Türkiye Suriye devrimi için kenetlendi

Türkiye Suriye devrimi için kenetlendi

Suriye’de insanlık dramı yaşanırken Türkiye, Suriyeli kardeşlerinin yanında olduğunu bir ke daha gösterdi. Türkiye deyim yerindeyse Suriye halkına destek için tek yürek haline geldi. Zulüm altında kıvranan masum Suriyelilere destek verilirken Esed ve yand

 

Adana’dan Suriye’ye Selam

 

Adana halkı da mazlum Suriye’yi yalnız bırakmadı. Adana’da Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu organizasyonuyla yapılan basın açıklamasında Esed’e lanet yağdı. Halkın çok yoğun bir şekilde katılım gösterdiği programda zalimler ve işbirlikçileri tel’in edildi. Sık sık sloganlarla kesilen basın açıklamasında Adana halkının Suriye direnişinin yanında olduğu, Adana’dan Suriye’ye yapılan yardımların da artarak devam edeceği belirtildi. Basın açıklamaları ve gösteriler zafere kadar devam edecek denilen açıklamada, inşallah yakın zamanda da zaferi kutlamak için bir araya gelineceğini söylendi.

 

DİRENİŞİN 3. YILINDA SURİYE VE YETİMLERİ

Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu üyesi İHH Ankara İnsan Hakları ve Hizmet Derneği, Suriye Halkıyla Dayanışma Haftası etkinlikleri çerçevesinde, Kocatepe Kültür Merkezi’nde, ”1 Şubat-31 Mart Yetim Dayanışma Günleri” kapsamında ”Yetim Dayanışma Gecesi” düzenledi.

Suriye bayraklarının bulunduğu salondaki etkinlik, Kur’an tilaveti ve Suriye hakkında sinevizyon gösterimiyle başladı.

Suriye İslami Özgür Sam Hareketi Sözcüsü Ebu Abdurrahman Suriye deki son durum ve yaşananlar hakkında bilgi almak için kürsüye davet edildi.

 

-Ebu Abdurrahman: ”Biz Suriye halkının katiliyle mi pazarlık yapacağız?”

Suriye’den gelen, İslami Özgür Şam Hareketi Basın Sözcüsü Ebu Abdurrahman da konuşmasında Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in, eski devlet başkanı babası Hafız Esed’in zulümlerini devam ettirdiğini söyledi.

”Arap baharı” olarak adlandırılan ayaklanmaların Suriye’yi de etkilediğini ve Suriye halkının direnişe başladığını anlatan Abdurrahman, bu direnişlerinin desteklenmediğini belirtti.

Abdurrahman, Suriye’deki direnişin barışçıl gösterilerle başladığını, namuslarına, şereflerine, ırzlarına yapılan saldırılardan korunmak için silah kullanmaya başladıklarını bildirdi.

Kendilerine Esed ile pazarlık yapmalarının söylendiğini ancak Suriye halkının eşi görülmemiş bir katliam yapan Esed ile pazarlık yapmak istemediğini vurgulayan Abdurrahman, ”Biz kiminle, Suriye halkının katiliyle mi pazarlık yapacağız?” ifadelerini kullandı.

 

Abdurrahman, kendilerine ”pazarlık masasına otur” diyenlere karşı Esed ve yandaşları uzaklaştırılmadan, yargılanmadan, pazarlık yapmayacaklarını kaydetti.

Direnişlerine devam edebilmek için yardıma ihtiyaçları olduğunu bildiren Abdurrahman, Türk halkına da yardımlarından dolayı teşekkür etti.

 

Akabinde Suriye ve yetimleri konusunda yapılan çalışmalar hakkında bilgi vermek üzere IHH Genel başkanı Av. Bülent Yıldırım davet edildi.

 

Başkan Yıldırım, buradaki konuşmasında, dünyada 200 milyon civarında yetim olduğunun düşünüldüğünü ifade etti.

Savaş ve afet bölgelerine, yoksulların olduğu yerlere yardım dernekleri nasıl gidiyorsa suç örgütlerinin de gittiğini ifade eden Yıldırım, bunlardan bazılarının organ mafyası, bazılarının da fuhuş sektörü için bu bölgelerde bulunduğunu iddia etti.

 

Yıldırım, israf konusuna değindiği konuşmasında, ”Zamanımızı israf ediyoruz. Televizyonda dizi filmler seyrederek zamanımızı geçiriyoruz. Marketlere gidip çılgınlar gibi önümüze geleni alıyoruz. Çocuklarımıza öyle şeyler alıyoruz ki hiç ihtiyacı yok. Bize yeten evimize, daha lüks şeyler alıyoruz” diye konuştu.

 

Bir misyoner kuruluşunun 1-2 milyon yetime baktığını, sonra da ”biz Müslümanlar niye az bakıyoruz” diye eleştiriler yapıldığını dile getiren Yıldırım, ”Övündüğümüz rakamı size söyleyeyim utanın. 28 bin 500'deyiz hala, her ay baktığımız yetim, düzenli. Dönemsel olarak baktıklarımızı topladığınızda 100 bini buluyor ayda” dedi.

”Zalim zalimdir, adının Ahmet, Mehmet olması önemli değil”

Yıldırım, Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde geçen yetimlerle ilgili ”Bir yetimin ihtiyacını gören bir ömür boyu gece sabaha kadar namaz kılmış gibidir. Bir ömür boyu her gün oruç tutmuş gibidir, bir ömür boyu yalın kılıç Allah yolunda cihat etmiş gibidir” uyarıları hatırlatarak Peygamber Efendimizin yetimin başının okşanmasını tavsiye ettiğini, çünkü saç teli kadar sevap alındığını söylediğini bildirdi. Yıldırım, bir yetime ayda 90 lira yardım edilebileceğini kaydetti.

