Mizah haberi gerçek sandılar

Mizah haberi gerçek sandılar

Bir mizah sitesinde çıkan hayali genelgeyi MHP İl Başkanı ve KTO Başkanı gerçek zannederek basın toplantıları düzenlediler.

Bir mizah sitesinde çıkan hayali genelgeyi MHP İl Başkanı Süleyman Korkmaz ve KTO Başkanı Hasan Ali Kilci gerçek zannederek basın toplantıları düzenlediler. MHP görüşlü gazeteciler de mizah haberine sazan gibi atlayınca ortaya karışık komik bir tablo çıktı.

Bir mizah sitesinde çıkan hayali genelgeyi MHP İl Başkanı Süleyman Korkmaz ve KTO Başkanı Hasan Ali Kilci gerçek zannederek basın toplantıları düzenlediler. MHP görüşlü gazeteciler de mizah haberine sazan gibi atlayınca ortaya karışık komik bir tablo çıktı.

Bir süre önce Başbakan Erdoğan’ın kamu kurumlarına yönelik ‘HAYIRLI İŞLER’ ‘ HAYIRLI GÜNLER’ demeyi yasaklayan bir genelge yayımladığına dair iddialar ortaya atılmıştı.

Oysa işin gerçeği başkaydı. O genelge bir internet yalanıydı ve bir mizah sitesinde şaka amaçlı yayınlanmıştı. Ancak bu komik genelgeyi gerçek sanan MHP İl Başkanı Süleyman Korkmaz ve MHP'li olduğu bilinen KTO Başkanı Kilci, o genelgeyle ilgili açıklamalar yapınca komik bir durum ortaya çıktı. Ak Parti il Teşkilatında da tepki geldi.

KTO Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Ali Kilci, önceki gün yapılan KTO  meclisinde  elinde salladığı belgeyi göstererek heyecanlı bir şekilde konuşuyordu..

Kilci konuşmasında aynen şunları söylüyordu:  “Bakın bakın çok ayıp, çok yanlış bakın. Bu Başbakanlık’tan gelen bir yazı. Ben ödül törenimizde arkadaşlarımızdan birisine dedim ki, ben hayırlar getirsin sözünü çok kullanan birisiyim. Sizlerde hepinizde çok kullanırsınız bu kelimeyi. Yani biz hayırlar getirsin deriz dua ederiz her dua edişimizde böyle deriz, yok propaganda yapmak için söylemiyorum Allah şahittir, bak propagandayı onlar yapıyor. Başbakanlık emriyle deniliyor ki kamu kurum ve kuruluşlarına bilmem nerelere yazı geliyor..Hayır kelimesi kullanılmayacaktır deniliyor.İftira atmıyorum bakın, gazeteci arkadaşlar sizlerde yoksa bunu alabilirsiniz bakabilirsiniz yani ayıp ayıp, çok ayıp bu, ciddi söylüyorum bu başbakanlık amblemli bir yazı başbakanlık başlığıyla gelmiş bir yazı evet hayırlara vesile olsun “

Ancak basın danışmanları Kilci’yi uyarmamış olmalı ki KTO Başkanı büyük bir gafa imza attı..  Çünkü elinde gösterdiği belge,sahteydi ve o belge mizah sitelerinde şaka amaçlı yayınlanmıştı..O belgeyi gerçek sanan KTO Başkanı Kilci, komik bir duruma düştü.

Peki olayın aslı neydi... Aslında ne olmuştu...

Mizah ve magazin ağırlıklı içeriğe sahip bir internet sitesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla sahte bir genelge yayımlanmıştı.. devlet yetkililerine ait imza ve resmi yazı formatının mizah amaçlı dahi olsa taklit edilmesi, bu çerçevede sahte bilgi ve içerikler oluşturulması suçtu..

