Kapatılan Demokrasi ve Barış Partisi (DBP) Başkanı ve yazar Yılmaz Çamlıbel, hakkındaki davalar nedeniyle uzun yıllardır bulunduğu yurtdışından STAR’a yaptığı değerlendirmede Kürt sorunu ve siyasetine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.

PKK çözüme engel oluyor

“PKK ve onun yörüngesinde dönen kişi ve kurumlar Türkiye’deki değişim dönüşümden yana olan çevreler yerine statükoculara yakın durarak sorunun çözümünü engelliyor. Bu tablo nedeniyle krizin çözümü daha da derinleşiyor. PKK siyasi bir partiden ziyade silahlı bir organizasyona benzemektedir ve her sözünde bir keramet bulunan, astığı astık kestiği kestik, kutsal bir kişi tarafından yönetilmektedir. İdeolojisi ve bu ideolojiyi pratiğe sokan organları olmadığı için, içinde bulunulan maddi koşullara uygun biçimde stratejik ve taktik siyaset üretilemiyor. Herşey yarı tanrı olan kutsal kişinin iki dudağı arasında çıkacak emre göre yapılıyor.

Şam’da başka İmralı’da başka

Bu ‘tanrı başkan’ senelerden beridir, Türk derin devleti başta olmak üzere, bir çok devletin istihbarat örgütleriyle ilişki içindedir. Öcalan, gizli kapılar arkasında bu istihbarat örgütleriyle çeşitli konularda iş bağlamaktadır. Söyledikleri ve yaptıkları örgüt tarafından sorgulanamamaktadır. Öcalan sürekli olarak sağ ve sol uçlar arasında gidip gelmektedir. Bir dediği diğerine uymamaktadır. İşte bu nedenle Öcalan Ankara’da başka, Şam’da başka, İmralı’da ise başka konuşuyor. Zira bu yerlerde ona emir veren güçlerin çıkarları birbirleriyle çelişiyor.”

PKK-CHP flörtü bir proje ürünü

Türk derin devleti CHP içindeki yandaşları aracılığıyla onu Kürt sorununa sahip çıkmaya yönlendiriyor. PKK içindeki yandaşlarıyla da Kürtleri CHP ile iş ve güç birliği yapmaya özendiriyor. Bu projeyle bir taraftan Kürtlerin reform yanlısı hükümetle iş ve güç birliği yapmasını engellenmek isteniyor. Diğer taraftan da CHP -PKK koalisyonuyla AKP’yi iktidardan uzaklaştırmaya çalışıyor. Son günlerdeki CHP -PKK flörtü bu projenin yürürlüğe konulduğunun bir göstergesidir.”

PKK sorunu kangrene çevirdi

Kürt ulusal hareketini bloke eden PKK’nin sekter tavırları krizi kangren haline getirdi. PKK, Kemalistlerin üniter siyasetini taklit ederek Kürtleri tek ideoloji, tek parti, tek bayrak, tek sınıf, tek dil, tek din ve mezhep alanına sıkıştırmaya çalışıyor. Bundan hareketle kendini Kürtlerin tartışılmaz temsilcisi olduğunu söylüyor. Kürt sorunu ulusal bir sorundur. Bu nedenle ulusal birlik ve ulusal projelerle çözülebilir. Kürt halkının temsilcisi olduğunu söyleyen PKK, mücadeleyi ulus ekseninden saptırıp sınıf eksenine çekerek mücadeleyi çıkmaz bir yola sokmuş bulunuyor.Koşullar, AK Parti’yi reform yapmaya ve Kürt sorununu çözümü için adım atmaya zorluyor. Türk derin devleti, Türk ordusu, Kemalistler ve ulusal solcular da bunu engellemeye çalışıyorlar. Seçimden güçlenerek çıkacak AKP, Kürtlerin vereceği ilkeli destekle Kürt sorununun çözümünde yeni adımlar atabilir. Zana’nın, ‘Öcalan çocuklarımıza öğretmen olacak’ lafı Atatürk’ün kara tahta başında Türk çocuklarına latin alfabesini öğrettiği resimini bana hatırlattı. Örgüt ile önderinin Kemalizm hayranlığı boşuna değildir.”