''Türk Demokrasi Tarihi'' Konferansı’nda konuşan araştırmacı yazar Hakkı Öznur, NATO merkezli Gladyo’nun halen tasfiye edilmediğini söyledi. Her darbenin destekçisi konumunda olan gizli yapının deşifre edilmesini isteyen Öznur, Gladyo tasfiye edilmeden yakın tarih ile yüzleşmenin olanaksız olduğunu vurguladı. Panelde, derin yapıların karanlık operasyonları sonucunda ülkede yaşanan kaos dönemlerinden söz eden Milat Gazetesi Ankara Temsilcisi Aslan Değirmenci ise, Maraş, Çorum, Malatya, Elazığ, Sivas olaylarını meydana getirenler ile Danıştay saldırısı ve Hrant Dink’e suikast emrini verenlerin aynı kozmik odaya hizmet ettiklerini söyledi.

***

Amasya Üniversitesi Türk Kültürü Araştırma Kulübü tarafından ''Türk Demokrasi Tarihi'' Konferansı düzenlendi. Çok sayıda öğretim görevlisi ve öğrencinin katıldığı konferansa panelist olarak Araştırmacı yazar Hakkı Öznur ile Milat Gazetesi Ankara Temsilcisi Aslan Değirmenci katıldı.

Sözlerine 'Ben kurucu iradeyim, yargılayamazsınız' diyen Kenan Evren'e tepki göstererek başlayan Araştırmacı yazar Hakkı Öznur, “Kenan Evren’in iradesi ABD’dir ve gelmiş geçmiş en büyük faşistler listesine ismini yazdırmıştır. Milletin iradesinin üstünde irade olmadığını anlayamayan Evren ve çetesinin yargılanarak en ağır cezaya tabi tutulmasını istiyoruz. Bu Türkiye demokrasisine yapılacak en büyük hizmetler arasında olacaktır” dedi.

Temmuz 1978'de Genelkurmay karargâhında kurulan ''Saltık Çalışma Grubu'' ile 28 Şubat sürecinde TSK içinde kurulan ''Batı Çalışma Grubu'' ve 2003 Mart'ında kurulan ''Doğu Çalışma Grubu'' arasında hiçbir fark olmadığını vurgulayan Hakkı Öznur, “Bu yapıların hepsi illegaldir ve kültürlerinde demokrasi düşmanlığı vardır” dedi.

NATO merkezli Gladyo’nun halen tasfiye edilmediğini vurgulayan Öznur, her darbenin destekçisi konumunda olan gizli yapının deşifre edilmesini istedi. Gladyo tasfiye edilmeden yakın tarih ile yüzleşmenin olanaksız olduğunu vurgulayan Öznur, “12 Eylül darbesini yapanlarla ilgili açılan iddianame ve dava, bu açıdan önemlidir. 12 Eylül artık sanık sandalyesindedir. O dönemde aktif rol alan ‘NATO’cu subaylarında kimlikleri deşifre edilmeli ve Silivri’ye yollanmaları sağlanmalıdır. Aynı şekilde Ankara’da devam eden 28 Şubat soruşturması derinleştirilmeli başta Çevik Bir olmak üzere küresel emperyalist güçlerin hizmetine girerek milli irade düşmanlığı yapanlar yargı önünde hesap vermelidir” şeklinde konuştu.

Vesayet sistemini mağlup etmek için derhal yeni bir anayasa yapılması gerektiğini vurgulayan Milat Gazetesi Ankara temsilcisi Aslan Değirmenci ise, “Herkese eşit mesafeli bir anayasa yapamazsak sorunlarımız devam eder” dedi. Vesayetsiz bir anayasa yapmanın mümkün olduğunu belirten Değirmenci, özgürlükçü bir toplum sözleşmesi için olmazsa olmazları şu şekilde sıraladı: “Genelkurmay Başkanlığı Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmalıdır. Milli Güvenlik Kurulu anayasal kurum olmaktan çıkarılmalıdır. TSK bünyesinde yüksek komuta kademesine yapılacak olan bütün atamalar siyasi otorite tarafından gerçekleştirilmelidir. Askeri yüksek yargı organları tasarımından vazgeçilerek iki başlı yargı sistemine son verilmelidir.”

Derin yapıların karanlık operasyonları sonucunda ülkede yaşanan kaos dönemlerinden söz eden Değirmenci, Maraş, Çorum, Malatya, Elazığ, Sivas olaylarını meydana getirenler ile Danıştay saldırısı ve Hrant Dink’e suikast emrini verenlerin aynı kozmik odaya hizmet ettiklerini söyledi. 28 Şubat post modern darbesi ile hesaplaşılamadığı için karanlık odalarda hazırlanan ‘Sarıkız’, ‘Ayışığı’, ‘Eldiven’ ve ‘Balyoz’ isimli planları ile yeniden karşılaşıldığını ifade eden Değirmenci, “Tüm antidemokratik çeteler ile yargı önünde hesaplaşma vakti gelmiştir. Hükümet bu konuda kararlı adımlar atmıştır ancak derin yapıların halen kodları tam anlamıyla çözülememiştir. Şimdi kodların şifrelerini çözerek; kurumlar, medya, siyaset ve sözde sivil toplum örgütleri içerisinde kendilerini kamufle etmeye çalışanları deşifre etme zamanı” diye konuştu.