Yalçıntaş:"Türkiye zorlansa da krize girmeyecek"

Yalçıntaş:"Türkiye zorlansa da krize girmeyecek"

İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, devletin ve bankacılık sisteminin altyapısı sağlam olduğundan dolayı Türkiye’nin zorlansa bile krize girmeyeceğini söyledi.

İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yalçıntaş, "Hatta ve hatta avantajlı bile çıkabiliriz. Avrupalılar hakikaten ciddi anlamda krize girerse, bizler de kendi altyapımızla bugünleri zorlanarak ama başarılı bir şekilde atlatırsak, onların kaybettiklerini bizler kazanabiliriz" dedi. İTO Başkanı Yalçıntaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ekonomik açıdan dünyada ve Türkiye’de sıcak günler yaşandığını ve her gittiği yerde "Önümüzdeki günlerde Türkiye için bir kriz var mı?" diye sorulduğunu belirterek, dünyada yaşananların Türkiye üzerine etkilerine değindi. ABD’nin ekonomisinin yavaşladığını, uluslararası kuruluşların ABD’nin notunu düşürdüğünü ifade eden Yalçıntaş, çok büyük olan ABD ekonomisinin dünyayı çok fazla etkilediğini, yavaşladığı zaman tüm dünyanın yavaşladığını, hızlandığı zaman öyle veya böyle bütün dünyanın hızlandığını söyledi. Yalçıntaş "Eğer ABD ekonomisindeki yavaşlama devam ederse, bizlerin de ekonomisinde belli bir yavaşlama olabilir" dedi. Türkiye’yi etkileyebilecek diğer bir uluslararası gelişmenin de özellikle AB’deki ülkelerin borçlarını ödeyemez hale gelmesi olduğunu dile getiren Yalçıntaş, "perişan" durumda olan komşu ülke Yunanistanın en kısa zamanda toparlanmasını umduğunu kaydetti. Yunanistan devletine en çok borç verenlerin Alman ve Fransız bankaları olduğunu, Yunanistan’ın bu bankalara borcunu ödemeyemediği için son 2-3 aydır Avrupa’da ciddi telaş yaşandığını anlatan Yalçıntaş, şöyle konuştu: "Şimdi bu telaşa yenisi eklendi; İtalyan devleti de aldığı borçları ödeyememe riski ile karşı karşıya kaldı. İtalyanlar’ın arkasından bir ihtimal İspanyollar da gelebilir. Fransız ve Alman bankaları ve AB Merkez Bankası, belki Yunanistan’ın durumunu kapatabilir ama İtalya, Almanya ve Fransa’dan sonra Avrupa’nın en büyük ekonomisidir. İtalya hükümeti iflas ederse, AB’deki bankaların İtalyan devletinin borcunu kapatacak gücü yoktur. Eğer böyle bir şey olursa, Avrupa’daki ekonomi yavaşlar, hatta kriz noktasına gelir. Böyle bir kriz, bizi iki sebepten dolayı etkiler. Birincisi, bizlerin ihracatının yüzde 50’den fazlası Avrupa ülkelerine. Avrupa ekonomisinin krize girmesi bizim ihracat yapan firmaların siparişlerinin çok düşmesine yol açar. İkincisi, Türkiye’nin cari açığı vardır. Cari açık ne demektir? Kendi işimizi, Türkiye’yi döndürebilmek için yurt dışından bizler borç alıyoruz. Bizim borcumuzun yüzde 80’ini veren de Alman, Fransız, İngiliz ve AB bankalarıdır. İtalyan hükümeti iflas ettiğinden dolayı Alman ve Fransız bankaları ve sonra da İngiliz bankaları zora girerse ve nakit açığı oluşursa, bize hem daha kısa vadeli borç verirler hem borç vermede nazlanırlar hem de verdikleri borcun faizini yükseltirler. Bu da bize sıkıntı yaratır."

"SIKINTILAR KRİZE YOL AÇMAZ"

