Esed İçin Savaşan Türkler

Esed İçin Savaşan Türkler

Hürriyet Gazetesi yazarı Akif Beki bugünkü yazısında Suriye'deki muhalif gruplara Türkler'den bahsedilirken Esed kanadında yer alan Türkler'in basına hiç yansımamasını eleştirerek köşesinde yer verdi...

İşte Akif Beki'nin 'Esed için savaşan Türkler' başlıklı yazısında o bölüm:

TÜRKİYE kökenli bütün muhalif savaşçılar hakkında aşağı yukarı bir fikrimiz oluştu.

Grup grup İslami cihatçılar, Kürt partisi PYD’nin silahlı kolu vesaire.
İyi-kötü hepsinin hikâyesi anlatıldı, Türkiyeli Şebbiha’lar hariç.
En az bildiklerimiz onlar, Esed için savaşmaya gidenler. Onların hikâyesi henüz doğru dürüst anlatılmadı.
Aslı Aydıntaşbaş, Milliyet’te yazana kadar ben de üzerinde düşünmemiştim. Fark ettim ki evet, haklı!... Esed için kurşun atan Türk savaşçılar ihmalden öte göz ardı edilmiş medyamızda, göz ardından öte görmezden gelinmişler.
El Kaide bağlantılı Nusra cephesine katılan cihatçıları biliyoruz. Özgür Suriye Ordusu içindeki diğer gruplara dağılan unsurları da. Sayıları, kim oldukları, nereden gelip nereye gittikleri, irtibatları, örgütsel iltisakları hep malum.
Ağırlıklı olarak Adıyaman, Adana ve İstanbul’dan çıkıyorlar. Yaşadıkları travmayı teşhir eden röportajlar yapılıyor aileleriyle. Çarşaf çarşaf...
PYD güçlerine dahil olan Türkiyeli Kürtleri de biliyoruz. PKK’nın silahlı kadrolarına mensuplar, Kandil üzerinden Suriye’ye geçiyorlar. Hâkimiyetlerindeki bölgeleri harita üzerinde işaretleyebilir herhangi birimiz, o kadar vakıfız.
Bir cephe daha var, Türkiye’den giden savaşçıların mevzilendiği üçüncü bir cephe. Esed rejiminin milis kuvveti Şebbiha cephesi. Hayalet katillerin örgütü.
Esed’in ‘görünmez’ askerleri arasında, Türkiyeli savaşçılar da hatırı sayılır bir yer tutuyor. Fakat kaç kişiler, o savaşta ne arıyorlar, nereden ve nasıl toplanıp götürüldüler, hangi kamplarda eğitildiler, Şam’ın müdafaasını niye üstlendiler, neyin davasını gütmekteler?
Çıt yok... Adı konmamış bir gizlilik antlaşması yürürlükte sanki, sessizce geçiştiriliyor varlıkları. Adları ağza alınmıyor.
Acilciler denilen bu gruptan sık sık bahsedilirdi başlarda. Hatay ve havalisindeki eylem ve etkinlikleriyle kendilerinden söz ettirirlerdi. Liderleri Mihraç Ural’dı.
Evveliyatları, sol bir örgütle kopan bağları, Suriye’de ne aradıkları, ne zamandan beri Esed’in emrine girdikleri, Muhaberat namına ne tür istihbarat operasyonlarına giriştikleri, Suriye Mukavemeti adlı paramiliter örgütlenmeyi nasıl kurdukları filan yarım yamalak ifşa edilir gibi oldu.
Sonra, bir katliamda rol aldıklarını duyduk, Banyas’ta. Bir de, Reyhanlı’daki vahşi saldırıyı onların yaptığı söylendi.
Fakat o kadar, arkası gelmedi, izlerini kaybettirdiler.
Unutuldular ya da kendilerini unutturdular. Yer yarılmış da içine girmişler gibi sırra karıştılar.
Esed için gençlerimizi devşirip silah altına alan, hayalet savaşçıları Şebbiha’ya asker yetiştiren, eski adı Acilciler yeni adı Suriye Mukavemeti olan bu örgütü niye artık kimse konuşmuyor arkadaş?

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.