Ayakta İdrarın Tıbben Ve Dinen Sakıncası Nedir?

Ayakta İdrarın Tıbben Ve Dinen Sakıncası Nedir?

Ayakta bevletmekle ilgili beni bilgilendirebilirmisiniz.Sakıncaları var mıdır, uygunmudur?

Ayakta bevl edilmemelidir. Bu tuvalet adabına aykırıdır. Ayakta bevletmekten dolayı idrarın kişinin üzerine sıçraması doğru olmaz. Bu durumun kabir azabına sebeb olduğu rivayetlerden anlaşılmaktadır. Bu şekilde ihtiyaç giderme tıbben de zararlıdır. Çünkü ayakta idrar yapıldığında idrarın bir kısmı mesanede kalmakta bu da hastalıklara sebeb olmaktadır.

 
Çömelerek idrar yapmanın tıbbi yararı şöyledir: 
 
Çömelince karın kasları kasılır, dizler karına tazyik yaparlar; dolayısıyla mesane baskı altında kalır. Bevletme sonucunda mesane tam boşaldığından mesanede artık idrar kalmaz. Mesane tam boşalır. Bu ise idrar yolları ve mesane taşlarının oluşmasını önlediği gibi, prostat hastalığı olanlarda şikayetlerin azalmasında da etkili olur. Çömelerek idrar yaparken hafif sol tarafa meyil edilmelidir. İdrar yollarının anotomisine (yapısına) en uygun olan bu pozisyonda idrar yolarının ve mesane tam boşalması mümkün olmaktadır.
 
Op. Dr. Ali Hatay, Üroloji Uzmanı

Peki Ayakta İdrar Yapmak Günah mıdır?

İdrarı ayakta yapmak günah değildir. Ancak ayakta idrar yapan kimselerin üzerlerine necasetin sıçraması ve bulaşması ihtimali yüksektir. Bu durum da ibadetlerine zarar verebilir. Peygamber Efendimiz (asm) bu konuya dikkat çekmek için ikaz ve uyarıda bulunmuştur. Yoksa necaset bulaşmadan ayakta idrar yapmak günah olmaz. Bununla beraber oturarak tuvalet ihtiyacını gidermek hem adaba uygundur hem de sağlık açısından daha faydalıdır.
 
Buhari ve Müslim, Abdullah b. Abbas (r. a)’ın şöyle söylediğini rivayet etmişlerdir: Rasulullah (asm) iki kabrin yanından geçti ve şöyle buyurdu: “Bu kabirlerde yatanlar azap görmektedirler. Ama büyük bir şeyden dolayı azap görmüyorlar.” Rasulullah (asm) daha sonra sözüne şöyle devam etti: “Evet bunlardan birisi, insanlar arasında söz taşırdı. Diğeri ise bevlinden (idrarını üzerine sıçratmaktan) sakınmazdı." (Buhari, Vudu, 56; Müslim, Taharet, 34; Nesai, Cenaiz, 166; Diğer rivayetler için bk. Beyhaki, Ebû Bekir Ahmed b. el-Hüseyin, “İsbatü Azabi’l-Kabr ve Suali’l-Melekeyn”, Mektebetü’t-Turas, Kahire trs s. 115)

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.