Erdoğan'ı mest eden pankart

Erdoğan'ı mest eden pankart

Başbakan Erdoğan, 12 Haziran seçimleri dolayısı ile memleketi Rize'de vatandaşlara hitap etti.

Başbakan Erdoğan'ın memleketi Rize'deki mitingine Kılıçdaroğlu'na gönderme yapan pankartlar damga vurdu.

Mitingde  'Çete yaz Kemal'e yolla üye kartın cebine gelsin' pankartlarlara hayran kalan   Erdoğan, Karadeniz şivesiyle "Benim hemşerularimun heryerinden zeka fişkuriyu " yanıt verdi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''8.5 yıl boyunca Rize'ye mahcup olmadık. Rize'yi mahcup etmedik, Rize'yi utandıracak hiçbir yanlışın altına imza koymadık. 81 vilayete cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımlarını, en büyük hizmetlerini kazandırdık'' dedi.

Erdoğan, partisince Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitinginde vatandaşlara hitap etti. Gösterdikleri ilgi dolayısıyla hemşehrilerine teşekkür eden Erdoğan, şunları söyledi:

''Bugün bir kez daha sizleri bütün kalbimle, muhabbetle, hasretle selamlıyorum. Buradan baba ocağı Rize'de, Rizeli tüm kardeşlerimi, Ardeşen'i, Çamlıhemşin'i, Çayeli'ni, Derepazarı'nı, Fındıklı'yı, Güneysu'yu, Hemşin'i, İkizdere'yi, İyidere'yi  Kalkandere'yi, Pazar'ı, oradaki tüm kardeşlerime selamlarımı, sevgilerimi, saygılarımı gönderiyorum. Yeşil ile mavinin buluştuğu kenti, Rize'yi selamlıyorum. Anzer kadar tatlı, çay kadar keyifli, Kaçkar kadar yüce, Karadeniz kadar coşkun Rize'yi, hemşehrilerimi selamlıyorum.''

Zaman zaman Rize aksanıyla konuşan Erdoğan, ''Ahh ah. Demir alduk limandan, hava kesti bi yandan, her şeyi unuturum, Rize çıkmaz aklumdan. Rize akıldan çıkar mı, Rize unutulur mu, baba ocağı, ana ocağı unutulur mu? Rizeli uşaklara bacılara ha bu kardeşlerime vefasuzluk olur mu, olmaz. 8.5 yıl boyunca Rize'ye mahcup olmadık. Rize'yi mahcup etmedik, Rize'yi utandıracak hiçbir yanlışın altına imza koymadık. 81 vilayete Cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımlarını, en büyük hizmetlerini kazandırdık'' diye konuştu. 

-''HUKUK, ADALET, BARIŞ DEDİK, İNSANLIK DEDİK''-

Türkiye'nin ekonomisini 3 kat büyüttüklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

''Geldiğimizde 230 milyar dolar olan Türkiye'nin milli gelirini 740 milyar dolara ulaştırdık. Nereden nereye. 230 milyar nere, 740 milyar dolar nere. Türkiye'nin itibarına itibar kattık. Dünyanın her yerinde, her coğrafyasında mazlumların mağdurların ezilmişlerin yanında olduk. Nerede bir ses duyduysak oraya uzandık. Hiçbir ülkenin görmediği, görmek istemediğini biz gördük ve tüm dünyaya cesaretle gösterdik. Herkesin sessiz, tepkisiz kaldığı meseleleri biz cesaretle dünya gündemine taşıdık. Herkesin sırtını döndüğü Afganistan'da, Irak'ta, Filistin'de oradaki kardeşlerimize biz sahip çıktık. Libya'da kimileri sadece petrol kuyularını görürken biz orada canları, insanları gördük. Yaraları sarmak için oradan yaralıları aldık, ülkemize getirdik. Burada tedavi edip ülkelerine gönderdik. Hala tedavi edip ülkelerini gönderiyoruz. Huzuru barışı sağlamak için tüm imkanlarımızı seferber ettik. Rize'den aldığımız güç, ilhamla her yerde hakkı, hukuku adaleti savunduk. Hukuk, adalet, barış dedik, insanlık dedik.''

