Başbakan Erdoğan'ın son parti grubu konuşması

Başbakan Erdoğan'ın son parti grubu konuşması

Rahatsızlığı nedeniyle geçtiğimiz hafta parti gurubu konuşmasını gerçekleştiremeyen Erdoğan bu hafta guruba seslendi.

 

Soğuk algınlığı nedeniyle geçtiğimiz hafta AK Parti grubunu iptal eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu hafta sıcak gündemle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Parti grubu konuşması öncesinde CHP'den istifa eden Adıyaman Milletvekili Salih Fırat'a AK Parti rozeti takan Erdoğan "CHP'den aramıza katılan Salih Fırat kardeşimize ailenize ailemize hoş geldiniz diyorum. 76 milyonun kucaklaşacağı bir çatı altında hep birlikte bu siyaseti gerçekleştireceğiz." diye konuştu.

BDP'li Emine Ayna'nın 'Türk askerleri boşuna öldü' sözlerine çok sert çıkan Başbakan Erdoğan, İstiklal Marşı'nın son dört kıtasını okuyarak Ayna'ya yüklendi. AK Parti grubu İstiklal Marşı dizeleri sonrası uzun süre Başbakan Erdoğan'ı ayakta alkışladı. 

Erdoğan'ın hedefinde MHP lideri Devlet Bahçeli ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da vardı.

İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları

Geçen hafta soğuk algınlığım nedeniyle gurup toplantımızı gerçekleştiremedik. Bu arada bugün gerçekten çok farklı çok anlamlı bir rekora hep birlikte ulaşmış bulunuyoruz. 10 yıllık iktidarımız döneminde her alanda tarihi rekorların sahibi olduk. Bugün de Ak Parti ve hükümetimiz adına bir rekoru daha egale ediyoruz. Merhum Adnan Menderes 10 yıl 5 gün iktidarda kalmıştı. Biz bugün bu rekoru aşıyor çok partili dönemde en uzun süre ardı arkası kesilmeden iktidarda kalma rekorunu aşmış oluyoruz. Merhum Menderes ve arkadaşlarını rahmetle yadediyorum.

Pazar günü normal mesaimize başladık. Çanakkale'de önce Biga ilçesine gittik orada Biga Belediyemizin hayırseverlerimizin 40 milyon tutarındaki 16 ayrı açılışı gerçekleştirdik. İçtaş özel sektörümüzün güçlü bir kuruluşu. Biga'ya yaptıkları 2 milyar dolarlık yatırımı bakan arkadaşlarımızın katılımıyla hizmete aldık. Buradan İçtaş yönetimine özel bir ziyaret gerçekleştireceğimizi ifade etmek istiyorum. Biga'dan Çan ilçesine geçtik. 10 bini aşkın kardeşimiz bizi bekliyordu. Oraya gidene kadar da bir iki eve uğramak suretiyle eski vefalı dostlarımıza ziyaret gerçekleştirdik. Onlarla beraber yola çıkmıştık. 30 yıollık dostluğumuz kardeşliğimiz vardı. Onlara uğramak suretiyle tarihi birlikte yad ettik.

Ardından ARGE merkezini açtık. Kale gurubunun önemli ARGE merkezlerinden biri. Seramik noktasında büyük bir deneyimi var. Çan ve Çanakkale bu konuda ciddi yatırımlar var. 

Dün 18 Mart Çanakkele'de deniz zaferimizin 98. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla tekrar kutladık. Sabah saatlerinde stadyumda resmi törenlere katıldık. Bütün tribünler doluydu. Bu coşkuyu orada ülkemizin değişik yerlerinden gelen vatandaşlarımızla yad ettik. 

