Sınırsız kara propaganda

Sınırsız kara propaganda

Gülen grubu, AK Parti karşıtı propagandada sınır tanımadı.

Paralel yapının AK Parti aleyhine yönelik seçim kampanyasında muhataplarının 'Mavi Marmara, 28 Şubat, İran, merhum Necmettin Erbakan, CIA, MOSSAD, MİT, Ergenekon, emniyet ve yargı içindeki kadrolar ve Mısır' gibi konulardaki sorularına cevap vermek için hazırlardığı bilgilendirme notuna Yeni Şafak ulaştı. Ekseriyeti cemaate yakınlığı ile bilinen Mahmut Akpınar tarafından kaleme alınan 'hizmete özel notlar'ı kapı kapı gezerek anlatan ablaların bile, okudukları karşısında şoke olduğu belirtiliyor.

Çaldıkları kapıların çoğunda vatandaşlar tarafından 'fitnecilikle' suçlanan 'abi ve ablalar' için örgüt, iknaya yönelik ek seanslar düzenliyor. Ablalara ezberlemeleri için ulaştırılmış notlardaki iddialar, Pensilvanya'nın şirazesinden çıkmış hayal gücünü ortaya koyuyor. İşte, okuyanı ağlasa mı gülse mi kararsız bırakan o metin...

Cinci hocaya gitti

Başbakan Erdoğan'ın kızkardeşi bile abisinden şüphelenmiş, soluğu Gaziosmanpaşa'nın meşhur cinci hocasında almış bile. Abisine büyü yapıldığından, kötü cinlerin etkisiyle 180 derece döndürüldüğünden kuşkulanan kız kardeşi haklı olabilir mi?

Papaz büyüsü yapılmış

Erdoğan'ın İranlı yeni Cumhurbaşkanı Ruhani ile görüşmesi sırasında kötü büyü başlatılmış olabilir. Görüşmeyi izleyen biri 'Ruhani, Erdoğan'a dokunduğu anda Erdoğan bayıldı ve 3 dakika kendine gelemedi. Tüm gazeteciler buna şahittir' dedi. Bir arkadaşım 'Papaz büyüsü yapılmış, bu onu yok edebilir' dedi. Diğeri 'Erdoğan Menzilci bir Hocanın muskasıyla korunuyor, İran büyüsü işlemez' dedi. 'Başbakan, 28 Ocak'ta İran'a gidecek, yapılan büyünün tekrarı lazım' diyen bile var.

Mehdiliğe soyundu

Başbakan Erdoğan, Ayasofya'yı ibadete açacak, Risaleler devlet eliyle basılıp okullarda okutulacak. Bu iki işaret güya Üstad'ın belirttiği hususlardı ve Erdoğan'ın Mehdi olduğunu gösteriyordu. Halbuki Üstad Risaleleri kendisi yaşarken bile birkaç kez sadeleştirmişti. 'Ben Mehdiyim' diyenin Mehdi olamayacağını, Mehdi'nin bir şahsı manevi olma ihtimalini belirtmişti.

HZ. Musa'nın 10 emri

Başbakan Erdoğan, mücadelesini dini alana kaydırdığını ve gerekirse ilahiyat dilini de kullanacaklarını meşhur Dolmabahçe toplantısında 46 cici gazetecisine duyurdu. Bir iddiaya göre, İstanbul surları altında bulunan Hz. Musa'nın kutsal 10 Emir Tabutu ortaya çıkarılacak. Neden mi? Bu işaret 'Mehdi'nin çıktığının delili' sayılıyor bazı zayıf hadislerde.

Hazinenin 5'te 1'i...

Daha düne kadar fıkıh üstadı saydığımız Hayrettin Karaman ve Faruk Beşer'in AK Parti tarafında yeralmasıyla devletin ilahiyatçılarına yenileri eklenmiş oldu. 'İslam halifesinin beytülmal denilen hazinen beşte birini kullanma hakkının bulunduğuna' dair dini fetvalar ortaya çıkabilir. Zaten AK Parti'liler yolsuzluk ve rüşvet, hatta alınan yüzde 10 komisyon iddialarını kabul etmiyorlar. Her şey şeriat içinmiş ve cemaat ülkeye şeriatın gelmesini istemiyormuş.

Yeşil 28 Şubat!

AK Parti'nin tasfiye çığırtkanlığı, hortlayan Gladyo'nun ülkemize yeşil bir 28 Şubat darbesi yaşattığını ispatlıyor. Evvelki 28 Şubat depremle sonuçlandı, ya yeşil 28 Şubat depreme yol açar mı? Yeşil 28 Şubat belki de ülkemizde yolsuzluk, rüşvet ve aleni hale gelen zinaya Rabbimizin umumi bir tokadıdır. Hak davasında alperenlerin dünyevileşmesi dahi bu şefkat tokadına yol açmış olabilir.

Depremle kurtardı

Karadayı ve Kıvrıkoğlu, depremden önce Gölcük'te yapılan toplantıda, ülkemizde bir milyon insanın toplama kamplarında öldürülme projesine izin vermeyen isimler olarak Güven Erkaya, Çetin Doğan, Çevik Bir, CIA ve MOSSAD şürekâsını nasıl durdurduklarını veya engel olmak isteseler de olamadıklarını çıkıp anlatmalılar ki, bu millet neden depremle ikaz edildiğimizi anlasın. Deprem sayesinde nasıl bir beladan Allah'ın bizi kurtardığını öğrensin. Toplum Fethullah Gülen Hocaefendi'nin 28 Şubat'taki ince politikaları ile nasıl bir yıkımı önlediğini bilmiyor.

Gladyo paşalar getirdi

Gençler merhum Necmettin Erbakan'ı İsviçre'den ülkemize getiren isimlerin '60-'70'lerin Gladyo Paşaları Faruk Gürler ve Muhsin Batur olduğunu bilmezler. Dini yapıları, tarikatları tek elde toplayıp kontrol etmek isteyen Gladyo, Türkiye'deki generallerin Erbakan aracılığıyla yumurtaları tek sepette toplama görevi vermiştir. 1996'da Erbakan çok şımarmıştı. Gülen'i siyasi rakip olarak görüyordu.

İçimizdeki beyinsizler getirdi

Başörtülülerin okuma şansını Erbakan, 'Rektör başörtülüye selam duracak' cümlesiyle ellerinden aldı. İçimizdeki beyinsizlerden dolayı milyona yakın insanı 3 ayrı toplama kampında öldürmek isteyen dıştaki şeytanlar ve içteki yardakçılarına, Gülen manevralarıyla nasıl engel oldu? Rahmi Koç ile iftar açtı, Demirel, onun elinden hoşgörü ödülü aldı.

Mavi Marmara seferi tam bir ahmaklıkmış

Ergenekoncuları temizlemek için başka bir derin Amerika'nın yardımını aldınız. Gülen Grubu haktan yana oldu. Sizi devirmeye çalışan 'Koç-baron'umuza çetelere dur demek için yırtındık. Şimdi Mavi Marmara ahmaklığı ile öyle bir damarı, taşı çatlattınız ki iki ayrı Yahudi Lobisi sizi devirmek için birleşti ve 10 milyar dolar ayırdı. 1 milyar dolarlık fitneyi 8 yılda zor savuşturduk, 10 milyar dolarlık fitneyi nasıl savacağız?

Yahudi lobisinden 10 milyar dolar

Erdoğan ve AK Parti, İslam düşmanı Siyonist-evanjelist-neocon Amerikan derin devleti cumhuriyetçilerin rakibi olan demokrat Amerikan devletinin onayı, desteği ve önünü açması ile iktidara geldi. Size Yahudi Haham Konseyi karşı olmasına rağmen siyasi rakipleri olan diğer alternatif Yahudi lobilerini yanınıza çekmek için gayret ettiğimizi de biliyorsunuz. Bu aldığınız destek sayesinde eski Türkiye'yi yöneten global ve yerli baronların sizi devirmek için ayırdıkları 1 milyar dolarla yaptırdığı 7 askeri darbe girişimi, Başbakan'a 14 suikast engellendi

En çok onlar hançerledi

Hocaefendi'yi en fazla yaralayan hançer Nursi'nin yaşayan bazı talebelerinin 'cemaati infaz hamlesine' onay vermesiydi. Bunun iki sebebi vardı; ilki, Risalelerin sadeleştirilmesine sert muhalefet etmekle kalmamışlardı, cemaati artık Nur Cemaati olarak görmüyorlardı. İkincisi, Kemalettin Özdemir Başbakan'ın Ayasofya Müzesi'ni camiye çevireceğini ve Risaleleri devlet eliyle bastırıp devlet okullarına tavsiye ettireceğini müjdelemişti.

