PYD'den Suriye'de büyük oyun!

PYD'den Suriye'de büyük oyun!

Koalisyon güçleriyle PYD’nin, Suriye’deki demografik yapıyı değiştirme girişimine sert tepki gösteren Türkiye, BM, NATO ve AB’ye mektup yazarak “Kuzey Suriye oldu bittisine izin verilemez” dedi. PYD ise tehcir ettiği halka kapıları kapattı.

Suriye’de bulunan koalisyon güçleriyle PYD, Körfez Savaşı sonrası oluşturulan “Kuzey Irak” gibi “Kuzey Suriye” oluşturma planı çerçevesinde geçtiğimiz ay sonundan itibaren bölgenin demografik yapısını değiştirecek operasyonlar yaptı. Star'dan Şeyhmus Çakan'ın haberine göre Suriye’deki Kürt nüfusun ağırlıklı olarak yaşadığı ve PYD tarafından kanton olarak ilan edilen 3 bölgenin birleştirilmesi için Kürt olmayanlar göçe zorlandı.

Kapıları tamamen kapattılar

Gelinen noktada Araplar ve Türkmenlerin Kürt kantonları arasındaki bölgeden sürülmesini sağlamak için bu yerleşim yerleri havadan bombalanmasının ardından PYD, kara operasyonuna maruz bırakıldı. Şanlıurfa’daki Akçakale Gümrük Kapısı, ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin hava bombardımanı ve bundan faydalanmak isteyen bazı Kürt gruplardan kaçmak isteyen Suriyeli ve Iraklılar için can kapısı oldu. Ancak PYD şimdi Türkiye’ye sığınan çoğunluğu Araplardan oluşan grupların tekrar vatanlarına dönmesini engelliyor. Silahlı gruplar, onar ve yirmişer gruplar halinde dönüş yapmak isteyen Suriyelileri tekrar Türkiye’ye gönderiyor.

Dünyayı ayağa kaldırıyoruz

Koalisyon güçleri ve PYD’nin, Suriye’nin demografik yapısını değiştirerek, ülkenin kuzeyini Arapsızlaştırmaya yönelik operasyonu üzerine, Türkiye, dünyayı ayağa kaldıran bir mektup ve bilgilendirme diplomasisi başlattı. BM’den, AB’ye, NATO’dan Arap ülkelerine kadar dünyanın kilit noktalarında yürütülen bu mektup ve bilgilendirmelerde, “Suriye, Arapsızlaştırılıyor. Komşularımızın demografik yapısını bozacak hiçbir zorlama kabul edilemez. Kobani’de olduğu gibi, duyarsız kalmayın ve Türkiye ile yük paylaşımı yapın. Sorunun çözümü, Suriye’de siyasi dönüşümdür” çağrısı yapılıyor.

Türkiye yakından izliyor

3 Haziran’dan 16 Haziran gününe kadar, hem uluslararası koalisyonun bombardımanı hem de DAEŞ ve YPG arasındaki silahlı çatışmalar nedeniyle 23 bin 349 Suriyeli sığınmacının Türkiye’ye geldiği belirtilirken, bu kişilerden yaklaşık bin 100’ü Akçakale’den tekrar Tel Abyad’a döndü.

Yaklaşık 15 gündür süren gelişmeler, Ankara’da, Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında, devletin ilgili birimleriyle yapılan “Güvenlik Toplantıları”nda masaya yatırılırken, toplantılardan, “Uluslararası camia DAEŞ’i güçlendiren nedenleri tam anlamıyla göremiyor. Dünyaya, sorunun esas kaynağını gösterecek ve Türkiye ile yük paylaşımını getirecek bir politika izlemeliyiz” sonucu çıktı. Gelişmeler üzerine, bizzat Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yanısıra, Türkiye’nin yurtdışındaki büyükelçilik ve temsilcilikleri de ikili, telefon ve mektup diplomasisine başladı. Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İngiltere Dışişleri Bakanı Philip Hammond, Guterres, BM Güvenlik Konseyi Dönem Başkanı Malezya’nın Dışişleri Bakanı Anifah Aman ve Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius’la telefonla görüşerek, durumu anlattı. Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile de telefon görüşmesi yapmak üzere randevulaştı.

BEŞTEPE’DE İKİNCİ ZİRVE

Önceki gece yapılan zirvenin ardından dün akşam Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında ikinci bir zirve daha yapıldı. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve ilgili bürokratların katıldığı toplantı 1,5 saat sürdü. Toplantıda, Suriye sınırındaki gelişmeler nedeniyle Türkiye’ye sığınanların durumu ve güvenlik meselelerinin ele alındığı öğrenildi.

Akarca’yı kabul etti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünkü temasları sırasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Akarca’yı kabul etti. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda 40 dakika süren görüşme basına kapalı gerçekleştirildi. Erdoğan’ın TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Türk-İş Başkanı Ergün Atalay’ı kabulü yoğunluk nedeniyle ertelendiği öğrenildi.

