Ahmet Faruk Ünsal Habername.com'a Konuştu...

Ahmet Faruk Ünsal Habername.com'a Konuştu...

Saadet Partisi Adıyaman Belediye Başkan Adayı Ahmet Faruk Ünsal, arkadaşımız Muzaffer Kaya'nin sorularını yanıtladı.

Saadet Partisinden Adıyaman Belediye Başkan adayı olan eski Ak Parti milletvekili ve Mazlumder eski başkanı Ahmet Faruk Ünsal, Adaylığı ve Türkiye gündemine dair habername.com'a çarpıcı açıklamalarda bulundu.
 

Röportaj:Muzaffer Kaya
 
Dilerseniz roportajimiza aday olduğunuz Adıyaman ilinden başlayalım. Belediyecilik adına Adıyaman'da ne gibi sorunlar görüyorsunuz?
 
Adıyaman tarihi ve doğasıyla kadim bir kentimiz. Herkes doğduğu topraklara hizmet etmeyi, orada eserler bırakmayı çok ister. 16 yıldır tek başına iktidarda bulunan partiden seçilen belediye başkanları Adıyaman’ı yönetiyor. 16 yıldır iktidara Türkiye ortalamasının çok üstünde oy veren Adıyaman bu oyların karşılığını alamadığı gibi kentin en önemli geçim kaynağı olan tütün üretimi de iktidar eliyle ortadan kaldırıldı. Öte yandan halkımız belediyeden çok şikayetçi. Adıyaman potansiyelindeki kentler altyapı ve üretimde hızla yükselirken Adıyaman daha da geriye gidiyor.Bir yağmur ile kent denize dönüyor. Mahalle aralarındaki bozuk yollar kentimize yakışmıyor. Kentsel dönüşüm yapmaya çalışan mevcut yönetimin, mülk sahipleriyle istişare etmeden ve ederinin altında fiyatlar önererek bu işi de eline yüzüne bulaştırdığını belirtmeliyim. Şeffaf ve ihtiyaç odaklı belediyecilik yapılmıyor. İşsizlik haf safhada, yoksulluk kentimizde daha derinden hissediliyor. Kentimizin çok boyutlu sorunları var. 
 
Sizin bu sorunlarla ilgili ne gibi projeleriniz var?
 
Adaylığımızın açıklandığı günden bu yana altını çizerek şunu söyledik, Adıyaman’ı belediye binasından değil mahalle aralarından yöneteceğiz ve seçilir seçilmez bugüne dek ihmal edilmiş mahallelerden başlayarak altyapı sorununu hızla çözeceğiz. Kentin trafik sorunu için proje tasarladık, kentimiz bu sayede nefes alacak. İstihdamı desteklemeye dönük, gençlerin akademik ve sosyal gelişimine dönük, kadınların sosyal yaşamda daha geniş yer bulmasına dönük, dezavantajlı bireylere dönük , ulaşıma dönük ve Adıyamanspor’a dönük projelerimiz var. Hepsinin ortak özelliği kentin sorunlarını yapısal olarak çözecek güçte olmasıdır. Özellikle kentsel dönüşüm konusunda vatandaşlarımızın isteği üzerine ve mülklerin hak ettiği değeri ödeyerek bu projeyi hayata geçireceğiz. 
 
Adıyamanlılar niçin sizi tercih etmeli?

Yerel seçimde vatandaşlar 5 yıllığına yöneticilerini seçiyorlar. Ancak bu seçimin şüphesiz başka anlamları ve mesajları da var. 16 yıldır iktidara oy veren, onu destekleyen halkımız ne yazık ki desteğine karşı hizmet alamadığı gibi elindeki tütünden de oldu. Biz Adıyaman’ı biliyoruz. Sorunlarına vakıfız ve hepsini çözecek gücümüz var. İller Bankası gelirine bel bağlamadan kentimizin turizm ,tarım ve ticaretteki potansiyelini güçlü bir şekilde kullanarak öz kaynaklarımızı oluşturacağız. Hem üreteceğiz hem de hizmet yapacağız. İddialıyız. Halkla birlikte sorunları bürokrasiye boğmadan, kimseyi kayırmadan hizmet odaklı çalışacağız. İktidar bu kenti yönetemedi, şansını kullanamadı,vatandaşı memnun edemedi. Sorunları çözemedi. Kendimize güveniyoruz, seçimi kazanacağız , sorunları bir bir ortadan kaldıracağız. Biz katılımcı ve şeffaf bir belediyecilik sözünü açıkça veriyoruz. Her ay su faturalarının arkasına harcamaları kalem kalem yazarak halkımıza yani bu işin gerçek sahiplerine ulaştıracağız. Adalet ve rahmet iklimi için rolümüzü oynayacağız.
 
