Mevcut anayasa’nın darbecilerin iradesiyle yazıldığını ifade eden Değirmenci, “Milletin iradesini illegal görenlere verilecek en büyük ders, insan onuruna dayanan bir anayasa yazmaktır. Bunu başarabilirsek bütün cuntaları hep birlikte illegal ilan etmiş oluruz. Milli iradenin cuntacıların iradesinden üstün olduğunu göstermek için, vesayetsiz ve tam demokratik sivil Anayasa yapılmalıdır. Bizler de bu sürece tüm desteğimizi sunmalıyız” dedi.

Dalgaların devamı var!

28 Şubat sürecinde alınan yargı kararlarının brifingli olduğunu ifade eden Değirmenci, “Postmodern darbe sürecinde verilen kararlar iptal edilmeli, mağduriyetler giderilmelidir” diye konuştu. 28 Şubat soruşturması kapsamında yapılan 4. Dalga operasyonu değerlendiren Değirmenci, “BÇG Kriz Masası Kurulu üyeleri ve BÇG alanına giriş yetkisi verilen personellere yönelik operasyonların süreceğini düşünüyorum. Bugüne kadar yapılan operasyonlar BÇG tarafından kurulan özel istihbarat şebekesine gerçekleştirilmiştir. Asıl bundan sonraki süreç önemlidir. Hukuk dışı tüm yapılanmalar ile yargı önünde hesaplaşılmalıdır” diye konuştu.

Süreci sulandırmaya çalışıyorlar

28 Şubat sürecinin yargı, medya, siyaset, iş dünyası ve akademik ayağının da deşifre edilmesi gerektiğini vurgulayan Değirmenci, “28 Şubat darbesi sadece askerler tarafından gerçekleştirilmedi. Askerler ile ittifak içinde olanlar mutlaka yargılanmalıdır.  Bugün “cadı avı yapılıyor” diyenlerin çoğu dün başörtülü, inançlı ve özgürlükçü insan avına çıkmıştı. Bugün işleyen sürece “cadı avı” demeleri kendi yaptıklarının üstünü örtme çabasıdır. Tek amaçları başlayan süreci sulandırmaktır. 28 Şubatçılara kalkan olmaya çalışanlar; Ergenekon, Balyoz ve Jitem davasında da benzer taktikler ile toplum mühendisliği yapmaya kalktılar. Ama delilleri gördükçe köşelerine çekilmek zorunda kaldılar. Bugün 28 Şubat soruşturmasını yürüten cesur savcılarımızın elinde de yeteri kadar delil olduğu ortadadır” dedi.