Başbakanlık Basın Merkezi´de  internet sitesinde konuya ilişkin yapılan açıklama şöyleydi:

“Mizah ve magazin ağırlıklı içeriğe sahip bir internet sitesinde Sayın Başbakan´ın imzası ve resmi yazı formatı oluşturularak, sahte bir Başbakanlık Genelgesi yayınlanmıştır. Özellikle internet ortamında yayılan, bazı sosyal paylaşım sitelerinde de iktibas edilen sahte genelge içeriğinde 12 Eylül 2010 tarihinde yapılacak referandum nedeniyle 13 Eylül 2010 tarihine kadar, kamu kurum ve kuruluşlarında ´HAYIR´lı işler´, ´HAYIR´lı Günler´ günler gibi selamlaşma kalıplarının kullanılmamasına özen gösterilmesi hususu yer almaktadır.

Muhtemelen mizah amaçlı hazırlanan söz konusu sahte genelge, gerçeklerle uzaktan yakından ilgisi olmamasına rağmen bazı vatandaşlarımız arasında yanlış anlamalara sebep olduğuna ilişkin duyumlar alınmıştır.

Devlet yetkililerine ait imza ve resmi yazı formatının mizah amaçlı dahi olsa taklit edilmesi, bu çerçevede sahte bilgi ve içerikler oluşturulması suçtur. Vatandaşlarımızın esasen mizahi bir içeriğe sahip olduğu belli olan bu tür sahte genelgelere ve yanıltıcı yayınlara itibar etmemeleri temennisiyle kamuoyumuzun bilgilerine sunulur.”

İnternette bir mizah sitesinde yer alan ve KTO Yönetim kurulu Başkanı Kilcinin elinde salladığı söz konusu sahte genelgede Başbakan Erdoğan´ın, referanduma kadar "Hayır´lı günler, Hayır´lı işler" gibi ifadelerin kullanılmasını yasakladığı yer alıyordu. Genelgede, kamu binalarında çalışan ve hizmet alanların birbirleriyle arasında beşeri münasebetlerinin başlangıcı olan "selamlaşma"larla ilgili 2006 tarihli bir başka genelgeye atıfta bulunularak;

"12 Eylül 2010 tarihinde yapılacak olan referandum öncesi kamuoyunda yanlış anlamalara meydan verilmemesi ve vatandaşların tercihlerinin etkilenmemesi amacıyla devlet dairelerinde selamlaşmaya ait hükümler iptal edilmiş ve şu düzenleme yapılmıştır" denilmişti.

Erdoğan imzalı olduğu iddia edilen genelgede, "Kamu kurum ve kuruluşlarında gerek kamu çalışanları arasında gerekse kamu çalışanları ile hizmet alıcılar arasında ´Hayırlı işler´, ´Hayırlı günler´ gibi selamlaşma kalıpları kullanılmamasına özen gösterilecektir" ifadelerine yer verilmişti.

Evet,KTO Yönetim kurulu Başkanı Hasan Ali Kilci,mizah sitelerinde şaka amaçlı yayımlanmış sahte genelgeyi gerçek sanarak hatta şaka yapmıyorum arkadaşlar diyerek meclis toplantısında elinde böyle sallamıştı

Şimdi Kayseri’de KTO başkanı Hasan Ali Kilcinin düştüğü bu komik durum konuşuluyor..Ve herkes bunun esprisini yapıyor...


DENEYİMLİ GAZETECİ ALTINKAYA NASIL DÜŞTÜ?

Kayserilileri en çok şaşırtan ise Kayseri'nin deneyimli gazetecilerinden ve MHP'li Mustafa Eraslan'ın sahibi olduğu Erciyes TV ve Akın Günlük gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Veli Altınkaya'nın böyle bir habere atlaması.

Ki Altınkaya, gerçek ortaya çıktıktan sonra da kendi kendine kızıp "Öyle bir genelge olsaydı muhalefet memleketi ayaklandırmaz mıydı?. Biz de ATLAMIŞIZ..." diyecektir.