 

Savaşın en kirli yönünün kadınların kirletilmesi olduğunu dile getiren Yıldırım, Suriye’deki zulme sessiz kalanların, zulmü görmeyenlerin Allah’a hesap vereceğini belirtti.

Suriye’de kadınlara kötülük yapıldığını anlatan Yıldırım, ”Zalim zalimdir, adının Ahmet, Mehmet olması önemli değil” diye konuştu.

Suriye’deki insanlara yardım edilmesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım, ”Yüreğiniz kadınları kurtarmaya yetmiyorsa, oturduğunuz yerde sadece ayda 90 lira vererek Suriyeli yetimlere bakın” dedi.

Yıldırım, ABD ve İsrail’in savaşın sürmesini istediğini, çünkü silahların direnişçilerin eline geçmesinin İsrail için iyi olmayacağını bildiklerini anlattı.

Program Suriyeli EBU HALİD ‘in duası ile sona erdi.

Barınma Merkezlerinde Ağırlanan Suriyeli Sığınmacıların Sayısı 190 Bin’e Yaklaştı

Yardım faaliyetlerinin koordinasyonunu yürüten T.C. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından sağlanan bilgilere göre, 15 Mart 2013 itibariyle ülkemize sığınan Suriyelilerin sayısı 188.529´a ulaştı. Kamplarda 2.705 bebek dünyaya gözlerini açarken, 2 yılda 11.101 hasta ameliyat edildi.

Türkiye, ilk günden beri “açık kapı politikası” izleyerek ve tüm imkanlarını seferber ederek, Suriyeli sığınmacılara kucak açtı. Suriye’deki olaylar ikinci yılını doldururken, bölge halkı çatışmalardan kaçarak ülkemize sığınmaya devam ediyor.

15 Mart 2013 itibariyle Türkiye’deki kamplarda misafir edilen Suriye vatandaşlarının sayısı 188.529´a ulaştı. Yalnızca son iki günde 904 kişi ülkemize giriş yaptı.

Suriyeli sığınmacılar, Hatay, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Osmaniye, Adıyaman ve Adana’da kurulan 17 barınma merkezinde, toplam 27.088 çadır ve 5.053 konteynerda kalıyor.

Barınma merkezlerinde yalnızca yemek ve yatak değil, sağlık, güvenlik, sosyal aktivite, eğitim, ibadet, tercümanlık, haberleşme, bankacılık gibi birçok hizmet veriliyor. Kamplara yönelik tüm çalışmalar Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından koordine ediliyor. Çalışmalarda Kızılay, Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ, müftülükler, valilikler, belediyeler, sivil toplum kuruluşları gibi birçok kurum yer alıyor. Kamplarda yaklaşık 5.000 personel görev yapıyor.

Kamplarda bulunan 34 okul ve kreşte, 26.776 çocuk eğitim görüyor. Suriyeli öğrencilerin eğitimi, toplam 1.162 Türk ve Arap öğretmen tarafından sağlanıyor.

Kamplarda yetişkinler için de 121 kurs mevcut. Bugüne kadar 25.821 sığınmacı, dikiş, nakış, ebru, halıcılık gibi çeşitli dallarda eğitim verilen kurslara katıldı.. Kurslara devam eden sığınmacıların sayısı ise 6.008.

Yetkililer bir yandan da sınırın sıfır noktasında bekleyen 30.000 kişiye günlük kumanya dağıtımı yapıyor.

Barınma merkezlerinde kalan Suriyeli vatandaşlar için sağlık hizmetleri de titizlikle sürdürülüyor. Kamplarda ilk muayene ve acil müdahale hizmetleri, “ağır iklim tipi sahra hastanelerinde” ve prefabrik yapılarda sağlanıyor. 10’u çok sedyeli olmak üzere toplam 34 ambulans, sığınmacılara acil sağlık hizmeti sunuyor.

Bölgede görevlendirilen toplam 143 uzman, 553 pratisyen hekim ve 1.089 sağlık personeli, sığınmacılara hizmet veriyor. Acil müdahale hizmetleri, 9 adet ağır iklim tipi sahra hastanesinde ve prefabrik yapılarda sağlanıyor. Günde ortalama 4.055 poliklinik hizmeti verilirken, bugüne kadar 11.101 hasta ameliyat edildi. Suriyeli sığınmacıların ülkemize gelmeye başladıkları Mart 2011 tarihinden beri, 2.705 doğum gerçekleştirildi. Şu anda kamplarda misafir edilen Suriyeliler arasındaki bine yakın gebenin takipleri yapılıyor, hastanelerde 66 yaralı ve hastanın tedavisi devam ediyor.

Türkiye Cumhuriyeti tarafından Suriyeli sığınmacılar için yapılan harcamalar toplamda 752.525.498 TL’yi (yaklaşık 420.000.000 $) buldu.

Çanakkale’deki Üniversitelilerden Suriye’ye Destek

Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu üyesi Anadolu Öğrenci Birliği’ne bağlı Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nde okuyan gençler, Çanakkale halkına konuyla ilgili el ilanı dağıttı.

