Anlamadan okumak sevap değil diyenlere…

Anlamadan okumak sevap değil diyenlere…

Anlamadan Kuran okumak sevap değil diyenlere…Prof. Dr. Orhan Çeker'in cevabı var

Son zamanlarda daha da ateşlenen bir tartışma var.

“Manasını bilmiyorsan Kur’an okumak caiz değildir” diye bir şey söylüyorlar.

Ya da bunun faydasız bir şey olduğunu, bunun bir sevabının olmayacağını iddia ediyorlar.

Böyle diyenlere cevabım şu şekildedir:

İnsan üç istekten dolayı Kur’an-ı Kerim’i okur.

Birincisi; onun manasını anlamak için okur.

İkincisi; manasını bilmese bile ibadet amacıyla sevab almak için okur.

İnsan manasını bilmese bile okuduğu Kur’an’dan sevap alır. Zira Peygamber Efendimiz sallellahü aleyhi ve sellem  bir hadis-i şeriflerinde mealen şöyle buyurmaktadır:

“Kur’ân-ı Kerim’den tek bir harf okuyana bile sevap vardır. Her hasene on misliyle değerlendirilir. Ben “Elif lâm Mîm” bir harf demiyorum. Aksine “Elif” bir harf, “Lâm” bir harf, “Mîm” de bir harftir.” (Tirmizî, Sevabü’l-Kur’ân, 16)

Peygamber Efendimiz’in bu hadis-i şerifinden anlaşıldığına göre, sadece “elif” diyen kişinin on sevabı olacağına göre “elif, lam, mim” diyen kişinin otuz sevap alacağı çok açık ifade edilmiştir.

Halbuki biz Peygamber Efendimiz’in bize misal verdiği bu harflerin (huruf-u mukattaa) manasını bilmiyoruz.

Ayrıca her harfin tek başına anlamı olmadığı halde, Peygamberimiz onu okumanın sevap olduğunu söylüyor.

Üçüncü olarak da insan estetik zevkini tatmin için de Kur’an-ı Kerim okur. Çünkü insan teğannîye ihtiyaç duyar.

İslam aynı zamanda estetik zevki de tatmin eder. Manasını bilmiyorsan Kur’an okuman caiz değildir iddiası zevkten uzak materyalistçe bir yaklaşımdır.

Kur’an-ı Kerim okuyan bir kimse bu fıtri ihtiyacını meşru yoldan tatmin etmiş olur. Nitekim ruhun gıdası malaya’nî müzik değil Kur’an tilaveti ve onu manevi zevkle dinlemektir

Bu istekte manayı anlama veya ibadet kasdı olmayabilir. Gerçi yine de sevab alır ama bunda asıl murad okuma veya dinleme zevkini almaktır. Yani ruhların ferahlaması içindir.

Nitekim Peygamberimiz “Erihna ya Bilal” (Bizi ferahlat ya Bilal) buyurarak, Hz. Bilal radıyellahü anh’tan Kur’an-ı Kerim tilavet etmesini istemiştir.

Ebu Musa’l-Eş’arî radiyellahü anh kendi başına seslice Kur’an-ı Kerim okurken onun haberi olmaksızın Peygamber Efendimiz sallellahü aleyhi ve sellem dinlemiştir. Tilavet bitince Ebu Musa, Resûllah aleyhis selam’ın kendisini dinlediğini görünce; ‘Ya Resûlellah senin beni dinlediğini bilseydim biraz daha özenip emek çekerdim’ demiştir. Bu söz bu tilavet ve dinlemenin teğannî zevki için olduğunu ifade etmektdir. Burada manayı anlama vs. gibi bir maksat yoktur. Tamamen zevk vardır.

Toparlayacak olursak diyebiliriz ki tüm alemin Efendisi Habîbullah Peygamberimiz bunların her üçü için de Kur’an okumuş ve dinlemiştir.

Manasını bilmiyorsan Kur’an okuma diyenlere ithaf olunur.

Prof. Dr. Orhan Çeker/ DinKulturuAtolyesi.com

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.