Türkiye için savaş alarmı!..

Türkiye için savaş alarmı!..

Tarih profesörü, stratejik araştırma uzmanı Dr. Muhammed Nureddin, ısrarlı sorular karşısında, bir türlü “savaş çıkmaz” diyemiyor!.. Türkiye açısından kritik... Ardan Zentürk Beyrut'tan yazdı:

Ardan Zentürk'ün yazısı

Lübnan’ın önde gelen yayın organı Es-Safir’in köşe yazarı, tarih profesörü, stratejik araştırma uzmanı Dr.Muhammed Nureddin, ısrarlı sorularım karşısında, bir türlü “savaş çıkmaz” diyemiyor!..

Eğer...2005 yılında bombalı bir suikast sonucunda hayatını kaybeden eski başbakan Refik Hariri suikasti ile ilgili olarak çalışmalarını tamamlamakta olan uluslararası komisyon, Hizbullah’ı suçlarsa, belli ki bu kırılgan ülkede ipler kopacak.

Nitekim, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, eğer uluslararası komisyona Lübnan bütçesinden akan ödenek durdurulmazsa, hem hükümetten çekileceklerini hem de “yeni direniş dönemini” başlatacaklarını duyurdu. Lübnan Cumhurbaşkanı Michel Süleyman’ın girişimiyle önümüzdeki çarşamba toplanacak Lübnan hükümeti bu “muhtırayı” tartışacak... Bir anlaşma çıkmazsa, Lübnan yeniden bir iç savaşın eşiğine gelecek...

...Ve inanın, çok yazık olacak...

Beyrut ölmez!..

1975 yılında iç savaş patladığında, Beyrut, Ortadoğu’nun Paris’i olarak adlandırılıyordu. Lübnan ise İsviçre’si...1991 yılına kadar sadece savaşan milislerin girebildiği, bütün binalarının yıkıldığı “merkez Beyrut” bugün, yeniden eski günlerine dönmenin güzelim renklerine sahip... Yapılan harika binalar, dünyanın bütün markalarını taşıyan alış-veriş merkezleri, hareketli gece yaşamı, olağanüstü bir ekonomik yükselişin tüm işaretleri...

Ülkenin önde gelen ekonomi uzmanlarından Dr. Marwan İskandar’in verdiği bir örnek bile yeterli çarpıcı gelişmeyi anlamak için: “1992’de Lübnan bankalarındaki toplam mevduat 6 milyar dolardı, bugün ise 120 milyar dolar.” Dr.İskandar’a göre, eğer yeni bir iç hesaplaşma dönemine girilmezse, zaten, Arap dünyasının en güçlü medya merkezine dönüşmüş Beyrut, dünyanın önde gelen finans merkezlerinden de biri olacak. Zaten, Beyrut’ta şöyle bir dolaşmak bile bu geleceği görmeniz açısından yeterli...

“Beyrut ölmez” sloganı, bu ülkenin tüm etnik ve dini unsurlarının ortak sloganı ama, Dr.Nureddin, Ortadoğu’nun bazı güçlerinin ülkeyi yeniden güçlü görmek istemediklerini vurguluyor. Ona göre, İsrail-İran hattında şekillenen gerginlik, Lübnan açısından ölümcül tuzaklar ile dolu. Suudi Arabistan ve Türkiye’nin gayretlerinin ise şu an için belirli sınırları var.

Türkiye açısından kritik...

Türkiye, bu ülkede sevilen bir dış güç... Başbakan Erdoğan’ın lider görüntüsü çok yüksek...

Çünkü, Türkiye’nin bölgedeki hiçbir siyasi-milis örgütlünmesiyle doğrudan ilişkisi yok. Ama, herkes, Türkiye’nin stratejisinin ana noktasını biliyor: İsrail Lübnan’ı sürekli hırpalayamaz, ülke bir İran uydusu olamaz!..


Yani... İsrail bir neden bulup bir gün Lübnan’a saldırdığında, karşısında Türkiye’yi bulacak...İran, Hizbullah’ı kullanarak ülkenin tam kontrolünü sağlamaya kalktığında Türkiye ile karşılaşacak...

Benim Beyrut’ta gördüğüm ise çok açıktır: Her iki tehlike de adım adım yaklaşmaktadır.

Bu hafta, Lübnan, bir kez daha Ortadoğu’nun ateş topuna dönüşürse, bu, bizler açısından da “bölgesel savaş alarmı” anlamına gelmektedir.

Wikileaks depremi...


Bütün o büyük patırtının ötesinde, Lübnan, Wikileaks belgelerinin savaşa sürüklediği tek ülke konumunda aslında. Bu bile, Türkiye’nin karşılaştığı bölgesel tehditin boyutunu göstermesi açısından önemli.  Hıristiyan kanattan Savunma Bakanı Elias Murr’un, 2006 yılında İsrail’e, “vurulması gereken Hizbullah askeri noktaları” konusunda yardım etmiş olduğunun ortaya çıkması, zaten, ülke açısından ciddi bir deprem niteliğinde...

Düşünün, Hizbullah temsilcileri  ile Elias Murr, aynı kabinenin üyeleri!.. Ve Hizbullah, Murr’un, Amerika üzerinden İsrail’e yolladığı, “Hıristiyanlar’ın yaşadığı bölgeleri sakın bombalamayın, ama Hizbullah’ı mutlaka yok edin” mesajının da hesabının sorulmasını istiyor.

Öte yanda...Beyrut yaşamayı sürdürüyor...Bütün savaş tehditlerine rağmen insanlar, kaliteli bir yaşam için ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar...Zenginlik, trafik sorununu artırmış, insanlar nazik ve kültürlü...

Camilerin hoparlörlerinden yükselen ezana, kiliselerin çan sesleri karışıyor...

Sokaklar sakin...İnsanlar işinde gücünde ama...

Anladığım kadarıyla büyük bir bela yaklaşıyor...

Star Gazetesi

Etiketler :