ESKİ BİR ONBAŞI

ESKİ BİR ONBAŞI

Burada güzel bir kitap okuma alışkanlığı var. Tarihi şahsiyetler hakkında, onlar hayatta iken yazılanları okuma alışkanlığı.

Semir Atallah

El Şark El Awsat/07/01/2013

 

Burada güzel bir kitap okuma alışkanlığı var.

Tarihi şahsiyetler hakkında, onlar hayatta iken yazılanları okuma alışkanlığı.

Janet Flanner, geçen yüzyılın önemli bir kadın muhabiri.

Onun 1936 yılında Berlin’den yazdıklarını hayretler içinde okuyorum.

Hitler gücünün doruğunda bir liderdir.

15 yılda ordudaki onbaşılık rütbesinden Führerliğe yükselmeyi başarmış.

Avustralyalı bu adam, arkasında sadece geri kalmış bir ülkeyi değil diğer insanların fevkinde safkan ırk politikasıyla dünyayı kontrolüne almasını istediği seçkin kuzey halkı Almanları da koşturmuş peşinden...

Güçlü hitabetiyle dünyanın en büyük sanayi toplumunu büyülemiş.

Almanya’yı iflastan kurtarmış kurtarmasına ama sonrası yıkım olmuş.

O, Avustralyalı bitmiş bir ressam… Gündüz boya badana yapan, gece resim çizen bir ressam.

Münih’te bir avare.

Kitap okuyan. Musiki dinleyen avare.

Açlığını hiç yatıştıramamış.

Kültürsüz, fikirsiz bir adam.

Alman ırkına kulluk, komünizmden nefret, tembelliği tahkir prensibine dayalı aykırı, ilkel bir sistem inşa etmiş.

Hobileri yok.

Lüksü yok.

Çalışırken tecridi severmiş.

Tek yakın dostu Rudolf Hess...

Hess’in de nerede doğduğunu söylememe gerek yok.

O da geçen yüzyılın tüm tanınmış simaları gibi İskenderiyeli.

Dalga geçmez, ciddi, şaka yapmaz.

General Hermannn Göring’e gelince o, Hess’in tam tersi.

Her defasında Hitler hakkında fıkralar anlatan şoförüne bahşiş veren bir general.

Hitler bu tür fıkralardan hoşlanmazmış.

Naziler döneminde izin verilen tek karikatür kitabı, yoksulluk dönemlerinde çizilmiş “Alaycı Resimler Mecmuası” imiş.

Bi’defasında bir nazi subayı kendisini “Führerim” diye çağırınca Hitler bu ismi tutmuş.

Yasa çıkartmış.

Bundan böyle kendisine “Führer” densin diye…

Führer sadece yüce lider değil, o mutlak, tartışmasız itaat edilen lidermiş.

Danışmanlarından biri, Nazi partisinin, diğer partileri bünyesine almasını salık verince Hitler “Neden?” demiş “Sen hiç, bir sabun fabrikasının kendi kazancından başkalarına bahsettiğini duydun mu?” diyerek danışmanına çıkışmış.

Sovyetlerin Berlin’e girdiği gün intihar eden Eva Braun’la ilişkisinden önce kadınlarla münasabeti bilinmiyor.

Kız arkadaşları, yoksulluk günlerinde tanıştığı arkadaşları.

İktidara yürüyüşü sırasında yaptığı konuşmadan 15 yıl sonra ses tellerindeki bir rahatsızlığı nedeniyle ameliyat geçirmiş.

Ameliyat sırasında kan görmeye dayanamamış, bayılmış.

Lakin bu onu kan dökmekten vazgeçirmemiş.

Hırçınlığını tiyatro ve musikiyle dindirir, gençliğinde gitmeye alıştığı ikinci sınıf lokantalarda yemek yermiş.

Zor seyahatlerden büyük haz duyarmış.

En çok sevdiği şey uçakla seyahat etmekmiş.

Berlin’den çok Münih’e aşıkmış.

E tabi, Münih’in Alman kültürünü yansıttığı söylenir. En azından çoğu kimse böyle düşünür.

Bavyera’yı Berlin’den daha fazla severmiş.

Neden mi?

Çünkü Berlin savaşa tutkun savaşa aşık bir şehirmiş.

 

Tercüme: Veysel Bulut

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.