Beşiktaş'ı Kurtaran Beyan

Beşiktaş'ı Kurtaran Beyan

Geçen hafta Beşiktaş ve Fenerbahçe ile ilgili UEFA tarafından verilen kararların ilginç ayrıntıları gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Konuyla ilgili en son detay Beşiktaş'ın dosyası ile alakalı gündeme geldi. Buna göre Beşiktaş, Fenerbahçe gibi 3 yıl ceza

Geçen hafta Beşiktaş, resmi sitesinden UEFA'nın kararını ve tercümesini yayınlamıştı. Bu belgelerden de görüldüğü üzere, Beşiktaş'ın aldığı cezanın tek gerekçesi 11 Mayıs 2011 tarihinde İ.B.B. Spor ile Kayseri'de oynadığı 49'uncu Türkiye Ziraat Kupası final maçının sonucuna, Serdal Adalı ve Tayfur Havutçu'nun fiil ve davranışlarıyla etki ettikleri iddiasıydı.

 

Ancak, UEFA'dan çok daha ağır bir cezanın gelmesini engelleyen adımın bundan 2 ay önce atıldığı ortaya çıktı:

 

Tarihler 9 Mayıs'ı gösterdiğinde UEFA Beşiktaş'tan, Kulübün kendi müsabakalarına katılım sağlayabilmesi için şart olan "Kulüp Katılım Belgesi"ni doldurmasını istedi. UEFA Kulüpleri, bu formu doldurmadığı takdirde müsabakalarına almıyordu ve Avrupa'da mücadele edebilmek için bu belgeyi doldurmak zorunluydu.

 

Söz konusu formda, belirtilmesi gereken noktalardan birisi de, 27 Nisan 2007 tarihinden bu yana hiçbir şekilde şikeyle, doğrudan veya dolaylı olarak ilişkili olunmadığının ve eğer bu konuda yürütülen bir soruşturma ve verilen kararlar varsa bunların belirtilmesiydi. Diğer bir ifadeyle, Beşiktaş söz konusu bildirimi yaparken, şike ile ilgili olan maddeye geldiğinde, UEFA Talimatının mecbur kıldığı şekilde, hem TFF hem de ceza mahkemesi kararlarından bahsetmekle yükümlüydü. Zaten, bu kararların tercümeleri tam dosya olarak UEFA'nın elinde mevcuttu, bu bilgileri belirtmemek UEFA'dan bilgi saklamaya çalışmak olurdu.

 

Beşiktaş 9 Mayıs'ta, bu yükümlülüğe dair form kaleme alınırken ilk cümle olarak Kulübün kesinlikle şike ile doğrudan veya dolaylı alakalı olmadığını, bir başka ifadeyle, Serdal Adalı'nın ve Tayfur Havutçu'nun şikeye bulaşmadığını ifade etmişti. Bunu söylemekle birlikte, UEFA'nın elinde mevcut olan ve birer tercümesi zaten bulunan TFF'nin ve ceza mahkemesinin mevcut kararlarını da UEFA'ya sundu.

 

Zaten, UEFA'da 3 Temmuz ile alakalı tüm kararların tercümesi varken bunu belirtmemek Beşiktaş'ı bilgi gizleyen bir kurum durumuna sokardı. 3 Temmuz sürecinin Beşiktaş ile alakalı kısmından bahsetme yükümlülüğü varken ve buna rağmen bundan belirtmezse bu bilgi gizlemek olurdu ve UEFA'dan çok daha ağır bir cezanın gelmesine yol açardı.

 

Kamuoyuna yansıdığı üzere, Fenerbahçe kararında UEFA'nın cezanın gerekçesi olarak 5 adet maçın yanı sıra "Bilerek ve hileli olarak KATILIM kriterleri formunu eksiksiz doldurup UEFA’yı yanıltmak" olduğu belirtmişti. Ayrıca, Aziz Yıldırım'da 27 Haziran'da yaptığı basın açıklamasında "UEFA bize yalan beyandan dolayı ceza verdi" şeklinde beyanda bulunmuştu.

 

İşte BeşiktaşFenerbahçe'den ayıran bu beyan sayesinde, UEFA tarafından 10 Haziran tarihinde Disiplin Kurulu'na sevk edilen ve 1 yıl Avrupa Kupalarından men edilen Beşiktaş'ın, Fenerbahçe gibi çok daha ağır bir cezadan bu beyanı sayesinde kurtulduğu ortaya çıktı.

 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.