İşte Altınkaya'nın atladığı ve özür dilediği yazıları:

BİR GARİP GENELGE

KTO Başkanı Kilci, gazetecilere Başbakan Erdoğan imzalı garip bir genelge verdi. 12 Ağustos 2010 tarih ve 069731 sayılı genelgeyi okuyunca şaşırdım. Bir tarafta her türlü devlet imkanı, kamu görevlileri seferber edilerek sürdürülenbir “evet” kampanyası, diğer yanda selamlaşmayı bile yasaklayan bir genelge mantığı. İşte o genelge:

“Kamu binalarında çalışanların ve hizmet alanların birbirleri arasında beşeri münasebetlerinin başlangıcı olan selamlaşma 5378 sayılı kanun  hükmüne dayanılarak ilgi genelge ile uygulamaya konulmuştu.

12 Eylül 2010 tarihinde yapılacak olan referandum öncesi kamuoyunda yanlış anlamalara meydan verilmemesi ve vatandaşların tercihlerinin etkilenmemesi amacıyla ilgili genelgede belirtilen devlet dairelerinde selamlaşmaya ait hükümler iptal edilerek 13 Eylül 2010 tarihine kadar aşağıdaki düzenleme yapılmıştır.

Kamu kurum ve kuruluşlarında gerek kamu çalışanları arasında, gerekse kamu çalışanları ile hizmet alıcılar arasında “HAYIR’lı işler”, “HAYIR’lı günler” gibi selamlaşma kalıpları kullanılmamasına özen gösterilecektir.

Ülke gerçekleri ve demokrasi ile seçim gerekleri gözönüne alınarak yapılan düzenlemenin ilgili hükümlerine uygun hareket edilmesi için bakanlıklarca ve yerel yönetimlerce kamu kurum ve kuruluşlarınca sonuna kadar bildirilmesi gereken önlemlerin alınması tebliğin çalışanların ve halkın görebileceği yerlere asılmasını önemle rica ederim. Recep Tayyip Erdoğan-Başbakan

O GENELGE GEYİK ÇIKTI

KTO Başkanı Hasan Ali Kilci önceki gün yapılan Meclis toplantısında Başbakanlığın kamu kuruluşlarında “hayırlı işler” ve “hayırlı günler” demesini yasaklayan bir genelgesi olduğunu belirterek tepki göstermişti. Dün bizde böyle bir genelgenin yanlış olduğunu yazarak “Bir garip genelge” dedik. Meğer Başbakanın böyle bir genelgesi yokmuş. Başbakanın imzası taklit edilerek internet geyiği yapılmış. Öyle bir genelge olsaydı muhalefet memleketi ayaklandırmaz mıydı?. Biz de atlamışız...


AYIP AYIP, GERÇEKTEN ÇOK AYIP!

Kayseri Vizyon Kent Haber gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Yerli ise olay sonrası şu yazıyı kaleme aldı:

Ayıp ayıp, gerçekten çok ayıp!

KTO Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Ali Kilci, önceki gün yapılan KTO meclisinde elinde salladığı belgeyi göstererek heyecanlı bir şekilde konuşuyordu:

“Bakın bakın çok ayıp, çok yanlış, bakın! Bu Başbakanlık’tan gelen bir yazı. Ben ödül törenimizde arkadaşlarımızdan birisine dedim ki, ben hayırlar getirsin sözünü çok kullanan birisiyim. Sizler de hepiniz de çok kullanırsınız bu kelimeyi. Yani biz hayırlar getirsin deriz, dua ederiz. Her dua edişimizde böyle deriz. Yok, propaganda yapmak için söylemiyorum. Allah şahittir, bak propagandayı onlar yapıyor. Başbakanlık emriyle deniliyor ki. Kamu kurum ve kuruluşlarına bilmem nerelere yazı geliyor. Hayır kelimesi kullanılmayacaktır deniliyor. İftira atmıyorum bakın. Gazeteci arkadaşlar sizlerde yoksa bunu alabilirsiniz. Bakabilirsiniz yani. Ayıp ayıp, çok ayıp bu. Ciddi söylüyorum bu Başbakanlık amblemli bir yazı. Başbakanlık başlığıyla gelmiş bir yazı. Evet hayırlara vesile olsun “

