Kanada’da Mevlana Konferansı

Kanada’da Mevlana Konferansı

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Cahit Haksever, "Hümanizme indirgenmiş bir Mevlana, onu anlamamaktır. Mevlana’yı Mevlana yapan, mensubu olduğu dindir" dedi.

TORONTO (AA) - Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Cahit Haksever, "Hümanizme indirgenmiş bir Mevlana, onu anlamamaktır. Mevlana’yı Mevlana yapan, mensubu olduğu dindir" dedi.

Toronto Mevlana Vakfı’nın davetlisi olarak Kanada’ya gelen Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Cahit Haksever, "Tasavvuf ve Mevlana Özelinde Günümüz İnsanının Anlam Arayışı" konulu bir konferans verdi.

Prof. Dr. Ahmet Cahit Haksever, konferans öncesi AA muhabirine yaptığı açıklamada, tarihte dinsiz bir topluma rastlanmadığını ve dinin fıtri olduğunu bildirdi.

Tüm dinlerin mistik bir yönü olduğunu vurgulayan Haksever, şöyle devam etti:

"Tasavvuf, Kur’an-ı, Hz. Peygamber’in yaşadığı gibi yaşamaya çalışmaktır. Kur’an’da ya da hadislerde tasavvuf kelimesi geçmekte midir? Kur’an’da ya da hadislerde tasavvuf ve tarikat kelimelerinin literal anlamda kullanılmaması bunların din dışı olduğu anlamına gelmez. Tasavvuf, hicri ikinci yüzyıldan itibaren bir ilim dalı haline gelmiştir. Tarikatlar, tasavvufun kurumsallaşmış halidir. Hiçbir tarikat lideri ben bir tarikat kuracağım diye ortaya çıkmamıştır. Kendini keşfetme, gerçekleştirme yolundaki çabası ve bunda başarılı olması, o kişi ile aynı yolu izleyen takipçilerini ortaya çıkarmıştır. Mezhebler de böyledir."

-"Tasavvufi düşüncede insan; ruh, beden ve nefsten oluşur"

Haksever, tasavvufta insanın, ruh, beden ve nefsten oluştuğunun kabul edildiğine işaret ederek, "Hedef, bu beden üzerinde iyilik yönünü temsil eden ruhun hakim kılınmasıdır. Nefs, ruh ile beden arasında katalizördür ve Kur’ani tabirle insana kötülüğü emreden yönüdür. İnsan, Allah’ın 99 ismini kendinde yansıtma potansiyeline sahip bir varlıktır. Kendindeki bu potansiyeli keşfettiği oranda varoluşunu gerçekleştirir. Mevlana’yı Mevlana yapan da işte bu kendini keşfetmesindeki başarısıdır. Vefatından günümüze Mevlana’yı bu kadar popüler kılan, insanın varoluşsal arayışına verdiği cevaptır. İnsanı insan olarak kabul etmesidir" dedi.

-"İnsanın serüvenini Mesnevi’nin ilk 18 beytinde saklı"

Bir tarikatla ilgili Rochester’da saha araştırması yaptığına değinen Haksever, "Mevlevi Dergahı’nda ankete katılan 25 kişinin 17’sinin bu yolu neden seçtiklerine cevabı, ‘The meaning of the life’, yani hayatın anlamı şeklinde oldu. Tasavvuf insanın hayata anlam vermesinde bir yorum şekli. Yabancılaşma kişinin kendine yabancılaşmasıdır. İnsanın serüveni de Mesnevi’nin ilk 18 beytinde anlatılıyor" ifadesini kullandı.

-"Mevlana istismar ediliyor"

Haksever, Mevlana’nın hümanist bir yaklaşıma alet edilerek istismar edildiğini vurgulayarak, şu görüşlere yer verdi:

"Mevlana’nın sömürülmesi gibi bir durum da söz konusu. Küresel sermayeye tehdit olabilecek argümanlardan soyutlanmış, siyasi ve dini bilinci olmayan, dini sadece vicdana indirgeyen bir din algısı için hareket ediliyor. Hümanizme indirgenmiş bir Mevlana, onu anlamamaktır. Mevlana’yı Mevlana yapan, mensubu olduğu dindir. ‘Ne olursan ol yine gel’ sözü ona ait değildir ama çok yakışır. Bu söylem, olduğun gibi kal anlamında değildir. Dini çoğulculuk veya tüm dinlerin eşitliği hiç değildir. ‘Gel ama değiş ve dönüş’ mesajlıdır. Mevlana’nın yolu, Kur’an ve sünnet yoludur."

-"Avrupa toleransla başardı"

Haksever, konferansta yaptığı konuşmada da Avrupa’daki mezhep savaşlarının, tolerans kavramı sayesinde sona erdiğini belirtti.

Haksever, şunları kaydetti:

"Avrupa, mezhep savaşlarının bir şey kazandırmadığını fark etti ve tolerans kavramı etrafında bir araya gelmeyi başardı. Bu onun gelişmesini sağladı. Tolerans, katlanmak demektir hoşgörü değil. Hoşgörü bir erdemdir. Mevlana’yı, Yunus Emre’yi bu denli dünya çapında etkili kılan, hoşgörüyü sağlayabilmeleridir. Allah kişiyi iman etmede bile özgür bırakmıştır. Mezhep, tarikat, cemaat dinin kendisi değil bir yorum şeklidir. Hakikatin bir veçhesini temsil edebilirler ama tek hakikat değildirler."

Konferansta Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyelerinden Doç. Dr. Vahit Göktaş da, Mesnevi’den beyitler ve menkıbeler sundu. Konferansa, Toronto Milli Eğitim Ataşesi Seyithan Razi, Din Hizmetleri Ataşesi Mahmut Demir ve çok sayıda dinleyici katıldı.

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.