Müezzinoğlu: "Ey Pensilvanya..."

Müezzinoğlu: "Ey Pensilvanya..."

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye’nin büyümesinden rahatsız olanlar olduğunu belirterek "Ey Pensilvanya seni anlamakta zorlanıyorum" dedi.

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Eğitim-Bir-Sen Antalya Şubesi’nin Kepez İlçesinde düzenlediği motivasyon toplantısına katıldı. Toplantıya AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Antalya Milletvekili ve Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Menderes Türel, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı, AK Parti Antalya İl Başkanı Mustafa Köse ve sendika üyeleri katıldı. Toplantıda konuşan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, 30 Mart akşamı farklı bir ödülü milletten alacaklarını söyledi.

Bakan Müezzinoğlu, AK Parti’yi kurarken medya ve sermayeye güvenmediklerini ifade ederek, bu partiyi millete güvenerek kurduklarını kaydetti.

MİLLETİN KADERİNE HÜKMEDEMEYECEKLER

Milleti kucaklayan bir siyaset yaptıklarının altını çizen Müezzinoğlu, şöyle konuştu: "Türkiye’de artık hiç birşey eskisi gibi olmayacak dedik. Son 11 yılda Türkiye’de artık hiç bir şey eskisi gibi olmuyor ve olmayacak. Birileri kapalı kapılar arkasında, birileri masa başında, birileri siyaset mühendisliği yaparak bu milletin kaderine hükmedemeyecek. Tarihi geçmişte başardıklarını artık başaramayacaklar dedik ve Allah’a şükürler olsun başaramadılar. Zaman zaman zorladılar, zaman zaman çok dar tünellere bu ülkeyi ve millet sokmaya çalıştılar, 60’lı yıllarda başardıklarını yeniden başaracaklarını zannettiler, 12 Mart muhtıralarıyla başardıklarını yeniden başaracaklarını zannettiler, 12 Eylül darbeleriyle yaptıklarını yeniden yapabileceklerini zannettiler. 28 Şubat postmodern darbesiyle bu millete çektirdikleri zulümleri yeniden başarabileceklerini zannettiler. Ama artık milletle beraber yürüyen bir AK Parti var ve milletin lideri Recep Tayyip Erdoğan var."

KAZDIKLARI ÇUKURDA BOĞULACAKLAR

Bakan Müezzinoğlu, konuşmasında, "İnşallah milletimizin o samimi dualarıyla yine milletimizin o gönülden gelen samimi, yine bizlerin samimi gayretleriyle inşallah hangi tuzakları kurarlarsa kursunlar, hangi tezgahları planlarlarsa planlasınlar inşallah o tuzakların içine kendileri düşecek, kazdıkları çukurları içinde kendileri boğulup yok olup gideceklerdir" dedi.

Milletin artık kendi değerleriyle, kendi ufkuyla, kendi vizyonuyla paralel yürüyen, önünde koşan bir lideri, onunla birlikte yürüyen AK kadroları bulduğunu anlatan Müezzinoğlu, şunları söyledi: "Bu buluşma her geçen gün güçlenerek devam ediyor ve devam edecek. Tabi bu yük milletin değerlerinin temsili yüküdür, bu yük milletin tarihi geçmişinden taşıdığı medeniyet değerlerini yeniden tarihi geleceğe taşıma yüküdür. O nedenle bu yükü ben bu milletin ferdiyim diyen ben bu milletin değerleriyle onur duyuyorum, aynı inanç değerlerini, aynı umutları, aynı hayalleri paylaşıyorum diyen geniş kitlelerle birlikte yürüyebilme ve bu anlamdaki sorumluluklarımızı paylaşarak, daha iyi noktaya taşıyabilme görevidir. O nedenle bu yürüyüş bir liderin tek başına yapması gereken bir yürüyüş değildir, bu yürüyüş bir siyasi kadronun tek başına ve üstesinden geleceği bir yolculuk değildir. Aynı değerleri paylaşan, aynı hayaller, aynı umutlar, aynı dertleri paylaşan insanların birlikte paylaşması gereken bir yürüyüştür."

Müezzinoğlu, bu anlayışla yola çıktıklarını anlatarak şöyle konuştu: "O nedenle bizim bu anlayışla şahsımız ya da konumlarımız değil ülkemiz ve milletimizin gitmek istediği, hak ettiği noktalar önemlidir. O nedenle birileri bu milletin tarihi geçmişinde dünyaya sunduğu medeniyet zenginliklerini yeniden yakalıyor olmasından duydukları rahatsızlık dolayısıyla tuzaklar kurulmakta, tezgahlar planlanmakta. O nedenle bize düşen birbirimize daha çok inanmak, birbirimize daha çok güvenmek birbirimizle olan bağlarımızı daha güçlü hale getirmek ve meşru zeminlerde milletimizle olan gelecek hayallerimizi, umutlarımızı, geniş çerçevede paylaşmak, gece gündüz demeden çalışmak."

UMUTLAR İDAM EDİLDİ

30 Mart seçimlerinin öneminden bahseden Bakan Müezzinoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Milli hassasiyetleri adına, bu ülkenin tarihi geleceği adına, medeniyet zenginliklerinin hangi sıkıntıda olan süreçlerinin sıkıntısız bir döneme girebilmesi adına, birlikte olmalıyız. Hala birileri bir çok planı, tuzağı planlayabiliyorsa bize düşen daha yapmamız gereken çok işler olduğunu iyi anlamak gerekir. Çıkılması gereken basamaklar var bu basamaklara birbirimizi daha iyi anlayarak, birlikte olarak çıkabiliriz. Yakın tarihi geçmişimizde çok ağır bedel ödedik, ağır sıkıntılar, sorunlar yaşadık. Bizim önümüzdeki kuşaklar da yaşadı. 1960 yılında idam edilen rahmetli Adnan Menderes değildi, idam edilen milletin değerleriydi, milletin iradesiydi, hayalleriydi, umutlarıydı."

HANGİ ANLAYIŞININ BU ÜLKEYİ TEMSİL EDECEĞİDİR

O güne benzer senaryolar, benzer iftiralar, benzer tezgahların yine kurulduğunu anlatan Müezzinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir cümlesine, yine aynı cümleyi kullanan sahtekarlar bu millete zülmetmekten geri durmadılar, o darbelere, idamlara alkış tuttular. Yandaşlık yaptılar, seyirci kaldılar. Şimdi de alkış tutanlara, seyirci kalanlara bakınız yine aynı zihniyetin mensuplarıdır. Çünkü bu zihniyet milletle beraber olmayı ve milletin hayalleriyle, değerleriyle yolculuk yapmayı kendi fıtratlarına örtüştüremeyenlerdir. O nedenle bu seçim süreçleri, siyasi tablo hangi partinin iktidar olacağı anlayışı değildir, hangi partinin nereyi nasıl yöneteceği değil, hangi anlayışın bu milleti temsil edeceğidir esas olan."

BU İKİ YÜZLÜLÜK

CHP’nin İstanbul’da seçim aracında bir başörtülü adayın fotoğrafını kullanmasına da değinen Bakan Müezzinoğlu, şunları söyledi: "CHP’nin seçim aracında başörütülü bacımız giydirilmişti, nerede İstanbul’da, Ataşehir’de. Seçim otobüslerinde başörtülü bir hanıfemendinin, bir kardeşimizin fotoğrafını sunuyorlar. Bu sahtekarlık değil de nedir, bu iki yüzlülük değil de nedir. Daha çok değil 5 yıl önce milletvekillerinin üniversitedeki öğrencilerimizle ilgili çıkardığı düzenlemeyi, Anayasa Mahkemesine götürüp iptal ettiren bu zihniyet değil mi? Bu zihniyet bugün hiç utanmadan, hiç sıkılmadan, başörtülü bacılarımızın fotoğraflarını seçim otobüslerine giydirerek oralardan özgürlük, demokrasi mesajları vermeye çalışıyor. Ama esasında milletin de gördüğü de onların sahtekarlığıdır, onların iki yüzlülüğüdür onların bu millet daha önce de zannettikleri gibi göbeğini kaşıyan dağdaki çoban anlamaz anlayışıdır. Bu millet artık ödediği bedellerin ve çektiği sıkıntıların kendisine ne duruma düşürdüğünü gördü, ağır bedellerini ödedi. Artık kendisine bedel ödetenlerle değil, kendi hak ve hukukunu koruyanlarla yolculuk yapabilme fırsatını yakaladı. İnşallah bu fırsatı her noktada iyi değerlendirecek."

SOKAĞA ÇIKAMADILAR

Sağlık Bakanı olarak gittiği her ilde 4-5 eve çat kapı ziyaret gerçekleştirdiğini ifade eden Müezzinoğlu, şöyle konuştu: "Onlar sokağa çıkamadılar. Üç yılık iktidarları döneminde sokağa çıkamadılar. Partililerin yanına gidemediler. Biz milletimizin huzuruna başımız dik alnımız açık şekilde her kapıyı çalabiliyoruz. AK Parti olarak tarihi geleceğine 31 Mart sabahından itibaren yeni bir imzayı sizler ve milletimizle birlikte atacağız."

2002 yılında sağlık hizmeti almak için yurt dışına gidildiğini hatırlatan Bakan Müzezzinoğlu, "Şimdi yurt dışından 480 bin yabancı hasta ülkemize tedavi için geliyor. Şehir hastanelerini faaliyete geçirdiğimiz zaman sağlık turizminde geliri 10 milyar doların üzerine çıkaracak dinamiğimiz var" dedi.

