MÜSLÜMAN MUCİDLER (1)

MÜSLÜMAN MUCİDLER (1)

Prof. Dr. Recep Dikici dünya çapındaki Müslüman mucitleri seri halinde yazıyor. İlk bölümde yer alan Mucitlerimiz kimler?

Fen adamları, islâm kitaplarını okuyunca, Kur’ân-ı kerimin, her tecrübeyi ve her yeni buluşu olduğu gibi haber vermiş olduğunu görerek, hayran kalmaktadır.

Fenden ve islâm kaynaklarından haberi olmayanlar, islâm düşmanlarının ve papazların yazdığı kitapları okuyup, islâmiyeti yanlış tanıyor ve din câhili oluyorlar. Böylece körü körüne islâm düşmanı kesilen bazı cahiller, kendilerine şâir, gazeteci, romancı, güzel sanatçı, hatta din adamı, islâm tarihi uzmanı gibi isimler takarak, çok çirkin yalan ve iftira dolu yazılarla, gençleri dinsiz yapmağa uğraşıyorlar. Kendilerini de, milleti de felakete sürüklüyorlar.

İslam memleketlerinde Müslüman çocuklarına, dedelerinin fenne olan hizmetleri bildirilmiyor. Büyük buluşları olan islâm âlimleri tanıtılmıyor. Ufacık bir şey yapmış olan hıristiyanlar, fen adamı olarak övülüyor.

“Dağları, yerinde duruyor görüyorsun, halbuki bunlar bulut gibi hareket etmektedir” (Neml sûresi, 88) âyet-i kerimesini Kâdı Beyzâvî tefsir ederken, (Yerinde duruyor gördüğün dağlar, bulut gibi, boşlukta hızlı gitmektedir. Büyük cisimler, bir cihete doğru gidince, üstündekiler, bunun hareket ettiğini duymaz) buyurmaktadır.

Türkistanlı Ali bin Ebi'l-Hazm doktor idi. Tıp ilmindeki buluşlarını bildiren kitapları, bu ilimde kıymetli kaynak olmuşlardır.

Aynalarda ışıkların yansıması kanunlarını bulan, Muhammed bin Hasan ibn Heysem’dir. Avrupalılar buna (Alhazem) derler. 354 (m.965)’de Basra’da doğmuş ve 430 (m.1039)’da Mısır’da vefat etmiştir. Matematik, fizik ve tıp ilimlerinde yüze yakın kitap yazmış ve eserlerinin çoğu Avrupa dillerine terceme edilmiştir. Akciğerlerdeki kan dolaşımının şemasını ilk çizen budur. Din bilgilerinde derin âlim idi. İbnü’n-Nefîs ismi ile meşhur olup, 607 (m.1210)’de Türkistan’da Karş şehrinde doğmuş ve 687 (m.1287)’de Mısır’da vefat etmiştir.

Şeyhulislâm Zenbilli Ali Efendi ve Piri Mehmed Paşa’nın soyundan geldiği Osmanlı dönemi din âlimi Cemâleddîn Aksarayî (1313-1389), İbnü’n--Nefîs’in tıp ilmine dâir “Mûcez” adlı eserini şerh etmiştir. Bu eser, Konya Yusuf Ağa Kütüphânesi’nde bulunmaktadır (Prof.Dr.Recep Dikici, Cemâleddîn Aksarayî’nin Hayatı ve Eserleri, Aksaray Üniversitesi Bildiri Kitabı).

Mısır-İskenderiye Kütüphânesi’nde araştırma yaparken, Cemâleddîn Aksarayî’nin belâgata (edebî sanatlara) dair kaleme aldığı meşhur “İzâhu’l-İzâh” adlı eserinin bir yazma nüshasını bulmuştum. Bu Türk âlimin eserinin bir Arap Kütüphânesinde yer alması ve istifâde edilmesi, beni son derece mutlu etmişti. Kendi mübarek eliyle yazdığı bu eserinin aslı, İstanbul Süleymaniye Kütüphânesi, Damad İbrahim Paşa Bölümü 1022’de bulunmaktadır.

Allahü Teâlâ, islâm büyüklerini tanımayı ve onların yolunda olmayı nasip eylesin.

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.