Suriye, Yaşlı Alman Kadın ve Ben

Suriye, Yaşlı Alman Kadın ve Ben

Yanımdaki koltukta bakıp bakıp gülümsüyordu bana.Aklımı karıştırdı. Anlam veremedim.

 

Yanımdaki koltukta bakıp bakıp gülümsüyordu bana.

Aklımı karıştırdı. Anlam veremedim.

Bir sevenim, bir hayranımmış gibi; binlerce sorusu var da cevap arayan biri gibi bakıyordu.

En nihayet dayanamadı direk bakmaya başladı.

Anlamaya çalışıyorum, garibime de gidiyor, kendi kendime sorular soruyorum. İçimden “Şimdi bi’şi isteyecek!?” diyorum. Arada bir göz ucuyla şöyle bir bakıp çekiyorum.

Hostesler, yolculara yemek servisi yapıyor. Birkaç saniye sonra kadın bana döndü “Aç değilim, size versem” dedi.

“Nezaketiniz için teşekkür ederim” dedim ve ikramını geri çevirdim.

Sonra kendime takılmaya başladım; “Ya görünüşüm ona çok aç olduğum ya da aç bırakıldığım izlenimi verdi. Belki cazibeme dayanamadı. Ah! Nereye düştün be Adam!”.

Yine de bunların hiç biri endişelerimi gideremedi.

Lastik gibi eti kesmekle meşgulken unutmuş… Yemeğim bitmişti ki birden “Şu keki alın bari. Çok nefis” dedi.

Yine reddettim.

Bi’ara bana duyduğu bu sevginin nedenini sormak için kafasına tabanca dayayayım dedim.

Yukardan aşağı bir süzdüm.

Sonra pat diye şaka yollu sordum “Daha önce karşılaştık mı? Yoksa beni bir dostunuza mı benzettiniz? O yüzden mi böyle davranıyorsunuz?”

Cevabı sarsıcıydı.

Keşke sormayaydım.

“Pasaportunuzu gördüm. Suriyeli olduğunuzu anladım. Ben Suriye’yi ve Suriyelileri severim. İki defa gittim” dedi.

O an düşürdüğüm pasaportumu yerden alıp bana verenin o olduğunu hatırladım.

Biran, şimşekler çaktı, gök gürledi, pilotun önceden söylemediği hava boşluğuna düştük sandım.

Doğrusu beni sarstı…

İşte böyle.

Yani o bakışların sebebi ne beni sevmesiydi ne de bana duyduğu hayranlıktı.

Onun gözünde Suriyeli bir varlıktım. Telef olmamdan endişe ediyordu.

Beni doyurup korumak istiyordu.

Tam hayallere dalacaktım ki yaşlı kadın konuşmaya başladı;

“Suriye’nin her tarafına gittim. Aslında bir çok ülkeye gittim. Hiç biri Suriye halkı kadar cömert, Suriye halkı kadar müşfik insanlar değildi. Lahim acin – lahmacun demek istiyor- yedim. Hilebi kötesi –Halep köftesi demek isityor- yedim.” devam etti “Sizleri çok seviyorum. Suriye’ye çok üzülüyorum doğrusu.”

Duygularımı kaplayan bir gurur hissettim.

İçimden Suriye’de bu yaşlı kadını karşılayanlara, onda bu köklü sevginin oluşmasını sağlayanlara teşekkür ettim.

Ha! Bu arada tüm Suriyelilere de teşekkür ederim… Evet tüm Suriyelilere….

Ey Benim sevgi dolu halkım…. Alameti farikası varlık alemini, ruhlar alemini dahi şaşkına çeviren kültürün, tarihin sahibi güzel halkım!...

Uzun uzun konuştuk. Yedi saat süren yolculuğu hiç anlamadık.

Dolu biriydi…

Okumaya heveslisiydi, belli.

Suriye hakkında çok şey biliyordu.

Ben de Almanya’dan ve Almanya’nın tarihinden bahsedince çok mutlu oldu.

Suriye’ye dair yanlış bazı bilgilerini düzelttim.

Sonra aniden fırladı.

Cin çarpmış gibiydi.

Ailen nerede?” diye sordu.

“Biz, dünyanın dört bir yanına dağılmış bir aileyiz. Yine de bazı akrabalarım, dostlarım halen Suriye’deler, dedim.

Uçağımız indi.

Bana, bir şeye ihtiyacım olup olmadığını sordu.

İçimi garip bir his kapladı; bu yaşlı kadın sanki yıllar önce kaybettiğim şefkatli annemdi.

Telefon numarasını verdi. Benden kendisini ziyaret etmemi istedi.

“Suriyelilere karşı hürmetkarızdır. Burada olursan yardım ederim. Benim oğlum olursun” dedi.

Bir daha teşekkür ettim.

Dahası binlerce teşekkür ettim.

Israrla Cebeli Kasyon’a gelmesini istedim.

Suriye eski Suriye olmayacaksa da insanlarının asla değişmeyeceğini, yaşamaya tutkun olduklarını, evlerinin misafirlere hep açık olduğunu, söyledim.

Sonra ayağa kalktım, sarışın yaşlı kadının o buruşuk anlına içten bir öpücük kondurdum.

Ben uysal bir çocuk gibi onu anlından öperken o da elimden tutuyordu.

Gözleri yaşla doldu.

İçin için ağlıyordu.

Gözyaşlarından yükselen sıcaklığı yanaklarımda hissettim.

O arkamdan ağlarken ben hızla uçaktan ayrıldım.

Hala ağlıyordu…

Belki hala ağlıyor.

Sahar İdris

Shamlife 18/12/2012 

Tercüme: Veysel Bulut

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.