-''SEN PROFESÖR, İLİM İNSANI, İLİM KADINI OLABİLİRSİN AMA İRFAN SAHİBİ OLAMAMIŞSIN''-

Makam, mevki peşinde olmadıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Ne olacak? Hepimiz ölmeyecek miyiz, öleceğiz. Öldüğümüz zaman hoca efendi bizi musalla taşına yatıracak. Bak biz CHP'liler gibi konuşmayacağız. CHP'nin bir tane profesör milletvekili bayan İstanbul'daki Zincirlikuyu Mezarlığı'nın kapısında 'Her nefis ölümü tadacaktır' ayeti var, diyor ki çok tiksindirici. Yahu bu CHP zihniyeti böyle. CHP zihniyeti bu. Bunlara aslında benim Rize'mden oy çıkmaması lazım. Çünkü Allah'ın ayetine 'çok tiksindiricidir' nasıl dersin. Yoksa sen ölmeyecek misin? Ölüm nasihattir.  Herhalde bu profesör o sözü İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın sözü zannediyor. Farkında değil. Sen profesör, ilim insanı, ilim kadını olabilirsin ama irfan sahibi olamamışsın. Kendini tanıyamamışsın. Yunus ne diyor, 'İlim ilim bilmektir/ilim kendin bilmektir/Sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır.' Sadece okumuşsun o kadar. Önüne de bir kariyer koymuşsun, profesör, ama kendini tanıyamamışsın. Hikaye. İrfan sahibi olmak, bilmediğini bilmektir. Mesele o. Onun için hoca efendi musalla taşına koyacak, cumhurbaşkanı, başbakan, milyarder, profesör, ordinaryüs profesör niyetine demeyecek. Er ya da hatun kişi niyetine diyecek. Alacaklar, iki metrekarelik mezarın içine gömecekler. Ondan sonra bir daha yanına gelirler mi gelmezler mi hak getire. Gelirlerse ne ala. Bu da nereye bağlı, ''baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş diyor' Baki.

Geride hayırlı bir şeyler bırakmışsak o zaman hayırla yad edilirsin. Bırakmazsan lanet ile anılırsın. Olayın aslı bu. Benim Rizeli kardeşim, biz ne bekliyoruz biliyor musunuz? 'Allah sizden razı olsun deyin' bize bu yeter.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bunların molotofkokteylleri, bombaları, şusu busu bizi bu yoldan alıkoymayacak. Çünkü biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık. Bu yürekle çıktık'' dedi.

Rize'de, partisince Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap eden Başbakan Erdoğan, 8,5 yıl boyunca nice tehditler aldıklarını belirterek, şunları söyledi:

''Bizi engellemek, bizi durdurmak, bizim üzerimizdeki millet emanetini almak için nice tuzaklar kuruldu. Hiçbirine düşmedik. Hukuku zorladılar, çeteleri üstümüze saldılar. Akla hayale gelmedik tezgahlar kurdular. Evelallah altüst ettik. En son Kastamonu'da konvoyumuza saldırdılar. Recep'imiz şehit oldu, Metin'imiz yaralı. Rabbim şehitlik makamıyla taltif etsin, Metin'imize de şifalar versin. Silopi'de iki polisimiz şehit oldu. Bunlar son günlerdeki olaylar. Şu anda Türkiye genelinde AK Parti'nin seçim bürolarına, il ve ilçe bürolarına saldırıyorlar. Bunlara da boyun eğmeyeceğiz, geri adım atmayacağız. Demokrasi mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Bunların molotofkokteylleri, bombaları, şusu busu bizi bu yoldan alıkoymayacak. Çünkü biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık. Bu yürekle çıktık. Biz bu yola bu mücadelemizin ne kadar kutsal bir mücadele olduğunu bilerek çıktık ve böyle de devam edeceğiz. Eşkiyaya, çapulcuya, çeteye, mafyaya, asla pabuç bırakmadık, bundan sonra da bırakmayız.''

Sözün bittiği yerde şiddetin başladığını söyleyen Erdoğan, ''Düşüncenin bittiği yerde eşkiyalık başlar. İnsanlığın bittiği yerde vahşet başlar, bunu böyle bilelim. İşte bunların sözü bitti, bunların düşüncesi zaten hiç olmadı. Bunlar insanlıklarını da kaybettiler, seçimden netice alamayacaklarını anladılar, onun için seçim bürolarımıza saldırmaya başladılar'' diye konuştu.

