Münevveri'n Cem'e son sözü

Münevveri'n Cem'e son sözü

Sevgilisi Münevver'i öldürmekten tutuklanan Cem'in mahkemede verdiği ifade tüyler ürpertti: 'Telefonundaki mesajları gördüm.Son söz olarak Bunlar boş şeyler ben seni seviyorum' dedi

Münevver Karabulut'un katil zanlısı olarak tutuklanan Cem Garipoğlu, nöbetçi mahkemeye verdiği ifadede, cinayetle son bulan süreci anlattı. İşte Cem'in Münevver'le tanışmasından, yaşadıklarına, kanlı gün ve sonrası için verdiği ifade:

BİR YIL ÖNCE BEBEK'TE TANIŞTIK
Ben Münevver Karabulut ile olaydan tahminen bir yıl kadar önce Bebek'te bir kafede arkadaşlarımın vasıtasıyla tanıştım. Kendisi ile bu tanışmadan sonra arkadaş ortamında birlikte olmaya başladık. Olaydan 6 ay evvel de bu arkadaşlığımız duygusal hale dönüştü. Ben Münevver'i seviyordum, hiçbir sorun yaşamadık.
Münevver ile arkadaşlık yaptığımız dönemde kafelerden birine gittiğimizde Münevver'in erkek kardeşiyle tanıştım. Burada kendisi ile sohbet ettik. Münevver'in anne ve babasını hiç görmedim. Münevver'le birlikte İstinye Park'ta gezdiğimiz sırada benim annemle karşılaştık. Ben annem ile Münevver'i ayaküstü burada tanıştırdım. Kız arkadaşım olduğunu söyledim. Annemle aralarında kısa bir konuşma geçti. Daha sonra biz annemin yanından ayrıldık.

BİZİM EVDE BULUŞUYORDUK
Bu arkadaşlığımız süresince Münevver'le birlikte Bahçeşehir'de bulunan evimize evde kimsenin olmadığı zamanlarda 5-6 kez gittik. Ortalama olarak evde 5 saat kadar kaldığımız olmuştur. Bu süre içinde oturup sohbet ediyor ve zaman zaman öpüşüyorduk. Ancak cinsel anlamda hiçbir zaman ileriye gitmedik.

'KANLI' SEVGİLİLER GÜNÜ
Münevver ile Sevgililer Günü'nde komik olduğunu düşündüğümüz bir filmi seyretmek üzere sinemaya gittik. Ancak filmi seyrederken komik değil kanlı sevgililerin oynadığı bir 'korku filmi' olduğunu görüp 'Bugün lanet, berbat bir Sevgililer Günü' diye aramızda konuşup dalga geçtik. Ancak film yarıya geldiği için çıkmadan tamamını seyrettik.

GÖNÜLSÜZ BENİMLE GELDİ
Olay günü olan 03.03.2009 günü ben saat 13.00-14.00 gibi Münevver'in öğrenim gördüğü Beşiktaş'taki Bingül Erdem Lisesi'ne taksiyle gittim. Burada Münevver ile buluştum. Aramızda ne yapalım diye konuştuk. Ben eve gitmeyi teklif etttim. Önce razı olmadı daha sonra da 'Yapacak başka bir şey yok gidelim' dedi.
Taksi ile Bahçeşehir'de bulunan evimize gittik. Evde her zaman olduğu gibi yine kimse yoktu. Annem sürekli komşulara gittiği için saat 19.00-20.00 gibi eve dönerdi. Babam işteydi. Abim yurtdışında eğitim görüyordu. Biri 13 diğeri 3 yaşında olan kız kardeşlerim sürekli olarak annemle birlikte oldukları için onlar da evde yoklardı. Evimiz 4 katlıdır. 3 ayrı giriş kapısı bulunmaktadır. Ön kapı, arka kapı ve bahçe havuz tarafından girilen bir kapı mevcuttur. Daha önceki gelişlerimizde bahçe ve havuz kapısını hiç kullanmadığımız için Münevver'in görmesi amacıyla bu kapıdan girmeye karar verdik. Ben de kendisine bahçe ve havuzu gezdirdim. Daha sonra bahçe havuz kapısına geldiğimizde kapıdan anahtarla girmek mümkün olmadığı için Münevver kapıda kaldı. Ben de ön kapıdan içeri girerek Münevver'e içeriden kapıyı açıp kendisini eve aldım.