*****

Peki olayın aslı neydi? ve Aslında ne olmuştu? Mizah ve magazin ağırlıklı içeriğe sahip bir internet sitesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla sahte bir genelge yayımlanmıştı. Oysa Devlet yetkililerine ait imza ve resmi yazı formatının mizah amaçlı dahi olsa taklit edilmesi, bu çerçevede sahte bilgi ve içerikler oluşturulması suçtu. Başbakanlık Basın Merkezi'de internet sitesinde konuya ilişkin 19.08. 2010 tarihli yapılan açıklamada: “Mizah ve magazin ağırlıklı içeriğe sahip bir internet sitesinde Sayın Başbakan'ın imzası ve resmi yazı formatı oluşturularak, sahte bir Başbakanlık Genelgesi yayınlanmıştır. Özellikle internet ortamında yayılan, bazı sosyal paylaşım sitelerinde de iktibas edilen sahte genelge içeriğinde 12 Eylül 2010 tarihinde yapılacak referandum nedeniyle 13 Eylül 2010 tarihine kadar, kamu kurum ve kuruluşlarında 'HAYIR'lı işler', 'HAYIR'lı Günler' günler gibi selamlaşma kalıplarının kullanılmamasına özen gösterilmesi hususu yer almaktadır. Muhtemelen mizah amaçlı hazırlanan söz konusu sahte genelge, gerçeklerle uzaktan yakından ilgisi olmamasına rağmen bazı vatandaşlarımız arasında yanlış anlamalara sebep olduğuna ilişkin duyumlar alınmıştır. Devlet yetkililerine ait imza ve resmi yazı formatının mizah amaçlı dahi olsa taklit edilmesi, bu çerçevede sahte bilgi ve içerikler oluşturulması suçtur. Vatandaşlarımızın esasen mizahi bir içeriğe sahip olduğu belli olan bu tür sahte genelgelere ve yanıltıcı yayınlara itibar etmemeleri temennisiyle kamuoyumuzun bilgilerine sunulur.” denilmekteydi.

****

İnternette bir mizah sitesinde yer alan ve KTO Yönetim kurulu Başkanı Kilci'nin elinde salladığı söz konusu sahte genelgede Başbakan Erdoğan'ın, referanduma kadar "Hayır'lı günler, Hayır'lı işler" gibi ifadelerin kullanılmasını yasakladığı yer alıyordu. Genelgede, kamu binalarında çalışan ve hizmet alanların birbirleriyle arasında beşeri münasebetlerinin başlangıcı olan "selamlaşma"larla ilgili 2006 tarihli bir başka genelgeye atıfta bulunularak; "12 Eylül 2010 tarihinde yapılacak olan referandum öncesi kamuoyunda yanlış anlamalara meydan verilmemesi ve vatandaşların tercihlerinin etkilenmemesi amacıyla devlet dairelerinde selamlaşmaya ait hükümler iptal edilmiş ve şu düzenleme yapılmıştır" denilmişti. Erdoğan imzalı olduğu iddia edilen genelgede, "Kamu kurum ve kuruluşlarında gerek kamu çalışanları arasında gerekse kamu çalışanları ile hizmet alıcılar arasında 'Hayırlı işler', 'Hayırlı günler' gibi selamlaşma kalıpları kullanılmamasına özen gösterilecektir" ifadelerine yer verilmişti. Sahte ve Komik belgede, bu genelgenin Kamu kurum ve kuruluşlarının kapılarına asılarak, her bir personel tarafından okunmasının sağlanması da isteniyordu.

