. Ama o dönem soruşturmayı yürüten savcılara herhangi bir yardımda bulunulmamıştır.

 

Hökenek: Siz dosyayı biliyormusunuz?

 

Ergin: Hayır bilmiyorum. Şimdi önceki beyanlarından biliyorum. Böyle bir hadiseyi, bir komployu ortaya çıkartma noktasında göreve davet etmişlerdir savcılıkları.. savcılıklar da ellerinde bilgi bulgu varsa bunları değerlendireceklerdir. Sayın Kılıçdaroğlu bunu bir şey biliyor da mı söyledi, bir beklentisi vardı da mu böyle söyledi. Doğrusu bunu bilmiyorum. Herhangi bir sıkıntısı olmayan kişinin endişe etmesine gerek yoktur. Yani sizin bir dahliniz yoksa, bir sıkıntınız yoksa, endişe etmenize gerek yoktur.