Ergenekon'un Yeni DERİN Planı?

Ergenekon'un Yeni DERİN Planı?

Şamil Tayyar milletvekili olunca "bir numara" kim soruları sorulmaz olmuştu ki bir sanık ortaya bir taş attı. "Bir numara ve Ergenekon" üzerine derin bir analiz

Şamil Tayyar, milletvekili olunca "bir numara" kim soruları arşive kaldırılmıştı. Geçtiğimiz günlerde Ergenekon sanıklarından birisi "bir numara" ile ilgili bir açıklama yapınca yeniden gündem oldu.

Derin yazılarıyla bilinen Yusuf Gezgin "bir numara"yı açıklamadı ama "bir numara"yı bulma kılavuzu şeklinde algılanabilecek bir analiz yaptı.

Aslında analizindeki esas konu "bir numura" da değil. Son günlerde derin yapının, Ergenekon'un çöktüğü, diz çöktürüldüğü şeklinde açıklamalar kamuoyunda fazlaca yer bulmaya başladı.

Haberal'ın tutuklanmasından sonra Ergenekon operasyonları durmuştu. Peki Ergenekon bitti mi, çöktü mü?

İşte zihinleri tazalemek için Yusuf Gezgin'in derin analizi;

Son günlerde 1 numara arayışı hız kazandı. Bir numaranın kim olduğu üzerine spekülasyonlar yapılıyor. Mahkemede Ergenekon sanıklarından birisi 1 numara ile ilgili bir şeyler mırıldanmış, bunun üzerine Mahkeme de 1 numarayı arama derdine düşmüş. “1 numara bir emekli askermiş!”, “generalmiş”, “paşaymış” vs diye 1 numara hakkında yorumlar yapılıyor.

BİR NUMARA ASKER DEĞİL

Ben 1 numaranın asker olacağına hiç ihtimal vermiyorum. Daha doğrusu 1 numaranın asker olmayacağından eminim. Askerler bu derin kripto yapının içinde ancak tetikçilerin, darbecilerin 1 numarası olabilir. Ama topyekün Ergenekon’un veya Derin Yapının 1 numarası, lideri olamaz.

Eğer Ergenekon’dan memleketin sinirlerine çökmüş, kaderini ele geçirmiş, stratejik noktalarını işgal etmiş yapıyı kastediyorsak bunun başı bir asker olmaz-olamaz. Sivil güçlere, siyasetçilere, aydınlara, sermayedarlara, medya gücüne, hasılı hayatın her alanında iyi organize olmuş yapılara sahip Ergenekon’un uzun yıllar dar kalıplar içine sıkışıp kalmış askerlere önemli inisiyatifler vereceğini düşünmüyorum.

İÇERİ GİRENLER ORTABOY YÖNETİCİLER

Şimdiye kadar Ergenekon’un başı denilen ve içeriye tıkılan adamlar bu devasa işi yürütecek kabiliyet ve kapasitede değiller. Onlar derin yapı denilen örgüt içinde ortaboy yöneticiler. Stratejistler, teorisyenler değil, uygulayıcılar. Onlar sadece derin yapının eli-ayağı, karıştırıcı unsurları. Belki de bu nedenle kolayca feda edildiler ve Silivri’ye gönderildiler. Bence bu işin asıl beyinleri, esas oğlanları asla askerler değil. Derin yapının içerideki üst düzey yöneticileri bu türden askerlere de hükmeden, çok öne çıkmayan, kolay tahmin edilemeyecek siviller.

VELİ KÜÇÜK'Ü SALLAMADILAR BİLE AMA HABERAL..?

Siviller, Derin Yapı ve Ergenekon içinde asker kişilere göre çok daha kritik, stratejik öneme sahipler. Nitekim “Ergenekon’un en baba adamı” diye takdim edilen emekli asker Veli Küçük için kimsenin kılı kıpırdamaz iken, Haberal gibi sivil birisi için başta batı, masonik yapılar, büyük biraderler olmak üzere herkes ayağa kalktı. “Koskoca profesör, bilim adamı, saygın bir adam terörist olabilir mi?” vs diye ülke içinden ve dışından bir sürü ses veren oldu. Adamı kurtarmak için vekil yaptılar, yasaları değiştirmeye kalktılar; her yolu denediler. Ama askerler için saydığım kesimlerin hiç birinin kılı kıpırdamadı. Demek ki askerler, bol yıldızlı adamlar Ergenekon-Derin Yapı için pek de önemli, korunası adamlar değiller.

Bence 1 numara dışarıda ve kamuoyunun pek tahmin edebileceği bir adam değil. Asla asker değil. Belki saygın bir işadamı. Belki kendi haline, ortaboy, sıradan bir vatandaş modunda yaşayan, tahmini zor bir adam. Haberal “1 numara” değilse de, kendisinde bir numara olan önemli bir adam. Eğer derin yapının, Ergenekon’un en tepesindeki adamı bulmak istiyorsanız, Veli Küçük gibi önde görünen askerlerden değil, Haberal gibi saygın, sivil görünümlü elemanlardan yola çıkın. Onları ölçü alarak araştırmalar yapın, gerçeğe daha çabuk ve isabetli yaklaşırsınız

Gelelim Ergenekon örgütünün durumuna. Ergenekon çöktü mü? Veya gücünü, operasyonel kabiliyetini yitirdi mi?

ERGENEKON HALA AYAKTA

Bana sorarsanız Ergenekon temizlenmiş veya çökmüş değil. Ergenekon’da temizlenenler, içeriye tıkılanlar sadece derin örgütün, kripto yapının bazı ortaboy icracılarıdır; operasyonel elemanlarıdır. Ama hala bu derin, sinsi yapının beyni ayaktadır. Stratejistlerinden, teorisyenlerinden, esas oğlanlarından kimse tutuklanıp içeriye tıkılamamıştır. Masanın etrafında olduğundan şüphelenilen bazıları yurt dışına kaçmış ise de, asıl masanın başını tutanlar hala dışarıdadır; taktik hareketlere devam etmektedirler. Ancak stratejilerinde bir kısım temel değişiklikler olmuştur. Bundan sonra daha uzun erimli planlarla, daha sinsi, örtülü, sureti haktan görünen, daha münafıkça taktiklerle ve stratejilerle ilerleyeceklerdir. Bu yapıya hükmeden zevat da artık Türkiye’de pek çok dengenin değiştiğinin, Kemalist formlarla, laik ayaklarla oyun kuramayacaklarının, alan kazanamayacaklarının farkındadırlar.

ERGENEKON'UN YENİ TAKTİĞİ

Eskiden bu derin kripto ekip biraz münafıkça, ama daha çok kafirce hareket etmekte ve millete ve değerlerine açıktan cephe almaktan, hakaret etmekten çekinmemekte idiler. Artık Derin yapıların temel taktiklerinde, stratejilerinde, jargonlarında büyük değişiklikler olmuştur. Bundan sonra cepheden değil, yandan vurma, dışarıdan değil, içeriden çökertme, dost görünüp çakma, dostlarla vuruşturarak enerjisini tüketme, bol nifak üreterek iç dengelerle oynama, ahlaki, mali  zaafları kullanarak teslim alma vs gibi yeni taktikler denenecek ve uygulanacaktır. Bütün bunlar gayet muhafazakar, hatta dindar tavırlar içine girilerek yapılacaktır.

