AİÜ Kendi Binasında Eğitime Başladı

AİÜ Kendi Binasında Eğitime Başladı

Rotterdam'daki Avrupa İslam Üniversitesi 2009-2010 eğitim öğretim yılına yeni binasında başladı. Açılışa çok sayıda tanınmış yüz de katıldı. İşte IUE'nin yol hiakyesi:

Avrupa İslam Üniversitesi (Islamic University of Europe), 2009-2010 eğitim-öğretim yılının açılışını çok sayıda konuğun davetli olduğu bir törenle yeni binasında gerçekleştirdi.

Hem akademik eğitim yılının hem de yeni okul binalarının açılış heyecanını aynı anda yaşayan öğrenciler gecede, yeni binanın kendilerine sunduğu imkanların memnuniyetini dile
getirirken, geceye konuk olarak katılan öğrenci yakınları ise üniversite personelinin gösterdiği ilgiden memnun kaldıklarını ifade etti.

İUE’un açılış törenine Avrupa İslam Üniversitesi’nin
Belçika ve başta Türkiye olmak üzere uzaktan eğitim programlarinin icra edildiği bir çok ülkeden temsilciler davetli olarak katıldı. Yeni adresi, Rotterdam Central İstasyon’a yürüyerek sadece üç dakikalık bir mesafede bulunan Avrupa İslam Üniversitesi’nin hizmet vereceği yeni binası, programa katılan konukların beğenisini topladı. Bundan böyle Hollanda’da yaşayan vatandaşlarımız İUE’nin eğitim-öğretim faaliyetleri, kültür-sanat ve panel, konferans, sempozyum gibi sosyal aktivitelerini Statenweg 200, 3033 JA-Rotterdam açık adresinde bulunan yeni binasında takip edebilecek. Program öncesi Yılmaz Mutluer
neyiyle davetlileri neyin büyülü dünyasına götürürken, Hollanda’da ebru sanatının usta ismi Dr. Refii Kileci’nin ebru sergisi, İUE’nun açılış gecesini renklendirdi. Dr. Marzouk Ewlad Abdellah’ın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan gece Avrupa Đslam Üniversitesi’nin kuruluş
öyküsünü anlatan sinevizyon gösterisiyle devam etti.

Üniversitenin Uzaktan Eğitim Programları Birimi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ağırakça, Belçika şubesinden Doç.Dr. Mustafa
Dönmez, Hotiad Yonetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları ve çok sayıda vatandaşın iştirak ettiği açılış töreninde, sırasıyla üniversitenin rektörü Prof. Dr. Nedim Bahçekapılı, UEP Birim Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ağırakça ve Üniversite mütevelli heyeti başkanı Prof. Dr. Johan Hendrik Meuleman konuşma yaptı.

Konuşmasında İUE’nun kuruluş amacına değinen Rektör Prof. Dr. Nedim Bahçekapılı, İslâm’ın bir düşünce ve fikir dini olduğunu, aklı kullanmadan gerçekleştirilen eylemlere
İslam’ın sıcak bakmadığını ve müslümanların taklidi duruştan uzak durması gerektiğini söyledi.

İUE’nin kuruluş aşamasında ciddi maddi sıkıntılar çekildiğini belirten Bahçekapılı, Avrupa’da yetişen yeni kuşağın müslüman kimliğinden kopuk olduğunu ve bu durumun
büyük tehdit oluşturduğunu, bu nedenle Avrupa’nın geleceğini belirleyecek olan yeni nesle akademik bir platformda İslam dininin eğitimini vermek için, Türkiye, Fas, Irak ve Suriye gibi çeşitli İslam ülkelerinden 10 yıl önce biraraya gelen akademisyenlerin Islamic University
of Europe’u kurduğunu söyledi.

Üniversitenin ilk yıllarında karşılaştıkları en büyük sorunun kendi insanları tarafından anlaşılamamak olduğunu dile getiren Bahçekapılı, son dönemlerde İUE’nin taşıdığı misyonun ve İslam dininin akademik düzeyde eğitiminin verilmesinin farkında olan insanların sayısının giderek arttığını kaydetti.

