Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, İsrail'in Gazze'ye insani yardım götüren konvoya saldırısını devlet terörü olarak nitelendirdi. Bardakoğlu, Musevi ve Hıristiyanların da bulunduğu sağduyulu kişilerin, bu vahim olayı kınamak için vargücüyle haykırmasını, insanlık adına umut verici olduğunu belirtti. Bu çağrıya devlet adamlarının da kulak vermesi gerektiğinin altını çizen Bardakoğlu, aksi halde tepkilerin sadece sokak gösterisinden ibaret kalacağını vurguladı.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Gazze'ye insani yardım götüren konvoya İsrail'in saldırısı ve İskenderun'da meydana gelen terör olayı ile ilgili basın toplantısı düzenledi. Son zamanlarda güvenlik güclerine karşı saldırıların arttığını kaydeden Bardakoğlu, "Dün akşam Hatay'dan döndüm. Orada bir şehit ailesine taziyeye gittim, ama aynı akşam 6 evladımızın şehit olduğu haberi ile adeta yıkıldım." diye konuştu.

Gazze'ye yardım konvoyuna saldırı haberi ile insanların bir kez daha umutsuzluğa düştüğünü söyleyen Bardakoğlu, "İnsanların acımasızca devlet terörü diyebileceğimiz bir saldırı sonucu katledilmesi... Bütün bunlar, bizleri tekrar durup düşünmeye, birlik- beraberlik çağrısı yapmaya, ortak aklı, sağduyuyu göreve davet etmeye mecbur bıraktı." dedi.

İnsanların kendi elleri ile bir başka insanın, insani yardıma muhtaç hale getirilmesi dramına dikkat çeken Bardakoğlu, şöyle devam etti: "Bir deprem felaketi, bir yangın felaketi, bir göçük sonucu insanların çaresiz kalmasını anlayabiliriz. Hepimiz onların yardımına koşarız. Ama, insanların hırsları, ihtirasları, kinleri, acımasızlıkları sebebi ile bir grup insanın çaresiz kalması ve dünyanın gözü önünde insani yardıma muhtaç hale gelmesini anlamak mümkün değildir."

İnsanların dünyayı kendi eli ile cehenneme çevirdiğini söyleyen Bardakoğlu, "Stratejik hesaplarımız, sınır ötesi hedeflerimiz, yarın kaygılarımız ve dinin getirdiği ahlaki değerlerden yoksunluk.. Dünyevileşmenin, kin ve nefretin bütün benliği sarması sonucu insanlar bir başka insana acı çektirmekte, göz yaşına yol açmakta." ifadelerini kullandı.

'Bir şafak vakti, uluslararası kara sularında insani yardım amaçlı, çeşitli milletlere mensup insanlara karşı yapılan saldırıyı anlamak ve izah etmenin' mümkün olmadığını belirten Bardakoğlu, "Sağduyulu insanlar olayı tanımlayacak, hatta olayı kınayacak kelime bulmakta zorlanıyorlar. Çünkü artık bunun insani çerçevede izah edilebilir bir tarafı kalmamıştır." şeklinde konuştu.

Aralarında Musevi ve Hıristiyanların da bulunduğu bir çok sağduyulu kişinin bu vahim olayı kınamak için vargücüyle haykırmasını, insanlık adına umut verici olduğunu kaydeden Bardakoğlu, şunları dile getirdi: "Dini geleneğimizde insanlar şeher vaktini en bereketli vakit olarak bilirler. Mazlum insanların yanında olmayı inanç ayrımı yapmaksızın, dinimizden hatta atalarımızdan öğrendiğimiz temel bir vazife olarak görüyoruz. Bu, Peygamberimizin bize bıraktığı bir mirastır. Bütün peygamberler tarihte hep mazlumlardan yana olmuştur. Hz. Musa'nın da, Hz. İsa'nın da, Hz. Muhammed'in (s.a.v) de bize öğrettiği budur. Böyle olunca, rahmetin dalga dalga yayıldığına inandığımız seher vakti ve bütün peygamberlerin mazlumun yanında olma çağrısı varken; adeta insani yardım götürenlere kurşunların yağmasını, kin-nefret dolu saldırı ve cinayetin işlenmiş olmasını anlamakta, tanımlamakta, nitelendirmekte sözlerimiz ve bilgilerimiz yetersiz kalmaktadır. Tek umudumuz, insanlığın içindeki o insaniyetin hala ölmediğine olan inancımızdır. İnşallah o sağduyu hala dünyada yaşıyordur ve öne çıkacaktır."

"DEVLET ADAMLARI, MİLLETLERİN İNSANİ FERYADINA KULAK VERMELİ"

Saldırının Avrupa'da birçok millet tarafından kınandığını dile getiren Bardakoğlu, "Bu bir sağduyunun ifadesidir. Ben aynı sağduyuyu devlet adamlarından da bekliyorum. Milletlerin insani refleks ile bu terörü kınaması sorunları çözmüyor. Devletlerin ve devlet adamlarının artık insanların bu ortak sağduyusuna ve insani feryadına kulak vermesi ve stratejik hedefler yerine insani değerleri önceleyen hesaplar yapması herhalde bu çağın en önemli ihtiyaçlardan birisidir. Ben, Birleşmiş Milletlerin, insanların ortak aklı ve çeşitli stratejik hesaplarla bu olayların öyle ya da böye kenarında ya da içinde olanların, ellerini vicdanına koyması ve insanların geleceği adına umutlarımızı tüketmemesi çağrısını yapıyorum." dedi.

