Hutbeden haberi yok Diyanet’e saldırdı

Hutbeden haberi yok Diyanet’e saldırdı

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, defalarca DAEŞ terör örgütü ile ilgili açıklamalar yapmış, kurumsal olarak ise cuma hutbelerinde halka anlatılmıştı. CHP Genel Başkanı’nın DAEŞ üzerinden Diyanet’e yüklenmesi manidar bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tek aday olarak katıldığı partisinin 35. Olağan Kurultay’ında Türkiye’yi, dostlarını arkadan hançerlemekle suçladı. Haince bir dil kullanan Kılıçdaroğlu, DAEŞ terörü üzerinden Diyanet İşleri Başkanlığı’na da saldırarak “Bu ülkenin Diyanet İşleri Başkanlığı neden IŞİD terörünü anlatmıyor” diye sordu. Kılıçdaroğlu’nun bu sorusu, ‘Camiye gelseydin haberin olurdu” dedirtti.

Muhalefet anlayışını Cumhurbaşkanı Erdoğan’a saldırı haline getiren muhalefet partilerinin durumu içler acısı hale geldi. CHP kurultayında Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkan adaylar adaylıktan çekilirken, MHP’de ise olağanüstü kongre kavgası yaşanıyor. 

Ankara Arena Spor Salonunda ‘Demokrasi, değişim ve kardeşlik’ sloganıyla 35. kurultayına giden CHP’de genel başkanlık için adaylıklarını açıklayan Muharrem İnce ve Umut Oran sürpriz bir şekilde adaylıktan çekildiklerini açıkladı. CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ise, demokrasinin bekçisi olarak nitelendirilen CHP’nin tüzüğüne takıldı. Genel başkan adaylığı için 120 delegenin imzasıistenilirken Balbay 92 imzada kaldı. CHP’de kurultaya Kılıçdaroğlu tek aday olarak girdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı diktatörlükle suçlayan Kılıçdaroğlu, tek aday olarak girdiği kurultayda demokrasi mesajları verdi.

AK PARTİLİLERDEN PROTESTO

CHP Genel Başkanı’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında hakaret dolu sözleri büyük tepki çekti. Kurultay’ı izlemek için gelen AK Parti’li milletvekilleri hakaretler karşısında solonu terkettiler. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ilişkin sözlerini kınadığını belirterek, “Kılıçdaroğlu’nun konuşması sırasında biraz durakladım ama baktım ki eleştiri dozunu kaçırıyor, benim bunu kabul etmem mümkün değildi ve salonu terk ettim” dedi. Özdağ, “Yüzde 52 oyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanı’na siz nasıl diktatör dersiniz. Bu, ülkemize ihanet, demokrasimize ihanet” - “Ben Kılıçdaroğlu’nu kınıyorum, kınadığımı belli etmek için de bir tepki koymam lazımdı” ifadelerini kullandı.

DİYANET’E SALDIRDI

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in DAEŞ terör örgütü ile ilgili açıklamalarını görmezden gelen CHP Genel Başkanı, Diyanet’e suçlamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, “70 ilden militan Türkiye’den Suriye’ye ve Irak’a gidiyor. 70 ilde IŞİD nasıl taban tutuyor? Bu ülkeyi kim yönetiyor? Ve bu ülkenin Diyanet İşleri Başkanlığı neden IŞİD terör örgütünün yaptıklarının Müslümanlık olmadığını, masum insanların öldürülmesinin Müslümanlık olmadığını neden anlatmıyor? ‘Efendim bir sefer anlattık’, her gün anlatacaksınız, her gün söyleyeceksiniz” sözleriyle saldırdı.

TÜRKİYE DOSTLARINI HANÇERLEDİ

Türkiye’nin geçmişte Rusya, Irak, Suriye, Libya, Mısır gibi ülkelerle ilişkilerini geliştirmesine itiraz etmediklerini, yerinde kararları desteklediklerini belirten Kılıçdaroğlu, ancak iktidarın yanlış dış politikasının tüm bu ülkelerle olan ilişkileri olumsuz noktalara taşıdığını savundu. İktidarın dış politikada dostlarını arkadan hançerleme gibi bir özelliği olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, dış politikanın iç politika malzemesi yapılamayacağının altını çizdi.
Türkiye’nin AB ile ilişkilerine de değinen Kılıçdaroğlu, “Buradan açıkça söylüyorum; AB ile uyum yasaları parlamentoya geldiğinde hiçbir yasaya itiraz etmedik, koşulsuz destek verdik. Çünkü biz de Türkiye’nin uygar bir dünyanın parçası olmasını istiyoruz” diye konuştu.

BU İŞLER BOYUMUZU AŞIYORMUŞ

Türkiye’nin Suriye politikasının mağdurunun Türkler ve oradaki Türkmenler olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, “Bu kadar boyumuzu aşan işlere karışacağımıza Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ lafı sizin neyinize yetmiyor?” sorusunu yöneltti.