Şehit torunlarıyla, balkanlardan orta doğudan gelen misafirlerimizle bir araya geldik. Çanakkale destanını tüm yurda tanıtmak maksadıyla kapsamlı bir proje başlattık. Çanakkale'ye gidemeyen vatandaşlarımıza sergiler belgeseller yoluyla Çanakkale ruhunu aktaracak aktarıyor. 81 vilayetimizden gelen şehit torunları Çanakkale'de bir araya geldik. Öğleden sonra Gelibolu'daki resmi törene katıldık. Diyanetişleri Başkanlığı'na özellikle teşekkür ediyorum. 250 binin üzerinde hadisi şerif okundu. Bu da bizim için oldukça anlamlıydı. Anzaklar geliyor orada dualarını yapıyorlar. İnşallah bizim de bunu gerçekleştirmemiz lazımd erdim. Bu gerçekleştiği için ayrıcac mutluyum. Bundan sorna da bu böyle devam edecektir. Burada şu hususu ifade etmek durumundayım. Millet olarak tarihimizden çok önemli dönüm noktaları var.

Malazgirt Savaşı, Çaldıran Savaşı, Mohaç Savaşı, bizim tarihimizde önemli yere sahip savaşlardır. Çanakkale Savaşı da tarihimize damga vuran bir zaferdi. 

Dünyanın en modern orduları Çanakkale'de kesin yenilgiye uğratılmıştır. Düşman saldırıyor gülle gülle batarya batarya diye mehmetçik saldırıyor Allah Allah vatan diye. Onların tüm orantısız güçlerine rağmen Mehmet'in imkanları belliydi. Ama bir şey vardı ki o aşılmazdı. Çanakkale Savaşı bir zafer olmaktan öte Kurtuluş Savaşı'nın bir girizgahı olmuştur. Görebilenler için bizim millet vasfını perçinlediğimiz millet tarifi yaptığımız yer olmuştur. Millet Çanakkale ruhudur diye cevap verdik. Bundan sonra da biz milleti böyle tanımlayacağız. Çanakkale destanı tek bir ırkın tek bir kavmin yazdığı bir destan değildir. Eğer o şehitlik ziyaret edilirse kimler buraya gelmiş onu görürsünüz. Orada Şam'ı Kosava'yı HAlep'i Humus'u görürsünüz. Onlar oralardan çıktılar buraya geldiler ve yedi düvele karşı mücadele verdiler. Çanakkale bizim millet tarifimizi yapan bizi kardeş kılan ufkumuzu aydınlatan bir zaferdir. AK Parti olarak Çanakkale destanına sahip çıkmaya devam edeceğiz.

İlk gençlik yıllarımızdan itibaren Çanakkale bizim için hep ayrı bir öneme sahipti. İmam Hatip öğrencisisiyken hocalarımız bize bazı bilgiler veriridi. Bu işler niye böyle bu işin aslı neydi? Allah lütfetti ve bu ülkenin yönetimine geldik ve BEşir Atalay Bey koordinatörlüğünde Kültür Bakanlığı ile bir çalışma başlattık. Yol mol yoktu. Kabristan falan şehitlik yoktu. Sadece çorak bir yapı. Tam manasıyla mezar ve projeler yapıldı adımlar atıldı. Şu andaki yapıya geldi ama daha yapılacak işler var. Çanakkale Valiliği bu işleri daha da sıkı tutacak ve oralarda otel yatırımları da yapalım istiyoruz. Şehitler abidesi anıt yıkılıyordu. Bunu yaptığımız tamiratla o proje ile orayı güçlendirdik. Şehitler abidesini Yahya ÇAvuş Tabyasını hep bu süreçte restore ettik. Gelibolu'da 35 ayrı şehitlik tespit ettik. Geçen yıl 18 Mart törenlerine katılamamıştık. Haziran ayında Gelibolu'da 80 milyon TL ile tamamladığımız bir tanıtım merkezi yaptık. Şu anda Çanakkale'ye ziyaret yıllık 2 milyonun altına düşmüyor. Düşman askerlerinin mezarlarını görenler o zamanlar büyük bir burukluk yaşıyordu. Ancak artık bu şehitlikler baştan sonra düzenlendi. 

Çanakkale şehitlerine dar gelmeyecek bir makber kazmak asla mümkün değil. Onların hatırası için ne yaparsak yapalım mümkün değil. Biz o şehitler üzerinden hamaset üreten olmadık. Biz onların hatırasını yaşatmanın onların aydınlattığı yolda ilerlemenin gayretinde olduk olacağız. SAdece Çanakkale'deki şehitliklere sahip çıkmakla kalmadık. Dumlupınar'dan Sarıkamış'a değil, Kudüs'ten Sigetvar'a Saraybosna'ya kadar nerede şehidimiz varsa oraya ulaştık o şehitliklere sahip çıktık.