Tarihte kınanılan her insanın günümüzde protatiflerinin bulunduğunu dile getiren Bardakoğlu, "Ben tarihin tekerrür etmekte olduğunu, Kur'an ın yaptığı tasvirlerin, Kur'an'ın insanlık hakkında, kavimler hakkında, olaylar hakkında yaptığı tasvirlerin geride kalmadığını, bugün de hala geçerliliğini koruduğunu, insanın derinliklerindeki o vahşetin zaman zaman yükseldiğini görmenin üzüntüsünü yaşıyorum." şeklinde konuştu.

MAĞDURLARA DEĞİL, CİNAYETİ İŞLEYENLERE DAHA ÇOK ACIYORUM

Terör olaylarında mazlum ve mağdurlara değil, o cinayeti işleyenlere daha çok acıdığını kaydeden Bardakoğlu, "Çünkü onlar artık hiçbir insani değerden, dini değerden, Musa'nın, İsa'nın, Muhammed'in öğretisinden nasibi olmayan insanlardır. Hele hele bunu bir de dinle ilişkilendirme gibi bir gaflete düşerlerse o zaman kendi inançlarına da ihanet etmiş olurlar." dedi.

Gazze'de çaresizliğe mahkum edilen insanların bulunduğu durumu birinci vahşet, onlara insani yardım yapan insanların maruz kaldığı muameleyi de ikinci vahşet olarak gördüğünü ifade eden Bardakoğlu, ikisini de aynı ölçüde kınadığını vurguladı.

ŞEHİT AİLELERİNE BAŞSAĞLIĞI DİLEMEK YETERLİ DEĞİL

Türkiye'de meydana gelen terör olaylarına da dikkat çeken Bardakoğlu, "Ben doğrusu, şehit ailelerine başsağlığı dilemeyi yeterli görmüyorum. Bizim bu terörü önlememiz gerekiyor. Şehit törenlerini çok iyi yapmış olmamız, başsağlığı dilememiz, acıyı paylaşmamız insani ödevimizdir ama o noktaya gelmeden önce tedbir almamız ve teröre gereken cevabı vermemiz, canilerin gereken cevabı almaları da ortak dileğimizdir. Ben terörün tırmandırılmış olmasının iç dünyamızda, milletimizde birlik ve beraberliğimizi sarsmayacağına yürekten inanıyorum." diye konuştu.

ŞEHİT CENAZELERİ SLOGAN ATMA YERİ DEĞİL

Şehit cenazelerinde her türlü protestodan, siyasi - ideolojik söylemden ve slogandan uzak durulması gerektiğini dile getiren Bardakoğlu, "Onlara karşı son görevimizi yaparken, ibadet ağırbaşlığı içinde hareket edilmeli. Şehit cenazeleri gösteri yeri değildir. Şehit cenazeleri, slogan atma, o acıyı başka amaçlara alet etme yeri değildir." dedi.

Bütün şehit cenazelerinde ibadet bilinci ve ağır başlılık içinde olmak gerektiğini kaydeden Bardakoğlu, "Bu ibadet anında, dua anında, insanların arasına yeni ayrılıkların, yeni nifakların sokulmamasını arzu ediyorum." ifadesini kullandı.

DEVLET ADAMLARI DA AYNI TEPKİYİ GÖSTERMEZSE, TEPKİLER SOKAK GÖSTERİSİ OLARAK KALIR

Bardakoğlu konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir soru üzerine din adamlarının ve vatandaşların olayı kınamasını umut verici olarak gördüğünü yineleyen Bardakoğlu, "Ben aynı tepkiyi devlet adamlarından da bekliyorum. Devletler ve devlet adamları, çeşitli küçük hesaplar uğruna bunları himaye ettiği sürece, insanların gösterileri sadece sokak gösterisi gibi kalacak; yine bu vahşet, cinayet, zulüm, acımasızlık, yüzsüzlük devam edecektir. Sorumlu mevkide olanların gereken duyarlılığı ve tepkiyi göstermesi önemli olandır... Hala MÖ ve MS'ki olayların aynı şekli ile ve teknolojinin desteği ile daha da acımasız şekliyle tekrar edildiği bir yüzyıl varsa ortada, insanlığımıza yazıklar olsun demektir." dedi.

Konvoyda öldürülenlerin şehit olup olmadığı yönündeki bir soru üzerine Bardakoğlu, "Şehitlik makamının mükafatını verecek olan yüce Rabb'imizdir. Bizim temennimiz de odur... Sırf insani yardım götürmek için oralarda bulunan kişi ile, seher vakti onlara katliam yapan kişinin Allah katında herhalde farklı konumları vardır." diye konuştu.

Bardakoğlu, Diyanet İşleri Başkanı olarak dini cemaat liderleri ile daha geniş kapsamlı bir toplantıda bir araya gelip gelmeyeceği ile ilgili başka bir soruya, "Önümüzdeki günlerde olabilir." karşılığını verdi.