****

Her fırsatta AK Parti'ye çakmayı kendisine bir milli görev olarak yüklemiş olan KTO başkanı Sayın Kilci "hayırcı"ların önde gidenleri arasında yerini almıştı. Bu yarışta ipi göğüslemek, hatta rakiplerine fark atmak için vüsatini zorlamıyor da değildi. Eline bir belge geçmişti. Araştırma soruşturma ihtiyacı bile duymadı. Neden duysundu ki; AKP'ye çakmak için bulunmaz bir hint kumaşıydı eline geçen. Aldı eline belgeyi, çıktı KTO kürsüsüne. Kağıt parçasını bir bayrak gibi sallayarak kameralara ve meclis üyelerine poz veriyordu. Başkan bu çıkışı ile "hayırcılardan" alkış alacak (aldı da), medyanın baş köşesine oturacak (oturdu da), gündem Kilci'nin bu çıkışı ile çalkalanacakdı (çalkalandı da). Ve Hasan Abi en başarılı "hayırcı" olarak, ileriki yaşamında ve projelerinde rakiplerine göre bir adım önde olacaktı. Ama kurduğu oyun başına geçti. Sahte evrakla, büyük laf etmenin utancını yaşayacak o. Hükümeti ayıpladığı cümleler bumerang hareketi yapıp kendisini vuracak. Allah kulunu en iddialı olduğu noktadan imtihan edermiş. Hasan Abi hep belgeli konuşurum diye çaka atardı, belgesi boş çıktı, fos çıktı. Başbakanlık tarafından bir hafta önce yalanlanmış olan bir belgeyi KTO meclisine taşıdı. Aslında Yalanı, sahtekarlığı, komikliği taşımış oldu. Hem kendisinin imajını, hem Meclisinin imajını onulmaz bir biçimde yaraladı. Yalancı Çoban hikayesi, yakında Hasan Abi için uyarlanılırsa şaşmam! Şu cümle onun: " Yok, propaganda yapmak için söylemiyorum. Allah şahittir, bak propagandayı onlar yapıyor." Şu cümle de onun: " İftira atmıyorum bakın. Gazeteci arkadaşlar sizlerde yoksa bunu alabilirsiniz. Bakabilirsiniz yani. Ayıp ayıp, çok ayıp bu. Ciddi söylüyorum. Başbakanlık amblemli bir yazı. Başbakanlık başlığıyla gelmiş bir yazı."

****

Sahte, Düzmece ve Komik belgede şu ifadeler de vardı: " "Ülke gerçekleri ve demokrasi ile seçim gerekleri göz önüne alınarak yapılan düzenlemenin ilgili hükümlerine uygun hareket edilmesi için bakanlıklarca, yerel yönetimlerce, kamu kurum ve kuruluşlarınca bildirilmesi gereken önlemlerin alınması tebliğin çalışanların ve halkın görebileceği yerlere asılmasını önemle rica ederim."

****

Sayın Kilci, biliyorum, yine bana çok kızacaksın. Öfkeleneceksin ve dert yanacaksın. Belki de yine yargı yoluna gideceksin. Hepsi baş göz üstüne. Ama sen yine gel, şöyle yap: Ey Kamuoyu! Hatasız Kul olmaz. Yanılmışım. Araştırmam, soruşturmam gerekirdi. Tüm yerel ve genel kamu kurum ve kuruluşlarına gönderilen bir genelge, nasıl olurda böyle kıyıda köşede kalır. Basının haberi olmaz. Ali İhsan Öztürk'ün haberi nasıl olmaz. Bu yaveliğe nasıl sessiz kalır. Hele bir Valiliğe, Bir Belediye'ye ne bileyim. Onlarca çevrem var, birisine sorup, ıslak imzalı genelgeyi elde edebilirdim. Gerçeğini öğrenip, gereğini yapardım. Tüm bu imkanları kullanmadığım ve elime geçen kağıt parçasını belge kabul edip, kamuoyuna deklare ettiğim için özür diliyorum. Bundan böyle taraflarca ve ilgili kurumlarca teyit edilmemiş, nesebi gayri sahih belge kılıklı paçavraları alıp yola çıkmayacağım. Bunu becerebilmem için de az konuşacağım, alanımla ilgili alanlarda konuşacağım, de ve senin deyiminle "çok, çok ayıp olan bu açıklamandan rucu et. Hatadan dönmek...asıl yiğitlik budur! Selamlar...