Öğrencilerden Suriyeli Hussam Hamzeh , yaptığı açıklamada el ilanlarıyla halkta bir duyarlılık oluşturmaya çalıştıklarını belirtti. Halkın gösterdiği yoğun ilgi için teşekkür eden Hamzeh, Suriyeliler olarak zafere kadar çalışacaklarını, zaferden sonra da devrime sahip çıkacaklarını söyledi. Bu devrimin tamamen Suriye halkının inisiyatifi olduğunu söyleyen Hamzeh, küresel güçlerin emperyal hayallerinin boşa çıkacağını belirterek sözlerine son verdi.

ÇORUM DİRENİŞİN YIL DÖNÜMÜNDE SURİYE HALKINI SELAMLADI

16 Mart Cumartesi Saat: 13.00 da Çorum merkez PTT önünde “Çorum Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu” Suriye direnişinin yıl dönümünde Suriye direnişine destek amaçlı basın açıklaması düzenledi. Basın Açıklamasına Platform üyesi Çorum İHH, İlke-Der, Özgür-Der Çorum Şb.,Eğitim Bir-Sen Çorum Şb., Derman-Der, Öğ-Der, İlim Yayma Cemiyeti Çorum Şb., İmam Hatip Platformu Çorum Şb. katıldı.

Basın açıklamasında Özgürder Çorum Şb.den Bülent Gökgöz, Çorum İ.H.H. üyesi Selim Özkabakçı, İlke-Der üyesi Cemal AK, Eğitim Bir Sen üyesi Tahir Ekşil birer konuşma yaptılar.

Özgür Der Çorum Şb. Bşk Bülent Gökgöz’ün Konuşma metni:

Yarım asra yakındır Baas zulmü ve kuşatması altında olan Suriye halkı, 2011 Mart’ından bu yana ise topyekûn bir katliam politikası ile yüz yüze. Zulme karşı ayağa kalkan insanlara karşı tam iki yıldır akıl almaz zulümler icra eden Esed diktatörlüğü işlediği insanlık suçlarına her gün bir yenisini ekliyor. Şehirleri Scud füzeleriyle vurmak Baas diktatörlüğünün en son icraatı olarak tarihe geçmiş bulunuyor.

Şu ana kadar yaklaşık 70.000 kardeşimiz katledildi, yüz binlercesi yaralandı, milyonlarcası da muhacir durumuna düştü. Gözaltında ya da cezaevlerindeki insanların sayısı ise yüz binlerle ifade ediliyor. İki yıllık süre zarfında katledilen çocuk sayısı ise beş binden fazla. Bunlar sıradan rakamlar değil, sırf Rabbimiz Allah dedikleri için canlarından olan yanı başımızdaki kardeşlerimizin trajik tablosunu ifade etmekte.

Bosna’da, Çeçenistan’da, Afganistan’da, Filistin’de, Irak’ta, Doğu Türkistan’da, Myammar’da, Mali’de ne yaşandı ve yaşanıyor ise aynısı ve daha fazlası Suriye’de yaşanıyor. İslam coğrafyasını ulus devletlere bölen egemenler ve onların yerli işbirlikçileri eliyle Müslüman halklar katlediliyor. Suriye halkı ortaya koyduğu direnişiyle ümmet olmanın ve ulus sınırları önce zihinlerimizden sonra da fiili olarak aşma sorumluluğumuzu bizlere gösteriyorlar.

 

Suriye’de ikinci yılını doldurmak üzere olan İslami direniş büyük zorluklara, imkânsızlıklara karşın kararlı ve istikrarlı bir tarzda sürerken, ne yazık ki hala Müslüman halklarca yeterli bir sahiplenmeyi sağlayabilmiş sayılmaz. Bir vücudun azaları gibi olmaları gereken Müslümanların birçoğu Suriyeli kardeşlerinin feryatlarını duyma, acılarını paylaşma hususunda zaaf içinde. Kabul etmek gerekir ki, Baas vahşetinin olanca acımasızlığıyla ve kesintisizce devam ettiği bu iki yıllık süre zarfında anlamsız tartışmalar, temelsiz komplo tezleri ve kardeşlik hukukunu ayaklar altına alan tutumlarla zihinler bir hayli karıştırıldı, kirletildi. Ve oluşturulan bu kirli havanın etkisiyle dayanışma çabaları hak ettiği boyutlara ulaştırılamadı.

Elbette bugüne kadar, başta farklı beldelerden Suriye’ye giderek fiilen cephede yer alan ve şehit düşen kardeşlerimiz olmak üzere, elden geldiğince Suriye İslami direnişine omuz verme gayretlerinden geri kalmayan; çeşitli faaliyetlerle kardeşlerine destek olma sorumluluğunu üstlenen Müslümanların çabaları ümmet kimliğinin bir tezahürü olarak tarihe kaydedilmiştir. Rabbimiz ümmet bilinciyle kardeşlik sorumluluğunu yerine getirmek için sarf edilen küçük büyük her ameli aziz kılsın, bereketlendirsin, katında kabul buyursun!

Hiç şüphesiz hepimiz Allah rızası için ortaya koyduğumuz çabaları daha fazla güçlendirmek, yaygınlaştırmak, kardeşlerimizin kanlarıyla yücelttikleri direniş bayrağını daha yukarılara taşımak için çabalarımızı yoğunlaştırmak gerektiğinin farkındayız. On binlerce şehit ve yüz binlerce tutsağa, milyonlarca muhacire rağmen direniş azminden taviz vermeyen Suriye halkıyla dayanışmamızı daha güçlü bir tarzda haykırmak durumundayız.