EY CHP, MHP EY PENSİLVANYA

Türkiye’nin büyümesinden rahatsız olanların olduğunu kaydeden Bakan Müezzinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Neden rahatsız oluyorlar. 2023 hedeflerinden rahatsız oluyorlar. GSMH’ı 2 trilyon dolar olmuş Türkiye’den rahatsız oluyorlar. Türkiye’nin dünyada ilk 10 ekonomisi masasına oturacak olmasından rahatsız oluyorlar. Kanal İstanbul’u, üçüncü havaalanını, 3’üncü boğaz köprüsünü, şehir hastanelerini yapmış olmasından rahatsız oluyorlar. Bundan Almanya’nın rahatsız olmasını, İngiltere’nin rahatsız olmasını bundan Amerika’daki bazı grupların rahatsız olmasını, İsrail’in rahatsız olmasını anlıyorum da ey CHP seni anlamakta zorlanıyorum. Bu millet seni nasıl anlayacak. Ey MHP nasıl milliyetçiliktir bu. Sizi anlamakta zorlanıyoruz. Ey Pensilvanya seni anlamakta daha da zorlanıyorum. Ama yine milletin sağduyusu milletin feraseti, milletin değerleriyle bu yolculuğu inşallah hep beraber el ele gönül gönüle yapacağız. 27 günde geleceği konuşmak Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük milletin yarınındaki hedeflerini konuşmak mahalleli ve sokağı konuşmak biz Sağlık Bakanlığı olarak sağlıklı birey ve aile diyoruz. Ama büyün bunların sağlıklı birey için sağlıklı sokak ve mahalleye ihtiyacımız var."

Sağlıklı bir hukuk sistemine ihtiyaç duyulduğunu aktaran Bakan Müezzinoğlu, bazı hatırlatmalarda bulundu: "Sandığın hak ve hukukunun korunduğu, hukukun sağlıklı olacağı sağlıklı bir hukuk sistemine ihtiyacımız var. Yoksa 3 savcının, 3 hakimin milletin kaderiyle oynadığı bir sistem sağlıklı demokrasi, sağlıklı hukuk olmaz. Rahmetli Adnan Menderes’i de o yüce mahkemeler idama götürdü. Orada da savcılar, hakimler vardı. Şimdi rahmetli Menderes’e, Polatkan’a, Zorlu’ya milletçe iade-i itibar yapıyoruz. Ama o savcılar milletin vicdanında hangi karanlık dehlizlerde. O gün onları çok haklı, görevlerini yapanlar diye takdim ettiler. Bu milleti o gün öyle kandırdılar, ikna ettiler. Ama bu kadar yıl geçti. 55 yıl sonra milletin vicdanında o savcıların, hakimlerin durumu ne? Milletin vicdanında rahmetli Menderes’in, Polatkan’ın, Zorlu’nun durumu ne? O nedenle ‘cambaza bak cambaza’ diyenlere değil milletin derdiyle dertlenen, milletin umutlarının önünde koşan anlayışı güçlü yapmamız lazım.”

28 Şubat sürecine değinen Müezzinoğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:

"28 Şubat sürecinde, hafızalarımızda kalan nedir? Benim hafızamda, rahmetli Erbakan hocamız Başbakan olarak Ramazan ayında başbakanlık konutuna bu ülkenin din adamlarını iftar sofrasına davet etti. Bütün suçu buydu. Laiklik, cumhuriyet elden gidiyor. Sakallılar, cübbeliler başbakanlığı işgal etti. Ondan sonra aczmendiler çıktı meydana, Fadime Şahin’leri sunup ‘cambaza bak cambaza’ dediler ve milletin 50 milyar dolarını hortumladılar. Şimdi sormak lazım o Ramazan sofrasında iftara gelen hocalarımıza ikram edilen iftar sofrası mı bu ülkeye 50 milyar dolarlık mı bu ülkeye bedel ödetti, yoksa milletin iradesiyle oynayanlar mı bu milletin, bir taraftan milli iradenin ümüğünü sıktılar, diğer taraftan da bir elleri ceplere uzandı. Şimdi dert yine aynı dert; milli iradenin ümüğünü sıkayım, milletin cebinden de hortumlamayı rahat yapayım."

YAPILAN YATIRIMLAR ÖNEMLİ

Menderes Türel ise konuşmasında, son 12 yılda yapılan yatımların önemli olduğunu belirtti. AK Parti döneminde Türkiye’de fikir özgürlüğü, inanç özgürlüğünün iyice pekiştiğini belirterek, bu dönemde partinin kapatılma tehlikesi yaşadığını söyledi.

Antalya’da son 5 senede bir yaprak bile kımıldamadığını ifade eden Türel, sözlerini şöyle tamamladı: "Tecrübemizle memleketimize hizmet etmek istiyoruz. Projeler ve adayların yarışması gerekir. Bu bir sorumluluk, tarihi sorumluluktur. Sizlerin sorununu en iyi hangi adayın çözebileceğini bulursanız, bu ismi bulursanız kazanan sizler ve Antalya olacaktır. 30 Martta sandığa gittiğinizde Antalya’ya en çok hizmet edecek kadroları başkanlığa getirdiğinizde kazanan o başkan değil, kazanan Antalya olacaktır."

Bakan Müezzinoğlu, daha sonra Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi yönetimi ile bazı hastaları ziyaret etti.

Kaynak: İHA

 



 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.