-''GÖZÜ KARARMIŞ ŞEKİLDE AK PARTİ'YE SALDIRIYORLAR''-

Dört bir koldan AK Parti'ye karşı saldırıya geçildiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

''Çünkü o eski günlerine döndürmek istiyorlar. Bunlara yol verecek miyiz? İttifak halinde AK Parti'yi hedef tahtasına koydular. CHP'si, MHP'si, BDP'si, terör örgütü, Ergenekon'u, onların yandaş, candaş medyası aynı hizaya geçtiler. İttifak halindeler, gözü kararmış şekilde AK Parti'ye saldırıyorlar. Kastamonu'da, Silopi'de, Diyarbakır'da polisimize saldırıyorlar. Ama biz durmak yok, yola devam edeceğiz. Durmayacağız. Dün Adana seçim büromuza saldırdılar, Doğu'da ve Güneydoğu'da sürekli seçim otobüslerimize, milletvekillerimize saldırıyorlar.''

Başbakan Erdoğan, miting alanındaki ''Çete yaz, Kemal'e yolla. Üye kartın cebine gelsin'' yazılı pankartı göstererek, zaman zaman Rize şivesiyle ''Nasıl, benim hemşehrilerimun her yerinden zeka fışkırıyor da...'' dedi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

''Söz kalmadı. Savunacakları ilkeleri yok. Biz bataklığı kurutuyoruz. Çünkü terörün, teröristlerin elindeki istismar araçlarını alıyoruz, aldık. Bundan rahatsız oluyorlar, onun için AK Parti'ye saldırıyorlar. Benim Kürt kardeşlerimin sorunlarını çözdüğümüz için BDP de terör örgütü de bundan çok büyük rahatsızlık duyuyorlar. Doğu'nun, Güneydoğu'nun yoksulluğu bitmesin istiyorlar. Anaların gözyaşı, gençlerin kanı dinmesin istiyorlar. Bugüne kadar kandan gözyaşından beslendiler. Bundan sonra da ondan beslenmek istiyorlar.

-''MHP DE PKK TERÖR ÖRGÜTÜNE ADETA TEŞEKKÜR ETTİ''-

Başbakan Erdoğan, ''12 Haziran'dan sonra yeni anayasa'' dediklerini dile getirerek, ''Özgürlükçü sivil, katılımcı bir anayasa diyoruz. İlk kez millet kendi anayasasını yapacak diyoruz. İşte bunu engellemeye, bunun önünü kesmeye çalışıyorlar. Allah aşkına bakar mısınız, bütün ömrünü CHP ile mücadele ile geçiren 87 yaşındaki bir zat CHP ile kol kola yürüyor, kim olduğunu biliyorsunuz değil mi?'' dedi.

Erdoğan, şunları kaydetti:

''CHP çetelerle kol kola giriyor. BDP, PKK, terör örgütü MHP'yi savunuyor. Dün çok şaşırtıcı bir şey oldu. MHP de PKK terör örgütüne adeta teşekkür etti. Kaset olaylarında MHP'ye arka çıktığı için, kendilerini savunduğu için adeta PKK'ya iltifat etti. MHP Genel Başkan Yardımcısı aynen şu ifadeyi kullanıyor, dikkat edin, PKK terör örgütü için söylüyor, 'demek ki kendilerine özgü fikir ahlakları, namusları var. Takdir duygusuyla söylemiyorum ama kendi içlerinde tutarlı fikir namusu var.' Bu nasıl bir ittifak, bu nasıl bir AK Parti karşıtlığı. Buradan, Rize'den öyle bir haykıralım ki bütün Türkiye duysun, Kandil duysun, Silivri duysun...