Zulme karşı kurşundan kaynatılmış saflar şeklinde mücadele etmemizi emreden bir kitabın müntesipleriyiz. Suriyeli Muhacir kardeşlerimize ensar olma sorumluluğumuzu, Allah Rasul’ünün hayatı bizlere örnek olarak sunmaktadır.

Rabbimizden Suriyeli kardeşlerimizin mücadelesini en kısa zamanda zaferle sonuçlandırmasını, merhametinin, yardımının onlarla birlikte olmasını, gazabının da zalim Esed ve ordusu üzerine olmasını niyaz ediyoruz. Yine Rabbimizden zalimleri Müslümanlar eliyle cezalandırma ve adaleti tesis etme iradesini bizlere bahşetmesini diliyoruz.

ÇORUM İ.H.H. Temsilcisi Selim ÖZKABAKÇI’nın Konuşma Metni:

Suriye intifadasının yıldönümü vesilesi ile toplandık. Hassasiyetinizden dolayı Allah Razı Olsun. On yıllardır Baas diktası tarafından zulüm edilen Suriye halkı, 2011 yılından beride zalim Esat tarafından katliama maruz kalmaktadır. Zulme kıyam eden Suriyelilere karşı, insanlık dışı zulümler yapılmaktadır. Katil Esat ordusu dünyanın gözleri önünde insanlık suçu işlemeye halen devam ediyor. Esat ordusuna bağlı katil şebbihalar kadın, çocuk demeden katliam yapmaktadır. Esat, kendi halkını füzelerle vuracak kadar alçalmıştır. Açıkçası, Suriye, vahşet ve dramlar ülkesi olmuş durumdadır.

Elbette bizleri ciddi sorumluluklar beklemektedir. Olayları doğru okuyup, doğru bilgilendirme yapmak, mazlumlardan yana tavır koymak ve zalimin karşısında olmak zorundayız. Hiç şüphesiz, hepimiz Allah rızası için ortaya koyduğumuz çabaları daha da güçlendirmeliyiz. Kardeşlerimizin kanlarıyla yücelttikleri direniş bayrağını daha yukarılara taşımak için çabalarımızı yoğunlaştırmalıyız. On binlerce şehit ve yüz binlerce tutsağa, milyonlarca muhacire rağmen direnişten vaz geçmeyen Suriye halkıyla, dayanışmamızı daha güçlü bir tarzda haykırmak durumundayız.

Bizler kuru tartışmaları bırakıp mazlumlara destek olacağız. Orada ezilen, öldürülen, kadınlarına, kızlarına tecavüz edilen Müslüman bir halk var. Bu insanlar bizim kardeşlerimizdir. Zulme uğrayanlar Müslüman olmasa bile bizler yine de sorumluyuz.

İHH Suriye’de insani diplomasi yaparak Allah’ın izni ile iki binden fazla esiri özgürlüğüne kavuşturdu. Bu sayı ikinci dünya savaşından sonraki en büyük esir kurtarma operasyonudur. Bu kurtarılan esirlerin içerisinde kadınlar, gencecik kızlar ve çocuklarda var. Beş yüz tırdan fazla insani yardım malzemesini Suriye’de savaşın yoğun yaşandığı, mağduriyetin had safhada olduğu bölgelere ulaştırdı. Şu anda Suriye sınırında ve içerisinde İHH sizlerin desteği ile çalışmalarını tüm hızıyla devam ettirmektedir.

Allah nasip etti bizde Çorum’da oluşturduğumuz üç tır insani yarım malzemesini İ.H.H. aracılığı ile Suriye halkına ulaştırdık. Çorum yardımlarını götürdüğümüzde bizzat Suriye tarafına geçerek oradaki durumu yakından inceleme fırsatımız oldu. Suriye Halkını ve direnişçi kardeşlerimizi dinledik. Bölgeyi yakından gördüm ve kendi kendime eğer biz bu çığlığa kulaklarımızı tıkarsak “Allah bu mazlumların hesabını bizden sorar” dedim. İnsanlar aç, üşümüş çocuklar, gözleri yaşlı anneler, çaresiz babalar. İnanıyorum ki çevremizde daha fazla yardım oluşturacak imkânlarımız var. Ancak olayı sahiplenmediğimiz için yeteri kadar desteği oluşturamıyoruz.

Buradan Çorumlu iş adamlarına ve imkânı olan kardeşlerime sesleniyorum. Suriye halkı bizden hayatta kalmak için un istiyor. Çorum’da Suriye Halkı için yardım çalışmalarımıza devam ediyoruz. Oluşturduğumuz “Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu” ayni yardım çalışmalarına devam ediyor. Depomuzda bir tıra yakın gıda malzememiz oluştu, inşallah desteklerinizle çoğaltıp, dualarınızla Suriye’ye doğru yola çıkmayı istiyoruz. Yardımlarınız için bizimle ya da platform üyesi kurumlarla temasa geçebilirsiniz. İnanıyorum ki Çorum’dan Suriye halkı için onlarca tır yardım çıkarabiliriz. Yeter ki sahiplenelim ve bunu kendimize görev edinelim.

Elimizde olan mülkün de emanetçisi olduğumuzu unutmayalım…

Suriye’de ve dünyada zulme, zillete, boyun eğmeyerek direnen mücahitlere ve bu uğurda şehit düşenlere Çorum’dan binlerce selam olsun!..

