Şemdinli Gensorusunu Kim Engelledi?

Şemdinli Gensorusunu Kim Engelledi?

Şemdinli ilçesinde, 9 Kasım 2005 tarihinde Umut Kitapevi'ne yönelik bombalı saldırıyla ilgili dikkat çekici bir ayrıntı ortaya çıktı.

Şemdinli olaylarının sıcak günlerinde hükümete yönelik sert söylemiyle dikkat çeken CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, partisinin Hakkari Milletvekili Esat Canan'ın, Adalet Bakanı Cemil Çiçek hakkında vermek istediği gensoruyu engellemiş.

Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) Başkanı emekli Tümgeneral Rıza Küçükoğlu da Şemdinli olaylarının üzerine giden CHP'li bir milletvekilini Genel Başkan Deniz Baykal'a şikayet edeceğini açıklamıştı.

Konuyu ilk defa CİHAN'a açıklayan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) üyesi Esat Canan, gensoruyu veremediği için hala pişmanlık yaşadığını söyledi. Şemdinli olayının tanığı olduğunu ifade eden Canan, o dönem konuyu çok araştırdığını belirtti.

Olayla ilgili kurulan Araştırma Komisyonu üyesi olmayı beklerken, sürpriz bir şekilde alınmadığını anlatan Canan, dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek hakkında gensoru hazırladığını ifade etti. Ancak gensorunun Genel Başkan Baykal'a takıldığını aktaran Canan, buna izin verilmediğini vurguladı. Kendisinin mecburen gensoruyu geri çekmek zorunda kaldığını dile getiren Canan, "Hala bugün o gensoruyu vermediğim için pişmanım. Keşke her şeye rağmen verseydim." dedi.

Şemdinli'nin, Türkiye'nin en önemli davalarından biri olduğuna dikkat çeken Canan, devlet ile halkın arasının açılmasına yol açan çok önemli bir olay olduğunu vurguladı. Cumhuriyet savcısının, ateş açıldığı için keşif dahi yapamadığını hatırlatan Canan, olayın aydınlatılmadığını, yargı aşamasına dahi çıkarılamadığını belirtti.

"DEMOKRATİK REJİMİ HEDEF ALAN İLK ADIM ŞEMDİNLİ'DİR"

Şemdinli'nin, Ergenekon davasının bir başlangıç noktası olduğunu dile getiren Canan, "Demokratik rejimi hedef alan ilk adım Şemdinli'de atılmıştı. Eğer Şemdinli olayı ortaya çıkarılabilseydi bugün Ergenekon bu kadar olmayacaktı. Bu konuda hükümet sınıfta kaldı. Susurluk üzerine gidilseydi, belki Şemdinli de yaşanmayacaktı. Susurluk'tan sonra Şemdinli de Türkiye için çok önemli bir dönüm noktasıydı. Eğer Şemdinli aydınlatılsaydı Türkiye'de ondan sonra birçok olay olmayacaktı." diye konuştu.

Türkiye'de devlet içinde suç işleyen örgütlerin olduğunun hep söylenegeldiğini belirten Canan, bunları söylemenin devleti yıpratmak veya suç grubunun bulunduğu kurumu suçlamak olmadığını ama hep böyle algılandığını söyledi. Sanki bu suç örgütlerini ortaya çıkarmak veya bununla ilgili bir şey söylemenin, sanki kurumun tümüne, devletin bütün kurumlarını suçlamak anlamında algılandığı için üzerine gidilemediğini ifade eden Canan, şöyle devam etti:

"Hep güvenlik güçlerini yıpratmayın uyarısı geliyordu. Oysa burada güvenlik güçlerini yıpratmak değil tam aksine daha da güçlendirmek. Sadece suç işleyen, hukuk dışı oluşumları ortaya çıkarmak bu ülkenin her zaman yararına olacaktır. Umarız bu Ergenekon soruşturması ortaya çıkarılır, demokrasi, barış ortamı sağlanır. Şemdinli'den sonra çok gelişmeler sağlandı. Devletin içindeki karanlık odakların ortaya çıkarılması ve geleceğe daha da umutla bakılması kamuoyunda var."

"CHP MİLLİYETÇİ BİR ÇİZGİYE KAYDI"

Demokratik açılımla birlikte özellikle iki muhalefet partisinin söylemlerinin Türkiye'yi adeta bir kutuplaşmaya götürdüğünü dile getiren Canan, bazı çevrelerin ötekileştirilmeye çalışıldığını belirtti. Açılımın amacından saptırılmaya çalışıldığını vurgulayan Canan, demokratik açılımın bu ülkenin toplumsal barışı için gerekli olan bir çalışma olduğunu söyledi.

Muhalefetin halka sürekli yanlışı anlatmaya çalıştığını ifade eden Canan, sürekli etnik farklılıkların ortaya atıldığını ve zaman zaman Edirne'de yaşananlara benzer olayların çıktığını kaydetti. CHP'nin bir dönem bölgede en çok oy alan partilerden biri olduğuna dikkat çeken Canan, "Ama özellikle 90'lı yıllardan bu yana izlediği politika ve içinde bulunduğu durum nedeniyle bölgede şimdi varlığı söz konusu değildir. Bölgede seçmeni kalmadı. Yerel seçimlerde aday bulma sıkıntısına düşen parti konumuna geldi. Tabi bunu anlamak mümkün değil. Sosyal demokrat geçinen bir partinin özellikle Doğu ve Güneydoğu'da oy alamaması çok ciddi düşünülmesi gereken bir konudur. Ben bugün CHP yöneticilerinin halen 'neden biz bu bölgede oy alamıyoruz?' diye oturup düşünmemelerine hayretle bakarım. O dönemde CHP'nin halktan koptuğunu parti içinde çok söyledim. Ne yazık ki parti, sürekli statükocu, devletçi, milliyetçi bir çizgiye kendisini çekti. Adeta içe kapanıp sadece AK Parti'ye karşı bir muhalefet yapma çizgisine girdi. Bu Türkiye'nin bir talihsizliğidir. Sosyal demokrat bir partinin olmayışı şanssızlıktır." diye konuştu.

Açılımın, bölge halkını umutlandırdığını anlatan Canan, Kürtlerin kendi kimliği ve dilini özgürce konuşup yaşamak istediğini söyledi. Kürtlerin bu ülkeyi bölme gibi bir düşüncelerinin kesinlikle olmadığını vurgulayan Canan, bölge insanını bölücü olarak göstermenin asıl bölücülük olduğunu belirtti.

Etiketler :