Tarhan Hoca Balyoz'u değerlendirdi

Tarhan Hoca Balyoz'u değerlendirdi

Prof. Nevzat TARHAN iddia edilen Balyoz Darbe Planının altında imzası olan Çetin Doğan'ın yaptığı açıklamayı değerlendirdi

Oynanan harp oyunu mu yoksa darbe oyunu mu? Balyoz Operasyonu gündeme balyoz gibi düşerken kendisini bir televizyon ekranında savunan E.Orgeneral Çetin Doğan'ın sözlerinde en az 7 çelişik nokta vardı:

Balyoz Operasyonu gündeme balyoz gibi düştü. Genelkurmay Başkanlığının güven artırıcı yaklaşımı çok kıymetlidir, konuyu objektif olarak ele almak gerekir.

Haber Türk'e konuşan E.Orgeneral Çetin Doğan'ın çelişkileri çok belirgindi. Emekli Generallerin mahalle baskısı Genelkurmayı etkilememelidir. Çetin Doğan'ın cerbezeli zekasına dikkat etmek gerekir.

Birinci çelişki resmi adı ile “Balyoz Güvenlik Harekat Planı” masa başında ‘Kes Yapıştır' planıdır görüşü. Kesin bilgiyi adli incelemelerle öğreneceğiz. Şu andaki verilere göre plan kendi içinde mantıklı ve gerçeğe uyma yönünde akla uygun özellikler taşıyor.

Fakat bu planın emir komuta zinciri içinde tartışılması ve gerçekleştirilmesi çıldırmak demektir. Bunu akıl, vicdan, insaf kabul edemez. Fakat emir komuta zinciri dışında Gladiyo'nun halen ulaşılamamış ordu içindeki uzantısının bu planı gerçekleştirmesi çok akla yakın duruyor.

Batı Çalışma Grubu yasal bir gurup değildi ve Çetin Doğan onun başkanlığını yaptığını açıkça ifade etti. Bu plan eğer sıkıyönetim olursa Başkanı olarak Çetin Doğan'ın ve Birinci Ordu'nun ne yapacağına dair bir BÇG planı olma ihtimali yüksektir.

Çünkü plan askeri terminolojiye uygun, psikolojik harekat eğitimi almış kimselerin yazabileceği nitelikleri taşıyor. Düşman tanımlaması ve iç tehdit değerlendirmeleri EMASYA planlarına uygun.

Benzer tarihlerde ordu göreve yürüyüşlerinde Hava Kuvvetleri'nin uçakları Ankara'da uçarken ve İstanbul Üniversitesi rektörü Yunanistan'a tehditler savururken bir plan dahilinde harekat ediyorlarmış diyebiliyoruz.

Hatta 2003 Kasım ayında ‘Ordu Göreve' yürüyüşü yapılmadan önce bir gazete benden görüş almış “Pankartlara dikkat edelim” demiştim. Aynı gün Kanal 7 televizyonunda Ana Haber'de Ankara'da Hava Kuvvetleri'ne bağlı uçakların tören alanında uçuşuna “Bu bir projedir” demiştim. Şimdi projeleri ortaya çıktı. Evet asker plansız iç yapmaz, darbe bile olsa.

İkinci çelişki “Bu sadece Harp Oyunudur suç teşkil etmez” diyebilir miyiz?

Böyle bir plan Yunan Genelkurmayından Türkiye'ye karşı yapılmış olsa ne düşünürdük? Komşu apartman sakinleri bizim apartmana havaya uçuracak planlar yapsa ve tespit etsek ne hissederdik sorularına cevap bu sorunun cevabıdır.

Plan tatbikatı yani yeni isimle ‘Plan Semineri' aylarca süren tartışmaların sonucu olgunlaşır. Daha sonra harp oyunu halinde senaryosu yazılarak oynanır.

Üçüncü çelişki dinciler Yunanlılarla işbirliği yapıp kalkışma yapacaklar iddiası, “Geri bölge güvenlik planına darbe planı denilemez” çelişkisidir. Böyle bir iddia ile orduyu kendi vatandaşının üzerine sevk etmek faciadır. Bu iddiaya inanan subay varsa herhalde uzayda yaşıyordur. 1974 Kıbrıs savaşına gönüllü giden asteğmenlerin yüzde sekseni İmam Hatipli idi.

Tevil yoluyla ikrar edilen senaryo'ya göre Yunanlılarla bir savaş olursa İstanbul'da aynı anda irticai kalkışma olacak ve bu kalkışmaya karşı cami bombalamaları yapılacakmış. Yani Yunan askeri ile dindar bir insanı aynı kefeye koyan vicdansız zihniyet.

Bu zihniyet maalesef TSK'da kadrolaşmış durumda bu senaryoya şaşmamak gerekir. 15 yıldır dindar görünümlü hiç bir aileden harp okullarına subay alınmamaktadır.

Dördüncü çelişki 28 Şubat darbe sayılmaz iddiası.
Bir defa TSK'da 28 Şubat sürecinde demokrat subay astsubayların çoğu tasfiye edildi. Meydan darbe heveslilerine kaldı. Bundan sonra en ufak kaos da darbe çok kolay olur. 1997'de darbe-i hükümet dört ay sonra olmuştur. Demek ki ışık yandırıp söndürmelerde psikolojik savaşın bir parçası imiş.

Beşinci çelişki Çetin Doğan Taraf ve paraleli gazetelere ‘Mütareke basını' demiştir. Yani İstanbul işgal edilmiş,Türkiye Sevri tartışıyor, 1919'dan daha kötü durumdayız ve hükümet Yunanlılarlan işbirliği içinde inancının ikrarı dikkatimizi çekti.

Altıncı çelişki ‘Bugün sivil siyaset Abdülhamid döneminden daha acımasızdır' sözüdür. Abdülhamid'e acımasız diyen ittihatçılarla aynı insafsız algılama. Sivil siyaseti Yunan askeri gören çarpık zihne dur demek gerekmiyor mu?

Yedinci çelişki mücessem bir kibir ifadesi ile Yüksek Askeri Şura'da Halkın seçtiği lidere ‘Dini öne çıkarmayın, tabanınızı merkeze çekin nasihati ve yoksa kapatılırsınız tehdidi'. Hem demokratım de hem de rızaya dayalı sisteme uygun davranma. Seçilmişi tahkir edici bir tavır…

O gün keşke Başbakan “Siyaset benim işim, askerlik senin işin sınırını bil, benim işimi bana öğretme” diyebilseydi. Balyoz planı filan yapılabilir miydi hiç?

Ey vatandaşım ordun ne halde gör ve,
Ey siyasetçi uyumaya devam et, bir genelge ile değişecek EMASYA planını değiştirme, Milli Güvenlik Siyaset Belgesinde cuntacılığı tehdit olarak yazmak gerekirken zaaf göster.

Asimetrik Psikolojik Savaşta üstünlük Anayasa Mahkemesi'nin düdüğüne bakmaktadır, bekleyip göreceğiz. Çetin paşa'yı da kutlarım eğer parti kurarsa kesin başarılı olur.

Prof.Dr Nevzat Tarhan - Haber 7

Etiketler :