Artan refah ile Ak Parti'de yükseldi

Artan refah ile Ak Parti'de yükseldi

AK Parti iktidarından sonra Türkiye halkının yaşam kalitesindeki artış sandıklara oy olarak yansıdı. Ekonomik veriler ve gelir dağılımının tabana gittikçe yayılması AK Parti’nin 3. seçiminde oylarını artırmasına yol açtı.

Dünya AK Parti’nin yüzde 50 oy ile üçüncü kez iktidara nasıl geldiğini tartışırken, ekonomistler, siyaset bilimci ve kamuoyu araştırmacılaro, başarının sırrını 2002 ile 2010 yılları arasındaki refah ve yaşam kalitesindeki artışa bağladı. TÜİK verileri’ne göre 2002’de 136 bin kişinin açlık sınırında yaşadığı Türkiye’de şimdi AB ülkelerindeki satın alma gücüne yaklaşan bir vatandaş profiline ulaşıldı. Gelir seviyesinin belirleyici unsurlarından “ev alma gücü ve yaşı” oranlarında, 2010 yılında yüzde 60.ile 40 yaş altına kadar inmesi, uçağın artık dar gelirlilerin dahi ulaşım aracına dönüşmesi, en zengin ve en fakir arasındaki makasın yılda 9.5 kattan 8.1 düşmesi, sağlık ve eğitim hizmetlerinin kaliteli ve ulaşılabilir hale gelmesi, emekli maaşlarında yükselme, yüzde 50 oyun anahtarları olarak görüldü.

En alttakinin geliri 6 kat arttı

Türkiye’de 2002 yılına kadar, BM’nin ‘açlık sınırı’ olarak gördüğü geliri günde 1 doların altında 136 bin kişi vardı. 2005 sonunda Türkiye’de günde 1 doların altında geliri olan insan kalmadı. Yani 2005’ten itibaren Türkiye’de mutlak yoksulluk sınırının altında kimse kalmadı. ‘En alttaki gelir grubunun’ geliri 5 yılda 6 kat yükseldi

BM’nin ‘yoksulluk’ sınırı olarak gördüğü günde 2 doların altında geliri olanlar 2002 yılında yüzde 3.04 oranındayken, bu oran 2009’da yüzde 0.22’ye düştü.

Türkiye’de 2002’e kadar nüfusun yüzde 30.30’u, günde 4 doların altında yaşıyordu. Bu rakam, 2009’da yüzde 4.35’e düştü.

Milli gelirinin dağılımı, 2002-200yılları arasında daha dengili hale geldiği görüldü. GSYİH’den alınan paylar karşılaştırıldığında, 2002 yılında en düşük gelir elde eden yüzde 10’luk nüfus dilimi kişi başına 1650 lira gelir elde ederken, bu rakan 2008’de 4 bin 810 liraya çıktı. Yüzde 192 arttı.

Satın alma gücü paritesinde 2002’de AB ülkelerinin ortalaması 100’iken Türkiye 28’di. Bu oran 2008’de 47’ye yükseldi.

 Nüfusun yüzde 60.8’i kendilerine ait konutta oturuyor

2002 yılında en zengin ile en fakir vatandaşımız arasındaki makas 9,5 kat iken bu oran 2008’de 8,1’e düştü.

DOÇ. DR. MURAT DÜNDAR DEMİRÖZ

Alım gücüyle birlikte oylar daha da arttı

Doç. Dr. Demiröz, şu tespitlerde bulundu:

2002’den bu yana borçlanma oranıyla birlikte faizler düştü. Böylece eğitim ve sağlığa daha fazla yatırım yapıldı. Vergi yükü azaldı.

Askeri harcamaların azalmasıyla eğitim ve sağlık alanına bütçeden ayrılan pay arttı.

Enflasyon düştü. Belirsizlik azaldı. Böylece yatırımlar arttı. Bu da istihdama yansıdı.

Komşularla sıfır sorun politikası sayesinde sınır ticareti arttı. Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da ticaretin büyük bölümü sınırdan geliyor.

Liranın dolar ve Euro karşısında değer kazanması alım gücünün artmasına yol açtı.

Sanayileşme 2000’lerden sonra hızlandı. İzmir, İstanbul, Kocaeli, Bursa gibi sanayi kentlerinde sanayileşme istihdama da yol açtı.

Herkesin bir aile doktoru var. Sosyal refah devleti canlandı. İnsanların hayatına olumlu yansıdı.

YÜZDE 60’I BİLE GEÇEBİLİR

Halk uçakla oy vermeye gitti

Genar Araştırma Genel Müdürü Mustafa Şen:

Sağlık, eğitim ve ulaşım üçlüsündeki başarı AK Parti’yi zirveye taşıdı. AK Parti yüzde 5.3 olan yoksulun milli gelirden aldığı payı 5.8’e çıkardı.

Sınır yüzde 50’den milli gelirden pay alma oranı yüzde 46 oldu. Yani sosyal seviyeler arasındaki fark azalttı.

 AK Parti, 5.olan milli gelirden pay alma oranını birkaç puan daha yükseltebilirse, bir dahaki seçimde alacağı oy oranı yüzde 60’ı geçer.

Eskiden sadece uçağı havada görenler oylarını uçaklardan inerek verdi.

Öğrenciler kitaplarını hazır buldu.

İnsanlar 5 yıl önce hangi fiyattan takım elbise alıyorsa yine aynı fiyattan alıyor. Bunu gören vatandaş, hizmetin devamı için AK Parti’ye oy verdi

Halk, AK Parti’nin samimiyetini 2002-2004 arası test etti, samimiyeti gördü, samimiyet geldikçe de AK Parti oylarını arttırdı.

 AK Parti hem üst gelir seviyesini hem de alt gelir seviyesini korudu ve yükseltti.

TOPLAM 506 BİN KONUT ÜRETTİ

Dargelirliler için 424 bin konut yaptı

Bugüne kadar yatırım maliyeti yaklaşık 35 milyar lira olan 3 bin ayrı ihale gerçekleştiren Toplu Konut İdaresi (TOKİ), 2002 yılından bu yana 505 bin 967 adet konut üreterek kalitenin artmasını, fiyatların ulaşılabilir olmasına imkan sağladı. TOKİ, ‘hasılat ve kar payı paylaşımı’ sisteminden elde ettiği gelirle, ayda 100 lira taksitle dar gelirlilerin konut sahibi olmalarını sağladı. TOKİ’nin bu alanda yaptığı konut miktarı ise 423 bin 750’yi buldu.

PRAGMATİKLİĞİ ETKİLİ OLDU

Günlük hayat kolaylaştı

Prof. Dr. Doğu Ergil:

AK Parti’nin pragramatik olması, insanların günlük hayatını kolaylaştıracak hizmetler yapan bir parti olması etkili oldu.

Ekonomiyi iyi yönetmesi, artan ulusal gelirden ülke nüfusunun bir bölümünün yararlanması nedeniyle AK Parti’ye oy verildi.

Türkiye’nin etkinliğinin yurtdışında artmasının getirdiği güven.

Din kardeşliği temelinden türetilen vatandaşlığa dayanan ulusal bütünlük çağrısı.

Meşruiyetini devletin kendinden menkul rolünden değil topluma bağlamış olması.

Başbakanın daha muktedir olması. 9 senelik iktidarın verdiği güven ve vatandaşta “Bu adam dediğini yapıyor” algısı yaratması.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.