Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Prof. Dr. Davut  Dursun, Çankırı Karatekin Üniversitesi Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Düşünce Topluluğu tarafından 100. Yıl Kültür Merkezinde düzenlenen ''Görsel ve İşitsel Medya Politikaları'' konulu konferansta konuştu.

Yerel televizyon bulunmayan 19 il arasında Çankırı'nın da yer aldığını belirten Dursun, bunun bir eksiklik olduğunu söyledi.

Radyo ve televizyonların Türkiye'de yayına başlama serüvenlerini anlatan Dursun, ''Türkiye, radyo yayınlarında diğer dünya ülkeleri ile at koşturmuştur. Yani diğer ülkelerin başladığı tarihlerde Türkiye'de radyo yayınları başlamıştır. Aynı durum televizyon için söz konusu değildir. Radyoda at koşturan Türkiye, televizyon yayınlarına en geç başlayan ülkeler arasındaki yerini almıştır.''

DARBECİLERİN PROPAGANDA ARACINA DÖNÜŞTÜ

Bazı dönemlerde radyoların propaganda amaçlı kullanıldığını ifade eden Dursun, ''Radyolar ihtilal dönemlerinde darbecilerin propaganda aracına dönüşmüştür'' diye konuştu.

Prof. Dr. Davut Dursun, görsel ve işitsel medya yayınlarında artık analog sistemden sayısal sisteme geçildiğini anımsatarak, Türkiye'de bulunan radyo ve televizyon sayıları hakkında bilgi verdi.

TV'LERDE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VAR

Bir öğrencinin Türkiye'de radyo ve televizyonlarda ifade özgürlüğü olup olmadığı yönündeki sorusu üzerine Dursun, şunları kaydetti:

''Bine yakın radyo var, 500'e yakın televizyon var, bunların hepsi farklı farklı yayınlar yapıyor. Ama tekrarlayalım ifade özgürlüğünün olması demek her şeyin ifade edilmesi anlamına gelmiyor. Elbette ki bunun birtakım sınırları vardır. Başkasına hakaret etmemesi gerekir, insanoğlunu dikkate alması gerekir, insanlara şiddete yönlendirmemesi gerekir, müstehcen yayın yapmaması gerekir. Televizyon ve radyoların birtakım sınırlar içerisinde ifade özgürlüğünü kullandığını düşünüyorum.''

Programın sonunda Dursun'a, üniversite rektörü Prof. Dr. Ali İbrahim Savaş tarafından plaket verildi. Konferansı, Çankırı Valisi Vahdettin Özcan da dinledi.