Tüm kibirli diktatörler! Firavunlar! Tagutlar! Kahhar ve Muntakim olan Allah’ın gazabıyla yere çalınsın. Allah’a eş koşanların da dünyası yıkılsın!..

İlke-Der Başkanı Cemal AK’ın konuşma metni:

İLKEDER Basın Açıklaması Metni

 

Suriye İntifadası iki yılını doldurdu. Suriye’de vahşetin boyutları her geçen gün yükseliyor. Dünyanın gözleri önünde yaşanmakta olan işkence, zulüm ve katliam politikası her gün yeni bir aşamaya ulaşıyor.

Dün Halepçe ve Hama katliamları karşısında kör ve sağır olan dünya, bugün de sistematik bir biçimde Suriye halkının katledilmesini seyretmekte. Tam iki yıldır gençleri, yaşlıları, kadınları, çocukları Baas çetelerince katledilen Suriye halkı zulme ve zillete boyun eğmedi. Bu direnişinde sadece Allah’a dayandığını meydanlarda en gür bir biçimde haykırdı ve haykırmaya da devam ediyor.

Bu vahşi saldırılara, bu kitlesel katliamlara, işkence ve baskılara karşı taleplerinden geri adım atmayan bu halk acınmayı değil, örnek alınmayı hak ediyor. “Allahu Ekber” feryadıyla katil Baasçı çetenin tanklarının, bombalarının, tüfeklerinin üzerine yürüyen bu halk özgürlüğü için savaşan bir halktır.

Suriyeli kardeşlerimizin yanında yer almak, onların özgürlük ve adalet haykırışlarına ses olmak, bu vahşete tepki vermek Müslüman olmamızın, insan olmamızın gereğidir. Bizler İLKEDER olarak Baasçı dikta rejimlere, yerli zalimlere karşı olduğumuz gibi, emperyalist saldırı ve işgallere, uluslararası müdahalelere de karşıyız. Suriyeli kardeşlerimizin diktatörlere, zalimlere ve tağutlara isyan etme, başkaldırma haklarını destekliyoruz bizlere de örnek olmasını istiyoruz.

Suriye halkının direnişi ve Ortadoğu intifadası yerli ve yabancı tüm zalimleri korkutmaktadır. Zalimler tedirgin bir bekleyişteler. Dün Halepçe’de, Hama’da yapılan katliam bugün Suriye’yi sarmış durumda. Direnen Suriye halkına selam olsun.

Denizli’de Fotoğraf Sergisi

Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu üyesi Anadolu Öğrenci Birliği mensupları Denizli’de de Suriye’deki dramın anlatıldığı bir fotoğraf sergisi açtı. Suriye Halkıyla Dayanışma Haftası etkinlikleri çerçevesinde açılan sergiye halk yoğun bir teveccüh gösterdi.

Sergi ile ilgili bir açıklama yapan Anadolu Öğrenci Birliği üyesi Abdullah Şanverdi: “Bizler vicdanın sesi olmak için, Suriye’de yaşanan dramı halkımıza anlatmak bu sergiyi açtık. Halkımız da yoğun ilgi gösterdi. Bizler sergimize yoğun ilgi gösteren ve desteklerini belirten halkımıza Suriye halkı adına teşekkür ediyor, Suriye direnişini gönülden selamlıyoruz.” dedi.

Diyarbakır’dan Suriye’ye Selam

Diyarbakırlılar da, Suriye Halkıyla Dayanışma Haftası çerçevesinde Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu’nun organize ettiği bir basın açıklaması yaptı. Yoğun bir katılımla gerçekleşen programda Beşar Esed’in yaptığı katliamlar lanetlenerek, üçüncü yılına giren Suriye direnişi selamlandı.

Yapılan basın açıklamasında zaferin yakın olduğu belirtilirken, Suriye halkına yapılacak yardımların inşallah süreci hızlandıracağı ve daha fazla insan ölmeden devrimlerin gerçekleşeceği söylendi.

Gaziantep’ten Suriye Devrimine Tam Destek

Suriye Dayanışma Platformunun 15-22 Mart tarihlerini Suriye Halkına Destek Haftası ilan etmesinin ardından ülkemizin bir çok yerindeki Sivil Toplum Kuruluşları Suriye Halkına destek vermek için basın açıklamaları yaptılar.

 

Bu bağlamda Gaziantep’te de 21 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelerek oluşturduğu Gaziantep Sivil Dayanışma Platformu Suriye halkına destek vermek amacıyla Demokrasi Meydanında bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını Suriye Gençliği Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği adına Abo Abdullah Arapça olarak, Gaziantep Sivil Dayanışma Platformu adına Mehmet Emin Arslan’da Türkçe olarak okudu. Türkiye’den ve Suriye’den binlerce kişinin katıldığı basın açıklamasının ardından Gaziantep’in üç yerinde“Resimlerle Suriye Gerçeği” isimli Resim Sergisi açıldı. Gaziantep’te 10 gün boyunca açık olacak olan resim sergileri; Karagöz Caddesi Mehmet Nuri Paşa Camii Önü, Yeşil Su Şehitler Abidesi Önü Çınarlı Camii Yanı, Demokrasi Meydanı ve Gaziantep Üniversitesi Girişi Karşısında olacak. Basın açıklamasının tam metnini aşağıdan okuyabilirsiniz.

