Sahabe neden yabancı dil öğrendi?

Sahabe neden yabancı dil öğrendi?

Yetim büyümek bir çocuk için yaşanabilecek en kötü şeylerden biridir

Artık babasının ölümünü bir nebze de olsa unutuyor, boş vakitlerinde hep Allah Resulü’nün yanına gidiyordu. Orada İslam adına yeni yeni şeyler öğreniyordu. Nebiler Sultanı’nı çok ama çok seviyordu. Aslında Allah Resulü de kendisi gibi kader arkadaşıydı. Çünkü Resulullah da tıpkı onun gibi küçük yaşta yetim kalmıştı.

Peygamberimiz’in teşvikiyle yabancı dil öğrenen sahabi kimdi?

Yetim büyümek bir çocuk için yaşanabilecek en kötü şeylerden biridir. Baba sevgisini tam duyamamak, babanın o sıcaklığını, koruyuculuğunu hissetmemek bir çocuk için çok büyük bir eksikliktir. Hz. Zeyd b. Sabit de henüz altı yaşındayken babasını kaybetmiş küçük bir çocuktu.

Babasını kaybettiği için o gün çok ama çok ağlamıştı. Babasını o kadar çok seviyordu ki onun ölebileceğini hiç düşünmemişti. Artık eve gidince kendisini kucaklayacağı, beraber oynayacağı canından çok sevdiği birisi yoktu. Hayatın bütün yükünü tek başına omuzlayacak, babasız bir hayat sürmenin mücadelesini verecekti.

Ancak o öyle şanslı bir çocuktu ki babasının yerini doldurabilecek bir insanla tanıştı. Ona hemen ısınmıştı. Bu insan Hz. Muhammed (s.a.s) idi. Hz. Zeyd Allah Resulü’yle tanıştığında henüz on bir yaşında idi. İslam’la tanışması Hz. Zeyd için bambaşka bir yaşam demekti. Sanki hayata bir kez daha gelmiş gibiydi.

Artık babasının ölümünü bir nebze de olsa unutuyor, boş vakitlerinde hep Allah Resulü’nün yanına gidiyordu. Orada İslam adına yeni yeni şeyler öğreniyordu. Nebiler Sultanı’nı çok ama çok seviyordu. Aslında Allah Resulü de kendisi gibi kader arkadaşıydı. Çünkü Resulullah da tıpkı onun gibi küçük yaşta yetim kalmıştı. Babasızlığın ne demek olduğunu o da çok iyi biliyordu.

ÇOK AKILLI VE ZEKİYDİ

Hz. Zeyd b. Sabit çok akıllı, zeki ve hafızası güçlü biriydi. Resulullah ne anlatsa hemen anlıyor, ezberlemesi gereken şeyleri hemen ezberliyordu. Hz. Zeyd’in bu özellikleri Allah Resulü’nün dikkatini çekmişti.

Resulullah, Hz. Zeyd b. Sabit’in Bu zekâsını ve kuvvetli hafızasını görünce ondan Süryanice ve İbranice öğrenmesini istedi. Çünkü Efendimiz’e yabancı dillerde yazılmış mektuplar geliyor, bunların hemen okunup cevap verilmesi gerekiyordu. O zaman bu dilleri çok bilen de yoktu. Ayrıca bazı mektupların içeriğinin herkes tarafından bilinmemesi gerekiyordu. Allah Resulü bundan dolayı çok sevdiği ve güvendiği Hz. Zeyd’den bu dilleri öğrenmesi istedi.

Hz. Zeyd b. Sabit canından çok sevdiği Allah Resulü’nün bu isteğini yerine getirmek için gece gündüz demeden çalıştı. Ve çok kısa sürede Resulullah’ı mahcup etmeyerek bu dilleri öğrendi. Artık yabancı dillerden gelen mektup vb. yazıları Hz. Zeyd okuyor, Efendimiz’e izah ediyor, gerektiğinde ise yine bu dillerden cevaplar yazıyordu.

Hz. Zeyd bununla da kalmıyor, asıl işi olan Allah Resulü’ne inen vahiyleri de güzel bir şekilde yazıya geçiriyordu.

YAŞI KÜÇÜK AMA İMANI BÜYÜKTÜ

Müslümanlar müşriklerle savaşabilecek güce ve sayıya ulaşmışlardı. Müşrikler yine müminlere türlü türlü hakaretler, işkenceler yapıyorlardı. Artık bu zulme dur deme vakti gelmişti. Allah Resulü’nün Bedir savaşı için hazırlıkların başlanması emrini verdiğinde Müslümanlar çok heyecanlanmışlardı. Zira artık zalimlere hak ettikleri cevap verilecekti. İşte o kahraman sahabilerden bir tanesi de küçük yaştaki Hz. Zeyd b. Sabit idi.

Yaşı küçük olabilirdi ama imanı çok sağlam bir Müslüman’dı ve zalimlere haddini bildirmek için sabırsızlanıyordu. Bedir savaşına katılacakları Allah Resulü bizzat seçiyordu. Kimisini yaşı küçük, kimisini de yaşlı olduğu için ayırıyordu.

Ve sıra Hz. Zeyd b. Sabit’e gelmişti. Hz. Zeyd çok ama çok heyecanlıydı. Allah Resulü Hz. Zeyd’i de yaşı küçük olduğu için orduya katılmasına izin vermemişti. Hz. Zeyd orduya katılamadığı için çok üzüldü. Günlerce ağladı, gözüne uyku girmedi.

EFENDİMİZ’İN İLTİFATINI ALIYOR

Hz. Zeyd b. Sabit Uhud savaşına yaşı küçük olması sebebiyle katılamamıştı. Onun katıldığı ilk savaş Hendek savaşıydı. Hendek savaşı başlamadan Allah Resulü birçok hazırlık yapılması için emir vermişti. Bu hazırlıklardan bir tanesi de şehrin etrafına hendek kazma işiydi. Hz. Zeyd b. Sabit de bu hendek kazma işinde görevlendirilmişti. Diğer sahabiler hendek kazıyor, Hz. Zeyd ise çıkan bu toprağı taşıma işiyle uğraşıyordu.

Yine bir gün böyle hendekte çıkan toprağı taşımakla uğraşırken Allah Resulü onu gördü ve şöyle dedi:

“Ne kadar iyi bir genç!”

Allah Resulünün bu iltifatını duyan Hz. Zeyd b. Sabit çok sevinmişti, dünyalar onun olmuştu. Bu iltifat üzerine daha bir aşk ve şevkle çalışıyor, yorulmak nedir bilmiyordu.

Hz. Zeyd b. Sabit’in bütün ömrü İslam’ın kökleşmesi ve yayılması adına fedakârlıklarla, kahramanlıklarla geçmiştir. Allah ondan ve bütün sahabi efendilerimizden razı olsun.

BİR DUA

Ey tövbeleri kabul eden Rabbimiz!

Ey merhametlilerin en merhametlisi! Ey tövbeleri kabul eden ve dualara karşılık veren Rabbimiz! Sana yöneldik. Peygamberimiz’i şefaatçi yapıyor, ellerimizi O’nun mübarek ellerinin altında tutuyor ve istediklerimizi öylece istiyoruz. Günahımız çoktur ama Senin rahmetin her şeyi aşkındır. Bize rahmetinle muamele et.

ALTIN ÖĞÜTLER

Gıybet edecek birini arıyorsanız!

Allah dostlarından İbrahim Desûkî Hazretleri bir defasında yanındakilere şu nasihatte bulunmuştu:

İsterim ki, dâima sünnetle amel edesiniz. Bu yolda lüzumlu olan edeb esâsına da riâyet edesiniz. Cesur olmalısınız. Gölgesinden bile ürken korkaklardan olmamalısınız. Herhangi bir sıkıntı, ilk anda sizi yere sermemeli.

Gıybet etmek için birini ararsanız; babanızın, ananızın gıybetini ediniz. Çünkü onlar; iyiliklerinizi almaya, diğerlerinden daha lâyıktır.

HADİS BAHÇESİ

Rabbimize teşekkür ediyor muyuz?

Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: “Allah, kulunun bir şey yedikten sonra hamd etmesinden, bir şey içtikten sonra şükr etmesinden hoşnut olur.” (Riyazü’s-Salihin, Erkam Yayınları)

Hadisin verdiği mesajlar

1. Allah razısını kazanmanın pek çok yolu vardır.Yenilen, içilen nimetlere şükr etmek de bu yollardan biridir..

2. Allah, kullarına hadsiz hesapsız karşılık verir. Bu sebeple O’nun rahmetini kazanmaya bakmak gerekir.

3. Paramızla aldığımız halde satıcıya teşekkür ediyoruz. Bize karşılıksız bunca nimet veren Rabbimize teşekkür etmeli değil miyiz?

BİR NÜKTE

Rızkımı sen verdiğin için!

Hazreti Süleyman bir karıncanın bir senede ne yiyeceğini sormuş. “Bir buğday” demişler. O da denemek için karıncayı bir kutuya koymuş ve içine de bir tane buğday atmış. Bir sene sonra açıp baktığında kutuda karınca ve buğdayın yarısı varmış. Karıncaya sormuş: “Sen senede bir buğday yemez miydin?”. “O, rızkımı Allah verirken öyle idi. Ama rızık senin vasıtanla gelince senin ileride ne yapacağını bilemedim ki onun için ihtiyatlı davrandım.”

 

HAZIRLAYAN: Ali DEMİREL-BUGÜN 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.