Şiddet içerikli bilgisayar oyunları

Şiddet içerikli bilgisayar oyunları

İnternet bağımlılığının psikolojik bir hastalık olarak literatüre girdiğini bilmemiz gerekir. Ne yazık ki bu hastalık herkesi esir almıştır.

Bilgisayarlarda oynanan şiddet içerikli oyunlar çocukları oldukça olumsuz etkilemektedir. Bunun son örneğini Almanya`da 17 yaşındaki bir lise öğrencisinin silahlı saldırısında gördük… Almanya’da 17 kişinin öldüğü okul baskınının sorumlusu genç, “Counter Strike” isimli oyunun tutkunu çıktı. Gencin aylardır bu oyunu oynayıp evinin bodrumunda atış talimi yaptığı belirlendi. Bu oyun Türkiye’de de oldukça yaygın oynanmaktadır. Bu oyunla birlikte “Knight Online”, “World or Warcraft”, “Silkroad”, “Grand Theft Auto” gibi şiddet içerikli oyunlar da en çok oynanan ve aynı etkiye sahip olan oyunlar… Bütün oyunlar şiddet içerikli… Oyunlar, içerdiği şiddet unsurları nedeniyle, ABD’li uzmanlarca “sakıncalı” bulunmuş ve yasaklanması istenmiş… Fakat sonunda oyunun 14 yaşından küçüklere satılmasının yasaklanmasına karar verilmiş. Brezilya da ise oyun aşırı şiddet öğeleri içerdiği için yasaklanmış…

Counter Strike isimli oyun daha önce de okul baskınlarıyla ilişkilendirilmişti. 2007 yılında ABD’de 2007’de 32 kişiyi öldürdükten sonra intihar eden kişinin de sürekli bu oyunu oynayarak pratik yaptığı ortaya çıkmıştı. Aynı şekilde Şubat 2008’de 5 kişiyi öldürüp intihar eden kişinin de bu oyunun tutkunu olduğu açıklanmıştı. Ve daha nice bu oyundan etkilenip katliam yapan gençler…

Oyunlar şunu ortaya çıkarmaktadır ki bu tür oyunlar gençlerin hayal dünyalarını şekillendirmektedir. Kendilerine karşı çıkan, istediklerini elde edemedikleri zaman başvurdukları yöntem oyunda öğrendikleri yöntemlerdir. Görsel efektleri, aksiyon sahneleri ve etkileyici senaryoları düşünüldüğü zaman çoğu kişinin ilgisini çektiği muhakkak…

Kimi çocuklar evlerinde zamanlarının büyük bir bölümünü bilgisayar başında oyun oynayarak geçirirken, kimileri de ailesinin bilgisi dışında internet kafelere giderek, saatlerce oyun oynuyor. Hatta bazı çocuklar ailelerin uyumasını bekleyerek aileleri uyuduktan sonra da sabaha kadar oyunu devam ettiriyorlar. Sabaha karşı uyudukları için de sabah okula göndermekte oldukça zorlanıyor aileleri… Okula gittiklerin de ise okulda uyudukları ve ders dinlemedikleri için haliyle ders başarısı da düşüyor. Ailelerin şikâyetleri ise genellikle; "Çocuklarının derslerden geri kalması, ödevlerini yapmaması, aile bireyleriyle az vakit geçirmesi, okuldan kaçarak veya kendilerinden izin almadan internet kafelere gitmesi" şeklinde oluyor.

Birden fazla kişiyle online olarak oynanabilen oyunlarda, sanal evrende bir karakter oluşturup, çeşitli yetenekler ve güçlerle en üst seviyeye ulaşmak hedefleniyor.

Eğlenceli gibi görünse de özellikle şiddet içerikli birçok bilgisayar oyunu çocukları tehdit etmektedir. Özellikle kimi çocuklar sosyal hayattan koparak çevrelerindeki her şeyden ve herkesten uzaklaşmaktadır. Saatlerce bilgisayar başında sadece ekrana bakarak ya da bir takım hareketleri takip ederek geçiren çocuklarda ciddi hiperaktivite davranışları da ortaya çıkabilmektedir. Çocukların en hareketli, en enerjik oldukları bir dönemde böylesine hareketsiz kalmaları, enerjilerini boşaltamamaları, çevrelerine karşı daha saldırgan ve zarar verici eylemlere yönelmelerine sebep olmaktadır. Onun için son yıllarda çocuk suçlu sayısının artmasında bilgisayar oyunlarının etkisi mutlaka dikkate alınmalıdır.

İnternet bağımlılığının psikolojik bir hastalık olarak literatüre girdiğini bilmemiz gerekir. Ne yazık ki bu hastalık sadece çocukları değil yetişkinleri de esir almıştır. Sırf bu nedenlerden dolayı aile ilişkileri bitme noktasına gelmiş eşler, dağılan yuvalar var. Henüz çok bilincinde değiliz ancak tehlike gün geçtikçe büyüyor. Çocuklarımızı ekranlar karşısında kaybediyoruz. Onlar sokakta oynamalı, arkadaşlarıyla görüşmeli, toplum hayatı içinde yer almalılar. Sadece okula gitmek için dışarı çıkan, geri kalan zaman ekran başından alamadığımız çocuklar büyütüyoruz. Bu kısır döngü bir yerlerden kırılmalıdır.

Peki, aileler ne yapabilir?
* Öncelikle anne-babalar çocukları ile yeterince ilgilenmeli ve zamanlarını verimli bir şekilde geçirmelidir.

* İnternet ve televizyonun zararları düşünüldüğünde kısıtlamalara gidilerek, izlenilmesi gereken filmler ya da oynanması gereken oyunlar kontrollü bir şekilde ve gerekli bilgilendirme yapılarak ayarlanmalıdır.

* Doğal ortam desteklenmeli, sanal ortamın zararlarından ve arkadaş ilişkilerinden sakındırılmalıdır.

* Anne-babalar çocuklarının gün içinde neler hissettiğini, neler yaşadığını, kaygılarını, korkularını, sevinçlerini paylaşmalı, eve geldiğinde komutlar vermek yerine, onları dinlemek, kucaklamak ve sevdiğini söylemek aslında daha baştan pek çok sorunu çözecektir.

* Çocukları bilgisayar başından uzaklaştırmak için ayrıca grup olarak yapabileceği sporlar tespit edilerek gerekli yönlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde çocuklar hem yeni arkadaşlar edinecek hem de ortak bir faaliyet içinde yer alarak, sosyal yönden gelişecektir.


Esan Gül / Psikolojik danışman ve yazar


Etiketler :