Cumhur ittifakı'nin temsilcileri Ak Parti ve MHP liderleri, CHP ve iyi Parti'den oluşan Millet ittifakını "zillet" ve "illet" ittifakı diye tanımlıyorlar. Bu konuda sizin düşünceniz nedir ?
 
2017 referandumu sonrası Türkiye iki kutuplu bir siyasete mahkum edilmek istendi. Genel seçim için yapılan anketlerin iktidarın kaybedebileceğini ortaya çıkardıktan sonra az oy fazla temsilin arayışında olan iktidar ve ortağı MHP ittifak yasasını geçirdi. Yapılan eleştirilere ise “siz de ittifak yapın” yanıtını verdiler. Şimdi ittifak yapılıyorsa bunun önünü kendileri açtılar. MHP ve Ak Parti’nin CHP-İyi Parti ,Saadet ve hatta HDP’yi aynı şekilde tanımlaması siyaseten açmazda olduklarına işaret ediyor. Bu saldırgan tutum ile kamplaşma üzerinden oy almak gibi kısa vadede kazandıran ama uzun vadede herkese kaybettirecek bir çaba içerisinde olmaları düşündürücüdür. Siyasi faydacılığın toplumsal maslahatın önüne geçmesi ve bunun normalleştirilmesi toplumdaki gerilimi arttırıyor. Bu dil ötekileştirici dildir. İktidarı elde bulunduran siyasi öznelerin demeç verirken siyasi sorumluluk taşımalarını bekliyoruz. 
 
31 Mart seçimlerinden çıkacak herhangi bir sonuç ülkede bir beka sorunu oluşturabilir mi?
 
Suriye konusunda Türkiye eksenini oturtamadığı için günlük şekilde politika değiştiriyor. Türkiye’deki iç gerilimi Suriye’deki gelişmelerden bağımsız okuyamayız. Dolayısıyla Suriye’deki çözümsüzlük üzerinden toplum Cumhur ittifakına kanalize edilmek isteniyor. Türkiye’nin beka sorunu daha fazla demokrasi, adil bölüşüm ve farklılıklara saygı ile çözülür. Belediye başkanlığını kaybetmemek için beka ile tehdit ederek değil. Cumhur ittifakı bu söylemleri kendi memnuniyetsiz seçmenlerinin kendilerinden uzaklaşma riskini ortadan kaldırmak için dillendirdiğini düşünüyorum. Bu bir illüzyon haline işaret ediyor. Hayat pahalılığı, hukuka olan güvensizlik, tek parti dönemi uygulamalarına dönüş gibi insanların tepki gösterdiği durumları perdelemek için beka sihirli bir sözcük olarak kulaklara mayalanmak istiyor. Beka sorunu varsa neden seçimleri yapıyoruz? Göreceğiz, iktidar ve ortağı MHP elindeki tüm belediyeleri kaybetse bile bekaya dair bir sorun olmayacağı görülecek.
 
Geçmişte Mazlum-der genel başkanlığı ve Akil insanlar heyetinde yer aldınız. Sizinle birlikte olan arkadaşlarınızın bir kısmı şuan başka partilerde TBMM'de milleti temsil ediyor. Ama siz Saadet Partisinde siyaset yapmayı tercih ettiniz. Niçin Saadet Partisi?
 
Akil insanlar heyetinde bu ülkenin temel sorununun çözümünde rol almak için bulunduk. O gün neleri dile getirdiysek aynısını şimdi de söylüyoruz ancak iktidarın sürekli politika değiştirmesi ve devletin merkezine oturması bizi de bu düşüncelerimizden ötürü zaman zaman hedef durumuna getiriyor. Adaylık mevzusuna dönersek, herkesin kendisini rengiyle, ürettiği siyaset ile yakın hissettiği yapılar vardır. Takdir edersiniz ki 7 ay önce de Gaziantep’te yine Saadet Partisi Milletvekili adayıydım. Saadet Partisinin adil bölüşüm ve hizmet anlayışını benimsediğim için buradayım. Saadet Partisi adayı olduğum kadar Adıyaman’da çok farklı görüşten insanlar kendilerinin adayı olduğumuzu bize sürekli hatırlatıyorlar. Bu nedenle seçim için “Her Sesin ve Herkesin Adayı” sloganını kullanma kararı aldık. Saadet Partisi 24 Haziran seçimleri sürecinden bu yana nitelik açısından yükselttiği ivmeyi sürdürüyor ve toplumdaki adalet,liyakat ve tüm temel meselelere dair hakkaniyetli bir duruş ortaya koyuyor. Saadet Partisini tercih etmemi bu duruşta bulmak mümkün.
 