Ergenekon davasında tutuklananlara, içeriye tıkılanlara, davası devam edenlere baktığımızda aralarında lider, stratejist, first class adam göremiyoruz. İçeridekiler ortaboy ve ortanın üstü adamlar. Ve genelde icracılar, uygulayıcılar. Ergenekon’un ve derin yapının beyni, özellikle taktikler geliştiren, Ergenekoncu askerlere emirler veren sivil beyinleri neredeyse tam kadro dışarıdalar. Şu anda onlar yeni Türkiye’ye, mevcut şarlara uyum sağlamakla meşguller. Kabuk değiştiriyorlar. Yeni dönemde hangi zarfın ve kabuğun uygun olacağı, hangi renklerin makbul olacağı noktasında fikir jimnastikleri yapıyorlar. Yeni stratejilerini daha kurmadılar ve devreye sokmadılar.

Gelelim Ergenekon’un, Derin Yapı’nın tetikçilerine ve karıştırıcılarına.

Onlardan da pek azı yakalandı ve içeriye tıkıldı. Danıştay saldırısından içeride olan genç bir avukat. Malatya Zirve cinayetinden içeriye tıkılan 2 deli genç. Dink cinayetinden ise 17 yaşında cinayete zorlanmış sabi(!) Ogün Samast. Bunların arkasındaki adamlar, bu olayların perde gerisindeki sorumluları nerede?

Yok.

SİYAH KUVVETLER

Ergenekon’dan da içeriye 3-5 astsubay, birkaç polis tıkıldı o kadar. Ama biz biliyoruz ki NATO’ya girmemiz sonrası kurulan Seferberlik Tetkik Kurulu veya Özel Kuvvetler denilen birimlerin sivil hayatta kullandığı yaklaşık 10.000 kişi var. Bunlardan 5000’i siyah kuvvet denilen, silah kullanan, her türlü saldırı ve savunma eğitimini almış paramiliter guruplar. Kompartıman sistemine göre ve birbirinden bağımsız, ama bir elden komuta edilerek hareket eden bu guruplar çok tehlikeliler. Her türlü provokasyonu yapabilecek, Taksim, Maraş, Gazi Mahallesi olayları gibi olayları kolaylıkla organize edebilecek adamlar. Yani bu 5000 kişinin her biri bir Yeşil ve Çatlı. Üstelik 5.000 kişinin herbirine en az 5-10 insan bağlı. Bu sayının içinde bunlara komuta eden askerler yok. Bu sayı sadece paramiliter, sivil görünümlü adamları kapsıyor.

BEYAZ KUVVETLER

Bir de diğer 5000 kişi var. “Beyaz Kuvvetler” denilen bu kesim ise gerekmedikçe silah kullanmayan, daha çok toplum içinde etkin olan, PH yapan, toplumu, toplumsal kesimleri maniple eden elemanlar. Bunlar toplumda meslek sahibi, etkin, itibarlı; ama derin yapı hesabına organize edilmiş ve çalıştırılan kimseler (gazeteci, yazar, milletvekili, siyasetçi, doktor, öğretim görevlisi, din adamı, avukat vs).

Ergenekon denilen yapının sadece bir kısmı içeriye alındı. Bu tür yapıların en tepsinde olan ve Ergenekon’a da hükmeden gayrı milli, kriptolar kontrolündeki derin yapı ise hepten duruyor.

Ergenekon ne çöktü ne de göçtü. Bir kısım ortaboy elemanları hariç hepsi ayakta ve hepsi duruyor. Beyin takımı duruyor. Ayak takımı da “Beyaz”ıyla “Siyah”ıyla aynen duruyor. Şu anda Ergenekon ve ona hükmeden derin yapı toplumdaki değişime paralel kendini yeniden yapılandırıyor. Bir metamorfoz geçiriyor, şekil değiştiriyor. Kendisini muhafazakar(!) Türkiye’ye uydurmakla meşgul.

Eğer mevcut iktidarda veya Türkiye’de bir tökezleme, bir sürçme olursa, hiç şüpheniz olmasın derin yapı ve Ergenekon aynen koruduğu beyniyle ve siyah-beyaz kuvvetleriyle alana iner ve Türkiye’ye yeniden kabuslar yaşatabilir.

www.yusufgezgin.com ‘dan alınmıştır.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum