Davutoğlu: 'Barıştan bahsedenler önce bunun hesabını verin!'

Davutoğlu: 'Barıştan bahsedenler önce bunun hesabını verin!'

Parti grubunda konuşan Başbakan Davutoğlu, son 10 günde yaşanan terör olayları ve can kayıplarına dair rakamları paylaştı. Türkiye'nin kendisine yönelen her namluyu kırmaya muktedir olduğunu belirten Davutoğlu, bu saldırıları kınamayanlara seslendi, "Bugü

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin TBMM Grup toplantısında konuştu. İşte Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları;

 

Son günlerde çok yoğun terör saldırısıyla karşı karşıyayız. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Terör faaliyetlerin yapan örgütler, önlerindeki maşalar kim olursa olsun hepsini lanetliyorum. Şehitlerimizin hatıraları ve emaneti omuzlarımızda kutsal emanet olarak ebediyete kadar sürdürülecektir.

 

13 Temmuz’da CHP genel başkanı sayın Kılıçdaroğlu ile MHP Genel Başkanı Bahçeli ile, HDP eş başkanlarıyla görüşmeler yaptık. Hemen arkasından millet olarak huzurlu ramazan bayramını idrak ettik. Çevremizdeki ateş çemberi içinde, Türkiye ramazan bayramını huşu içinde idrak etmişti. Fakat ramazan bayramını müteakip, Suruç’ta başlayan ve bugüne kadar süren terör saldırısı karşısında, Türkiye mücadele veriyor.

 

KOBANİ'Yİ BAHANE ETTİLER

Geçen sene de kurban bayramını idrak ederken, şer odakları Kobani’yi bahane etmişlerdi. Hepimizin görmesi gereken bir tablo var. aldığımız tedbirleri, gelecek perspektifimizi paylaşmak istiyoruz. 7 haziran’dan bugüne kadar bilinçli terör tırmanmasıyla karşı karşıyayız. TBMM Başkanı son derece vakur şekilde seçmiş, cumhurbaşkanımızdan görevli almış, hükümetsiz bırakmama çabası içindeyken, bir takım şer odakları harekete geçtiler.

 

ÖNCE BUNUN HESABINI VERİN!

Üç terör örgütü eş zamanlı saldırıda bulundular. Milletimizin bu saldırıları görmesi açısından 7 Haziran 28 Temmuz’da neler oldu? 657 terör olayı gerçekleşti 11 güvenlik görevlimiz şehit edildi, 41 vatandaşımız hayatını kaybetti, 15 baraja saldırı düzenlendi, 20 araç yağmalanması, ve 335 araç yakılmasıyla karşı karşıya kaldık. 7 Temmuz’da Siirt’te polisimizin şehadetiyle işaretini vermeye başlamıştı. DEAŞ, PKK ve DHKPC eş zamanlı olarak Türkiye’yi hedef almıştır ve saldırılar başlamıştır.20 Temmuz’da Suruç’ta DEAŞ’ın saldırısıyla 32 vatandaşımız katledildi. DEAŞ’a dönük de alacağımız tedbirleri konuşmaya başladık.

 

'PKK İLE DEAŞ SAVAŞIYOR DİYE DÜŞÜNENLER VAR YA...'

Ben 21 Temmuz’da yaralıları hastanede, alınacak tedbirleri alanda yerinde tespit için Şanlıurfa’da bulundum. Tam bir DEAŞ mücadelemizin nasıl olacağı yönünde planlamalar yaparken, aynı gün 20 Temmuz’da bu sefer Adıyaman’da PKK harekete geçti ve uzman çavuşumuz şehit edildi. Hani bugün PKK ve DEAŞ savaşıyor diye düşünenler var ya, zamanlamaya dikkat etsinler. Hemen 22 Temmuz’da bu sefer Ceylanpınar’da polis memurlarımız alçakça kalleşçe, uyurken enselerinden vurularak şehit edildiler.

 

Biz istihbarat birimlerine talimat verdik ve bize gelen bilgilerle, PKK’nın telsiz konuşmalarından onlar tarafından gerçekleştirildiğini tespit ettik. Yine aynı gün, Suruç’ta katledilen vatandaşlarımızın nakli esnasında istanbul’da DHKPC’liler harekete geçti ve İstanbul sokaklarının kendi hakimiyetleri altındaymışçasına gösteri yapmaya kalkıştı. Biz Ankara’da bunları bir araya getiren değerlendirmeler yapmaya başladık. 23 Temmuz’da bir polisimiz, kaza ihbarı… Alçaklığı düşünün, kazaya yardıma giden polisimizi şehit ettiler.

 

"BUGÜN HALA BARIŞTAN BAHSEDENLER VAR..."

Bugün hâlâ, bugün dahi, barıştan bahsedenler var ya, siyasi görünümlü bazı şahsiyetler önce bunun hesabını verecekler. Herhangi bir kınama, lanetleme duydunuz mu?

Dikkatimiz istanbul’da DHKPC, Ceylanpınar’da PKK’ya yönelmişken, bu kez Kilis’te DEAŞ bir askerimizi şehit etti sınırda. Perde gerisindeki bir odak, üç örgütü birden harekete geçirdi. Kapsamlı, üç maşalı bir saldırıyla Türkiye karşı karşıyaydı. Oturduk, kapsamlı değerlendirme yaptık ve daha sonra da operasyonlar başlamasından itibaren de PKK’nın saldırıları devam etti. 24 Temmuz’da Erzurum’da, düşünün bunların anlayışlarını zilletlerini gösteren bir olgudur. Üç sağlık görevlimiz ve ambulans kaçırıldı.

 

24 Temmuz’da Lice’de bir polisimiz kaçırıldı, 25 temmuz’da başçavuş ve uzman çavuşumuz şehit edildi. Kamyonlar yakıldı. 26 Temmuz’da, İstanbul’da DHKPC polis memurumuzu şehit etti.

 

27 Temmuz’da binbaşımızı şehit ettiler. Dün uzman çavuşu şehit ettiler. Düşünün bir taraftan DEAŞ, PKK ve DHKPCP, eş zamanlı olarak Türkiye’yi hedef aldı. Birincisi Türkiye’nin demokrasisi… Türkiye hedef edilmiştir. Ne polisimiz, ne güvenlik görevlilerimizdir hedefte olan. Onların kayıpları üzerinden, Türkiye son yılların en büyük saldırısıyla karşı karşıya kalmıştır. Hayat hakkı en kutsal haktır. Türk demokrasisi tehdit edildiği için, ben ilk gün ortak deklarasyon çağrısında bulundum. Daha operasyonlar başlamamıştı.

 

'MADEM TALİMAT ALDIKLARI YERLER VAR'

Çağrımız CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu dışında yanıt bulmadı. HDP’li yetkililere söylüyorum, neredeydiler, ortak tavır sergileyelim derken neredeydiler? Kandil’den alacakları talimatı bekliyordu. Madem ki talimat aldıkları bir yer var, talimat aldıkları yeri gerektiği zaman gerektiği anda cezalandırırız ve cezalandırmaya kararlıyız.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.