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, defalarca DAEŞ terör örgütü ile ilgili açıklamalar yapmış, kurumsal olarak ise cuma hutbelerinde halka anlatılmıştı. CHP Genel Başkanı’nın DAEŞ üzerinden Diyanet’e yüklenmesi manidar bulundu.


‘CHP'NİN DEĞİL ESED'İN PUTİN'İN KURULTAYI'

Kılıçdaroğlu’nun tek başına kurultaya gitmesini değerlendiren CHP Eski Parti Meclisi Üyesi Savcı Sayan, “Kılıçdaroğlu delege yapısını kendisine yakın isimlerden oluşturduğu için genel başkanlığını ilan ediyor. Bugün CHP’nin gerçekleştirdiği kurultay Esed’in ve Putin’in kurultayı. Daha önceki kurultaylarda ‘Türkiye’ deyince inleyen o salonlarda bugün Esed ve Putin’in isimleri geçiyor. Kılıçdaroğlu başkanlığındaki CHP, Türkiye partisi olmaktan çıktı. CHP Esed’in kafasına uyan bir parti konumuna geldi” diye konuştu.

‘CHP’DEN YENİ PARTİ ÇIKACAK’

Gerçekleştirilen kurultayın CHP’de çok önemli gelişmeleri beraberinde getireceğini belirten Sayan, parti içerisinde Kılıçdaroğlu’nun izlediği politikalarda rahatsız olan ciddi bir kitle olduğunu söyledi. Sayan, “Kılıçdaroğlu’nun mezhepçi politikalarından rahatsız olanlar öncülüğünde CHP’den yeni bir parti çıkabilir. Kılıçdaroğlu’nu kendi politikalarıyla baş başa bırakabilirler” şeklinde konuştu.
 

İŞTE DİYANET'İN 20 KASIM 2015 TARİHLİ CUMA HUTBESİ 

KÜRESEL TERÖRÜN HEDEF ALDIĞI DİN: İSLAM

Aziz Müminler!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Dünya hayatını ahirete tercih edenler, Allah’a giden yolu kapatanlar, onu eğri ve çelişkili göstermek isteyenler var ya, işte onlar derin bir sapıklık içindedirler.”[i]

Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Müslüman, elinden ve dilinden Müslümanların güvende oldukları kişidir. Mümin ise canları ve malları hususunda insanların kendisinden emin oldukları kişidir.”[ii]

Değerli Kardeşlerim!

Yüce Rabbimiz, Peygamberimiz Muhammed Mustafâ (s.a.s) aracılığıyla İslâm mesajını bütün insanlığa tebliğ etti. Allah’ın varlığına ve birliğine iman etmek, O’na hiçbir konuda ortak koşmamak ve sadece O’na kullukta bulunmak, bu ilahi mesajın temelini teşkil ediyordu. Bu mesaj, değerler manzumesi olarak öldürmeyi değil yaşatmayı, zulmetmeyi değil hakkı gözetmeyi, batıla değil hakikate tabi olmayı, hayâsızlığı değil iffeti kuşanmayı ve erdemli duruşu takdim ediyordu. Bu mesaj, cehaleti değil bilgi ve hikmeti öğütlüyordu. Bu mesaj, savaşı değil barışı, terör ve vahşeti değil vicdan ve merhameti, fitne ve fesadı değil sulh ve salahı öğretiyordu. Bu mesaj, vurdumduymazlığı değil sorumluluğu, bencilliği değil paylaşmayı, bölüp parçalamayı değil birleştirmeyi esas alıyordu.

Kardeşlerim!

İslam, hayatın her kesitine vicdan ve merhameti bir ilke, bir prensip olarak yerleştirdi. En zor zamanlarda dahi zulme, şiddete ve haksızlığa asla müsaade etmedi. Meşru müdafaa sadedinde değerlendirilen savaşın bile bir hukuku, bir ahlakı olduğunu asırlar öncesinden insanlığa haykırdı. Kadına, çocuğa, yaşlıya, tabiata dokunulmasını, zarar verilmesini kesin olarak yasakladı. Bu insaf ve merhamet çağrısı kısa sürede tüm coğrafyalarda yankı buldu. Müslümanlar, âleme silah, şiddet ve vahşet değil; sevgi, merhamet, şefkat, adalet ve hakikat medeniyeti taşıdı.

Ancak zamanla kimi cahil müntesipler, dinin özünden, ruhundan, hayat veren değerlerinden uzaklaştı ya da türlü hile ve desiselerle uzaklaştırıldı. İnsanı yaşatmak ve ona varlık gayesini anlatmak üzere gelen bir din, nice süfli emellere alet edildi. İslam, bütün hakikatleri insanlığa bildirmişken kimileri, hakikatin sadece kendi ellerinde olduğunu iddia eder hale geldi.

Kardeşlerim!