İLERİ GİTMEDEN ÖPÜŞTÜK
Birlikte oturma odasında ikinci katta bir süre oturduk. Aramızda sohbet ettik. Bir süre öpüştük. Ancak her zaman olduğu gibi yine çok ileriye gitmeden seviştik. 30 veya 45 dakika sonra aperatif getirerek onları yedik. Ben bu arada 2 duble votka içtim. Bir süre sonra beraberce Münevver ile oturduğumuz katta olan mutfağa gittik. Ben burada da 1 duble votka içtim. Münevver içmek için su aldığı sırada masanın üzerinde duran cep telefonunu alarak karıştırmaya başladım.

BEN SENİ SEVİYORUM
Mesaj kısmında 'sevgilim, canım' gibi sözler olan ancak şu an detayını tam hatırlayamadığım bazı sözlerin olduğu birkaç tane mesaj olduğunu gördüm. Kendisinden bu mesajların kim tarafından gönderildiğini sorduğumda beni geçiştirmek istedi ve bana 'Bunlar boş şeyler ben seni seviyorum' dedi.
Ancak ben Münevver'i sevdiğim için bu duruma çok öfkelendim. Aramızda tartışma başladı ve bu tartışma itişmeye kadar gitti. Mutfakta olan meyve bıçağını elime geçirerek kendimde olmadan, cinnet geçirerek Münevver'in karnına vurdum. Daha sonra bir-iki darbe daha vurduğumu hatırlıyorum. Ancak neresine vurduğumu hatırlamıyorum. Münevver yere düşmüştü. Kımıldamadığı ve hareket etmediği için öldüğünü düşündüm. Öldüğüne emin oldum. Çok aşırı panik yaptım. Bodrum katına inerek bir bavul alıp geldim. Münevver'i bu bavula koymaya çalıştım. Ancak sığmadı.

SONRA TESTERE ALDIM
Bunun üzerine ellerimi yıkadım. Üzerimde bulunan çok fazla olmayan kan lekelerini su ile sildim ve evimizin bahçe kapısından çıkarak yaya olarak 5-10 dakika mesafede olan nalbura gittim. Buradan bir testere satın aldım. Tekrar koşarak eve geldim. Bahçe kapısından içeriye girdim. Münevver'in kafasına bu testere ile kestim. Olayın vahameti nedeniyle bunu nasıl becerdiğimi hatırlamıyorum.

Daha sonra gitar çaldığım için evin her yerinde bulunan gitar kabının içerisine kafasını, bavula da vücudunu yerleştirdim. Ancak yerde kan bulunmaktaydı. Bunların üzerine de kirli çamaşır sepetinde bulunan eşyalardan getirerek attım. Kabaca kanı temizledim. Amacım kan izinin gözükmemesiydi. Olayda kullandığım meyve bıçağını da ne yaptığımı hatırlamıyorum. Yine olayda kullandığım testereyi kabaca yıkadıktan sonra gazeteye sarıp torba içerisine koyarak gardırobun içerisine sakladım. Münevver'in yerde kanlarını sildiğim kirli eşyaları da yine torbaya koyup testereyi koyduğum dolabın içerisine sıkıştırdım.

KAFASINI TORBAYA KOYDUM
Sonra korsan taksi durağına telefon açtım. Çağırdığım taksinin gelmesi üzerine de bavul ile gitar kabını alarak yanına gittim. Taksi şoförü eşyaları bagaja koymakta bana yardımcı oldu. Gitar kabının içine kafasını koyarken önce torbaya koyduğum için dışarıya herhangi bir kan sızmadı. Vücudunu herhangi bir şeye sarmamıştım. Ancak bavuldan dışarıya herhangi bir kan olmadı. Olduysa da ben fark etmedim. Neden gittiğimi bilmiyorum ancak Etiler'e götürmesini söyledim Ve taksi Etiler'e gelince burada taksiden indim.

Şoför eşyaları indirmeme yardımcı oldu. Bavul tekerlekliydi. Çekmek suretiyle 50 metre kadar ileride bulunan çöp konteynırının oraya geldim. Etrafta kimse yoktu. Bavul ile gitar kutusunu bu çöp konteynırının içerisine attım. Saat tahminen 19.00 sıralarıydı.

CESEDİ ATIP AK MERKEZ'E GİTTİM
Moral bozukluğu içerisinde hızlı hızlı Akmerkez'e kadar yürüdüm. İçeriye girdim. İçeride iki-üç tur attım. Bu arada abimin arkadaşı Eren Atlı ile karşılaştım. Kendisi ile selamlaştık. Karşılıklı telefon numaralarımızı alarak birbirimize çağrı attık. Ben olayın tesiri ile hala titremeye devam ediyordum. Benim bu durumumdan şüphelenip şüphelenmediğini bilmiyorum. Bana birşey sormadı. Ben daha sonra oradan ayrılarak Taksim'e gittim. Bahçeşehir'e gitmek için otobüse binip eve geldim. Ben otobüsteyken annem beni cep telefonumdan aradı. Evin durumunun değişik ve yerde izlerin bulunması nedeniyle ne olduğunu anlamak için beni aradığını söyledi. Ben de kendisine 'Eve gelmek üzereyim, gelince konuşuruz' dedim. Saat tahminen 21.00-21.30 sıralarında eve gittim. Annem 'Evde ne oldu' diye sordu. Ben de kendisine kustuğumu, bu nedenle yerlerin kirlendiğini anlattım.

BEN BU KIZI ÖLDÜRDÜM
Saat 22.00 sıralarında babam eve geldi. Annem babama 'Ben bir şeylerden şüpheleniyorum, oğlunla konuş istersen' dedi. Babam bana ne olduğunu sordu. Ben kendisine bir şey söylemeden dışarıya çıkmamızı, kendisiyle erkek erkeğe konuşmak istediğimi söyledim. Babamın arabasına binerek Bahçeşehir'de bulunan bir kafeye doğru gitmeye başladık. Daha doğrusu kendisinin beni kafeye bırakmasını istedim. Yolda giderken babama Münevver isimli bir kız arkadaşımı eve getirdiğimi ve yaraladığımı anlattım. Babam paniğe kapıldı. 'Kız arkadaşını ara durumu öğren' dedi. Ancak bu arada kafenin önüne gelmiştik. Arabadan inmeden önce babama 'Ben aslında bu kızı öldürdüm' dedim ve oradan ayrıldım. Babam arabasıyla geri döndü nereye gittiğini bilmiyorum.

BABAM BENİ KURTARIR SANDIM
Babamın eve gitttiğini, benim için bir çare aradığını beni kurtaracağını düşünüyordum. Ancak aradan ne kadar zaman geçtiğini tam olarak hatırlamıyorum. Bir süre sonra bir adam kafeye geldi. Bana doğru 'Cem' diye seslenerek işaret yaptı. Ben de babamın adamlarından birinin olduğunu düşünerek yanına gittim. Bana 'Arabaya atla' dedi. Ben arabanın arkasına bindim. Üzerime örtecek bir şey vererek 'Bunu ört' dedi.
Yaklaşık 6-7 saat kadar yol gittik. Ben bu arada kendimde değildim. Yolda birkaç defa örtüyü kaldırmak istediysem de arabayı kullanan bu kişi bana engel oldu. Yanımızda başka kişi yoktu. Bir eve geldik. Bu evin apartman mı yoksa müstakil bir ev mi olduğunu olayın verdiği sıkıntı nedeniyle tam olarak göremedim. Bu evde ben 6 ay kadar yalnız başıma yaşadım. Arada bir bana yiyecek getirildi. Evde telefon yoktu. İnternet yoktu. Sadece televizyon seyrettim. Daha sonra da bildiğiniz gibi teslim oldum. Yaptığım bu olaydan dolayı çok pişmanım. Böyle bir şeyin olmasını asla istemezdim. Keşke bu olay ona değil de bana olsaydı. Keşke o bir çekeceğine ben yüz bin çekseydim.

Karantinada zorlu gece
197 günlük kaçış sürecinin ardından önceki gece polise teslim olan Cem Garipoğlu cezaevinde ilk gecesini ağlayarak geçirdi. Garipoğlu'nun, karantina koğuşundan çıktıktan sonra 2 kişilik koğuşa nakledilmesi bekleniyor. Garipoğlu bayramda açık görüş hakkından faydalanabilecek
Münevver Karabulut cinayetinin 197 gün boyunca aranan zanlısı Cem Garipoğlu 'Canavarca hisle adam öldürme' suçundan tutuklanmasının ardından önceki gece yarısı Maltepe Ceza İnfaz Kurumu yerleşkesinde çocuk ve genç cezaevine nakledildi. Zırhlı araçla cezaevine getirilen Garipoğlu geceyi karantina koğuşunda geçirdi. Zanlının bütün gece ağladığı öğrenildi. Karantina bölümünde 3 gün kalacak olan Cem Garipoğlu'nu bu süreçte kimse ziyaret edemeyecek. Ziyaret ancak savcılıktan özel izinle birinci derece yakınları tarafından gerçekleştirilebilecek. Üç gün sonra normal koğuşa geçecek olan Garipoğlu'nu yine birinci derece yakınları bayramda yapılacak açık görüşte ziyaret edebilecek. Cezaevinde açık görüş yapabilecekler listesinde baba, anne, kardeş, varsa çocuklar ve büyükbaba ile büyükanne bulunuyor.

334 çocuk tutuklu kalıyor
Maltepe Çocuk ve Gençlik Kapalı Cezaevi 2007 yılında inşa edildi. Türkiye'deki en büyük cezaevi komplekslerinden biri olan Maltepe Ceza İnfaz Kurumları Kampusu içinde yer alıyor. Kampusta 5 ayrı tipte cezaevi bulunuyor. Daha önce sık sık isyanların çıktığı Bakırköy Kadın ve Çocuk Cezaevi'nin yeniden inşa edilmek üzere yıkılmasının ardından hizmete giren cezaevi, 334 çocuk tutuklu kapasiteli. Cezaevinde 36 koğuş bulunuyor. İnsan Hakları Derneği çocuk cezaevinde özellikle siyasi suçtan tutuklu çocuklara kötü muamelede bulunulduğunu iddia etmişti.

Münevver'le evlenmeyi düşünmüyordum
CEM Garipoğlu kendisini teslim alan polislere resmi kayıtlara geçmeyen konuşmalarında çelişkili açıklamalar yaptı. Zanlı Emniyet'te 'Münevver'i çok seviyordum. Ancak evlenmeyi düşünmüyordum. Birkaç yıllık birlikteliğin ardından iş hayatına girecektim' dedi. Garipoğlu'nun savcılığa verdiği ifadesinde ise 'Onu çok seviyordum. Ciddi bir ilişkimiz vardı' demesi kafaları karıştırdı. Cem Garipoğlu'nun teslim olup cezaevine konulmasının ardından şimdi gözler 197 gün boyunca kim ya da kimler tarafından nerede saklandığına çevrildi. Cem Garipoğlu'nu teslim alan polis soruşturmayı yürüten savcılıktan gelecek talimat doğrultusunda yardım ve yataklık eden kişileri tespit edecek.

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :