KARŞILIKLI TİCARÎ POTANSİYELİMİZİ HAREKETE GEÇİRMELİYİZ.

KARŞILIKLI TİCARÎ POTANSİYELİMİZİ HAREKETE GEÇİRMELİYİZ.

Türk Macar İşadamları Derneği (TÜMİŞAD)'nin Ramada Plaza Budapest Hotel Ambrosia Salonunda düzenlediği toplantıda Macaristan Dışişleri Bakanı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Dr. János Hóvári Türk Macar ilişkilerinde geleceğe dönük planlarını ve yapacakların

Panelde ilk konuşmayı Türk Macar İşadamları Derneği Başkanı ve DEİK-DTİK Avrupa Bölge Başkan Yardımcısı Osman Şahbaz; Panele katılan misafirleri selamlayarak konuşmasına başladı. Konuşmasında: ’’Saygıdeğer Hanimefendiler, kıymetli beyefendiler, değerli dostlar! Bugün Budapeşte'de, nazlı akan Tuna kıyısındayız. Âşık olanlara Tuna Mavi görünürmüş derler. Bizler Budapeşte’ye âşığıyız. Dışarıda latif bir havanın olduğu, mevsimlerin en güzellerinden ilkbaharı yaşadığımız bugün davetimize iştirak ettiğiniz için hepinize şahsım ve Türk Macar İşadamları Derneğimiz adına teşekkür ediyorum, hoş geldiniz. Muhabbet ve saygılarımla sizleri selamlıyorum. Günümüzde gelişen ülkelere baktığımızda, girişimcileri yatırımcıları gözbebeği gibi değerlendiriyorlar. Macaristan ve Türkiye büyük hedeflerine girişimcileriyle yürüyecek ulaşacaktır. Girişimcilerimiz bizlerin gözbebeğidir. Özelliklede bayan girişimciler. Dünyada az olduğunun da farkındayız. İşte bugün aramızda birkaç tane bayan girişimcimiz var. Kendilerine başarılar diliyoruz. Geçtiğimiz Mayıs ayı sonunda açıklanan 2012 Dünya Rekabet Yıllığı'nda, 59 ülke arasında Hong Kong'un 1. sırada, Amerika Birleşik Devletleri'nin 2. Sırada ve İsviçre'nin 3. sırada yer aldığı sonuçlara göre, geçtiğimiz yıldan bir basamak yukarıya Türkiye 38. sıraya yükselmiştir. Bu akşamki konu başlığımız: ’Macaristan’ın Dış Ticaretinden Beklenenler ve Macaristan-Türkiye İlişkileri’.

Türkler ve Macarlar birbirini derinden etkileyen iki millettir; zira tarihteki ilişkilerimiz çok yönlü ve heyecan verici bir şekilde gelişmiş ve bugün de gelişmeye devam etmektedir ki, bunun en büyük tezâhürü burada yapmakta olduğumuz programlardır. Oldukça uzak bir geçmişte karışıp kaynaşmış, pek çok alanda birbirlerinden etkilenmiş olan Macarlarla Türklerin bin yılı aşkın köklü bir tanışıklığı vardır. I.Dünya Savaşı’nda Osmanlı İmparatorluğu’nun Almanya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun yanında yer alması, kültürel ilişkilerin yanı sıra Türk ve Macar hükümetleri arasındaki siyasî ve ekonomik ilişkileri arttırarak Türk-Macar dostluk ilişkilerini daha da güçlendirmiştir. 1918 yılında Avusturya Macaristan monarşi yönetimi ve Osmanlı İmparatorluğu tarih sayfalarında yerlerini almıştır.

Macaristan'da yıllık ihracat 2009 yılı Kasım ayından beri (-2, 6) ilk defa tekrar düşüş göstererek, avro bazında 2010 yılı Aralık ayına göre %0.9 azaldı. Aynı zamanda 2011 yılında, aylık bazda en düşük ihracat aralık ayında gerçekleşmiş oldu. Öte yandan ithalat değeri 2010 yılına göre %0.1 oranında artış göstererek geçen yıla göre çok fazla değişmemiş oldu. Böylelikle Macaristan 2011 yılı Aralık ayında 352,1 milyon avro ticaret fazlası vermiş oldu. Tüm bu önlemlere karşın Macar ekonomisi 2009 yılında küçülme göstermiştir. Zira, reel ücretlerdeki artışın tüketici fiyatlarındaki artışın gerisinde kalması, emeklilik ve diğer pek çok sosyal yardımlardaki hissedilir düşüşler, kredi piyasasındaki belirsizliklerle birleşince hanehalkı tüketimi 2009 yılında, ekonomideki küçülmenin de ötesinde %8 oranındadüşmüştür. Böylece Macaristan’da peşpeşe üç yıldır izlenen hanehalkı tüketimindeki düşüş, 2007 ve 2008’deki oranların çok üzerinde bir görünüm sergilemiştir. 2010 yılının Nisan ayındaki genel seçimler sonucunda siyasi iktidar Sosyalistler’den, Orbán Viktor liderliğindeki merkez sağ FİDESZ Partisi’ne geçmiştir. Parlamento’da üçte ikilik çoğunluğu elde eden yeni hükümet IMF ile yeni anlaşmalar yapmayı reddetmekle birlikte, selefi hükümet tarafından başlatılan bütçe disiplinine yönelik politikaları sürdürmüştür. IMF ile görüşmeler aralıklarla sürmektedir. Ekonomideki kırılganlık hâlâ devam etmekle birlikte, Macaristan İstatistik Ofisi tarafından Mart 2011’de yayımlanan rakamlara göre, 2010 yılında Macar ekonomisi %1.2 oranında büyümüştür. Öte yandan, 2004 yılında AB üyesi olan Macaristan, Avro’ya geçiş için gerekli hazırlıkları da sürdürmektedir. Bu bağlamda, üye ülkeler tarafından “İstikrar ve Büyüme Paktı” çerçevesinde hazırlanan ve fiyat istikrarı, kamu finansmanı ve sürdürülebilir büyüme ve istihdam politikalarını içeren uyum programları AB Komisyonu’na sunulmaktadır. Ancak, GSMH’nin en fazla %3’ü olan eşiği henüz yakalayamamış olması nedeniyle, Macaristan’ın Avro Alanı’na ne zaman dâhil olabileceği konusu belirsizliğini korumaktadır. Nitekim, daha önce yapılan açıklamalarda Avro’ya geçişin 2010 yılında gerçekleşmeyeceğini duyuran Macaristan; 2010 yılının ortalarında bu tarihi 2014’e, son olarak bu yılın başında da 2020’ye çekmiştir. Macaristan’ın dış ticaretinin yapısı incelendiğinde, genelde “dengeli” bir görünüm sergilediği, 2009 yılından bu yana ise fazla vermeye başladığı görülmektedir. Temel ürün gruplarına göre dış ticaretinin dağılımında, makineler, elektronik eşyalar ve nakliye araçları Macaristan'ın ithalat ve ihracatında ana sektörler olarak öne çıkmaktadır. İthalatın yaklaşık %50’sini, ihracatın ise %60’ını bu üç sektör gerçekleştirmektedir. Geleneksel olarak Macaristan’ın ihracatında AB ülkeleri ortalama %80’lik, ithalatında da %65’lik yer tutmaktadır. Ülkeler bazında bakıldığında ise yaklaşık %77’lik pay ile Almanya en büyük ticaret ortağı durumundadır. Macaristan'ın ihracatından farklı olarak ithalatında Rusya Federasyonu ve başta Çin olmak üzere bazı Uzak Doğu Ülkeleri de önemli pay sahibidir. MacaristanMerkezi İstatistik Ofisi tarafından 8 Şubat 2012 açıklanan ilk verilere göre, 2011 yılında toplam ihracat 79,795milyon avroya, ithalat ise 72, 839 milyon avroya ulaşmıştır. Macar dış ilişkilerinde üç öncelik gözlemliyoruz. Avpupa Atlantik ilişkisi ki, 1990 yılında Avrupa Konseyi, 1996 yılında OECD, 1999 yılında NATO ve son olarak da 2004 yılındaki AB üyelikleri. Diğer ikinci konu, komşu ülkeleriyle sıfır problem öngörüsü, üçüncü hedef ise, komşu ülkelerde yaşayan Macar azınlıkların haklarının korunması. Etrafında kendi etnik insan yapısıyla çevrili yegane ülkedir, Macaristan. Macaristan bugün Avrupa'nın güvenlik politikalarının bir parçası olmuştur, NATO üyeliğiyle. Demirperde döneminde karşısında yer aldığı süper gücün saflarına geçmiş bulunmaktadir. Geçen sene sonunda benim de katıldığım Macaristan Cumhurbaşkanı Dr. Schmitt Pál'in Türkiye ziyareti önemlidir. Bu yıl içerisinde de bu yüksek makamlardaki ziyaret ilişkilerimizin süreceğini ümit ediyoruz. 2013 Nisan ayında Dünya Buz Hokey Şampiyonasına Macaristan ev sahipliği yapacaktir, ihtiyaç duyulan altyapı projelerini, dünyanın ikinci büyük müteahhitlik gücü olan Türk şirketleri üstlenmek isteyeceklerdir. Macaristan şifalı su kaynakları açısından zengin bir yerdir. Adana-Osmaniye'de Bartók Béla 1936 yılında türküler derlemiştir. Bu araştırmalarda kendisine Türk bestekar Ahmed Adnan Saygun eşlik etmiştir. Edebiyatçı, kültür tarihçisi Gábor Lipták'in derlemelerinde Osmanlı-Macar ilişkileri hakkında birçok bilgi ve öyküye de rastlayabiliriz. Bu akşamki değerli konuğumuz Macaristan Dişişleri Bakanlığı Global İşlerden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı, Dr. Hóvári János Bey. Bizlere bu akşam Macaristan’ın dış ticaretinden beklenenler ve Macaristan-Türkiye ilişkileri, konulu seminer sunumu yapacaklar.