Sevgili hemşehrilerim bu oyunu bozacak mıyız, bu tezgahı alt üst edecek miyiz? Bunlara gereken cevabı 12 Haziran'da verecek miyiz? Rize bizim yanımızda mı, arkamızda mı? İstikrar sürsün, Rize büyüsün mü? Evelallah bu iş yoluna girdi.''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Kemal Kılıçdaroğlu'nun maskesi bir kez daha düştü. Nasıl bir yalancı müfteri olduğu, temiz insanlara çamur atan nasıl bir müfteri olduğunu bir kez daha bizler ispat ettik'' dedi.

Rize'de, partisince Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap eden Başbakan Erdoğan, bir kaç aydır AK Parti'ye ''YGS sınavları üzerinden bir saldırı olduğunu'' belirterek, şunları söyledi:

''AK Parti'ye saldırırken bu kampanyada gençleri tabii maalesef kullandılar. Ne oldu sonunda, dedik ki 'bu yargıda, biz bir gencimizin heder olmasını istemeyiz' Ne dedi yargı? Yargı takipsizlik kararı verdi değil mi? Arkasından yargının bu kararına itiraz ettiler. Ne oldu? O itiraz da reddedildi. 'Şifre' diye başladılar, deşifre oldular. 

En son Devlet Bakanımız değerli hemşehrimiz Hayati Yazıcı beyefendi üzerinden aynı şekilde gençlerin zihnini bulandırmak amacıyla bir tezgah kurdular. Gerekli basın toplantılarını zaten burada Hayati Bey yaptı. Daha önceki tezgahlar gibi bunu da altüst ettik bozduk.'' 

Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu kastederek, ''Lüleburgaz'dan seslendim kendisine. Dedim senin onurun varsa çık açıkla kim bu? Açıklayamaz daha sonra gazetelere düştü neymiş, mail... Senin adına da bir mail gönderirler, problem değil. Bunlar artık teknolojinin nereye geldiğini gösteriyor. Ama sen bu tür yapılmış olan iftiraya, ahlaksızlığa sığınırsan bu da senin seviyeni gösterir'' dedi.

''Kılıçdaroğlu'nun maskesinin bir kez daha düştüğünü'' söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

''Nasıl bir yalancı müfteri olduğunu, temiz insanlara çamur atan nasıl bir müfteri olduğunu bir kez daha bizler ispat ettik. Birkaç haftadır kendisinden bize yaptığı hakaretlerden dolayı özür dilemesini istedik, cevap gelmedi. Siirt'e gitti orada bizim kutsalımıza saldırdı. Ne dedi? 'Statükonun AllahAnkara'dır'. Bu, adam bu... 'Milletten, Müslümanlardan özür dile' dedik pişkinliğe vurdu. Şimdi aynı şekilde 'Hayati Bey'den özür dile' diyoruz hiç umurunda değil. Niye? Yüz kızarmaz, öyle bir durumu var. Çok pişkin. Söylüyorum ya eğer Türkiye'de yürüyen bir yalan ararsanız, Kemal Kılıçdaroğlu. Bu yürüyen yalan. Akşam değil, sabah değil, öyle bir ara yok, hani diyoruz ya yalancının mumu yatsıya kadar, bunun yatsıya kadar değil 35 dakika. 

Geçenlerde bir televizyon kanalında diyor ki 'YÖK'ü kaldıracağım', aynı programın içinde Siyaset Meydanı'nda Show TV'de 35 dakika sonra ne diyor, 'bedelliden elde ettiğim geliri YÖK'e aktaracağım' diyor. Ya kaldırılan yere para aktarılır mı? Madem kaldırdın YÖK'ü daha neyin parasını aktaracaksın oraya. İşte Kemal Kılıçdaroğlu bu. Çok garip birisi. Hamdolsun yeter ki böyle muhalefet olsun.

Şimdi tutturdu bir sürprizden bahsediyor. Rize'den sesleniyorum. Hani sen elinde çok önemli bilgiler var diyordun, neden çıkıp o sürprizi, belgeleri açıklamıyorsun. Yoksa bir kez daha rezil olmaktan mı korkuyorsun? Yalancılığının bir kez daha tescillenmesinden mi korkuyorsun? 8.5 yıldır aynı şeyi söylüyor. İstanbul'a belediye başkan adayı oldu, Belediye Başkanımız Kadir Beyle ilgili 'dosyalarım var' dedi. 'Açıkla' dedik, bak bunun dokunulmazlığı da yok, hadi açıkla. Sevgili hemşehrilerim bir dosya açıklayamadı. 