Sosyal bilimlerin bulunduğu çevreye ve zamana göre etkilendiğini ve şekillendiğini belirten Rektör Bahçekapılı,
konuşmasında, Hollanda’da yaşayan müslümanların sorunlarına ancak onları anlayabilecek müslüman akademisyenlerin çözüm üretebileceğini kaydetti.

Açılış törenine Türkiye’den katılan Üniversite Uzaktan Eğitim Programları Birim Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ağırakça, müslümanların anneleri olan Hz. Muhammet’in eşlerinin
Arapça konuştuğunu ve bu nedenle bütün müslümanların anadilinin Arapça olduğunu belirtti.

İUE’nin 2001 yılında Rotterdam’da mütevazi bütçelerle kurulduğu zaman kendilerini küçümseyenlerin bugün okullarına gelip kayıt yaptırdığını ifade eden Ağırakça, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İUE mütevazi bir bütçeyle 2001 yılında kurulduğunda bize dudak bükenler oldu. ‘Biz 30 yıldır buradayız, bir Kur’ân Kursu bile kuramadık, siz oturumunuz olmadan, Hollandaca’yı bilmeden üniversite mi kuracaksınız?’ diyenler vardı. Bugünse biz dünyada pek çok Đslam ülkesinde tanınıyoruz. Ziyaret ettiğimiz Ürdün, Lübnan, Kuveyt, Mısır, Bahreyn, Katar gibi Ortadoğu ve Körfez ülkelerindeki üniversitelere ĐUE’yi tanıttık ve onlarla antlaşmalar imzaladık. Bir çok uluslar arası birliğe üye olduk. Allah’a şükürler olsun
ki bugünlere geldik, bundan sonrasında da sizlerin azmi önemli. Allah’ın izniyle 2001 yılından beri ayakta durduk. Hocalarımız sadece yol ücreti alarak yıllarca ücretsiz çalıştı ve Allah nasip ederse İUE yeni binasında tazelenmiş bir güçle akademik eğitimine devam edecek. Kaliteli bir iş yaparsanız sizin çalışmalarınızı kimse engelleyemez ve kaliteli işler her zaman insanlardan rağbet görür. Đnşallah Hollanda’daki kardeşlerimiz de kaliteli işler ortaya
koyacaklar ve gelecek nesillere Đslam’ı anlatmada büyük bir misyon yüklenecekler.”

Açılış dersi niteliğindeki konuşmasında üniversite mütevelli heyeti başkanı Prof. Dr. Johan Meuleman, kendilerine üniversitenin ilk kurulduğu zaman bir iki hafta içinde kapanacağını söyleyenlerin olduğunu, bugünse böyle güzel ve büyük binada eğitim verdiklerini söyledi.

Önemli olanın bina değil eğitim kalitesi olduğunu vurgulayan Meuleman, İslami eğitim vermeyen üniversitelerle de iletişim kurduklarını, başka akademik kurumlarla
iletişim kurmadıkları takdirde Hollanda toplumu içerisinde olmalarının bir anlamının olmadığını belirtti. Avrupalı müslümanların öncelikle Avrupa’da yaşayan müslümanların
sorunlarını çözmeleri gerektiğini ifade eden Meuleman, konuşmasını şöyle sürdürdü:
İslam bizim için bir ilham kaynağıdır, bizim ilk hedef kitlemiz müslümanlardır ama çalışmalarımızı sadece müslümanlarla sınırlamıyoruz. Biz modern bir üniversite olarak bütün kültürlere açığız. Müslümanlar olarak hepimiz Đslam dininin bir bireyiyiz ama Avrupalı müslüman ilim
adamları olarak Doğu yerine Batı’da yaşayan müslümanların sorunlarına öncelik vermeliyiz.”

Meuleman 2009-2010 eğitim-öğretim yılının ilk dersi niteliğindeki konuşmasını son yıllarda müslümanlar tarafından en çok tartışılan konulardan biri olan organ nakli sorununa değinerek bitirdi.

İUE’NİN YOL HİKAYESİ

İslami İlimler Araştırma ve İhtisas Vakfı tarafından 3 Ağustos 2001 tarihinde, Rotterdam-Schiedam’da kurulan ‘Islamic University of Europe-Avrupa Đslam Üniversitesi’, başlangıçta Suriye, Irak, Türkiye, Hollanda ve Fas gibi farklı Đslam ülkelerinden suyun ve yel
değirmenlerinin ülkesi Hollanda’ya, ilim yaymak için hicret etmiş düşünce adamlarının öncülüğünde kuruldu.

