Türkiye'nin AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Selim Kuneralp, Brüksel'den Avrupa'ya "ağır" mesajlar gönderdi. AB Komisyonu da Kuneralp'e cevap vermekte gecikmedi. Kuneralp, AB'nin, üyelik perspektifini muğlak hale getirerek "Türkiye üzerindeki etki gücünü kaybettiğini" söyledi. Genelde çok az mülakat veren Kuneralp'in açıklamaları, Türkiye'nin dünya siyasetinde profilinin yükseldiği bir döneme denk geliyor. EUobserver isimli haber sitesine mülakat veren Kuneralp, seçim zaferinin ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın en önemli önceliğinin "modern ve liberal" bir anayasa olacağını belirterek, katılım müzakerelerindeki tıkanıklık sebebiyle AB'nin bu süreçte mühim bir rol oynayamayacağını kaydetti.

Kuneralp, "AB Komisyonu'nun tavsiyeleri evrensel kaideleri yansıttığı ölçüde dikkate alınacaktır. İdam cezasının kaldırılması örneğinde olduğu gibi. AB'ye girmek istesen de istemesen de idam cezasını kaldırmak iyi bir şey. Fakat katılım için açık bir perspektif bulunmazken Türkiye'nin mevzuatını dar anlamda AB standartları ile uyumlu hale getirmesi için bir sebep yok. Basitçe ifade edersek AB Türkiye üzerindeki nüfuzunu kaybetti." dedi. Büyükelçi Kuneralp, Türkiye'de başkanlık sistemi tartışmalarının hatırlatılması üzerine AB'nin bu konuda söyleyebileceği fazla bir şeyi olmadığını vurgulayarak "Başkanlık tarzı bir sisteme geçeceksek benzer bir anayasaya sahip Avrupalı en az bir ülke var. AB içinde Fransa'ya Avrupa standartlarını karşılamadığını söyleyenler olduğundan haberdar değilim." şeklinde konuştu.

Rekabet faslının açılamaması ve katılım müzakerelerinin durma noktasına gelmesinin "ağızlarda acı bir tat bıraktığını" kaydeden Kuneralp, Türkiye'nin artık AB'nin süreci yeniden canlandırma inancına güven duymadığını aktardı. Kuneralp "Ankara'daki insanlar bıkmış durumda. AB Komisyonu'nu (rekabet faslının açılmasına) razı etmek için her türlü girişimde bulundular. Fakat onlara ne kadar çok malzeme sunduysak hep daha fazlasını istediler" ifadesini kullandı. Zaman'a bir açıklama yapan Komisyon yetkilileri, rekabet faslının açılmasına yönelik yapılması gerekenlerin "başından" beri bilindiğine işaret ederek, Türkiye'nin ilerleme kaydettiğini ve birkaç konuda daha adım atılması durumunda faslın açılacağını kaydetti. Müzakerelerin hızlanması için Türkiye'nin yapması gerekenlere dikkat çeken Komisyon, Ankara'ya yardım etmeye hazır olduğunu vurguladı.

'WASHINGTON'DAN SÖZ SÖYLEMEK KOLAY'

Türkiye'nin İran'la yakınlaşmasının tenkit edildiğinin hatırlatılması üzerine ise Kuneralp, Washington'dan İran'ın tehdit olduğunu söylemenin kolay olduğuna dikkat çekti. Büyükelçi "Ancak İran bizim komşumuz. İran'la konuşmak ve ticaret yapmak mecburiyetindeyiz." dedi.

Mülakatın en ilginç kısımlarından birisi ise Kuneralp'in Türkiye'nin Suriye'den kaçanlara gösterdiği tavır ile İtalya'ya sığınanlara Avrupa'da gösterilen tepkiyi mukayese etmesiydi. Türklerin Kızılay'ın yanında kendi imkânları ile Suriye'den gelenlere yiyecek ve giyecek yardımı yaptıklarına işaret eden Kuneralp, "Türklerin Lampedusa'daki İtalyanlardan daha ilgili olmaları şaşırtıcı değil. Suriyeliler bizim yakın komşularımız. Arada akrabalık bağları bile var." dedi. Libya ve Tunus'tan kaçan yaklaşık 30 bin göçmenin İtalya'nın Lampedusa adasına sığınması Avrupa'yı karıştırmış, İtalya ile Fransa arasında diplomatik krize yol açmış ve AB'nin temel kurumlarını sarsmıştı.

ZAMAN