 

Gaziantep’ten Suriye Devrimine Tam Destek

Suriye Dayanışma Platformunun 15-22 Mart tarihlerini Suriye Halkına Destek Haftası ilan etmesinin ardından ülkemizin bir çok yerindeki Sivil Toplum Kuruluşları Suriye Halkına destek vermek için basın açıklamaları yaptılar.

Bu bağlamda Gaziantep’te de 21 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelerek oluşturduğu Gaziantep Sivil Dayanışma Platformu Suriye halkına destek vermek amacıyla Demokrasi Meydanında bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını Suriye Gençliği Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği adına Abo Abdullah Arapça olarak, Gaziantep Sivil Dayanışma Platformu adına Mehmet Emin Arslan’da Türkçe olarak okudu. Türkiye’den ve Suriye’den binlerce kişinin katıldığı basın açıklamasının ardından Gaziantep’in üç yerinde“Resimlerle Suriye Gerçeği” isimli Resim Sergisi açıldı. Gaziantep’te 10 gün boyunca açık olacak olan resim sergileri; Karagöz Caddesi Mehmet Nuri Paşa Camii Önü, Yeşil Su Şehitler Abidesi Önü Çınarlı Camii Yanı, Demokrasi Meydanı ve Gaziantep Üniversitesi Girişi Karşısında olacak.

İstanbul’dan Özgür Suriye Halkına Selam

Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu üyesi Anadolu Öğrenci Birliği, 16 Mart Cumartesi günü Saat 13.00'de Özgür Suriye Halkını selamlamak için Saraçhane Parkı’na yürüdü.

Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu üyesi Anadolu Öğrenci Birliği, 15-22 Suriye Halkıyla Dayanışma Haftası Etkinlikleri itibari ile genel merkez binasından başlayan yürüyüş, Saraçhane Parkı’nda son buldu. Burada Anadolu Öğrenci Birliği Genel Sekreter’i Emrah Atila önemli açıklamalarda bulundu. 16 Mart’ın aynı zamanda Halepçe’nin de yıldönümü olduğuna vurgu yapan Atila, mazlumların yalnız bir gün değil her gün hatırlanması gerektiğine vurgu yaptı.

Saraçhane Parkı’nda bir de basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasını Anadolu Öğrenci Birliği’nden Barış Başpınar yaptı. Basın açıklamasının yapılması esnasında, üniversite öğrencileri tarafından “Özgür Suriye Halkına Selam Olsun”, “Özgür Suriye’ye Selam Olsun” sloganları atıldı.

Suriye’de yaşanan dramı bir nebze de olsa insanlarla paylaşmak, onların kanayan yaralarını biraz olsun hissedebilmek için bir de fotoğraf sergisi açıldı. Yine Anadolu Öğrenci Birliği tarafından açılan fotoğraf sergisi yürüyüşe katılanların ve çevredeki insanların ilgisine sunuldu. Yağmur yağışına ve soğuk havaya rağmen sergiye ilgi büyüktü.

Kahramanmaraş’ta Basın Açıklaması ve Fotoğraf Sergisi

>

Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu Suriye direnişinin 3. Yıldönümünde Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde 3 gün sürecek bir fotoğraf sergisi açtı.

Çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisinin katıldığı açılışta sivil toplum örgütleri adına Kahramanmaraş Platformu Dönem Sözcüsü Av. M.Yusuf Bülbül tarafından “Kardeş Suriye Halkının Zulme Karşı Onurlu Direnişine Destek” amacıyla bir basın açıklaması yapıldı.

 

 

 

Basın açıklamasının ardından Diyanet-Sen Başkanı Ekrem Aslan tarafından yapılan duadan sonra fotoğraf sergisinin açılışı gerçekleştirildi. Fotoğraf sergisi 3 gün boyunca açık kalacak.

 

KARDEŞ SURİYE HALKININ ZULME KARŞI ONURLU DİRENİŞİNE DESTEK

Bugüne dek dualarımızla ve yardımlarımızla yanlarında olduğumuz kardeşlerimize yine yanlarında olduğumuzu ve sonuna kadar yanlarında olacağımızı çok daha güçlü bir sesle duyurmak için burada toplanmış bulunuyoruz.Bugün bir çok ilimizde buna benzer toplantılar, basın açıklamaları ve yürüyüşler düzenlenecek.Biz de burada kardeş Suriye halkının bu onurlu direnişine destek olabilmek adına bir fotoğraf sergisi düzenledik.Sergimiz 3 gün boyunca açık kalacak.

Yarım asra yakın bir zamandır BAAS zulmü ve kuşatmasına maruz kalan Suriye halkı, 2011 yılının Mart ayından bu yana da, bütün dünyanın gözleri önünde topyekün bir katliam politikası ile vahşice katlediliyor. Sadece birkaç yüz km ötemizde büyük bir katliam yaşanıyor! Suriye’de insanlık katlediliyor. Hama’da, Humus’ta, Halep’te, Şam’da her gün onlarca masum; kadın, çocuk, ihtiyar hunharca, vahşice, alçakça öldürülüyor, tecavüze ve işkencelere uğruyor.Zulme direnmek için ayağa kalkan bu insanlara karşı tam 2 yıldır akıl almaz işkenceler ve zulümler yapan Esed diktatörlüğü işlediği insanlık suçlarına her gün bir yenisini ekliyor. Kadın, çocuk, yaşlı demeden şehirleri Scud füzeleriyle vurmak Baas diktatörlüğünün en son icraatı olarak tarihe geçmiş bulunuyor.

