Sürgüne gönderilen 5 milyon Müslüman konuşulmuyor

Sürgüne gönderilen 5 milyon Müslüman konuşulmuyor

Eski Alman hakim, tarihçi yazar Jürgen Todenhöfer, Almanya'nın Ermeni yalanı konusundaki ikiyüzlüğünü tek tek anlattı.

Todenhöfer, Facebook'ta paylaştığı mesajında Avrupa'daki tarih kitaplarında yazmayan ayrıntıları anlattı.

Almanya Federal Meclisi'nin kabul ettiği Ermeni yalanı tasarısına 11 Türk de destek vermişti. Todenhöfer, Türk vekillerin unuttuğu geçmişe ışık tuttu.

İşte Alman tarihçinin yazdığı o satırlar:

2 MİLYON TÜRK DE ÖLDÜRÜLDÜ

Her taraftan saldırıya uğrayan Osmanlı İmparatorluğu'nda zorunlu göçe tabi tutulan Ermenlerden, 600 bin ila 1,5 milyonunun göç sırasında öldüğü tahmin ediliyor. Şüphesiz, ağır bir suç.

Ancak 1. Dünya Savaşı sırasında saldırganlar tarafından öldürülen, 2 milyonu aşkın Türk de var. Ve bu da şüphesiz, aynı şekilde ağır bir suç.

ALMAN İKİYÜZLÜLÜĞÜNÜN ÖRNEĞİ

Ama nedense Türklerle ilgili kısım maalesef Alman Federal Meclisi'nde hiç kimse tarafından dillendirilmedi. Bu da ancak onların ikiyüzlülüğünün ve tarihsel yüzeysizliklerinin çarpıcı bir örneğidir. Bu tavırları asla ve asla tarihsel gerçekliğe dayanmıyor.

Sürgüne gönderilen 5 milyon Müslüman konuşulmuyor

ERDOĞAN ÜZERİNDEN AHLAK HAKİMLİĞİNE SOYUNMAK KABUL EDİLEMEZ

Son zamanlarda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştirmek için, mutlaka bir çok sebep bulunabilir. 100 yıl gecikme ile Erdoğan üzerinden, hukuksal ve yetersiz, belgesiz Türkiye ile alakalı ahlak hakimliğine soyunmak kabul edilemez.

Gecikmiş cesaret, korkunun oportünist kardeşidir...

ZORUNLU GÖÇ SAVAŞLARIN ZORUNLULUĞUDUR

Savaş durumlarında "artık" düşman olarak görülen toplulukların, uzaklaştırılmaları ya da o ülkenin başka yerlerine zorunlu göçe tabi tutulmaları, maalesef her zaman bir "savaş durumu" zorunluluğu olmuştur...

1. ve 2. Dünya Savaşları'nda bu durum milyonlarca kez tekrarlanmıştır. Hepsi birbirinden iğrenç bir şekilde...

5 MİLYON MÜSLÜMAN'IN SÜRÜLMESİ AVRUPA'DAKİ KİTAPLARDA YAZMAZ

1770-1923 arası, 5 milyon insanın zorunlu göç ettirilmesi vardır ki, bunlar Avrupa tarafından hiç dile getirilmez. 5 milyon Müslüman'ın Bulgaristan'dan, Romanya'dan, Yunanistan'dan Kafkaslar'dan, Montanegro'dan ve Rusya'dan zorunlu göçe tabi tutulmaları Avrupa tarih kitaplarında yazmaz.

YARISINA YAKINI HAYATINI KAYBETTİ

Bu zorunlu göçe tabi tutulan genellikle Müslüman-Türkler, bugünkü Türkiye topraklarına geldiler. Zaten yarısına yakını da yollarda hayatını çoktan kaybetmişti.

