Laik devlet toplantısında başörtüsü skandalı
CHP milletvekilleri ile bir grup sanatçının da katıldığı 'laik devlet özgür toplum için kamuoyuna duyuru' isimli metin basın mensupları ile paylaşıldı.
Türban-başörtüsü tartışmalarının yaşandığı
Taksim'de yapılan toplantıda sanatçıların, akademisyenlerin ve siyasi isimlerin
Toplantının
Bir gazetecinin 'daha kötü günler olduğu, Balbay'ın tahliye edildiği ve başka rüzgarların estiği bir dönemde neden böyle bir açıklama yapıldığı yönündeki soruya Ataol Behramoğlu cevap verdi. Behramoğlu, toplumsal oluşumların bazen insanların kararlarından da bağımsız yönelişleri olduğunu belirterek "Böyle bir hassasiyet demek ki çok çeşitli çevrelerde, demek ki sadece CHP değil, sanatçılar var, gazeteciler var... Belki ileriye doğru gidişte bir süreç bizi buna yöneltti." ifadelerini kullandı.
BAŞÖRTÜSÜ TARTIŞMASI
Bir gazetecinin başörtülü olarak Meclis'e girilmesine neden karşı olunduğunu, bunun neden bir anayasal suç olarak savunulduğunu sorması üzerine CHP Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz söz aldı. Yılmaz, 2005 yılında Bülent Arınç'ın kamu alanlarına türbanla olamayacağı gibi diğer dini kıyafetlerle de girilemeyeceği yönünde sözler söylediğini belirtti. Avrupa'daki çağdaş dünyanın yaklaşımının da bu yönde olduğunu ileri süren Yılmaz, dini simgelerin tarafsızlığa neden olabileceği ve insanların üzerinde baskı unsuru olabileceği belirtilmişken Türkiye'de bunun bir baskı unsuru olmadığı şeklinde algı oluşturulmaya çalışıldığını savundu. Yılmaz, "Biz eğer çağdaş dünyanın bir üyesi isek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarını uygulamak durumundaysak bu çerçevede bu kararların uygulanması gerekiyor. Anayasa Mahkemesi'nin kararlarının da o çerçevede uygulanması gerekiyor. Bizim yaklaşımımız bu hukuki çerçevede çağdaş dünyanın kuralları çerçevesinde bu meseleye yaklaşılması yönündedir." değerlendirmesinde bulundu.
Toplantının en dikkat çeken açıklamalarından birini Orhan Aydın yaptı. Aydınların, sanatçıların bulunduğu bir toplantıda bile türban konusunda sıkışmanın AKP yandaşlığının bir parçası olduğunu ileri sürdü. Aydın'ın açıklama metnine atıfta bulunarak, "Orada 20 tane ya da 50 tane tanımlama var ama siz sadece türban meselesini gündeme getiriyorsunuz. Bu bir makas. Bu makasa girmeyiz, net söylüyorum.Türban bu ülkedeki gericiliğin, hem de dinci gericiliğin şeriatın simgesidir ve şiddetle reddettiğimi ilan etmek istiyorum." sözleri dikkat çekti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun türban ile ilgili açıklamalarını hatırlatan ve Meclis'te türban ya da başörtüsü ayrımının nasıl yapılacağını soran gazeteciye CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler cevap verdi. Güler, "Bizim için sorun türban sorudur. Türban bizce bir siyasi simge. Bu ikisi arasındaki ayrımın çok net yapılması gerekir. (Sayın Kılıçdaroğlu yapamadı bu ayrımı, Meclis'e başörtülü vekiller girdi sizce onlarınki başörtüsü mü türban mı? şeklindeki soruya) "Siz gazeteci gibi değil tartışmacı gibi konuşuyorsunuz. Başörtüsü ve türban arasındaki fark çok açık. Bu platforma duyulan ihtiyaç da belki nedenlerden birisi." dedi.
Soru-cevap sırasında bazı katılımcılar gazetecilere yönelik sataşmalarda da bulundu.
Kaynak: CİHAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.