Suriye’de 2. yılını doldurmak üzere olan onurlu direniş, büyük zorluklara ve imkansızlıklara rağmen kararlı ve istikrarlı bir şekilde devam ederken, ne yazık ki hala İslam ülkeleri ve müslüman halklar tarafından yeterli bir destek sağlanabilmiş değil. Bir vücudun azaları gibi olmaları gereken Müslümanlar Suriyeli kardeşlerinin feryatlarını duyma, acılarını paylaşma ve onlara destek olma noktasında yeterince duyarlı değiller. Kabul etmek gerekir ki, BAAS vahşetinin olanca acımasızlığıyla devam ettiği bu 2 yıllık süre zarfında, anlamsız tartışmalar, temelsiz komplo teorileri ve kardeşlik hukukunu ayaklar altına alan tutumlarla zihinler bir hayli karıştırıldı ve kirletildi. Oluşturulan bu kirli havanın etkisiyle dayanışma çabaları da ne yazık ki, hak ettiği boyutlara ulaştırılamadı.

Suriye’de 2 yıldır yaşanan katliamlar sonucunda; toplam 64.383 kişi hayatını kaybetti. Daha vahim olanı katledilenlerin 4500’ünün çocuk ve 4800’ünün kadın olması…2 yıllık vahşetin yaralı bilançosu ise 250 bin. 400 binden fazla insan hapishanelerde işkenceye maruz kalırken, 100 binin üzerinde kayıp insan var. İç göç rakamı 4 milyon. Ürdün Lübnan, Irak ve ülkemizdeki mülteci sayısı ise 1 milyonu geçmiş durumda. Bunun yanında yıkılan okul sayısı 3500, yıkılan hastane ve klinik sayısı ise 2 bin. 10 milyon insan açlık tehlikesi ile karşı karşıya. Tarım arazilerinin yüzde 60'ı, ticarethanelerin ise yüzde 70'i kullanılmıyor.

Elbette bugüne kadar, elden geldiği kadar Suriye direnişine omuz verme gayretlerinden geri kalmayan; çeşitli faaliyetlerle kardeşlerine destek olma sorumluluğunu üstlenen Müslümanların çabaları Ümmet kimliğinin bir tezahürü olarak tarihe kaydedilmiştir.

Hiç şüphesiz hepimiz Allah rızası için ortaya konulan bu çabaları daha fazla güçlendirmek, yaygınlaştırmak, Suriyeli kardeşlerimizin canlarıyla ve kanlarıyla yücelttikleri zulme karşı direniş bayrağını daha yukarılara taşımak ve Suriye halkının bir an önce bu vahşetten ve zulümden kurtulup, özgürlüğe ve barışa kavuşmasını sağlamak için çabalarımızı yoğunlaştırmak gerektiğinin farkındayız. On binlerce şehit ve yüz binlerce tutsağa ve milyonlarca muhacire rağmen direniş azminden taviz vermeyen Suriye halkıyla dayanışmamızı daha güçlü bir şekilde haykırmak istiyoruz.

Kahramanmaraş Platformu olarak K.Maraş’taki sivil toplum örgütleri adına Suriye’de 2 yıl süresince katil Esed rejimi tarafından 65 bin sivilin çoluk çocuk demeden, vicdansızca, hunharca, alçakça katledilmesini, 1 milyon insanın mülteci durumuna düşürülmesini şiddetle ve nefretle kınıyor, sorumluluk sahibi herkesi, Suriye halkının yalnız olmadığını bütün dünyaya ve özellikle de zalim Esed rejimine göstermek için, zulme karşı bu onurlu direnişi desteklemeye davet ediyor, küresel güçlerin kirli çıkar oyunlarının ve iktidar hesaplarının boşa çıkacağına, Suriye halkının en kısa zamanda özgürlüğüne kavuşacağına, barışın ve adaletin egemen olduğu bir Suriye’nin kurulacağına olan inancımızı kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.Av. M.Yusuf Bülbül

Kayseri’den Suriye Halkına Destek

Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu üyesi Kayseri STK birlikleri tarafından organize edilen basın açıklaması 15 Mart 2013 Cuma günü saat 13.30 da Kayseri Cumhuriyet Meydanında yapıldı. Basın açıklamasını Kayseri İHH gönüllüsü Ubeydullah BOZDOĞAN yaptı. BOZDOĞAN konuşmasında Suriye halkının yalnız olmadığını, müslümanların her zaman zalim Esed’e karşı mazlum Suriye halkının yanında olduğunu söyledi. Tüm dünya mazlumları için dua ettiklerini belirten BOZDOĞAN, hayırsever Kayseri halkının Suriye’ye yardımlarını artırarak devam ettireceğini söyledi.

Basın açıklamasına yaklaşık 500 kişi katıldı.

Manisa Suriye’deki Katliamları Protesto Etti

Manisa halkı, Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu üyesi Manisa Sivil Dayanışma Platformu öncülüğünde Suriye’deki katliamları protesto etmek için bugün Manolya Meydanı’nda bir basın açıklaması yaptı.

MASİDAP dönem sözcüsü M.Emin Sofuoğlu platform adına yaptığı açıklamada; ”Suriye de yaşananlar üzerine MASİDAP olarak sorumluluğumuzun gereği olarak aşağıdaki açıklamayı kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Suriye de yaşanan kadın çocuk ve yaşlılara uygulanan zulüm, bu gün 3. Yılını doldurdu. Haksızlık ve katliamlara karşı sessiz kalmayacağımızı açıkça ilan ediyoruz.