Dr. Hóvári János ile tanişıklığımız on beş yıla dayanıyor. Yine böyle TÜMİŞAD'ın düzenlemiş olduğu bir gecede aramıza katılarak bizleri onurlandırmıştı. O günden hatıra kalan bir fotografı konuşmacımıza takdim etmek istiyorum. Hayat ve zaman böyle hızlı ilerliyor...” dedikten sonrsa sözü alan Dr. Hóvári János konuşmasında şunları dile getirdi:

’’Burada masa etrafında oturanları onbeş yıldır tanıyorum, benden başka herkes genç kalmış. Eski patronum Andras Kelemen’in buradaki varlığı, daha önce onun yardımcısı olmam, kısacası Türkler hakkında birçok bilgiye sahip şahsiyet ile birarada olmak benim için büyük bir mutluluk. Bizler istemediğimiz hâlde komunistlerle beraberdik; sizler ise NATO üyesiydiniz. Macarlar ile Türklerin menşei aslında aynı, kafa yapımız aynı; bu sebepledir ki, biz Macarlar Türkçeyi çok kolay öğreniyoruz; bakıyorum da buradaki Türkler de harika Macarca konuşuyorlar. Hâriciyedeki diplomatlar arasında müthiş bir bağ var, çalışma ilişkileri çok güzel ve işadamları da aynı. Yeni nesillere her alanda ticaret, eğitim, ekonomi, kültür vb. Macaristan ve Türkiye hakkında daha fazla bilgi aktarılması gerek. Türklerin Macaristan’daki yatırımını çok daha fazla olduğunu tahmin ediyordum; ancak istatistiki bilgiler beni yanılttı ve hayrete düşürdü. Kırk tane Macar firmasınınTürkiye’deki yatırımı yüzelli milyon Avro iken Macaristan’daki Türklerin yarırımı ise yetmiş milyon dolar. Aramızdaki ithalat ve ihracatın daha fazla olması temennimizdir; zira bizim cumhurbaşkanımızın Türkiye ziyareti esnasında bu konular ayrıntılı olarak konuşulduğunda T.C. Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan gelecek beş yıl içinde var olan ticaretimizin iki katına çıkması gerektiğini vurguladı. Sayın Başbakan, doru söyledi; çünkü bunu yapmak için olanaklar fazlasıyla var. 2008 yılındaki küresel krizden Türkiye çok çabuk çıktı. Güçlü ülkelerden dahi hızlı ve büyüyerek yoluna devam ediyor. Bugün, Türkiye otuz kırk yıl önceki Türkiye değil.