Türkmenistan Başbakanı kendi isteği üzerine Türkmenistan'ın Mern şehrinde bulunan Alparslan'ın mezarını tespit edip orada bir türbe yaılması çalışmasına başladık. Sultan Alparslan'ın hatırasına yaraşır bir türbeyi orada inşaa edeceğiz.

Geçtiğimiz hafta içinde ülkemiz için çok anlamlı bir günü geride bıraktık. Bundan 92 yıl evvel 1921'de bir 12 Mart günü İstiklal Marşı milli marşımız olarak kabul edildi. Hamdullah Suphi Tanrıöver, seçim size aittir diyerek İstiklal Marşı'nın tamamını okudu. Buradan İstiklal Marşı'nın son dört kıtasını okumak istiyorum. Türk askeri boşuna öldü diyen bazı kendini bilmezlerin bazı densizlerin 76 milyonun ortak hissiyatını bir kez daha anlamalarını istiyorum. Onlar peygamberlikten sonra en büyük mertebeye ulaşmış ölü olmayan dirilerdir. Kalbinde insan sevgisi olmayanlar onların boşuna öldüğü iddiasıyla ancak kendilerini alçaltırlar. Bu ülkeye şehitler sayesinde alçaklar yurdumuza uğramadı hiç bir zaman da alçaklar uğramayacak. 

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? 
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ! 
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ, 
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.

Rûhumun senden İlahî, şudur ancak emeli: 
Değmesin ma' bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!
Bu ezanlar-ki şehâdetleri dinin temeli- 
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım. 
Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım;
Fışkırır rûh-ı mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım!

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl! 
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl. 
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl;
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet, 
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl!

Mehmet Akif Ersoy'u bizlere böyle muhteşem mısralar yazdığı için tekrar rahmetle minnetle yad ediyorum. 12 Mart 1921'de bu marşı kabul eden bu marşın hissiyatını yüreğinde hisseden Türkiye Büyük Millet Meclisi heyetini de rahmetle minnetle yad ediyorum. Allah bir daha bu ülkeye Akif'in ifadesiyle İstiklal Marşı yazdırmayı gerektirecek şartlar oluşturmasın diye dua ediyorum. 

14 Mart Tıp Bayramı kapsamında düzenlenen törene de maalesef katılamadım. Bu vesile ile tüm tıp çalışanlarımızın Tıp Bayramı'nı kutluyorum. Üniversite hocalarımızı çok yakından etkileyen bir projeyi buradan aktarmak istiyorum. Tam Gün sistemini 2 yıldır sürdürüyoruz. Süreç içinde çıkan ihtiyaçları tespit ettik ve bu aksamaları ortadan kaldırmak için adım attık atıyoruz. Yapacağımız yasal bir düzenleme ile üniversite hocalarımız mesailerinin bitiminde hizmet vermelerinin önünü açan bir düzenleme yapıyoruz. Mesai sonrası hizmet alan hasta ödediği paranın bir kısmı doktorumuza bir kısmı da hastane bütçesine aktarılacak.

Almanya'da 7 yavrumuz ve annesi vefat etti. Tahsis ettiğimiz özel uçakla cenazelerimiz Afyon'a getirildi. Oradaki törene arkadaşlarımız milletvekilleriyle birlikte katıldı

İnsanlık tarihine kanlı bir katliam olarak geçen Halepçe Katliamı çeşitli etkinlikle anıldı. 25 yıl önce Halepçe'ye atılan kimyasal silahla masum kadın ve çocuklar katledildi. Şehit edilen binlerce kardeşimizi de rahmetle anıyorum buna benzer insanlık dışı saldırıların yaşanmaması için mücadele edeceğimizi ifade ediyorum.

Ortadoğu Kerbela'dan ders çıkarmak gerekirken yüzyıllar boyunca bu acı tekrar tekrar yaşandı. Son 30 - 35 yıl içinde büyük katliamlara şahit olduk. Tıpkı Kerbela gibi bu katliamlardan da ders almadık. BM başta olmak üzere bu kurumların dikkatini çekmedi. 3 gün önce Suriye'deki olaylar iki yılını doldurdu. 70 binden fazla insan hayatını kaybetti. Yaklaşık 250 bin kişinin tutuklu ya da kayıp akıbetleri bilinmiyor. 280 bin civarında yaklaşık 1 milyon kişi ülkesini terk ederek komşu ülkelere sürüldü. Yerlerinden edilen insan sayısı 2 milyonu geçti. Türkiye Suriye'de yaşanan olaylarda en küçük bir dahli olmayan bu olayların çıkmaması için çıktıktan sonra da samimi çaba sarf eden bir ülke olmuştur. 

Bir rejimin elindeki silahları insanlara doğrulması sonucu sessiz kalamayız. Ama değişen kötü niyetli hale gelen düşmanca faaliyetler karşısında sessiz kalamayız. Suriye halkıyla dayanışmayı güçlendirmeye çalışırken CHP bizi dış politikada eksen kaydırdığımızı iddia ediyordu. Bugün aynı CHP katlimacı bir rejimin yanından ayrılmıyor. Kim bu diktatör, 70 bin kişiyi katletmiş. Bizim uçağımızı dşürmüş. CHP bir taraftan da her ay fotoğraf çektirmeye diyorusun. Akçakale şehitlerini ziyaret ediyorsun sonra eli kanlı diktatörün yan yana fotoğraflarını görüyoruz. Geçmişte de CHP diktatörlerle fotoğraf çektirmeyi çok seviyordu.

Biz kanı durdurmak için uğraşırken Suriye'deki bir diktatörün sırtını sıvazlamaktan vazgeçmiyorlar. Yarın diktatör gittiğinde CHP Suriye halkının yüzüne nasıl bakacak. Diyarbakır'a gidemeyen CHP her ay diktatörün yanına gidiyor. 

Cilvegözü saldırısnın arkasından Suriye devleti ve Suriye istihbaratı çıktı. Ama CHP bunun hesabını nasıl verecek. CHP bunu Türkiye'ye izah edecek. Her fırsatta biz Atatürk'ün kurduğu partiyiz diyorlar. CHP şu anda düşmanımın düşmanı dostumdur politikasını uyguluyor. Esad hem kendi halkının hem de Türkiye halkının düşmanıdır. CHP içinde öyleleri var ki yarın bir düşman gözünü topraklarımıza dikse gider onların boynuna sarılırlar. Kiminle hangi karde yer aldıklarını bilmiyorlar. Bunların ne içtiklerini gerçekten merak ediyorum. Meğer rakıyı su ile içiyorlar. Diyorum ki siz böyle içmeye devam ederseniz Rize'nin tulumuna gayda demeye devam edersiniz. Ben Mardin'de söylediğimi Rize'de de söylerim ama sen Rize'ye diye İskoçya'ya gidersin.

30 yıldır süren provokasyonlara rağmen milletimiz nifak tohumlarına prim vermeden kardeşliğini muhafaza ediyor. Ak Parti bu kardeşliğin bi tezahürü olarak kuruldu. Mardin'de nasıl karşılanıyorsak Kayseri'de de öyle kcuaklanıyoruz. Biz Türkiye'nin partisi olduğumuz için terör sorunun çözmeyi bir görev olarak görüyoruz. Doğu'da ve Güneydoğu'da CHP ve MHP diye bir parti yok. Diğer bölgelerinde BDP bir parti yok. Ama Türkiye'nin her yerinde bir gönül bir erdemliler hareketi var. Kardeşlerim MHP'ye  bütün bu sorunlarda hiç bir şey terör noktasında fayda getirmez. Şu ülkenin gündeminde terör ve siyasi kürkçülük meselesini alırsnaız ne kalır? Ellerinde sadece siyasi kürtçülük ve terör meselesi var. 10 yıldır hep aynı nakaratı söylediler. Bugüne kadar biz yaptığımız her reform sonrası bölünüyoruz dediler. Herkes dualarla bu çözüm sürecinin arkasında olduklarını söylüyor. Türkiye CHP ve MHP'nin zihnindeki kadar küçük bir ülke değil. Türkiye pamuk ipliğiyle örülmüş bir ülke değildir. Türkiye korkak ürkek siyasetçilere göre bir ülke değil. İmralı'nın ifadelerinin gazetelerde yer aldığını söyleyen CHP lideri Cumhuriyet tarihinin utanç verici belgeleri dedi. Birincisi onlar belge değildir. Eğer utanç belgesi arıyorsan Dersim'de katledilen çocukları evinden yurdundan kovduğunu göseteren belgelere bak, 12 Eylül'e bak, 27 Mayıs'a bak, Menderes ve arkadaşlarının idamlarına sesia kalan partine bak. Konuşamazsın buralarda partinin geçmişi var. 