Ortadoğu halkları özgürlük ve adalet talepleriyle, yıllardır üzerlerine çökmüş bulunan korkaklıktan silkinerek bedel ödedikleri güçlü bir direniş göstermektedirler.

Her gün meydanları dolduran Suriye halkının direnişi ise, Baas yönetiminin ağır silahlarla bastırmaya çalışması neticesinde binlerce şehit vererek ciddi kan kaybetmektedir. Muhaliflerin sızdırdığı görüntü ve videolardan anlaşıldığı kadarıyla, Suriyeli kardeşlerimiz ağır bir imtihanla karşı karşıya bulunmaktadırlar. Maalesef tarih tekerrür ediyor. Beşar Esed, zorbalık ve katliam noktasında bundan tam 30 yıl önce Hama’ da on binlerce Müslümanı katleden babası hafız Esad’ın yolunda yürüdüğünü tüm dünyaya gösteriyor. Zalim Beşar geçen seneden bu yana tüm dünyanın gözü önünde içinde çok sayıda çocuk ve kadının da bulunduğu 8 binden fazla insanı vahşi bir şekilde tanklarla, toplarla katletmeye devam ediyor.

Mezhepler, kavimler ve devletler üstü bir hassasiyetle ele almamız gerekliliğine inandığımız bu tür insanlık suçlarını kınamayı bir sorumluluk olarak biliyoruz.

Gelinen süreçte emperyalizmin bölgede hesap yaptığını ve hatta bu konuda bir arayış içerisine girdiklerini görmemek körlüktür; ama bölge diktalarını bu hesapların dışında göstermek ve bu hesaplardan ötürü halkın direnişini yaftalamak büyük bir basiretsizlik ve haksızlıktır. Müslümanlar olarak direnişle beraber hesaplar yaparak iştahı kabaran emperyalist devletlerin, NATO’nun müdahalesine de Baas diktasının kendisine de en yüksek perdeden tavır almak durumundayız.

“Haksızılık karşısında susan dilsiz şeytandır” inancıyla yoğrulmuş bir tavırla, aramıza çizilen sınırlara inat yaşanan vahşet ve katliamlara sessiz kalmayarak safımızı belli edeceğimizi ifade etmek isteriz. Mazlum Suriyeli kardeşlerimizin her zaman ve her şartta yanlarında olduğumuzu belirtmek şahitliğimizin gereğidir.” dedi.

Sadakataşı Lübnanda Suriyelilere Yardım Dağıttı

Suriye Halkı ile Dayanışma Günleri çerçevesinde başlatılan etkinlikle Lübnan’da bulunan Suriyeli Mültecilere ve Suriye’den Lübnan’a geçiş yapan Filistinli Mültecilere gönderilecek battaniyelerin gümrük kontrolleri yapılarak limana gönderildi.

Lübnan’da bulunan Suriyeli Mülteci kamplarında ekmek ve battaniye yardımları yapan Sadakataşı Derneği, bölgedeki ihtiyacın karşılanması adına bu kez 6550 adet battaniyeyi deniz yoluyla ulaştırmak için konteynıra yükledi. Konuyla ilgili Dernek tarafından yapılan açıklamada ” Kampanya dahilinde bölgeye birçok yardım ulaştırdık ancak sıkıntılar sadece bölge içerisinde değil. Suriyeli Mültecilerin bulunduğu kamplarda da problemler artmış durumda. Lübnan’da bulunan kamplarda mültecilerin soğuktan ciddi şekilde etkilendiğinin ve battaniyelerin yetersiz olduğunun bilgisi geldi, bizde Sadakataşı Derneği olarak 6550 adet battaniyeyi konteynıra yükleyerek deniz yoluyla Lübnan’a gönderiyoruz ve ekiplerimiz bizzat dağıtımında bulunacaklar. Suriye Halkına yardımlarımız da bunlarla sınırlı değil yeni yardımları hem bölgeye hem de Mülteci kamplarına ulaştırmaya devam edeceğiz” denildi.

Suriye’de yaşanan olayların ardından bölge içerisinde ve Suriye halkının iltica ettiği kamplarda çalışmalarını sürdüren Sadakataşı Derneği yardımlarına devam ediyor. Suriyeli mültecilerin bulundukları kamplarda bugüne kadar uyku seti, gıda, battaniye, un, eğitim setleri, çocuklar için süt ve bisküvi , sağlık yardımları götüren Sadakataşı Derneği gönderdiği ekiplerle ihtiyaçlar doğrultusunda yardımları bölgeye ulaştırıyor.

“Kış geldi… Suriye için Bir Ekmek Bir Battaniye” yardım kampanyasının başlamasıyla birlikte kampanyanın ilk yardımlarını Sadakataşı Derneği bölgeye ekipleriyle ulaştırarak Suriye Halkına desteklerini sürdürmüştü. Kampanya dahilinde gerek Suriye içerisinde gerekse Suriyeli Mültecilerin bulunduğu kamplarda çalışmalarını yürüten Sadakataşı Derneği son olarak Irak’ta bulunan kamplara gıda yardımlarıyla gündeme gelmişti.

Samsun da Suriye İçin Meydanlardaydı

Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu üyesi Samsun İnsani Yardım Hareketi (SİYAH) öncülüğünde bir araya gelen Samsun’lu müslümanlar da, Suriye hakkında bir basın açıklaması yaptı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum