Reha Muhtar-Vatan

Ama böylesine bir kafatasçı, üstelik belden aşağı bir saldırı, insan haklarından yana bir insanın savunabileceği bir hareket olamazdı...

ÖDP milletvekili Ufuk Uras kardeşim Meclis'in onur ödülü için Orhan Pamuk'u önerdi...

CHP Milletvekili Canan Arıtman hanımefendi ise aynı ödül için Türkan Saylan'ı...

Benim açımdan ortada müthiş ironik bir durum var...

Şöyle ki,

Canan Arıtman hanımefendi, bir süre önce Abdullah Gül Beyefendi'nin siyasi davranışlarında, annesinin Ermeni kökenli olması ihtimalinin, ne derece etkin olduğunu sorarak benim için büyük bir ayıbın altına imza atmıştı...

İnsanların annelerinin genetik köklerinden, bir ülkenin Cumhurbaşkanı'nın siyasi davranışlarının izlerini bulmaya çalışmak Hitler'in Almanyası'nda mutlaka çok görülen bir davranıştı...

Ama böylesine bir kafatasçı, üstelik belden aşağı bir saldırı, insan haklarından yana bir insanın savunabileceği bir hareket olamazdı...

***

Durumun ironisine bakın ki, aynı Canan Hanım, şimdi Türkan Saylan'ı TBMM onur ödülü için öneriyor...

Zavallı Türkan Saylan annesi İsviçreli diye, kelle avcısı çevrelerin hedefi oldu, "Kadıncağızı annesinin kökeninden dolayı Hristiyan misyoner ilan ettiler... Hedef gösterdiler..."

Türkan Saylan ölümünden bir ay önceki programda bana, "Annemin Hrıstiyanlığıy-la benim çalışmaların arasında ne bağ var diye" soruyordu...

Hatta annesinin evlendikten sonra Hristiyanlığı sürdürmediğini falan söylemek zorunda kalmıştı Türkan Saylan...


***


Ne acıdır ki tıpkı Abdullah Gül gibi...

O da Cumhurbaşkanlığı'ndan açıklama yaptı ki "annesinin Ermeni dönmesi falan olması sözkonusu değildir..."

Abdullah Gül'e annesinin Ermeni dönmesi olma ihtimalinden dolayı soru önergesi veren Canan Arıtman, annesinden dolayı "Hrıstiyan misyoner" diye katlledilmeye çalışılan Türkan Saylan'a onur ödülü verilmesini istiyor...


***


Herkes bilmeli ki mağduriyet anlamında Türkan Saylan'la Abdullah Gül arasında milim fark yoktur...

İnsanların soyağaçlarının genetik miraslarından kafatasçı şekilde "davranış bilimleri uzmanı" kesilmek raşistliktir, ırkçılıktır...

Raşist ve ırkçı kafa yapısına sahip olanların uyguladıkları yöntem de tarih boylu faşizm olmuştur, başka bir şey değil...

Kendisine ister sosyalist kisvesi taksın, ister dinci, ister laik, hepsinin yaptıkları aynı haysiyet cellatlığıdır...


***


Bana gelince durumum şöyle;

Kafatasçılıktan uzak kardeşlikten ve barıştan yana olduğunu yakından bildiğim dost Ufuk Uras, Orhan Pamuk'u öneriyor...

Oysa Onur Ödülü'nün kimlere verildiğini öğrendiğimde kafamda bir soru işareti beliriyor Ufuk'un önerisiyle ilgili:

"Ödül, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve milletine, ulusal ve uluslararası düzeyde üstün hizmetlerde bulunanlara, Türkiye'nin tanıtımına katkı sağlayanlara, halkın refahı eğitimi, mutluluğu ve sosyal gelişimi için yararlı hizmetlerde bulunanlara, milli egemenlik demokrasi konularında yaptığı bilimsel çalışmalarla başarı gösterenlere verilir" deniyor...


***


Orhan Pamuk Nobel'i alarak edebiyat, sanat ve entelektüel çevrelerde Türkiye'nin tanıtımına katkı yaptı mutlak...

Ve fakat Ufuk kardeş alınmasın ama, görmemişin oğlu gibi Nobel almış bir edebiyatçıya TBMM'nin de fazladan bir Onur Ödülü vermesini çiğ buluyorum...

Nobel Nobel'dir zaten, bunu birn de TBMM'den onaylatmaya gerek yok...

Amma velakin, madem ki "halkın eğitimi için çaba sarfedenlere" denmiş ödül verilecekler tanımında...

O zaman bu ödül TÜRKAN SAYLAN'a verilmelidir...

Önerenin düşünce yapısına inat bu ödülü merhume Türkan Saylan almalıdır...

Çünkü o zaman ödül hem eğitime, hem de ırkçlığa yani raşizme ve faşizme karşı olacaktır...

Bence Abdullah Gül'ün Meclis üzerinde bir psikolojik gücü varsa, bu gücü "Aynı tip mağduriyetten sabık kader arkadaşı Türkan Saylan için" kullanmalıdır...

Türkan Saylan ve Abdullah Gül birbirinin zıttıdır...

İki ayrı siyasi kutuptur...

Ancak kafatasçılık, zıt siyasi kutuplardakileri de aynı şekilde mağdur edebilir...

Eğer Meclis Başkanlığı buna önayak olursa o zaman gerçekten çok saygın davranmış olacaktır...

Kahrolmalıdır artık ırkçılık ve kafatasçı cellatlık...