Kaside-i Bürde neden meşhur?

Kaside-i Bürde neden meşhur?

Feyz almak, kalbi yumuşatmak ve kaybedileni hatırlamak için, her müslümanın bu kasideyi okuması gerekir.

Peygambere duyulan muhabbet ve hasret, edebiyatımızın en önemli motiflerinden birini teşkil etmekte.

Görselleri büyütmek için üzerini tıklayınız

Daha Peygamber Efendimiz hayattayken başlayan ve ona övgülerle dolu olan şiir yazımı, asırlar boyunca devam ederek bir gelenek halini almış ve birbirinden güzel şiirler bize miras kalmıştır. İşte o şiirlerden biri: Kaside-i Bürde. 1200’lü yıllarda kaleme alınmış mezkûr kasideyi Muhammed Busiri adında bir zat yazmış.

Muhammed Busiri kimdir?

1212’de Mısır’da dünyaya gelen Busiri, Kahire’de ilim, dil ve edebiyat eğitimi almış, özellikle hadis ve siyer ilimleriyle daha çok meşgul olmuş. Küçük yaştaki çocuklara Kur’an-ı Kerim öğretmek üzere bir mektep açmış, ancak beklediği ilgiyi göremediği için burayı kapatarak kâtip olmuş.

Hayatı, hanımının hırçınlığı ve çocuklarının çokluğu, bir de geçim sıkıntısı yüzünden huzursuzluk içinde geçmiş. Şazeli tarikatının kurucusu Ebu’l-Hasen eş-Şazeli’ye intisap etmiş ve onun en gözde öğrencileri arasına girmiş Muhammed Busiri.

Kaside-i Bürde’nin meşhur olmasının sebebi

Kaside-i Bürde, İslam ümmetinde, Türkiye’de Süleyman Çelebi’nin Mevlid’i kadar meşhur, hatta ondan daha yaygındır. Bu kaside ümmetin konuştuğu hemen her dile çevrilmekle beraber Grekçe, Latince, İtalyanca, Fransızca, İngilizce ve Almanca’ya da tercüme edilmiş. Üzerine 110’dan fazla şerh ve birçok nazire yazılmış. Onun bu kadar meşhur olmasının sebebi ise bu kasideyi yazdıktan sonra şairin gördüğü bir rüya!

Rasulullah’ın, okunurken ritim tuttuğu şiir!

Hayatının sonlarına doğru felce tutulan Muhammed Busiri, bir akşam yatağında yatarken, hastalığına şifa vermesi için Allah’a dua eder ve o gece rüyasında Peygamber Efendimiz’i görür. Peygamberimiz ondan kendisi için yazdığı kasideyi okumasını ister. Busiri, “Ya Rasulallah, ben sizin için birçok kaside yazdım, hangisini emredersiniz?” deyince Hz. Peygamber, kasidenin ilk beytini okuyarak isteğini belirtir.

Busiri, kasideyi okumaya başlar. Rasulullah da duyduğu memnuniyetten dolayı iki yana sallanarak sonuna kadar büyük bir zevkle dinler. Bitince de yatmakta olan hasta şairi ödüllendirmek üzere hırkasını (bürde) çıkarıp üstüne örter ve eliyle vücudunun felçli kısmını sıvazlar.

Hani Rasulullah’ın huzurunda okuyordun ya

Muhammed Busiri heyecanla uykusundan uyanır. Gördüğü rüyanın zevkiyle toparlanmaya çalışırken vücudunda felçten bir eser kalmadığını fark ederek sevincinden ne yapacağını şaşırır. O sırada sabah namazı vakti yaklaştığı için abdestini alıp mescide gitmek üzere yola çıkar. Yolda Ebu’r-Reca adında bir dervişle karşılaşır. Derviş ondan Peygamberimiz için yazdığı kasideyi ister. Busiri hangisi olduğunu sorunca, “Hani bu gece Rasulullah’ın huzurunda okuyordun ve o da büyük bir zevkle dinliyordu ya, işte onu!” diye cevap verir.

Nihayet bu olay halk arasında yayıldıktan sonra, kaside büyük bir üne kavuşur. Felçli hastalara şifa niyetiyle okunmaya başlar. Lakin bu amaçla, başkalarına, her önüne gelen değil, ancak icazet alanlar okur.

Türkçe’ye kimlerin tercümeleri var?

Üstad Sezai Karakoç’un, “Bürüyen Kaside” ismiyle İslam’ın Şiir Anıtlarından isimli eserinde özenli tercümesiyle bulabileceğiniz bu değerli şiiri bir de 2001 yılında Fatih Müftülüğü, kutlu doğum münasebetiyle Kaside-i Bürde’yi Türkçe Söyleyiş adıyla neşretti. O tercümeyi ise Arapça’ya derin bir vukufiyetinin olduğu bilinen değerli ilim adamı Mahmut Kaya yaptı.

Söz konusu neşriyatta, 160 beyitten müteşekkil kasidenin her beytine bir sayfa ayrılarak önce Arapça’sı sonra Türkçe’si, en sonunda da Türkçesinin manzum ifadesi yer verilmiştir. Abdülhadi Erol Dönmez’in hattı, Rukiye Dönmez ve Ersan Perçem’in tezhibi ile kitap, daha da bir güzellik kazanmış.

Kaybettiğimizi hatırlamak için

Rasulullah’a duyulan derin muhabbetin izlerinin her beyitte kendini gösterdiği bu kasideyi her müslümanın okuması, feyz alması, kalbini yumuşatması ve kaybettiğini hatırlaması gerekir.

Şeyma Derbeder, “biz ancak sevdiğimiz kadarız” diyerek haber verdi


 
Çifte "Muhammed"... Tahtaya yapıştırılan kağıt oyulmak suretiyle yapılmış. Mehmed Hafız el Kırmani imzalı ve 1775 tarihlidir.

 

 

Etiketler :