O akademisyen Osmanlı'dan özür diledi!

O akademisyen Osmanlı'dan özür diledi!

Warwick Üniversitesi, Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Oğuzhan Yanarşık, Akademik Perspektif'te kaleme aldığı yazısında Osmanlı'dan özür diledi. Bakın ne için...

İŞTE YAZISI:

Akademik Pespektif’te iki yıldır kaleme aldığım seksen küsur makalede şu ana kadar konuları mümkün olduğunca kişiselleştirmeden ele almaya gayret gösterdim. Fakat bu sefer bir istisna yapacak ve müsaadenizle dayanamadığım bir meselede sizlerle hissiyatımı paylaşacağım.

İngiltere’de doktora eğitimi için bulunduğum yıllar içerisinde en çok gözüme çarpan noktalardan birisi,

İngilizlerin Kraliyet ailesine gösterdiği sevgi ve ilgileri olageldi. Her uluslararası platformda kendileri bu aileyi el üstünde tuttukları gibi, bütün dünyanın da onlara saygıyla yaklaşması hususuna ne kadar çok hassasiyet gösterdiklerini defalarca müşahede ettim. Başta Kraliçe olmak üzere, bu aileye karşı olan iltifat, garip bir şekilde kalbimde bir türlü dindiremediğim bir sızıyı tetikleyip durdu. İngilizlerin tarihlerine ve atalarına gösterdikleri hürmet ve sahiplenme, bana sürekli olarak Osmanlı Devleti’nin tarih sahnesinden çekilmesinin ardından hanedan üyelerine uygulanan zulmü hatırlattı.

Onların beylikten koskoca bir cihan devleti haline getirdikleri topraklardan beş parasız ayrılmak zorunda bırakılmış olduklarını düşünmek, sanki burada yaşayan diğer insanlar bunu biliyorlarmışçasına beni hep utandırdı. Elin kasabının, bakkalının bir zamanlar dünyaya hükmetmiş atalarımın değerli üyelerinden birinin naşını borçları yüzünden rehin tuttuğunu bilmek, sebebi benmişim gibi hep ağırıma gitti. Onların sürüldükleri ülkelerde horlanmaları, kimliksiz/pasaportsuz kalmaları, kimsesizler mezarlıklarına gömülmeleri, hizmetçilik gibi en ağır işlerde çalışmak zorunda kalmaları ve maddi sefalete mahkûm edilmeleri içimi acıtmaya devam etti.

Ülkemizdeki okul müfredatlarında onları aşağılamanın uzun yıllar boyunca temel hedeflerden biri olduğunu bilmek, başkalarının önünde boynumu biraz daha büktü. Bütün bunlar bana, her tür fedakârlığa katlanarak kendisini bin bir zorlukla yetiştiren anne-babasına dar zamanlarında bakmak şöyle dursun, onların elindekini de alıp onları ele güne muhtaç eden hayırsız evladın aklı başına geldiğinde duyması gereken vicdan azabını hissettirip durdu.

Hem Avrupalı hem de Amerikalı birçok kimsenin kendi tarihlerine ve atalarına gösterdikleri hürmete yakinen şahit oldum. O yüzden hiç kimse kusura bakmasın. Osmanlı ile ilgili olumlu bir kelam edene “Osmanlıcı,” “gerici” veya “gayri medeni” gibi yakıştırmalarla susturmaya ve sindirmeye çalışanlar, artık bana sadece gülünç geliyor. Onlara naçizane tek tavsiyem, eğer gerçekten medeni ve ilerici olabilmek adına bu şekilde davranıyorlarsa, medeniyetin sembolü olarak gösterilen ve günümüzün en ileri memleketleri kabul edilen ülkelerdeki uygulamalara bakmaları olacaktır. Art niyetle bu tavrı takınanlara ise zaten söylenecek sözümüz yok.

Kendileri için değil, fakat milletinin onurunu kimsenin ayakları altında ezdirmeme adına hiç kimseye el açmayacak kadar asil ruhlu hareket eden bu insanlardan tarih önünde özür dilemediğimiz müddetçe bu vicdan azabı dinmeyecektir. Onların ülkeleri ve hatta bütün insanlık adına yaptıkları hizmetin karşılığını insanlardan beklemediklerini biliyorum. Bu sebeple kendilerine karşı takınılan nankör tavrı, belki de yaptıkları hizmetin taçlandırıcı cilveleri olarak kabul ettiklerini tahmin ediyorum. Fakat yine de bu bizim sorumluluğumuzu ortadan kaldırmaz.

Bu sebeple, kendi adıma tek tek hepsinden özür diliyorum!

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.