Kürdistan'ı MİT kurdu

Bugün cemaate casusluk davası açmak için örgüt operasyonuna rapor hazırlatanlar, 7 Şubat 2012'de MİT kirizi çıkartanlarla aynı karanlık şebekedir. KCK ile Kürdistan kuran MİT'in 28 Şubat 1997 öncesi neler çevirdiğini de görmüştük. İstihbarat örgütlerimizin hızlı 007 James Bond'u kod adı 'Yeşil' olan Mahmut Yıldırım ile Gülen'in ilgisi olduğu 1997'de ortaya atıldı.

Silivri her yeri yakar

Devir değişti, ne post modern darbe ne de hükümete direkt el koyan bir askeri darbe mümkün. Lakin darbeden daha kötüsü olabilir. Ülkemizi Mısır'daki Firavunlara benzer bir diktatör yönetebilir. Veya askeri vesayeti devam ettirmek isteyen rövanş peşindeki Silivri Şurakası, Roma'yı yakan Neron gibi ellerinden güç gitti diye ülkemizi baştan sona yakabilir.

Hele hele cemaat ileri gelenlerini suikast ile ortadan kaldırma görevinin, vatanseverlik adı altında lanse edilip, İsrail'in infaz timi SİMBET ve İran'ın infaz birimi Laşgavar Takavar 23 Grubuna MİT tarafından havale edilmesi asla affedilemez. Tarih sizi bağışlamaz.

Güney yeniden devrede

Tuncay (Tuncay Güney) uzun bir kahkaha attı ve tespitini iletti: 'Erdoğan'ın etrafındaki dalkavuklar ve yalakalar öyle demiyorlar ama. Cemaatten kurtulunca güçleneceklerini sanyorlar. Pekçok tarikat ve cemaat Erdoğan'ın korkusundan ve menfaatlerinden dolayı cemaate savaş aştı, cemaate küfür ettikçe değerleri artıyor. Erdoğan güya herkesten biat almış, cemaat ise direniyormuş. Direncini kırmak, siyasetin emrine sokmak için her türlü şantaj ve tehdit devrede. Paralel örgüt iddiası bundan. Silahsız örgüt de oluyormuş demek! Bak şimdi de Ergenekoncuları, Balyozcuları Silivri'den salıyorlar ve cemaatin üzerine saldırtacaklar, intikam alacaklar.'

Satıldırlar Dostum...

Tuncay acı acı güldü ve bu defa 'Onlar şimdi sürgün yedi. Pek çokları satıldılar dostum. Hem de pek ucuza. Kimi makama mansıba, kimi mala mülke, kimi şan ve şöhrete, kimisi İran'dan Ortaasya'dan, Ortadoğu'dan, Fas'tan, Tunus'tan getirilen güzel bir cariyeye tav oldu. Sen herkesi kendin gibi saf dava adamı mı sanıyorsun? Dua edelim ülkemiz oynanan asıl büyük oyunu Erdoğan görsün.'

7 Kadın aramızda

AK Parti henüz doğmamıştı, Pers fitnesinin ülkemizi 2014'de istila edeceğini görememiştim. İran ülkemizde istediği gibi at koşturuyor, Batı destekli Şii Hilali tehdidi Irak'tan sonra Suriye'yi de karanlığa boğdu. İran'da Türklere baskı had safhada, Persler ülkemizde Muta nikahı ile Bal tuzağı kurarak 7 bin kadın soktu. AKP'nin İran sevdasını ideolojik sanıyordum, meğerse altın varmış, kadın varmış, kasa varmış, masa varmış.

2000'de yeni seçilen Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in ülkemde yaşanan İranlı ajanlar krizi nedeniyle MGK'nın kararıyla ilk resmi gezisini İran'a yapmasına karar verilince, çalıştığım gazete Zaman, beni bir resmi iki gizli görevle Tahran'a gönderdi. Resmi görevim, diplomasi muhabiri olarak Sezer'i ve ECO zirvesini takip etmekti. Gizli görevlerim, Cihan Haber Ajansı'na ve Zaman'a çalışacak yerli bir muhabiri işe almak, İran'da Türk Koleji açmak için zemin yoklamaktı.

 

Tayyarcığımı (AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar) endişelendiren tablo ise, AKP'nin uçuruma, siyasi intihara doğru koştuğunu görmesinden kaynaklanıyor. AKP ve cemaati ateşe atıp fitne kazanı kaynatanlar, Tayyar'dan da intikam alma niyetinde. 28 Şubat sürecinde kullanılan bazı isimleri bugün kiralayanlar, medyada 'yeşil' görünümle 'Neo 28 Şubat' fitne çetesini kurdu. Kirli çamaşırlar bir bir ortaya dökülüyor. 

 

Kaynak: ahaber

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.