'Hangi ırk iyidir' sorusuna Hz. Ali'nin cevabı

'Hangi ırk iyidir' sorusuna Hz. Ali'nin cevabı

Hz. Ali efendimize 'Hangi ırk iyi ırktır?' diye sormuşlar. Hz. Ali'de iyiliğin ve kötülüğün nerede aranması gerektiğini güzel bir şekilde anlatmış. İşte Müslümanlara imani bir ders.

Ahmet Şahin'in yazısı

Hz. Ali efendimize sormuşlar: Hangi ırk iyi ırktır? Şöyle cevap vermiş:-Her milletin iyisi iyidir, kötüsü de kötüdür! Çünkü demiş, iyilik de kötülük de ırkının değil insanın kendi iradesinin eseridir. İradesini iyiliğe kullanan iyiliği temsil eder, kötülüğe yönelten de kötüleri temsil eder. Kimse kendi iradesiyle işlediği yanlışı ırkına yükleyemez.
Demek ki, baştan kesin bir hükümle, falan millet bütünüyle iyi, falan ırk da bütünüyle kötüdür, denemez. Her milletin içinde iradesini iyiliğe kullanan iyileri de vardır, kötülüğe yönelten kötüleri de. Öyle ise, iradesini iyiliğe yöneltenler hangi milletten olursa olsun iyidir, kötülüğe yöneltenler de hangi ırktan olursa olsun kötüdür.

Aynı hükmü meslekler için de ifade edebiliriz.

-Hangi meslek iyidir?.. Her mesleğin iyi yanı da vardır, kötü yanı da. Sen tercih ettiğin mesleğin iyi yanına yöneleceksen mesleğini iyi hale getirmiş olursun. Kötü yanına yönelirsen mesleğini kötü haline sokmuş olursun. Yani yanlışlık mesleğinin gereği değil, senin tercihinin eseri olur.

Öyle ise insan, kendi tercihleriyle yaptıklarının sorumluluğunu ne ırkına yükleyebilir, ne de mesleğine. Çünkü her mesleğin mensubu kendi tercihini icra eder, iradesinin eseridir icra ettikleri..

Meslek konusuna bir de büyüklerin penceresinden bakalım isterseniz.

Bediüzzaman Hazretleri'ne gelen bir hürmetkârı, polis olmak isteğini ifade ile "Üstadım ne buyurursunuz polis olmak istiyorum, uygun bir meslek mi acaba?" diye sorar.

Bediüzzaman Hazretleri'nin cevabı fevkalade manalı ve ufuk açıcıdır,

-Polislik mesleği mukaddes bir meslektir, der ve ilave eder. Çünkü der, polisler mazlumları zayıfları korur, milletin malını, canını, namusunu muhafaza eder. Zulme mani olur, haksızlıkları önler. Polisin görevini böyle tarif ettikten sonra sözünü şöyle bağlar:

-Eğer sen mesleğin hakkını bu şekilde vererek yapacaksan hiç tereddüt etme, git polis ol!..

Avukatlık ve diğer meslekler de böyledir. Hakkı kaybolanların haklarını alır, zulme uğrayanları kurtarır, mazlumların dayanağı haline gelirsen avukatlık mesleği de kutsal bir meslek olur. Ama zalime destek verir, mazlumların ezilmesine yardımcı olursan bu senin tercihin olur, mesleğin icabı değil..

Evet, Hz. Ali efendimiz hak söylemiştir:

-Her milletin hem iyisi hem de kötüsü olduğu gibi, her mesleğin de hem iyi yanı hem de kötü yanı vardır. İyi yanıyla amel edecek olanlar o mesleği tercih etmeliler. Kötü yanıyla meşgul olacak olanlar o mesleğe yönelmemeliler.

Büyüklerden birinin huzurunda meslekleri konuşuyorlarmış. Kimi mimar kimi mühendis olmaktan söz ederken büyük zattan şöyle bir değerlendirme gelmiş:

-Mimar, mühendis olabilirsiniz, bunların hepsi de iyidir; ama öğretmen olmaya yetişemezsiniz. Öğretmenin özelliğini de şöyle açıklamış:

-Mimar, insanın cesedini koruyacak binalar inşa eder, öğretmen ise ruhunu koruyacak bilgiler verir. Cesedin korunmasıyla ruhun korunması aynı olmaz. Görevinin bilincinde olan bir öğretmen, aynı zamanda ruhların da mimarı olur. Öğrencilerine hem dünya hem de ahiretini kazandıracak duygu ve düşünceler talim ve telkin eyler.

Şüphesiz ki aksi de söz konusudur.

İdeolojik saplantı içinde olan eğitimciler de, muhatap oldukları neslin imanını kaybettirir, ruh dünyasını yıkıp ebedi hayatını tehlikeye sokabilir. Bu da bu mesleğin yanlışını teşkil eder.

Demek ki, her mesleğin hem iyi yanı, hem de kötü yanı vardır. Siz hangi yanıyla meşgul olacaksanız ona göre tercihinizi yapın, mesleğin hayrını görün. Sonuçta sorumlu olan, meslek değil, mesleğin yanlış yanını uygulayan siz olursunuz.

Zaman

Etiketler :