Dedim 'klasör ihtiyacın varsa göndereyim sana, yeter ki açıkla' açıklayamadı. Şimdi tutturmuş benimle ilgili dosyalar hazırlıyormuş. Dedim ki Bahçeli'yi de yanına al, başkaları varsa onları da, candaş, yandaş medyanı da yanına al, varsa benle ilgili dosyalar bunları da açıkla. 8.5 yıl mecliste daha bir şey açıklamış değil, niye? Dürüst değil, dürüst. Dürüstlük başka bir şey.''

-''TAKKE DÜŞTÜ KEL GÖRÜNDÜ-''

Başbakan Erdoğan, miting alanında açılan üzerinde ''Bilmemek ayıp değildir, yeter ki çaktırma'' pankartını okudu ve şunları söyledi:

''Bizim abdestimizden şüphemiz yok, namazımızdan da şüphemiz yok. Bu yola böyle çıktık. Tabii ki bu yolda kararlı bir şekilde devam ederken özellikle bir şeyi size hatırlatmak istiyorum. O da şudur; at kaçtı heybe düştü. Takke düştü kel göründü. Bunlar var ya bunlar, bunların yaptığı deremende ayran öğütmek. Deremende ayran öğütülür mü? Kemal Kılıçdaroğlu öğütür. Bunlar yalavu tüfeği gibi atıyor. Bunların durumu bu, her seferinde karavana. Bir milyon 700 bin gencin, onların ailelerinin vebaline girdiler. Ama bunlar vebal bilmez, benim milletim vebal bilir. Bunlara da o vebali 12 Haziran'da evvel Allah ödeteceğiz. 

İki gündür Kemal Kılıçdaroğlu'nun dönemine ait bir belge gösteriyorum. Şu anda da yanımda. Diyorum ki SSK Genel Müdürlüğü döneminde 'ÖSYM sınav yapamayacak yeterli başvuru yok, acelemiz var' diyerek birilerini işe almışsın. Bu işe aldıklarınız kim Sayın Kılıçdaroğlu, bunları açıkla. İsimleri, soyisimleri neler? Bunlardan kaç tanesinin soyismi sizin ve eşinizin eski soyisimleri ile aynı. Bunlarla akrabalık dereceleriniz ne? Ben bunları söyleyince 'televizyonda tartışalım' diyor veya 'birinci sayfayı oku' diyor. Ben onu da okudum. O zaten bunun ön hazırlıkları. Aynen yargı kararı gibi. Biliyorsunuz yargıda da önce anlatılır anlatılır ondan sonra Türk milleti adına denilir sonuç kısmına gelinir. Ben sana sonucunu okudum. Sonucunda bu var.''

-''BAKTIM BUGÜNKÜ GAZETELERDE 'YAKINLARIMIZI ATAMAK SUÇ MU' DİYOR''-

Kılıçdaroğlu'na ''ÖSYM'ye, yani imtihana tabi tutmadan atanan kim bunlar açıkla'' diye seslenen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Açıklayamaz. Ama şimdi baktım bugünkü gazetelerde 'yakınlarımızı atamak suç mu' diyor. Ya kardeşim bir, iki, üç kişiyi atarsın da yüzlerce kişi olunca bu sorulur. Hatta terör suçları sebebiyle onlardan çıkanları da aynı şekilde bu tezgahın içerisinde devletin kademelerine yerleştiren yine Kılıçdaroğlu. Kılıçdaroğlu'ndan önceki genel başkan da seçim meydanlarında televizyondan başka bir şey söylemezdi. 

Sayın Kılıçdaroğlu, maalesef o çok sevdiği kameralar Baykal'ın sonunu getirdi. Nedir bu televizyon aşkı? Nedir bu kamera aşkı? Madem televizyonu çok seviyorsun Yalan Rüzgarı diye bir dizi vardı yeniden çeksinler sen de çık orada başrolü oyna. Nasıl iyi değil mi? Madem bu kadar televizyon meraklısısın. Hesap uzmanısın ya öyle diyor, bir kelime bir işlem programına çık, kendini orada ispat et.''

 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.