Kurucu üye kadrosunda olduğu gibi bugün çok kültürlü ve çok dilli bir üniversite olan İUE’de, Arapça, İslami ilimleri öğrenmek isteyenler için anahtar dil konumunda. Flemenkçe, ev sahibi Hollanda’nın ana dili olması nedeniyle kullanılması kaçınılmaz bir dil olurken, öğrenci tercihi ve kurucu akademisyenlerin içinde Türkiye’de önde gelen ilahiyatçıların yer alması nedeniyle Türkçe ve yüzyılın bilim dili olan Đngilizce Avrupa İslam Üniversitesi’nin eğitim verdiği diğer diller arasında yer aldı. Dinin kültürlerle, kültürlerin dillerle olan bağını ve Đslam’ın çok kültürlülüğe verdiği önemi göze alarak 2009 yılında Diller ve Medeniyetler Fakültesi’ni kuran üniversite, bu kapsamda Süryanice, Latince ve İbranice gibi dillerin de eğitimini vermekte.

Türkiye’nin önde gelen ilim adamlarından biri olan Prof. Dr. Süleyman Ateş, üniversitenin ilk rektörlük ünvanını üstlenirken sırasıyla Dr. Ahmet Bağdadi ve Prof. Dr.
Nedim Bahçekapılı rektörlük görevini üstlendi. Prof. Dr. Süleyman Ateş ve Prof Dr. Nedim Bahçekapılı’nın yanısıra Prof. Dr. Ahmet Ağırakça, Prof. Dr. Hayrettin Karaman gibi yaptığı çalışmalarla uluslararası akademik platformda tanınmış ilim adamlar ile Dr. Marzouk Ewlad Abdellah, Prof. Dr. Johan Hendrik Meuleman gibi Arap dünyasının ve Hollanda’nın tanınmış akademsiyenleri de üniversite bünyesinde hizmet vermekte. Hollanda’nın Đslami Đlimler
alanındaki omurgası diye nitelendirebileceğimiz ĐUE’nin çalışmalarının ünü kısa zamanda Avrupa’da yankı uyandırdı. Komşu ülkeler Almanya ve Belçika’dan eğitim görmek için
üniversitemize başvuruda bulunanların sayısı her geçen gün artmakta. Ögrenci talebinin çokluğu nedeniyle ögrenci adaylarına online eğitim metoduyla ders verme imkanı sağlandı.

İslami ilimler alanında bakir bir sahaya sahip olan Avrupa’da, daha önce 30 milyonu aşkın müslüman nüfusun ihtiyaçlarını karşılayacak akademik bir çalışmanın yapılmaması, Avrupalılar’ın İslam dinine olan ilgisinin giderek artması ve Avrupa kamuoyunda kemikleşmiş bir önyargı haline gelen ‘ilkel ve geri kalmış müslüman’ imajını tersine çevirmek amacıyla Avrupa Đslam Üniversitesi, 2006 yılında, uluslararası eğitim veren
akademik bir merkez olma yoluna gitti. 2007 yılında
AB’nin başkenti diye tanımlayabileceğimiz Brüksel’de, İslami İlimler Fakültesi’ni açan İUE, halen Türkiye başta
olmak üzere Almanya, Hollanda ve Belçika’da uzaktan eğitim faaliyetlerini sürdürmekte.

İnternet ortamından dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan pekçok öğrenciye ders notu ulaştıran İUE, Đslam dinini öğrenmede kilit dil olması hasabiyle öğrencilerine Arapça’yı ve İslam ilimlerini, Arap ülkelerinde öğrenme fırsatını sunmak amacıyla zengin bir körfez ülkesi
olan Bahreyn’in El –Bedil Araştırmalar Merkezi’yle 2009 yılında akademik ortaklığa imza attı.

