Sırtlanlar ve yılanlarla yaşıyor

Sırtlanlar ve yılanlarla yaşıyor

Aileler, çocuklarının kedi, köpek, kuş veya balık gibi evcil hayvanlar beslemesini destekler çoğu zaman. Suriyeli Şüveykani ailesinin hayvan sevgisi ve evcil hayvan anlayışı ise son derece şaşırtıcı

Şüveykani ailesi piton yılanları, sırtlanlar, kurtlar ve kaplanlarla birlikte yaşıyor. Yılanlar ve sırtlanlar sadece geceleri ve yabancı misafirlerin korktuklarını söylemeleri halinde kafeslerine kapatılıyor.

Baba Hasan Şüveykani, sırtlanların çok şakacı olduğunu ve gelen misafirlerle oynamak isterken misafirleri korkuttuğunu söylüyor. "Şakacı" sırtlanlar, misafirleri kapıda karşılıyor ve her an misafirin kolunu veya bacağını ısıracakmış gibi yapıp geri çekiliyor. Hasan Şüveykani, sırtlanların korkan insanları daha fazla korkutmaktan hoşlandığını belirtiyor. Evin misafir odasında veya avluda her an bir piton yılanıyla karşılaşmak mümkün.

Şüveykani ailesi, küçük çiftliklerinde 3 kurt, 7 piton yılanı, 4 sırtlan, 3 kaplan ve yaklaşık 30 çeşit köpek olmak üzere 60'tan fazla hayvan besliyor.

7 YAŞINDAKİ YARA: "OYUNCAKLARI SEVMİYORUM"
Şüveykani ailesinin ilkokul ikinci sınıf öğrencisi 7 yaşındaki kızı Yara'nın en sevdiği hayvanlar ise sırtlanlar. Sırtlanlara "hayvan" denilmesinden pek hoşlanmayan Yara, onlara güzel ve çok güzel anlamlarında iki isim vermiş. Çok sayıda oyuncağı olduğunu anlatan Yara, "Oyuncakları sevmiyorum. Çok çabuk sıkılıyorum" diyor.

Yara'nın aile albümünde sırtlan yavrularıyla çekilmiş çok sayıda fotoğrafı bulunuyor. Sırtlan yavrularını kimi zaman kundak yapan Yara, kimi zaman da yavruları biberonla besliyor.

Yara, tatil günlerini ve okuldan arta kalan zamanlarını sırtlanlarla birlikte geçiriyor ve onları besliyor. "Onlarla oynamazsam küserler" diyen Yara, piton yılanlarından saçına taç yapacak kadar da yılanları seviyor.

Yara'nın 14 yaşındaki ağabeyi Nur ise, "Hayvanlar bizim arkadaşlarımız. En çok köpekleri seviyorum" diyor.

"ÇOCUKKEN, ÖLDÜRMESİNLER DİYE YILANLARI SAKLARDIM"
25 yıldır hayvan eğitimciliği yapan Hasan Şüveykani, hayvan sevgisinin çocukken başladığını anlatarak, "Çocukken, köylüler öldürmesin diye bulduğum yılanları saklardım" diye konuşuyor.

İnsanların içgüdüsel olarak hayvanlara ve doğaya yakın olduğuna inandığını söyleyen Şüveykani, "İnsanlara, hayvanlardan korkulması gerektiği öğretiliyor ve bu korku, zamanla insan ve hayvan arasındaki mesafeyi artırıyor" görüşünü savunuyor.

Sırtlanları diğer hayvanlara nispetle daha fazla sevdiğini anlatan Şüveykani, "Sırtlanlar mazlum hayvanlar, çünkü insanlar onlardan nefret ediyor. Halbuki, sırtlanlar doğadaki artıkları yiyerek, doğanın temizlenmesini sağlıyor" diyor.

ZİHİNSEL ÖZRE SIRTLAN BEYNİ
Şüveykani ailesinin en önemli sorunu ise batıl inançlar. Baba Şüveykani, batıl inançlar nedeniyle kendilerine çok sayıda insanın geldiğini ve garip isteklerde bulunduğunu ifade ediyor.

Zihinsel özürlüler için sırtlan beyni isteyenden, kocasının kendisini daha çok sevmesi için sırtlan idrarı talep edene kadar birçok istekle karşılaştıklarını anlatan Şüveykani, "Bir kadın ısrarla sırtlan idrarı istedi. Kocasının kendisini daha çok sevmesini istiyormuş. Bitki çayı ile karışık su verdim. Bir süre sonra geldi ve bana teşekkür etti. Kocasının onu artık çok sevdiğini söyledi. Verdiğim şey idrar değil, suydu dediğimde ise çok şaşırdı" diyor.

Son yıllarda kurtların ve köpeklerin bir kısmını dizi filmler için kiraya veren aile, hayvanların bakım masraflarını kendi bütçesinden karşılıyor


Etiketler :