Geçtiğimiz seçimlerde partinizin CHP ve İyi Parti den oluşan Millet ittifakında yer alması kamuoyunda şaşkınlıkla karşılandı. Temel Karamollaoğlu ile birlikte partinizde bir eksen kayması olduğu iddiaları dolaşıyor. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?
 
Bildiğiniz üzere yeni sistemde CB yürütmenin tek sorumlusu durumunda. Bu durum TBMM’yi etkisizleştirdiği gibi hukuk ve adalet noktasında da onarılamaz durumlar ortaya çıkarıyor. Anayasa ihlalleri, biten ama uygulamalarıyla devam eden Ohal, yargının güvensizleşmesi, kamu gücünün keyfi kullanımı gibi durumların yaygınlaşmaması için demokrasi ve haklardan yana olan partilerin işbirliği yapması kadar doğal bir şey olamaz. Su an önceliğimiz keyfiliklerin ortadan kaldırılması ve asgari hukuk standartlarına geri dönmektir. Bu talebi millet ittifakından bağımsız okuyamayız. Yoksa tek başına seçim için yapılmış işbirliği dersek haksızlık etmiş oluruz. İktidarın beklediği ve istediği gibi davranmayan her parti istismarcılık ile suçlanıyor. Bu eksen iddiaları iktidarın doğal Saadet seçmenini manipüle etmeye dönük bir argümandır. Seçmenin de bu illüzyon girişimlerine müsaade etmeyeceğini düşünüyorum. 
 
Furkan Vakfı davasında hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanıp, son duruşmada yurt dışı yasağı ve adlı kontrol şartıyla tahliye edilen vakfın kurucu genel başkanı Alparslan Kuytul, savcının itirazı üzerine yeniden tutuklandı. Bu durumu CHP eski mv. Eren Erdem olayında da yaşadık. Bu konuyla ilgili neler söylemek istersiniz?
 
Kimliğe bakmadan ve masumiyet karinesini göz ardı etmeden meselelere yaklaşmak durumundayız. Ne yazık ki tutukluluk bir güvenlik tedbiri olmaktan çıkıp olağan bir infaz uygulamasına dönüştürüldü. Öte yandan geçtiğimiz yıl khk ile yapılan değişiklik neticesinde bir mahkemenin tahliye talebi başka mahkeme tarafından iptal edilebiliyor. Bunun hukuk devleti ile bağdaşır bir yani asla yok. Sn. Alpaslan Kuytul’un önce tahliye sonra tekrar tutuklanması iktidarın yargı pratiğinin en canlı örneklerinden bir tanesidir. Tıpkı Osman Kavala’nın 18 ayı aşkın süredir tutuklu olduğu halde iddianamesinin yazılmaması hukukun geldiği nokta açısından ibret vericidir. Rahip Brunson ve Deniz Yücel davalarını incelediğimizde yabancı pasaport taşıyanların adalet karşısında avantajlı olduğunu Türk vatandaşlarının ise hukuki güvencelerinin hızla kaybolduğunu görüyoruz. Rahip Brunson’un PKK-FETo gibi yapılara üye olduğu iddiası en yetkili ağızdan dile getirilirken siyasi pazarlıklar neticesinde duruşma günü ABD’ye götürmek üzere uçak hazır edildiği ortaya çıktı. Bir ülkede hukuk tehlikedeyse evet o zaman beka tehlikededir. 
 
 
Son olarak Adıyaman’lı kardeşlerime seslenmek istiyorum. Sorunlarınızı biliyoruz, çözümümüz var, vereceğiniz oy ile hem Adıyaman’a üretken ve şeffaf belediyeciliği getirebilir hem de her alanda mağduriyetler oluşturan iktidara mesaj verebilirsiniz. Hep beraber kazanacağız. Adıyaman kazanacak.
 
 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum