MHP Grup Başkanvekili Vural:

 

-''Ermeni olaylarının bir numaralı müsebbibi Fransa'dır''

 

-''Kendi tarihine bakamayanların bize kara çalmaya hakkı yoktur'' 

 

-''Kürdistan gibi bir meseleyi Osmanlı zamanında getirdiklerinde yırttık attık. (Arınç'a )Sen kim oluyorsun, 'Bunu da vereceğiz, bunu da vereceğiz'...''

 

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Ermeni olaylarının bir numaralı müsebbibinin Fransa olduğunu belirterek, ''Kendi tarihine bakamayanların bize kara çalmaya hakkı yoktur'' dedi.

 

Vural, TBMM'de MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Parlamento heyeti olarak gittikleri Fransa'da yaptıkları temasları anlatan Halaçoğlu, Fransa'da halkın ve meclisin bu konuya yeterince ilgi göstermediğini ve ''lakayıt'' davrandığını ifade etti.

 

Fransız meclisinde partilerin ve hükümetin teklife sahip çıkmadığını ifade eden Halaçoğlu, ''Bize de ciddiye almayın dediler. Bizim ifadelerimiz onların ciddileşmelerini sağladı. En olumlu cevabı, Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe verdi. Kabulde Ermeni soykırımı ya da katilam olarak değil de 1915 olayları diyerek bahsetti'' dedi. 

 

Konuşması sırasında ''Pastırmacıyan'' adındaki bir Ermeni'nin 1919 yılında Boston'da yayınladığı kitabı gösteren Halaçoğlu, şunları söyledi:

 

''Pastırmacıyan kim? Bir Osmanlı Ermenisi ve milletvekili. Rusya tarafına gidiyor ve Osmanlıya karşı savaş veriyor. Kitabında Fransız üniforması ile Osmanlıya karşı çarpışan Ermenilere de yer vermiş. Türkiye'deki bazı tarihçiler 'Hiç ilgileri yokken durup dururken Ermeniler sürgün edildi' ifadeleri kullanılıyor. Halbuki sadece Osmanlıya karşı savaşan Ermenilerin fotoğrafları... 

 

Tarih tartışması istiyorsanız hazırız. Ne zaman istiyorsanız hazırız. Ama siz tartışmadan bazı şeyleri kabul ediyorsunuz. Bu da İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 11. maddesine aykırıdır. Kimseye savunma hakkı verilmeden yargılanamayacağı ve yargılanmadan da mahkum edilemeyeceği yazıyor. Parlamentoda bu karar savunma ve tartışma hakkı tanınmadan kabul ediliyor ve mahkum ediyor. Özellikle Türk Tarih Kurumu'ndayken bütün dünya arşivlerini taradık ve 100 bin belge elde ettik.''

 

-''Fransız kalmışlar''-

 

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise 2006 yılındaki oylamayı hatırlatarak, ''Halaçoğlu'nun ifadelerini dikkate aldığımız zaman, biraz Fransız kalmışlar. Tarihçiler komisyonunun kurulmasından haberdar bile değiller. Tam bir Fransız kalmışlar'' dedi.

 

Fransa'nın ''Ermenilerden özür dileme'' tasarısı geçirmesinin daha iyi olacağını belirten Vural, ''Çünkü Fransa'dır bu Ermeni olayları meydana geldiği zaman tahriki yapan. Bizim milletimizden böyle bir beklenti içinde olacağına Fransızların Ermenileri nasıl kullandığını ve yüzüstü bırakmalarının utancını yaşasınlar. Ermeni olaylarının bir numaralı müsebbibi Fransa'dır'' ifadelerini kullandı. 

 

Tarih önünde suçlu ve suçunu örtmek isteyenin Fransa olduğunu söyleyen Vural, ''Kendi tarihine bakamayanların bize kara çalmaya hakkı yoktur'' dedi.

 

-Sorular-

 

Halaçoğlu, ''Yasa çıkarsa Fransa'da 'soykırım yoktur' diyecek misiniz?'' şeklindeki bir soruya ''Fransa'da yaşayan 550 bin vatandaşımızın bu yasa senatoda kabul edilirse ortaya çıkıp bu ifadeyi kullanmaları lazım. 'Soykırım olmamıştır' ifadesini. Ben de kullanmayı düşünüyorum. Bu ifadeyi kullandıktan sonra da 45 bin avro herkes veremeyebilir, biz de veremeyebiliriz ama bunu Türkiye Cumhuriyeti, Türk milleti karşılayacaktır. 1 yıl hapis cezasını göze alıyorum ben ama şunu da söyleyeyim: Böyle bir çıkış yapıldıktan sonra Anayasa Mahkemesine başvurulduğunda, mahkemenin bu kanunu iptal edeceği bize söz konusu edildi. Yaptırım için acele etmemek gerekir. Temkinli davranmak gerekir'' yanıtını verdi.  

 

Halaçoğlu, Sarkozy'nin durumunun kritik olduğunu ve 100 bin Ermeni oyuna muhtaç olduğu için bu işleri yaptığını kaydederek, ''Yasa geçtiği takdirde Batı tüm değerlerini yitirecek ve adeta Engizisyon mahkemelerini kurmuş olacaktır. Bize 'ifade özgürlüğünüz yoktur' diyen bir devlet, 'soykırım yoktur' demeye para ve hapis cezası getirmesi ancak Engizisyon mahkemesinde olur'' diye konuştu. 

 

Atatürk Dil Tarih ve Yüksek Kurumu'na Mümtazer Türköne'nin atandığının hatırlatılması üzerine Halaçoğlu, ''Türköne, AKP'den aday adayıydı, oraya atanması o kurumların bilimsel çalışma güvenilirliğini ortadan kaldırır. Çünkü buraların siyasetten arındırılmış olması gerekir'' dedi.

 

Vural ise atamayı kasıtlı bulduğunu belirterek, ''Atatürk'e 'adam' diyen birilerinin bu kuruma atanması, siyasal zihniyeti ortaya koyuyor. Cumhurbaşkanı İmralı canisi Öcalan'ı da özel kuvvetlerin başına getirmek için bir atama kararnamesi de onun için yapar. Bu ne zihniyettir'' dedi. 

 

Vural atamanın AK Parti içindeki güç odaklarının paylaşım meselesi haline geldiğini öne sürdü. 

 

-Arınç'ın sözlerine tepki gösterdi-

 

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın bütçenin kapanışında yaptığı konuşmanın sorulması üzerine Vural, şunları söyledi:

 

''Türkiye'de enteresan şeyler oluyor. Sen kim oluyorsun? Bunları verecek... Anayasa'da toprak istiyor, ver... Egemenlik istiyor... Sıkılmadan bir de 'cebimizden mi veriyoruz' diyor. Babanın cebinden mi veriyorsun? Sen benim tarihimden, milletimden mi veriyorsun? Bu ne cürettir. Kimlerle hangi kirli ittifakın peşindesin? Şuna bakın ya...O zaman 'PKK'nın istediklerini vereceğiz, KCK'nın istediklerini vereceğiz' diyor. 'Neler istiyorlarsa vereceğiz' diyor. Anayasada Kürt etnik kimliği ve özerklik meselesinin pazarlığını yaptılar. Sen kim oluyorsun? Haddini bil. Sen bu milletin nasıl büyük sıkıntılarla birlik ve beraberlik içinde olduğunu bilmiyorsun. Arınç'ın ifadesi AKP içindeki post kavgasının, gelecek kavgasının tipik bir parçasıdır. Arınç, Erdoğan'ın 61. hükümetinin ilk bütçesi hakkında konuşmadı. Erdoğan sonrası için pozisyon arayan bir post peşinde olduğunu ortaya koyan bir konuşma yaptı. Kendisi AKP'nin genel başkanı ve başbakan... Sen Başbakanın muavinisin... Tam bir provokatör, fitne ve fesatçı gibi yüksek perdeden nasihat veriyor. 'Vereceğiz' diyor. Ver babam ver. Biz bunları vermemek için Milli Mücadele yaptık. Kürdistan gibi bir meseleyi Osmanlı zamanında getirdiklerinde yırttık attık. Sen kim oluyorsun. 'Bunu da vereceğiz, bunu da vereceğiz'...''