İTO Yönetim Kurulu Başkanı Yalçıntaş, bu sıkıntıların Türkiye’de krize yol açmayacağını vurgulayarak, şunları kaydetti: "Çünkü bizim devletimizin borcu yoktur. 2001 yılından beri hükümet son derece başarılı bir kamu ve maliye politikası izlemiştir, bizim devletimizin maliyesi sağlamdır. 2000 yılından sonra bizim bankalarımız ciddi anlamda yeni bir gözden geçirilmeye tabi tutulmuştur, bizim bankacılık sistemimiz de sağlamdır. Bugünkü şartlarda devletin ve bankacılık sisteminin altyapısı sağlam olduğundan dolayı biz krize girmeyiz, zorlanırız ama krize girmeyiz. Hatta ve hatta avantajlı bile çıkabiliriz. Avrupalılar hakikaten ciddi anlamda krize girerse, bizler de kendi altyapımızla bugünleri zorlanarak ama başarılı bir şekilde atlatırsak, onların kaybettiklerini bizler kazanabiliriz. Elbette hiç kimsenin mutsuzluğundan, iflasından bizler mutluluk çıkarmak, kar payı çıkarmak istemeyiz ama bu da hayatın gerçeğidir, eğer bizler kendi işlerimizi düzgün götürebilirsek, hem firma olarak hem de millet ve devlet olarak Avrupa’nın bu krizinden karlı dahi çıkabiliriz." -"AÇLIK GÖRMEDİK"- Yalçıntaş, Ramazan ayının maddi ve manevi olarak kazançlı bir ay olduğunu ifade ederek, Allahın dünyayı yarattığını, içindeki birçok nimetle insanlığın hizmetine sunduğunu anlattı. Yalçıntaş, "Elbette bizler bu nimetlerden yararlanacağız, elbette bu nimetler bizler için yaratıldı ama bizler bunları kullanırken, bizden sonrakileri düşünerek kullanmak, yok etmemek, tutmak ve israf etmeden itidalli bir şekilde kullanmak zorundayız" diye konuştu. Doğu Afrika ülkelerinde yoğun sıcakların neden olduğu açlığa da değinen Yalçıntaş, şöyle konuştu: "Bugün Doğu Afrika ülkelerinde bizlerle aynı inancı paylaşan, aynı kıbleye yönelen, iftar yapmaya çalışan insanlar çok büyük bir açlığın pençesindeler. Neden bu insanlar bu kadar açlığın pençesindeler? Çok verimsiz topraklar mı oralar? Allahuteala’nın hiç nimet vermediği topraklar mı oralar? O yüzden mi açlığın pençesinde bu insanlar? Hayır, değil. Aslında o topraklar ki, biraz üstü Nil havzasıdır, belki dünyanın en verimli topraklarından birisi olabilecek topraklar... Bunun, iki sebebi var; birincisi senelerce süren iç savaşlar, insanların birbirlerini, çoluk-çocuk, kadın-erkek demeden katletmeleri... İkincisi ben inanıyorum, belki yanlış düşünüyorum ama benim inancım budur, insanların birbirlerini böylesine katletmelerinden doğmuş olan bereketsizlik, o bereketsizliğin getirdiği felaket ve kuraklık bugün o kardeşlerimizi böylesine bir açlığın pençesine attı." Türkiye’de yaşayan insanların fakirlik ve yokluğu bildiğini, ama hiçbir zaman açlık görmediğini, bu topraklarda hiçbir zaman hiç kimsenin açlıktan hayatını kaybetmediğini anlatan Yalçıntaş, Müslümanlar’ın "komşumuz açken tok yatamayan" bir inancın mensupları olduğunu söyledi. Afrika’da Birleşmiş Milletler (BM) rakamlarına göre, son 90 günde 5 yaşın altında 29 bin çocuğun hayatını kaybettiğini, 1 milyon 300 bin çocuğun hayatının tehlike altında bulunduğunu belirten Yalçıntaş, sadece Somali’de değil, Eritre, Etyopya, Kenya, Cibuti’de toplam 12 milyon insanın açlıkla yüz yüze olduğunu kaydetti. "ZENGİNLİK EŞİT BÖLÜŞÜLMELİ"

Murat Yalçıntaş, bu rakamların çok büyük ve korkunç olduğunu ve herkesin de bunda sorumluluğu bulunduğunu ifade ederek, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Kızılay ile yardım kampanyası başlattığını, TOBB’un 1 milyon lira, İTO’nun da 300 bin lira ile kampanyaya katıldığını hatırlattı. Yalçıntaş, "Ayrıca banka hesabı açtık ve herkesin elinden geldiği kadar, gücü yettiğince, fazla verebilen fazla, az verebilen az, hiç veremeyen gönlünce mutlaka ama mutlaka bu seferberliğe katılması lazım" dedi. Allahın, başta bu topraklar olmak üzere dünyaya zenginlik bahşettiğini, dünyanın fakir olmadığını anlatan Yalçıntaş, şöyle devam etti. "Fakir bir dünyada yaşamıyoruz. Rakamlara bakıldığında her geçen gün ve sene ülke ve dünya daha da zenginleşiyor. Gayrisafi milli hasılaya bakıldığında, her sene arttığını, zenginleştiğini görüyoruz. Burada hepimizin durması ve düşünmesi gereken, bizi yönetenlere destek olması, yol göstermesi gereken bir nokta var. Bir ülkenin, mesela Türkiye’nin gayrisafi milli hasılasının artması, zenginleşmek güzel ama bunun kadar güzel olan ve en az bunun kadar mühim olan da gelen zenginliğin nasıl paylaşıldığı... Biz zenginleşiyoruz ama bu zenginleşmede toplumun bütün katmanları pay alabiliyor mu? Bu zenginlik herkese adil, eşit bir şekilde dağıtılabiliyor mu? Toplumun en aşağısından en yukarısına kadar bu zenginleşmeden pay alabiliyor muyuz? Bu zenginlik en fakirin cebine gidiyor mu, yoksa bütün zenginlik sadece bir kısım bir yere mi gidiyor? Adil bir dağılımı sağlamak için hepimizin yapması gerekenler var. Cumhurbaşkanı’ndan en aşağıya kadar herkese düşen görevler var. Devleti yönetenler aldıkları makroekonomik tedbirlerle bu zenginliğin eşit bölüşülmesini sağlamak zorundadır. Ama bizler de mutlaka aynen inancımızın da söylediği gibi bizlerin kazancından o kazancın üstünde hakkı olanlara ’versek iyi olur’ demiyorum, çünkü bu bir haktır, haklarını fazlasıyla fitre, zekat, sadaka olarak mutlaka ama mutlaka vermek zorundayız. Ramazan ayı bereket ve güzellik ayıdır."

 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.