Son derece hassas bir süreçtem geçiyoruz, biz sırtımızda yumurta küfesi taşıyoruz. Bir cerrah dikkatiyle kırmadan dökmeden çözmenin mücadelesi içindeyiz. Diğer partiler bölge partileri olduğu için sorumsuzca hareket ediyorlar. Adeta sırattan geçiyoruz adeta keskin bir bıçağın üzerinde yürüyoruz. Asla bir pazarlık içinde değiliz olmadık olmayız, bir taviz verme bir geri adım asla söz konusu değil. Sayın Bahçeli şehitlerimizin konumunu konusunu bizim anlama kıratımız kadar senin kıratın yok bunu da böyle bilmeni istiyorum. Öyle ağır hakaretlerle de hiç bir zaman kendine haklılık payı çıkarmaya kalkma bu millet seni de bilir bizi de bilir. Bu ülkeyi nasıl çökerttiğiniz nasıl yolsuzluklara pirim verdiğinizi iyi bilir. Bizi delikli kuruşa muhtaç ettiğinizi bu millet iyi bilir.

Bir yandan çözüme destek veriyormuş gibi görünüp fitne peşinde koşan kan tacirlerine karşı mücadele veriyoruz. Siyasetini terörün üzerine kurmuş MHP,CHP ve BDP ve terör baronlarına inat biz bu meseleyi çözeceğiz. Milletimiz şunu bilsin ki milletten gizli bir şey olamaz. Açıklanacak bir konu olduğunda biz onu açıklarız. Sürecin hassasiyeti nedeyli az konuşuyor olabiliriz. Yeri geldiğinde bunlar açıklanır. Ne yapıyorsak sadece millet için büyük Türkiye için bu adımı atıyoruz. 

Siirt'te çok özel bir hanım kardeşimize plaket verdim. Siirt'te 100 merminin sıkıldığı bir araçta 4 bayan kardeşimiz şehit olmuş 2 bayan akrdeşimiz de yaralanmıştı. Sevgili Nuran kardeşimiz bizden bu meseleyi çözmemizi istedi. Diğer Gülcan kardeşimizi de ziyaret ettik. Gülcan kardeşimiz de bu meseleyi çözmemizi istedi. Siirt'te bir kız kardeşimizin Türkçe Kürtçe ve Arapça türkü dinledik. Gazi Nuran ve Gülcan için bu ülkenin tüm gazileri tüm şehitleri yüreği yaralı anaları için biz rabbimizin yardımıyla bu sorunu çözeceğiz. Bu ülkenin çocuklarına annelerine sözümüz var. Bedeli ne olursa olsun baldıran zehiri de olsa içeceğiz ama bu sorunu çözeceğiz. Çanakkale şehitlerine sözümüz var. Allah'ın izniyle ve milletimizin hayır duasıyla siysasi kürtçülük ve terör meselesini çözeceğiz. Mart ayı sadece acı yıldönümle anılmış değil. Nice elim olaylara rağmen Mart baharın müjdelendiği aydır. Dirilişin uyanışın umudun adıdır. Nevroz'un bu umutla kutlanmasını canı gönülden arzu ediyoruz. Bu Nevruz gülen yüzlerin attığı zirve yaptığı bir ay olsun.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.