Türkiye her zaman dikkatle takip edilmesi gereken bir ülke... Efendim, şimdi Türkiye’de büyük gelişmelerin varlığını duyuyoruz, görüyoruz. Çin’den sonra en çok büyüyen ekonominin Türkiye olması, bizim için iyi bir potansiyel, önemli bir ülke olduğunu yine göstermiştir. Biz Macaristan olarak Türkiye’yi stratejik partner olarak kabul ettik. Cumhurbaşkanımızın Türkiye’yi ziyareti sırasında her şey açık açık konuşuldu ve bazı kararlara imzalar atıldı. Bizler gelecek senelerde de bu yolu takip edeceğiz. Macaristan ile Türkiye NATO’da müttefik iki ortak. Aynı zamanda Türkiya’nin Avrupa Birliği’ne üyeliğini şiddetle destekliyoruz. Liderlerimiz arasındaki bu güzel münasebetler önemli; zira halka ve bürokratlara iyi tesiri olmaktadır. Macaristan’da ihracat çok önemli, güzel topraklarımız da var; ama bütün dünyada sanayi var. Bizde de otomobil sanayi ön planda. Geçmiş yirmi seneye bakıldığında Macaristan’ın ne yaptığı görülebilir. İhracatımız ithalatımızdan daha fazla, bu durum Türkiye’de ise tam tersi. Türkiye yeni ve güzel bir piyasa, nüfusu çok iyi; bu yüzden Türkiye’ye daha çok ihracat yapmak istiyoruz. Türkiye güzel şeyler üretiyor; siz büyüksünüz, bizler küçüğüz. Türkiye Başbakanının ülkemizi yeniden ziyaretini dört gözle bekliyoruz. Yeni alanlar bulmak ve ortak paydaları geliştirmek için. Bizim madenlerimiz vardı ancak bugün Macaristan sınırlarının dışında kaldı.

Gecenin sürprizi ise, 01.Ağustos.2012 tarihinden itibaren Ankara’ya Macaristan Büyükelcisi olarak atandigini söylemesi oldu.

T.C.Budapeşte Ticaret Müşaviri Fatma Seda Sevgi ise kısa konuşmasında, TÜMİŞAD’a ve Dr. Hóvári János’a bu önemli organizasyon ve bilgi yüklü sunumdan dolayı teşekkürlerini ifade etti.

Programa katılanlar ise; T.C. Budapeşte Büyükelçiliği İkinci kâtibi Yaşar Ergün, T.C. Budapeşte Büyükelçiliğ Ticaret Müşaviri Fatma Seda Sevgi, FİDESZ eski milletvekili Dr. András Kelemen, Macaristan İstanbul eski Ticaret Ataşesi Kovacs Jozséf, ELTE (Eötvös Loránd Tudományegyetem) Üniverisitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr.

Horváth Zoltán , Türkoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ramadan Doğan, TÜMİŞAD Başkan Yardımcısı Emin Altaç, Şeref Çilingir, Dr. Selçuk Dağdelen, Hódi Ágota, Molnár İmre, Varga Zoltan, Dr. Atilla Güralp, Alp Pekin, Mahmut Günel, Efkan Ünlü, Ergün Arabacıklı, Végh Roland, Bettina Hajnal, Salih Çardak, Szenttmási Nóra, Szász Andrea, Tarık Tekeş, Ali Mercan ve öğrenciler katıldı.

Program sonunda Dr. Hóvári János'a TÜMİŞAD Plaketini Fidesz eski milletvekili Dr. András Kelemen ve T.C. Budapeşte Ticaret Müşaviri Fatma Seda Sevgi birlikte takdim ettiler.

Genç Demokratlar Partisi (Fidesz) eski milletvekili Dr. Kelemen András son yazmış olduğu "Tépőzáras Oroszlánszáj" (Çıtçıtlı Aslan Ağzı) adlı, Türklerin AB için ne kadar ehemmiyet taşıdığına dair bölümlerin de yer alıdığı kitabını Başkan Osman Şahbaz'a imzalayarak takdim etti.Başkan’da Dr.Kelemen’e „Dernek Saatını” hatıra olarak takdim etti.

Sonrasında hazırlanan ve yenilen birbirinden lezzetli yemeklerle birlikte „Türk Baklavası” çay ve kahve ikramında bulunuldu.Uzunca süren hoş sohbetledren sonra geç vakitte yeni bir proğramın beklentisi içerisinde ayrılındı.

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.