Hangi ırk, din olursa olsun, bu zorunlu göçler şüphesiz insanlık suçudur... Bu suç, Doğu sınırlarını müdafaya çalışan ve Ermenilerin zorunlu göçe tabi tutan Osmanlı için de geçerlidir. (Batı Türkiye Ermenilerine dokunulmamıştır)

1915 zorunlu göçünde, binlerce Ermeni çeşitli sebeplerden hayatını kaybetmiştir. Türkiye, 600 binin üzerinde insanın öldüğünü zaten söylüyor. Ve bunun güzelleştirilecek hiçbir yeri yoktur. Türkiye Hükümeti de zaten aksini iddia etmiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konuyla ilgili 23.04.2014'te çok dokunaklı ve insani bir konuşması vardır. O konuşmasında şunu demiştir;

"Ermenilerin savaş sırasında yaşadıkları zulmü ve acıları unutmamaları ve hatırmaları kesinlikle anlaşılır ve insani bir durumdur. Ama ne olursa olsun, 1. Dünya Savaşı'nda yaşanan insanlık dışı olaylar bizim gelecek için birbirimize el uzatmamızı ve acıları paylaşmamızı engellememelidir."

OSMANLI DEVLETİ SORUMLULARI YARGILADI

Zamanında Osmanlı Devleti de, sadece konuşmadı ve bu olayların üzerine gitti.

Olaylara sebep olduğundan şüphelenilen 1673 subay, bürokrat ve halktan insanları hakim karşısına çıkardı. Ve bunların 67 tanesini idama mahkum etti.

SAVAŞLARDA HER AĞIR SUÇ SOYKIRIM DEĞİLDİR

1915'te Ermenilere uygulanan "zorunlu göç, evet tartışmasız ağır bir suçtur.

Tartışalacak şey; Bu, Almanların yaptığı gibi bilinçli, planlı bir soykırım mıdır? Bu insanlar ölsünler diye mi göçe zorlanmışlardır? Ünlü Götingenli hukuk profesörü Kai Anbos, bir soykırım için ikna edici ve koşulsuz ispatlayıcı belgenin olmadığını söylüyor. Şüphesiz aksini iddia edenler de vardır.

Türkiye'de zaten Osmanlı'yı bir soykırım ile yaftalayacak, "Genozit" kelimesini kabul etmiyor. Ve ne ilginçtirki, bu suçlama savaş sırasında en yakın müttefiki Almanya'dan geliyor.

BIRAKIN BAĞIMSIZ BİR KOMİSYON KARAR VERSİN

Açıkçası ben bir hukukçu ve eski hakim olarak, bu konu hakkında karar vermeye cesaret edemem. Sonuç olarak bu konu hakkında kararı verecek olan, hukukçu ve tarihçilerden oluşacak tarafsız ve bağımsız bir komisyondur.

Bu komisyon, konuyla ilgili bütün devletler arşivlerini açtıktan sonra ancak karar verilebilir. Zaten Türkiye'de böyle bir komisyona bütün arşivlerini sonuna kadar açacağını defalarca dile getirmiştir.

Ama Batı, bu hukuksal ve tarihsel sorunu bağımsız bir komisyona bırakmaktan neden çekiniyor? Acaba bağımsız komisyonun vereceği hukuki ve tarihsel gerçek kararlardan mı korkuyor?

İNGİLİZ VE FRANSIZLAR ORTAYA ÇIKMASINDAN MI KORKUYOR

Acaba arşivlerde 1. Dünya Savaşı ile ilgili özellikle İngiliz ve Fransızların savaş başlamadan çok yıllar önce, Osmanlı'ya saldırma ve parçalama planlarının savaş suçu ve hukuksuzluk olarak ortaya çıkmasından mı korkuyor Batı!

Sonuç itibariyle Osmanlı'ya saldırıp, aralarında paylaşmaya karar verenler, bütün bu acı olaylara sebep oldular. Ve Osmanlı topraklarında cehennemin kapısını araladılar.

TÜRKLERE YAPILANLAR UNUTULMAMALI

Tabii bu suçlamalar, savaşta galip gelenlere doğrultulamaz. Yenilenler her zaman suçludur! Her şeye rağmen, Ermeniler'e yapılanlar unutulmamalı. Ama Müslümanlara ve Türklere yapılanlar da unutulmamalı.

Osmanlı-Türkiye'yi tek taraflı zincire vurmak, bugünlerde revaçta ve işin en kolayı. Ancak bütün bunlar tarihsel gerçekleri yansıtmıyor. Avrupa bu konuda iğrenç, oportünist bir tutum sergiliyor.

Alman Federal Meclis Vekilleri, iki yüzlülükte Türkiye'yi taşa tutmak istemiyoruz deseler de; iki yüzlülük sanatına ne kadar hakim olduklarını pervasızca gösteriyorlar.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.