İsrail ile Hamas Hareketi arasında imzalanan esir değişimi anlaşmasının ikinci aşamasında salınan Filistinli Buşra Et Tavil hapishanede yaşadığı unutulmaz acıları anlattı. Buşra ‘günlerdir uyumadım. Hep salınıp da annem ve babamla buluşacağım anı hayal ettim.’

Geçen Temmuz ayında tutuklanan 17 yaşındaki Buşra bu aşamada serbest bırakılanlardan Hamas Hareketi’ne yakınlığıyla bilinen tek isim. Bu sefer serbest bırakılan 550 esirin büyük kısmı Fetih hareketinden.

Temmuz ayının yedisinde tutuklanan Buşra 18 gün boyunca gece-gündüz sorguya tabi tutuldu. Birkaç gün İsrailli esir kadınlarla tek kişilik hücrelerde kaldı.

Buşra’nın kendisi de birkaç ay İsrail hapishanelerinde tutuklu kalan annesi, kızını hapishanede geçen altı ayın ardından çok büyümüş bulduğunu ifade etti. Buşra ise nasıl da gecenin bir vakti evini basan işgal güçleri tarafından elleri bağlanarak Kudüs’teki Meskube soruşturma merkezine oradan da güneydeki Askalan Hapishanesi soruşturma merkezine götürüldüğünü anlattı.



Buşra, Askalan Hapishanesi’nde günler-geceler boyunca uyku ve rahat yüzü görmediğini, bazen on saat boyunca ellerinin ve ayaklarının arkaya doğru sandalyeye bağlanmış şekilde ve müfettişlerin ‘sen çocuksun, ömrünü hapiste geçirme’ bağırtıları arasında sorguya çekildiğini söyledi.

Genç kız sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Beni daha belirlemedikleri suçlamaları itiraf etmeye zorladılar. Kendilerine itiraf edecek bir şeyim olmadığını söylediğimde ise beni 180 gün boyunca işkence altında sorguya çekmekle tehdit ettiler. Sonra önümde sürekli benim İsrail’in güvenliği için bir tehdit unsuru ve muhbir olduğumu, bunu itiraf etmezsem annemle babamı hapse atacaklarını söylemeye başladılar.’

Buşra, uzun süreli sandalyeye bağlanma nedeniyle sırt ve bacaklarında şiddetli ağrılar ve kramplar hissettiğini, kendisine bu ağrılarının dinmesi için sıradan ağrı kesiciden başka bir şey verilmediğini ve üstüne üstlük ‘Sen bir İsrail hapishanesindesin, beş yıldızlı bir otelde değil’ sözleriyle karşılaştığını belirtti.

Yalan makinesine bağladılar

Serbest bırakılan genç esir, müfettişler kendisini yalan makinesine bağlamaya karar verdiklerinde Allah’ım soruşturma azabından kurtulabilmek için bu sınavı bana başarıyla geçmeyi nasip et, diye dua ettiğini dile getirdi. Daha sonra, makineye bağlandığında çok korktuğunu bu nedenle verdiği cevapların pek net olmadığını ya da makinede bir sorun bulunduğu ifade etti.

18 gün süren soruşturmanın ardından Buşra Er Remle Hapishanesi’ne nakledildi. Ancak gönderildiği bu tecrit kısmının İsrailli kadın suçlulara tahsis edilmiş bir bölüm olduğunu görünce şok oldu. Üstelik kadınlardan bazıları bağımlı idi! Buşra şöyle konuştu: ‘Tüm gün boyunca küfür ve bağırma sesleri duyuyordum. Kaldığım hücre aşırı dardı. Soğuk beton üzerinde uyuyordum. Birkaç gün sonra Filistinli esirlerin kaldığı Haşaron Hapishanesi’ne nakledildim.’

Buşra ayrıca Filistinli bayan esirlerin, özellikle Ekim ayının başında Filistinli (erkek) esirlerin greve girdikleri dönem odalarının geceleri basıldığını ve toplu ceza olarak hepsinin dövülüp, elbiselerini tamamen çıkarmaya zorlandıklarını söyledi.

Bazı kadın esirlerin bilinçlerini kaybettiğini de dile getiren Buşra, buna karşın işgal güçlerinin kendilerini vahşice sürüklediğini, dayak attığını ve hiçbirini serbest bırakmayarak değişim anlaşmasını tamamen iptal etmekle tehdit ettiğini vurguladı. Son olarak ise geride kalan bayan esirlerin, o kadar umut bağladıktan sonra anlaşma dışı bırakılmalarından ötürü kendilerini terk edilmiş hissettiklerine dikkat çekti.

 timetürk