DÜNYAYA 5 BAŞLIKLI MESAJ

Türkiye’nin P5+1 ülkelerinin yanı sıra Roma, Madrid ve Brüksel’deki temsilcilikleri de, muhatplarıyla görüşerek, Türkiye’nin bölgedeki insani durumun ciddiyetine dikkat çekti ve durumun kabul edilemez olduğunu vurguladı. Edinilen bilgilere göre, dünyaya verilen bu mesajlarda, şu vurgular yapıldı:

Koalisyon güçlerinin hava operasyonları ve bazı Kürt gruplarının karada giriştiği zorlamalar, Suriye’nin kuzeyinde yaşayan sivil Arap ve Türkmenleri yerlerinden ediyor. Kapılarını hiçbir etnik ve dini ayırım gözetmeksizin tüm Suriyeli sığınmacılara açan Türkiye, uluslararası toplumu, bölgenin demografik yapısının bozulacağına ilişkin uyarıyor.

Türkiye, komşularının demografik yapısını bozacak hiçbir zorlamayı kabul etmemektedir.

Uluslararası toplum Kobani’de yaşanılanlar karşısında duyarsız kalmıştır ve sonuçlar ortadadır. Uluslararası toplum, Tel Abyad’a, insani sorumluluk açısından bakabilmelidir.

Türkiye, 2 milyon mülteciyi misafir etmektedir ve 6 milyar dolar kadar bir masraf yapılmıştır. Uluslararası toplum, maddi açıdan da, yük paylaşımı yapabilmelidir.

Bugün Suriye’de yaşananlar, Tel Abyad’ın ötesindedir. Sorun, Esad Rejimi’nin, halkının taleplerine yanıt vermemesiyle ortaya çıkmıştır.

MALLARIMIZA EL KOYDULAR

YPG ve ÖSO bayraklarının asılı olduğu Tel abyad tarafında sessizlik sürerken, son 15 günde çatışmalardan kaçan yaklaşık 25 binin üzerinde Suriyeli Türkiye’ye sığınmıştı. Suriyeli Hamed el-Ali, sabah erken saatlerden itibaren oruçlu halde kapıda beklediklerini ancak PYD’nin kapıyı kapatmasından dolayı ülkelerine dönemediklerini söyledi. Suriyeli Meryem İsa, çocuklarıyla güneşin altında beklediklerini anlatarak, “Bunlar nasıl insan, hiç mi Allah’tan korkmuyorlar. Bölgeyi ele geçirdiler ama insanları yurtlarından ediyorlar” dedi. Hammud Saki de bölgeyi ele geçiren PYD’ye bağlı silahlı grupların 300 koyununu elinden aldığını ve kendisini de kovduğunu ifade etti.

Tehcire zorlanan Araplar’ın dönüşüne izin vermiyorlar

ABD desteği ile DEAŞ’tan Tel Abyad’ı geri alan PYD, önce bölge halkını evlerinden sürgün etti, ardından da oraya yerleşti. PYD, Tel Abyad’a geri dönmek isteyen Araplar’a kapıları kapatarak, ‘geçiş yok’ dedi.

Suriye’de 4 yılı aşan iç savaşta uzun zamandır DEAŞ’ın kontrolünde bulunan Tel Abyad kenti, ABD öncülüğündeki koalisyonun havadan ağır bombardımanı sonrası PKK’nın ülkedeki kolu PYD’ye bağlı YPG’nin kontrolüne geçti. Çatışmalar sırasında Kuzey Suriye’deki Kürt devleti hayalini gerçekleştirmek için demografik düzen amacıyla çoğu YPG tarafından Türkiye’ye sürülen Tel Abyad’lılar, Türk yetkililerden geri dönüş için izin almalarına karşın Ramazan’ın ilk günü oruçlu halde YPG’nin keyfi uygulamayla sınırı kapatması üzerine bekleyişe geçti. YPG, tıpkı Körfez Savaşı sırasında bölgenin Kürtlere kalması gibi şimdi de Kuzey Suriye olarak adlandırdıkları coğrafyada Türkiye’nin sınırı boyunca hakimiyet kurmak amacıyla bölgenin nüfus yapısını değiştirecek hamlelerini hayata geçirmeye çalışıyor.

Amaç demografik yapı

Akçakale Sınır Kapısı’ndan Tel Abyad’da çatışmanın yaşandığı 3 Haziran - 14 Haziran günleri arasında, Kepezli mevkii, Zenginova Mevkii ve Gümrük Bölgesi’nin doğu duvarındaki bir noktadan 17 bin 844 kişi Türkiye’ye sığındı. Arap, Türkmen ve YPG’li olmayan Kürtler’den oluşan Tel Abyadlılar, Akçakale sınır kapısına götürülerek, biyometrik kayıtları yapıldı. Kentin tamamen YPG’nin kontrolüne girmesinin ardından önceki gün bir grubun Türkiye’den Tel Abyad’a geçişine izin verilirken dün de çoğunluğunu Arapların oluşturduğu Tel Abyad’lılar geri dönmek için Türk yetkililerden izin aldı. Ancak YPG’nin “Geçiş yok” kararı ile karşılaştı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.