KOMİK DURUMA DÜŞENLER

Kayseri Gündem gazetesi yazarı Mehmet UĞURLU ise sazanları köşesine şu şekilde taşıdı:

Referandum için geri sayım devam ederken Kayseri’de ne yapacağını şaşırıp sağa sola sataşıp komik duruma düşenleri görüyoruz. Hele hele üstüne lazım olmayan kişiler söyledikleri ve yaptıkları ile daha da komik duruma düşüyorlar.

Kendisi Kayseri Ticaret Odası’nın yönetim kurulu başkanı olan Sayın Hasan Ali Kilci resmen başka bir partinin milletvekili adayıymış gibi hayır kampanyası yapıyor. Ticaret Odası’nın Meclis toplantılarını muhalefet partilerinin gurup toplantılarına benzetmiş durumda. Hem de komik duruma düşerek. Ben inanın onu seyrederken CHP Gurup toplantısında Kemal Anadol ya da Hakkı Süha Okay, ya da Muharrem İnce konuşuyor sanıyorum.  Sonra bir bakıyorum ki yahu kardeşim burası CHP gurubu değil ki, Kayseri Ticaret Odası Meclis toplantısı.

Sayın Kilci internette dolaşan ve internet geyiklerinin laf olsun torba dolsun diye, ya da bazı saf insanları kandırırız diye uydurdukları Başbakanlık Genelgesi(!) adını verdikleri uyduruktan bir yazıyı belge diye  “Başbakanlık hayırlı günleri yasakladı” diye üfür gitsin. Komiklik daha sonra ortaya çıksın, meğer böyle bir belge asla yayınlanmamış olsun ve tamamiyle internet geyiğinden ibaret olsun. Yahu kardeşim sen koskocaman bir büyükşehirin Ticaret Odası Başkanısın. Ne işin var senin hayırla mayırla. Hem bu kadar komik duruma düşmeye. Sadece Kilci mi bakın MHP’nin il başkanı Süleyman Korkmaz’da ertesi günü aynı şekilde basın toplantısı düzenliyor. Ticaret Odası Başkanı ile MHP İl Başkanı aynı kulvarda gidiyor, sanki birisi açıklama yapınca diğeri eksiklik hissediyormuş gibi hemen o da çıkıyor. Galiba ikisi de milletvekili adayı olacak ki yarışıyorlar. Her neyse, kim milletvekili olmak isterse olsun bize ne kardeşim.

Başbakan hayırlı günleri yasaklamışmış... Sokaktaki çocuk inanmaz yahu. Bir ülkenin Başbakanı bu kadar basit ve komik bir şey yapar mı? Ama ne yazık ki siz yapıyorsunuz. Hem Allah aşkına siyasi mülahazaları, politik duruşları, efendim bu işi falanca parti yaptığı için benim karşı çıkmam lazım gibi bahaneleri, eh işte muhalefet partisiyiz mutlaka karşı çıkacağız demeyi, ne yapalım canım bu partiden milletvekili olmam lazım  o halde onun kılıcını sallamam lazım şeklindeki tüm niyetleri beklentilerin tümünü bir yana bırakarak sormak istiyorum. Hayır demekten rahatsız olmuyor mu vicdanınız? Hiçbir rahatsızlık duymuyor musunuz? Yahu komünistler, Alevi kesim, aşırı solcular, TKP, PKK-BDP-CHP İşçi Partisi, kemalistler, Ateistler  ve daha sayamadığım birçok kesim hayır derken benim onların yanında ne işim var diye hiç aklınıza geldiği oluyor mu? Bu referandumun ülkenin kaderini etkileyecek kritik bir dönemeç olduğunu ve tarihi vebalini hiç hesaba katmıyor musunuz? Dört gün sonra ölüp gideceğiz, bir ayağımız işte çukura yaklaşıyor, bunun vebalini üstüme almasam daha iyi olur diye hiç düşünen yok mu?  Bu kadar hayırcı cümbür cemaat içerisinde olmandan inan ben rahatsız oldum. Fakat sen rahatsız olmuyorsan ve kendine hayır demeyi, hatta hayır kampanyası yapıp kükremeyi kendine yakıştırıyorsan vallahi diyecek hiçbir şeyim yok.....Sadece kolay gelsin derim.......


İNTERNET GEYİKLERİ!

Kayseri Anadolu Haber gazetesi yazarı Mehmet Sena KÖSEDAĞ da internet geyiklerini kaleme aldı:

Üç gün önce, bazı kesimlerin internet geyiklerini nasıl gerçek sanıp inandığını ve buna göre hareket ettiğini yazmıştım. Radikal Gazetesi Yazarı Oral Çalışlar’ın yazısından da örnekler vererek, bu durumun toplumun bazı kesimleri için ciddi bir paranoya haline geldiğini belirtmiştim.

Aradan çok geçmeden, KTO Başkanı Hasan Ali Kilci’nin uzun süre unutulmayacak o konuşması meydana geldi.

Kilci, meclis toplantısında bir belge çıkarıyor ve Başbakan’a ait olduğunu öne sürdüğü genelgeyi sallayarak, “Ayıp ayıp. Böyle genelge olmaz” diyor ve AK Parti’ye verip veriştiriyor.

Kilci’ye göre, Başbakan Erdoğan, kamu kurum ve kuruluşlarının tamamına genelge göndererek, referandum öncesi, kamu çalışanlarına  “hayırlı işler”, “hayırlı günler” demeyi yasaklamış.

Evet şaka değil, Sayın Kilci, çıkıp bu konuşmayı yapmış ve kendisini gazeteci, televizyoncu olarak adlandıran bazı kimseler de bu duruma balıklama atlayarak, olayı olduğu gibi haber yapmışlar.

Kimse işin aslını ortaya koymamış, koyamamış.

Hatta birçok kişi, dün öğlen üzeri AK Parti Kayseri İl Başkanlığı’ndan gelen yazılı açıklama üzerine olayın iç yüzünü öğrenme şansına sahip oldu.

Ve gerçek anlaşıldı ki, Sayın Kilci, çok büyük bir gaf yapmış.

Oysa Başbakanlık, geçen hafta resmi bir açıklamayla böyle bir genelgenin olmadığını duyurdu.

Ardından Radikal Gazetesi ve bizim gazetemizde, bu durumu ele alan yazılar yayımlandı.

Buna rağmen, böyle bir hadisenin vuku bulması, KTO’da işlerin iyi gitmediğini ortaya koydu.

Şimdi bundan sonra Kilci’nin konuştukları, söyledikleri insanlar tarafından nasıl anlaşılacak, ne derece inandırıcı olacak bilemiyoruz.

Ama onu bu duruma düşürenlerden kesinlikle hesap sorması gerekir.

Kendisini daha önce de uyarmıştım.

Etrafında yanlış adamların olduğunu ve kendisini sürekli yanlışa sürüklediklerini ifade etmiştim.

Benden başka çok kişi de aynı şeyi söyledi.

Ama o bildiğini okumaya devam etti ve bugün geldiği noktada, kendisini düşürdüğü durum gerçekten de çok vahim.

Bu olayda herkesin az ya da çok alacağı dersler var.

Bir iddia veya bilgi geldiğinde bunu biraz araştırmak biraz da akıl ve mantık süzgecinden geçirmek gerekir.

Hepsi bu.

İşte üç gün önce Oral Çalışlar’ın yazısından aldığım bir bölüm:

“Kocaman profesörler, yazarlar çizerler, mühendisler, okumuş yazmış insanlar, gene, ortaya atılan sözde haberin içerdiği saçma manzarayı sorgulamadan, ‘acaba sazan yerine koyuluyor olabilir miyiz’ sorusunu akıllarının ucundan bile geçirmeden, ‘şeriata karşı omuz omuza’ muhabbetinin parçası olacaklar.”

Etiketler :