Habil ve Kabil’den bugüne kadar süregelen insanoğlunun değişmez sorunlarına, İslam dininin ışığında çözüm haritası çıkarmak; yıkıcı iletişim anlayışı yerine öğrencileriyle yapıcı bir iletişim kurmayı amaçlayan, insan, hak ve özgürlüklerini zedelemeden araştırmayı ve sorgulamayı prensip edinen ve Avrupa’da etkin bir kamuoyu haline gelen müslümanların göç ve entegrasyon gibi temel sorunlarına akademik düzeyde çözüm öretmeyi hedefleyen İUE, sosyal bilimler alanında Avrupa’daki sayılı üniversitelerden biri olma yolunda ilerlemekte.

HOLLANDA’DA YENİ BİNASININ AÇILIŞINI YAPAN AVRUPA İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF.DR. NEDİM BAHÇEKAPILI İLE SÖYLEŞİ

Hollanda’da bir İslam Üniversitesi kurulmasına neden ihtiyaç duyuldu?

Bilindiği üzere 1960’ lı yıllardan itibaren Avrupa’ya başlayan işçi göçü sonunda başta Türkler olmak üzere azımsanmayacak bir müslüman nüfus oluştu. Başlangıçta işçiler kendilerini kalıcı olarak düşünmüyordu fakat sonradan artık müslüman kitlenin burada kalıcı olduğu
anlaşıldı. Doğal olarak ihtiyaçlar ve çözüm yolları da buna göre şekillenmeye başladı. Bu çerçevede eğitim hizmetleri de önemli bir konu olarak gündeme geldi. Buradaki insanımızın dini kimliğini koruyup geliştirmesi için akademik seviyede dini eğitim verebilecek bir
kurumun gerekliliği noktasından hareketle İslam Üniversitesi kuruldu.

IUE’ye son yıllarda olan ilginin artışını neye bağlıyorsunuz?

Başlangıçta dini ihtiyaçların karşılanmasında camiyi yeterli gören insanımızın geçen süre içerisinde eğitime bakış vizyonu değişti ve gelişti. İleri seviyede bir eğitim için gerekli fiziki ortam, ders materyali kadro gibi olmazsa olmaz gereksinimler daha iyi farkedildi. Bu gelişme
buradaki insanımızın kültür seviyesindeki gelişmeyle doğru orantılıdır. Artık Avrupa ülkelerinde işçilerden oluşan müslüman kitle yavaş yavaş yerini toplumun farklı sosyal
kesimleri içerisinde yerini alan entellektüel bir nesle bırakıyor. O neslin vizyonu bizleri anlamaya daha müsaittir. Dolayısıyla bu durum her yönüyle faaliyetlerimize yansıyor.

Hollanda’da müslüman olan Hollandalılar’ın sayısı her geçen gün artmakta. IUE bu noktada nasıl bir sorumluluk üstleniyor?

Elbette müslüman Hollandalılar da dinlerini öğrenme konusunda IUE den yararlanabiliyor. Ayrıca kuruma sahip çıkma konusunda da duyarlılar.

Dünyanın herhangi bir bölgesinde yaşayan her müslüman bu üniversiteye kayıt yaptırabilir mi? IUE`da eğitim görmenin şartları nelerdir?

Uzaktan eğitim birimimiz vasıtasıyla başta Türkiye olmak üzere Hollanda ve Avrupa dışından da öğrenci kabul ediyoruz. Yetkili Yurt dışı eğitim danışmanlık firmaları aracılığı ile üniversitemize Uzaktan Eğitim Programları aracılığı ile kayıt kabul etmekteyiz.

IUEnin Türkiye’de faaliyet gösteren ilahiyat fakülteleriyle ortak noktaları ve farklılıkları nelerdir?

Uyguladığımız program Türkiye’deki ilahiyat fakültelerinin programına yakın bir programdır. Ancak Hollanda şartları da dikkate alınmıştır. Programlarımız hazırlanırken müslüman ülkelerdeki çeşitli fakültelerin programlarından istifade edilmiştir.

Hollanda’da faaliyet gösteren diğer üniversitelerde çalışan akademisyenler çalışmalarınızı nasıl değerlendiriyor? Hollandalı akademisyenlerle de ortak çalışmalar yapıyor musunuz?

Hollanda’daki çeşitli kurum ve akademik çevrelerle diyaloğumuz ve ortak çalışmalarımız elbette oluyor. Bu akademik bir kurum olmanın tabii gerekliliğidir.

Kaynak Timetürk
 

Etiketler :