Ahmet Davutoğlu, Akil İnsanlar Heyeti ile Başbakan olarak ilk kez bir araya geldi. Toplantıda yaptığı konuşmasında "Çözüm süreci" nin önemi vurguladı.

Davutoğlu'nun konuşmalarının satır başları;

"Bu toplantı konjoktürel bir gelişmenin sonucu değil. Zaten biraraya gelecektik. Akil İnsanların toplantıları karşılıksız kalmadı, raporlar rafa kalkmadı. Akil insanların raporları demokratikleşme paketinde yer aldı. Artık Çözüm Süreci, Türk yasama sürecini de bağlayan bir süreçtir.

Ahmet Davutoğlu: Silahlanın tweetleri elimizde İZLE

ORTAK SORUMLULUK TAŞIYORUZ

Çözüm süreci bizim için bu ülkenin en önemli projesidir. Ortak bir sorumluluk taşıyoruz. Ortak sorumluluğumuz için omuz omuza vermeliyiz. Ortak vicdanı harekete geçirmek için ortak sorumluluk taşıyoruz. Akil İnsanlar Heyeti'nin yaptığı temaslar karşılıksız kalmamıştır.

"SİLAHLANIN" DİYE TWEET ATIYORLAR

Küçük, kısır alanlara hapsolunduğunda şiddet ağırlıklı eylem geliştirildiğinde büyük resim kaybolabilir. Bir mesele şiddet içerince temel tablo koybolur. Sosyal medyada şiddet içeren, şiddete davet eden söylemler var. "Silahlanın" diye twitter'da bir araya geliyorlar. Bu tweetler bizim kayıtlarımızda. Provokatif bir grup, bütün çabaları yok sayan bir sonuç doğurabiliyor.

ÇÖZÜM SÜRECİNİN TEMEL TAŞI

İki kavramı hala Çözüm sürecinin temel taşı olarak görüyorum. Tarihdaşlık ve vatandaşlık... Tekçi yapılar nerede olursa olsun, acı ve hüzün getiriyor. Vatandaşlık kimliği tarihdaşlık kimliğiyle desteklenmek zorunda. Bizim bütün çabamız reformcu yapı ile kadim kültürleri pekiştiren bir dil kullanmak.Biz Kürt, Türk, ve diğer unsurlar olarak birarada yaşıyoruz. Her kimlik Anadolu da var. Sosyo kültürel yapımız bütün unsurları bir arada tutmayı başarabildi. Tarihdaşlık bilincini kaybetmiş ulusalcılık, bir süre sonra dışlayıcı oluyor. Hiç bir toplumun hiç bir vatandaşı aidiyet hissettiği kültür bakımından tahkir edilemez. Eğer bölgeler etnik ve kimliksel açıdan dağıtılmışsa sosyokültürel bütünlüğü sağlamak çok zor. Bizim yapmamız gereken sosyokültürel zemini güçlendirmek.

SURUÇ'U KOBANİ'DEN AYIRMAK MÜMKÜN DEĞİL

Bizim yapmamız gereken Sosyo-kültürel zemini güçlendirmek. Son olaylar gösterdi, Suruç'u Kobani'den ayırmak mümkün değil. Kürtlerin devleti Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Bu süreçte jeopoltik zemin de önemli. Ya bu sınırlar barışçıl yollarlar kaynaşacak, bütün akrabalar birarada olacak yada insanlar çatışacak. Bizim yapmak istediğimiz şey buydu. Biz bunun için vizeleri kaldırdık.

ÇÖZÜM SÜRECİ MİLLİDİR

Çözüm süreci, Millidir, özgündür. 12 yıldır süreci sonuca kavuşturmak için her yolu deniyoruz. 5 sene önce imkansız görünen süreçleri bütün süiyasi riskleri göz alarak devreye soktuk. Bu yol bu topraklarda hakkı bulunanların çocuklarının el ele yürüyeceği bir yoldur.

BİZ KOBANİ ÖNEMSİZDİR DEMEDİK

Çözüm süreci, bir tarafı ikna süreci değildir, böyle bir ikna borcumuz da yok. Biz "Kobani ile çözüm süreci arasında irtibat kurulmasın" derken "Kobani önemsizdir" demedik.

VERİLEN SÖZLER TUTULSAYDI KOBANİ'YE DAHA FARKLI BAKARDIK

Eğer çözüm süreci, sağlıklı şekilde bugüne gelmiş olsaydı ve verilen sözler tutulsaydı Kobani'ye bakışımız farklı olurdu. Biz Kobani'ye de sessiz kalmadık. Ama konjonktürel bir sorun nedeniyle çözüm sürecini sekteye uğratırsanız iyi niyet sorgulanır.Hükümet programında çözüm sürecine bakışımızı şüphe götürmeyecek açıklıkta ortaya koyduk.

HEDEF ÇÖZÜM SÜRECİNİN KENDİSİDİR

Devlet binalarını, ambulansları, okulları yakmanın nasıl bir barışçıl yönü olabilir? Hedef çözüm sürecinin kendisidir. Hep beraber yapmamız gereken bu puslu havayı dağıtmak. Çözüm süreci kesinlikle kamu düzeninin alternatifi değildir.

TALİMAT VERİLDİ, KAMU DÜZENİ SAĞLANACAK