Yüce Dinimiz İslam, bugün çok daha büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır. Zira İslam’la, Müslümanlıkla ilgisi olmayan cinayet şebekelerinin işlediği cürüm, saldırı, vahşet ve katliamlar ne yazık ki İslam’la birlikte anılır olmuştur. Modern zamanların tüm insafsızlığı, vicdansızlığı, adaletsizliği İslam’a ve masum Müslümanlara mal edilmeye çalışılmaktadır. İslam, vicdanı ve insafı kirlenmiş, yüreği tükenmiş insanlarca terör ve vahşetle birlikte zikredilerek olumsuz bir İslam imajı ve algısı üretilmektedir. Dinimiz, itibarsızlaştırılmaya, İslâm’la ilgili, insanların kalplerinde bir endişe ve korku oluşturulmaya çalışılmaktadır.

Kardeşlerim!

İnsanlığa rahmet olarak gelen bir dinin, bir kitabın, bir peygamberin ve o dine mensup olan insanların bu tür terör olayları üzerinden itibarsızlaştırılması, en az işlenen bütün bu vahşetler kadar ağırdır. Yeryüzündeki en büyük cinayet, ahlak ve hukuk tanımayan katliamlara cihat adı verilmesidir. İslam dininde, hayat rehberimiz olan Kur’an-ı Kerim’de böyle bir anlayış yoktur. Dinimizin cihat anlayışı, öldürmek değil, yaşatmaktır. Harap etmek değil, mamur eylemektir. Gönüllere kin, nefret, intikam tohumları değil, sevgi, şefkat, merhamet tohumları ekmektir. Yeryüzüne şiddet, terör ve vahşet üzerinden korku değil, hak ve hakikat yoluyla barış, güven, huzur ve adaleti yaymaktır.   

Kardeşlerim!

Bugün din adına masum insanları, kadınları, yaşlıları, çocukları acımadan öldürenler aslında bütün insanlığı katletmektedir. Ne hazindir ki, İslam’ın yüksek şiarı olan tekbir, bu vicdansızlıklara alet edilmektedir. Aslında Ankara’da Paris’te, Beyrut’ta, Bağdat’ta, Nijerya’da, hâsılı dünyanın dört bir yanında öldürülen sadece masum insanlar değil, âlemlere rahmet olarak gönderilen İslam’ın yüce değerleridir. İnsanlığını yitirmiş, gözü dönmüşlerin yaptıkları yüzünden tahkir edilen, Kerim Kitabullah’tır. İtibarsızlaştırılan, Merhamet ve Şefkat Peygamberi Habibullah Muhammed Mustafa’dır. Ötekileştirilenler, dışlananlar, teslimiyetle bu kitaba, bu peygambere gönül veren sadık ve masum Müslümanlardır.

Kardeşlerim!

Bugün, din kisvesine bürünmüş cinayet şebekeleri, geçmişten günümüze birikmiş öfkeleri, incinmiş onurları, bastırılmış duyguları, yıkılmış hayalleri istismar etmektedir. Onlar bugün, tarihte acı hikâyeleriyle hatırladığımız, ortalığı yakıp yıkan, topyekûn medeniyetimizi tahrip eden Moğollarla aynı yöntemi kullanmaktadırlar. Vicdan ve insaf medeniyetine kast eden Haçlılarla aynı yolu yürümektedirler. Bu coğrafyanın masum insanlarını ölümlerden ölüm beğenmeye mecbur edenler, aslında tüm insani değerlere kastetmektedirler. Ancak bizler biliyoruz ki, dillerinden tekbir düşmese de, alınları secdeden kalkmasa da insanlık dışı katliamların faillerinin İslam’la uzaktan yakından asla ilgisi yoktur. Zira insana ve insanlığa yönelik bu tür vahşeti gerçekleştirenlerin, onları yönlendirenlerin ne Allah’a saygıları, ne de herhangi bir dine mensubiyetleri söz konusu olabilir.

Kardeşlerim!

Öyleyse geliniz dünyada huzura, ahirette kurtuluşa erebilmek için İslâm’ın rahmet yüklü mesajlarına yeniden sımsıkı sarılalım. Çocuklarımıza ve gençlerimize sahip çıkalım. Onlara inanç ve değerlerimizi doğru öğretelim. Sahih dini bilgiye ulaşma ve sahip çıkma çabasını hiç elden bırakmayalım. Sunulan her dini bilgiyi araştırma ve incelemeden kabul etmeyelim. İslâm’ın rahmet iklimini en güzel şekilde temsil etmek için gayret gösterelim.

Hutbemizi şu dua ile bitirmek istiyorum: “Rabbimiz! İlmimizi, anlayışımızı artır ve bizi salih kullarından eyle!”

------------------------

[i] İbrahim, 14/3.

[ii] Tirmizî, İmân, 12.

KAYNAK: Yeni Akit Gazetesi

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.